Makale

Mizahin mizahi: Akpinar ve Gezen

Metin Akpinar ve Müjdat Gezen Türkiye’nin ünlü komedi ve sinema ustalari olarak bilinirler. Öyledir de, buna kusku yok. Ayni zamanda bu iki ‘usta oyuncu’ saf, dürüst ve inançli birer Mustafa Kemal hayrani Kemalist olarak da bilinirler, ki öyledir de. Bu ‘usta’ mizahçilar katildiklari bir TV programinda kimi konularinda görüslerini dile getirince, TC Cumhurbaskani bu söylemleri üstüne almis. Savcilar da ‘TC Cumhurbaskanina hakaret edildi’ kanaati ile, Akpinar ve Gezen’in polis nezaretinde gözaltina aldi.

Daha sonra her iki mizah ‘ustasi ‘adli kontrol sarti’ ile serbest birakildi. Ama Akpinar ve Gezen savcilik ifadelerinde ‘geriye çark’ ederek söylediklerinin arkasinda durmadi, aydin sorumlulugunu yerine getiremedi.

Majdat Gezen: “Tiyatro yaptim, mizah yaptim. . . ” diyerek latife yaparken;

Metin Akpinar: “Fasizmi anlattim, demokrasi nasil olur anlattim, Cumhurbaskanini kastetmedim” diyerek kendini aklama yolunu tuttu. Her iki ‘usta’ da nedamet içinde olduklarini hal ve davranislari ile göstermis oldular.

Sayin Akpinar ‘demokrasinin’ bedel istedigini bildigi halde, bu bedeli ödemeye hazir degildi. Sayin Gezenin tüm konusmalarinin hangisinin mizah hangisinin normal oldugunu seçmek zor. Kisacasi bu ‘aydin’ ve Kemalist mizahçilar bu davranislari ile ‘mizahin mizahini’ yaptilar. Savciya yalvarircasina adeta ‘bizi ve söylediklerimizi kale almayin’ dercesine pismanlik gösterdiler.

Tipki 12 eylül sonrasinda ‘aydinlar dilekçesine ‘önce imza verip daha sonra geri alan Ibrahim Tatlises’in yaptigi gibi. O da önce imza verip sonra ‘pismanim’ diyerek imzasini geri almisti. Kimi ‘aydinlar’ da aydinlar dilekçesine dava açilinca: “metne bakmamistim”, “konut sorunu hakkinda sandim”, “kahvede kagit oynarken, getirdiler imzalattilar”, “imza attigimi hatirlamiyorum” seklinde ifade vermislerdi.

Vaktinde 80’lik Metin Akpinar ‘usta ne demisti:

‘Ben savasa karsiyim ama, Afrin´e yapilan operasyonu destekliyorum’

‘ Solcu’ ‘sanatçi’ Selda Bagcan: da gönül rahatligi ile EYLÜL referandumu sonucunda ürperti ile verdigi demeçte ‘ABD’nin bölgede Kürdistan kurmasina karsiyim’ demisti.

Türkiye’de, sanatçiyi, aydini, yazari, gazeteciyi asagilamayi marifet sanmis tonla ‘Türk siyasetçi’ var.

AYDINLAR DILEKÇESI, AZIZ NESIN VE KENAN EVREN

‘Aziz Nesin’in geri adim atmaksizin dimdik ayakta durup mücadele etmesinin nedenini daha iyi anlamak için dilekçeden kisa bir bölümü okumak yeterli.

Söyle deniyordu “Aydinlar Dilekçesi”nde:

‘Ülkemizin, insan haklarinin güvenceleri yurt disinda tartisilir bir ülke durumuna düsürülmüs olmasini onur kirici buluyoruz.

Yasam hakki ve insanca yasama, örgütlü ve toplumsal varolmanin çagimizda hiçbir gerekçe ile ortadan kaldirilamayacak bas amacidir; dogal ve kutsal bir haktir. Bu hakkin anlam kazanmasi, düsünceyi özgürce açiklamaya, gelistirmeye ve etrafinda örgütlenmeye baglidir.

