Makale

MUHALIF KÜRT SIYASETI,ALBENILI CAKALAR VE SEMBOLLER

Samuel Smile’nin basit görünen ancak düsündürücü bir öngörüsü var.’Kendine yardim edene Allah’da yardim eder.’Özdegis niteligindeki bu sözler,kendine yardim yetisinin gelistigi insanlardan meydana gelen toplumlarin,her zaman içinden azimli ve kudretli önderler çikarma yetisine de sahip oldugunu açiklar gibidir.Çünkü önder,yol göstericiligiyle toplumun dinamiklerini harekete geçirerek ufkunu açar ve can veririr.Böylece baskalari tarafindan yönetilmeye,sömürülmeye tahannüllü fiziki yollar tikanir.

Buna karsin,kendine yardim yetisi köreltilmis,eski ile yeni arasindaki farki algilamasina izin verilmemis toplumlarin dinamikleri ne kadar güçlü olursa olsun,demokratik geleneklere,demokrasinin öngörülerine tahammülü olmayan iç isgalci katmanlarin insafina terkedilmis ise birakin demokratik yapinin nasil olusacagi,sosyal ve iktisadi adaletsizligin nasil giderilecegi…Bu kirli aglarin nasil mutlaklastirilacagi üzerinde dayatmalar ve politikalar üretilecektir.

Günümüzde Kürt çogunlugun haklarina ipotek koyanlarin,sahte demokrasi mücadelesi verenlerin her yerde ‘demokrasi’diye çiglik atmakla kendi inanmadiklari yalana toplum inandirilmaya zorlaniyorsa,Kürtler çatismali ortamin yarattigi komplikasyonlarla yasamaya alistirilip kendine yabancilastiriliyor,bayatlamis hilelerle kirlilikler,failleri aramizda cinayetler ört bas ediliyor,toplu mezarlar üzerinde tepiniliyor ve Kürt siyaseti ciddi anlamda kirletiliyorsa,bu Kemalist trajedi karsisinda muhalif Kürt siyasetinin kendi içindeki zikzaklarin,küçük sahsi esrikligi birakip ayikarak ortak paydada siyasi mevzi olusturamayisinin payi ve günahi küçümsenir gibi degil.

Demekki olmuyor.Muhalif Kürt siyasetinin,her seçim öncesi kismet arayisina çikmis gelin adayi gibi süslenip püslenerek albenili cakalarla birilerine ‘al beni al beni’diye kiritip göz kirpmalarla Kürtlerin trajedisi sona ermiyor.

Oysa yasanan süreç,otuz yillik deger yitiminin boyutlarini önümüze sermis.Bu sürecin önümüze serdigi en önemli boyutun,Kürtlerin temel insan hak ve hürriyetlerinden yoksun birakilisin kaniksanmak istencinin,çatismali ortam süresince edinilen ayricalik ve rant siyasetiyle sosyal ve iktisadi talan dokunulmazligi ve yaratisi yoklugun,sefaletin,ahlaki çöküntünün insani tepkiye dönüsmesinin adeta yasaklanisidir.Öyle ki tepkisini çaresizlikten dilencilikle disa vuranlar için bile’bunlar Kürt degil.Disaridan yönlendirilen dilenci çetesinin süreci baltalama tuzagi,’deniliyor.Süreç bu.Elbette baltalanmamali ve yoksullarin elindeki gizemli balta alinmali.

Dünyanin neresinde olursa olsun,siyaset bosluk kaldirmazken,Kürt cografyasinda siyaset arenasi o kadar bos ki,kemalizm inkarciligina siginmalarla insani,ahlaki hak ve taleplerinden caydirici diktatoryal bilesenle esrimis,korku psikozundan kurtulamamis Kürtlerden bu kez ‘hiii’mantigiyla bir Arap gelenegi olan ‘hülobi’yle liderin hayali etrafinda def çalarak hiçbir sey sorgulamadan sikir sikir oynamasi isteniyor.Aslinda bu istenç,kisiye duyulan saygidan degil.Dayatmalarin yasam bulmasi için ihtiyaçtan kaynaklaniyor.Çünkü kemalizm otoritesine dur diyecek anti otorite anlayisiyla denge olusturacak muhalif Kürt siyaseti canlanmak istemiyor.Eh. Bazen klavye basinda kükrüyor,o kadar.

