Makale

Milletvekili yemini üzerine

1 Kasim seçimleri sonrasi milletvekilleri yemin ederken Leyla Zana’nin yemini sirasinda yine, yillar önce oldugu gibi ortalik karisti. Nedeni de Zana’nin yemine baslamadan önce bir-iki Kürtçe laf etmesi ve yemin metnindeki ‘Türk milleti’ tabiri yerine ‘Türkiye milleti’ demesi…

Gelen tepkiler üzerine, en yasli üye sifatiyla Meclis oturumunu yöneten Baykal yemini geçerli saymadi.

Oysa Zana’nin yaptigi oldukça masum bir çikisti. ‘Türk’ yerine ‘Türkiye’ demek de bir seyi degistirmiyor. Bastan sona irkçi-soven nitelikteki bu yemin bir Kürt için onur kiricidir; hatta demokrat bir Türk tarafindan okunmasi bile basli basina bir utançtir. Bu yemin yillar yili çocuklara okutulan ‘Andimiz’ kadar irkçidir, çagdisidir. Uygar, demokratik bir ülkenin parlamentosunda böyle bir ant okunmaz.

Aslinda iflah olmaz Kemalistler disinda ne Kürtler, ne Islamcilar, ne sosyalizm suyuna batirilmis olanlar, ne de ‘sayilari çok olmasa bile- demokrat insanlar bu yemini içlerinden gelerek okuyorlar. Bu zorunlu ant milletin vekillerini daha ilk günden ikiyüzlülüge zorlamak, kisilik erozyonuna ugratmaktir.

Ama sözde ülkeyi yöneten koca koca adamlarin aldirdiklari yok. Yillardir bu meclisin ceylan derisi koltuklarinin keyfini süren Kürt kökenli milletvekilleri dahil, kimse bu yeminin kaldirilmasi, en azindan degistirilmesi için kilini kipirdatmiyor.

7 Haziran seçimlerinden sonra milletvekilleri Meclis’te yemin ederken ortaya çikan manzaraya bakip sunlari yazmistim:

ÇOCUKLAR KURTULDU, SIRA BÜYÜKLERDE…

Parlamento binasinin büyüklügü bir ülkenin demokratik oldugunun kaniti degildir. Hükümet binalarinin büyüklügü de o ülkenin gelismis olmasinin kaniti degildir.

Beden büyük kafa küçükse neye yarar.

Bir ülkeyi büyüten insanlarina sagladigi özgürlük ve insanca yasamdir.

Milletvekillerine okutulan ant, daha önce okullarda çocuklara okutulan ‘andimiz’ gibi bir ayiptir. Çocuklar her sabah bu irkçi-soven andi okumaktan kurtuldu (irkçi soven egitim sisteminden tümüyle kurtulmus olmasalar bile); büyükler de kurtulsa iyi olur.
25 Haziran 2015

Ayni günlerde bizim Cemali ise kendisine özgü üslubuyla bu isi girgira alip söyle yazmisti:

MILLETVEKILI YEMINI DEGISMELI

Milletvekillerinin göreve baslarken yaptiklari yemin sosyal medyada birhayli tartismaya ve tepkilere yol açti.

Bence bu tepkiler hakli.

Eger bu yemin kaldirilmayacaksa hiç degilse HDP’li dostlarimizin da içleri rahat bir sekilde okumalari için degismeli.

Ben bu yeminin, ‘hukukun üstünlügü, insan hak ve özgürlükleri’ gibi bos laflardan arindirilarak kisa ve sade biçimde söyle formüle edilmesini öneriyorum:

‘Devletin üniter yapisini, ortak vatanin ve demokratik milletin bölünmez bütünlügünü koruyacagima, Atatürk ile Serok Apo’nun ilke ve inkilâplarina bagli kalacagima, 12 Eylül Anayasasi’na sadakat gösterecegime büyük Türk Milleti önünde namusum ve serefim üzerine ant ve sond içerim.’

24 Haziran 2015

Leyla Zana, 24 yil önce de, Kürt ulusal renklerinden bir saç bandiyla kürsüye çikip yemin etmis ve ‘Bu yemini Kürt ve Türk halklarinin kardesligine adiyorum’ deyince, yine büyük tepkiye neden olmus ve yemin tekrarlatilmisti. Bu kez ne olacagini yakinda görecegiz.

Leyla Hanim en azindan bu sorunlu yeminin bir kez daha gündeme gelmesine yol açti. Ne var ki bu ülkede degisim kaplumbaga adimlarindan daha yavas yol aliyor. Hatta insana, ‘gerçekte bir degisim var mi?’ dedirtecek kadar aheste gidiyor isler.

Birkaç yil önce ilkokullardan ‘andimiz’ kaldirilmisti. Ama geçende koca adamlar ve kadinlar ilkokul çocuklari misali kara önlükler giyip Istanbul’un bir meydaninda toplandilar ve hançereleri yirtilircasina bu andi okudular. Tam bir tiyatro!

Degisime alismak ve onu sindirmek kolay olmuyor iste.

17 Kasim 2015

Kemal Burkay

Back to top button