Bireylerimizin yeni ve degisik düsünce üretmelerini, gösterilmeye çalisildigi gibi, bunalimlarin nedeni degil, toplumsal canliligin geregi sayiyoruz.

Insanlarin son siginagi olan adalet, insanca yasamin da baslica dayanagidir. Bunun gerçeklesmesinin çagdas hukuk devletinde geçerli yollari, adalet arayisinin hiçbir sekilde engellenmemesini ve adalete ulasmada olaganüstü yargi yollarina ve olagandisi yöntemlere basvurulmamasini gerektirmektedir. ‘(BIAMAG)

Kenan Evren „Aydinlar Dilekçesi’ imzacilarini kinarken ne demisti:

‘Ona bakarsaniz 2. Abdülhamit de aydindi’ diyerek kendince o aydinlari yadirgamisti.

Lakin o dönemi hatirlayanlar ender aydinlardan olan Aziz Nesin´in ona verdigi cevabi iyi hatirlarlar.

Evren “Biz çok aydin gördük, vatan hainligi yaptilar. Son Padisah Vahdettin aydindir. Ama memleketi düsmanlara teslim etti”;

Aziz Nesin’in yaniti: “Vahdettin’in aydin olup olmadigi tartisilir ama devlet baskani oldugu kesindir”.

Aziz Nesin sikiyönetim mahkemesindeki savunmasinda “Bizler bu dilekçeyi yazar ve imzalarken bunun karsiliginda aydin oldugumuz için bir minnet beklemiyorduk ve aydin olmanin ayricaliklarindan yararlanmaya kalkmis degildik. (. . . ) Bu dilekçeyi imzalayanlar arasinda salt ulusal düzeyde degil uluslararasi düzeyde sanatçilar, yazarlar, gazeteciler, bilimciler, hukukçular, eski bakanlar vardir. Bunlar aydin degillerse, Türkiye’de Aydin ilinden baska aydin kalmaz. ”

AZIZ NESIN KENAN EVREN HAKKINDA DAVA AÇMISTI

Kenan Evren, Aziz Nesin’in de aralarinda bulundugu aydinlara 1984 Mayis’inda Manisa’daki mitinginde ‘vatan haini’ diyerek hakaret etmisti. Bunun üzerine Aziz Nesin 4 Subat 1987 tarihinde dönemin Cumhurbaskani Kenan Evren aleyhine dava açti. Dava ret edilince Nesin bu kez Avrupa Insan Haklari Mahkemesine basvurdu, orasi da ret etti.

Metin Akpinar ve Müjdat Gezen’e ‘sanatçi müsvedeleri’ demis reis. . Bu da hakarettir ve kisilik haklarinin ihlali olarak islenen bir suçtur. Akpinar ve Gezen de dava açma haklarini kullanabilirlerdi. Ama onlar bunu yapacaklarina ‘nedameti’ tercih ettiler.

Ben o kadar derin bir analiz yaparak onlara „sanatçi müsveddeleri’ belirlemesini yapamam ama ayni sahsiyetlerin’tekçi’ ve’ Türkçü’ olduklarini ispatlayabilirim.

Kuskusuz Akpinar ve Gezen mizah ‘ustalarina’ yapilan sey bir demokrasi ayibidir. Ne yazik ki onlar mahkemede bu ‘ayibi’ bile dile getirmediler. Ikinci ayibi ben dile getireyim, (onlara kalsa bunu da yapamayacaklar çünkü) bu denli topluma mal olmus kisilere ‘adli kontrol’ sarti koymak, onlari asagilamak ve onurlarini kirmak anlamina gelir. Tipki polisle evden alinmalari gibi, onur kirici. .

Geri adim, ödün ve pismanlik, aydin taniminda yoktur azizim, vesselam. .

Sistem? Onu zaten biliyoruz. Kendine toz kondurmaz, kendinden olmayana acimasiz, aykiriyi af etmez.

Latif Epözdemir

Back to top button