Öyleki ergenekon sorusturmasiyla çatisindan baslanan tasfiyeyle bu yapidan her tugla çekildiginde ,rota Kürt ergenekonuna yöneldikçe,Kürt siyasetini biçimlendiren sömürgeciligin alt yapisi,gölgesine sigindigi kemalizmin gücüyle AKP ve Kürt muhalefetinin üstüne çullaniyor.En son gerekli veya gereksiz baslayan Gezi eylemlerinde her ne kadar laf canbazligiyla söz ustaligi farkli seyler olsa bile,kendini söz ustasi merhum Osman Bölükbasi sanan veya sananlar,celep mantigiyla Kürt gençlerini eylemlere katmak için az mi çabaladilar?O çatismalarda bir iki Kürt genci de yasamini yitirseydi ergenekonun tam istedigi gibi Kürt cografyasi cehenneme dönüp süreç yara almayacak miydi.Neymis efendim.Amaç demokrasi güçleriyle itifak arayisiymis.Bir kere o güçler her sahneye çiktiginda Türk solu tabir edilen kemalist kusatmadan kurtulamadigi,darbelerde kirimdan geçtigi için öyle bikkin ki sandiga gidip oy bile kullanmiyor.Bu eylemlerde Kürtleri kullanmadaki amaç,Kemalizm adina AKP’nin tabanindan tugla çekmekle ergenekonvari hizaya getirmek ve muhalif Kürt siyasetine ayar vermekle sürece müdahaleden uzaklastirmakti.

Zaten kemalizm 1935’ten beridir feodal yapinin egemenligi için inanilmaz efor harciyor.Böylece Kürt çogunlugun haklari çürütülüyor,toplumlarin yasam kaynagi adaletten mahrum birakiliyor.

Kürtler hiç kuskusuz büyük önderler yetistirmis kadim bir halktir.Ancak önderlik ve siyaseti ortak paydada yogurma olanagi bulamadiklari için basarili olamamislar.Günümüz Kürt siyasetine degisen dengeler gözetilerek bakip tarafsiz bir bakisla elimizi vicdanimiza koyarak Kürtlerin ruhi ve fiziki durumunda yaratilan tahribattan yararlanmak yerine trajedisini onma askiyla zaman makarasini geriye sarip tekrara basa dogru izledigimiz zaman,Kürt siyasetinin ihtiyaç duydugu bir lider profili karsimiza çikar.Her ne kadar kendisinden fazla söz edilmesinden hoslanmadigini biliyor olmama ragmen bunun Sayin Kemal Burkay oldugunu söylemeyi vicdani sorumluluk sayiyorum.Bu söyledigim siyasi anlamda taraf olmaktan kaynaklanmiyor.Sosyal demokrat bakis açimla Kürt siyasetinin ihtiyacindandir.Artik olmuyor.Meydanlar ve sandik dururken ruhsal dengesi bozulmus,psikolojik destege ihtiyaç duyacak boyutta insiyatifçilik anlayisiyla kura torbasindan kismek beklemekle Kürtlere yazik ediliyor.

Dünyanin her yerinde halklar,sembollesen liderleriyle anilir.Sembol olmak zoraki dayatmalarla degil,hak edilir.

Roma’yi yakip yükselen yalimlar karsisinda zevkle tar çalan Neron da liderdi,kendi döneminde Roma imparatorluguna en parlak dönemini yasatan ve Diyarbakir surlarini da insa eden (M.S.320-339) I. Konstanstin de liderdi.

Ali Kizilay

Back to top button