Muhittin Çoban: ‘Iki tarafimda Kürt, ama asimile olanlardanim’
Her insan bir kitaptir aslinda okunmasi gereken; okundukça anlasilan, anlasildikça da farkli diyarlara yelkenler açilan. Insanin yasadiklarinin toplamidir aslinda kitap; acisiyla, tatlisiyla var olan. Kitaplarinda toplumsal yaralari kendine has uslubuyla okuyucuya sunan Muhittin Çoban’da biraz da kendisidir aslinda kitaplarinda. Isviçre’de Mülteci bir hayatin sayfalarini karalarken bir çeltikte olsa katkimiz olmasi adina kendisiyle yaptigimiz bu sicak ve bir o kadar da samimi röportaji okuyucularimizin ilgisine sunuyoruz.
Ayse Ceren Inal
Klasik bir soruyla kendinizi nasil tanitabilirsiniz yani Muhittin Çoban kim diye soracak olursak?
Ben kimim? Aslina bakarsaniz en güç sorulardan biri de bu. Üç bes cümlede anlatmak kendini. Bir ressam nasil ki firça darbelerinde, bir müzisyen notalarda, bir sair dizelerde sakliysa bir yazim emekçiside tümcelerde, noktada, virgüldedir. Tanimanin yolu yazilanlari okumaktan geçiyor. Yinede kisaca söyle özetleyeyim isterseniz. Adanaliyim, 1962 yilinda Ceyhan Mercimek Köyünde dünyaya geldim. Devrimci mücadeleye Lise döneminde katildim. Sayisiz kez gözetim altina alindim; dört kez tutuklandim, cezaevinde yattim, en son tutuklanmamda 11 yil yattim, idamla yargilandim ve idam cezam ömürboyu hapis cezasina dönüstürüldü. 1991 yilda 1 Agustosta Sartli olarak çikanlardanim. Bu güne kadar yayimlanan dört kitabim var. Elinizdeki bu kitapda bunlardan biri. Yalniz bu kitap ilk yayinlandiginda ‘Yasamin Adini Koymustun Sen Mustafa Özenç’ olarak çikmisti; ikinci ve genisletilmis baskisinda yayinevinin önerisiyle adini degistirdik, ‘O Büyük Gün Geldiginde’ yaptik, fenada olmadi. Öteki Kitabim denemeler. Edebiyat dergilerinde yayimlanan yazilarimi topladigim kitap, adi ‘Düsüncede Yürümek’. Üçüncü kitabim ‘Umutlarimin Mektuplari’. Bu kitabi simdi yeniden ‘Bencekitap Yayinlarinda’ çikiyor, yine adi degiserek; ‘Sevgiliye Mektuplar’ olarak yakinda kitapçilarda olacak. Siyah Beyaz yayinlari tarafindan yeni çikan kitabimsa bir roman; ‘Bir Ask Hikayesi’. Kisacasi sevenide olan sevmeyenide olan biriyim.
Yazin hayatina nasil basladiniz?
Yazim hayatina geç basladim. Okumaya geç basladigim için tabii ki. Okul yillarim çok vasat geçti, basarisiz bir ögrenciligim vardi açikcasi, okulu seven ama ders çalismasini sevmeyen biriydim. 12 Eylülden üç ay sonra yakalanip cezaevine konduktan sonra okumaya basladim gerçek anlamda. Okudukça okuyasim geliyordu. Ilgimi çeken her kitabi romani okuyordum. Yillar sonra su soruyu sormaya basladim, ‘neden ben yazmiyorum?’ Yazdikça yazmayida sevdim; çok yazan biri degilim ama yazmaktan kopamiyorum.
Siyasetle tanisikliginiz ne zaman oldu?
70′ li yillarda siyaset herkesin gündemindeydi ve öncelikleri arasindaydi. Herkes siyaset konusuyordu. Babam iyi bir CHP liydi ve sendikaciydi. Devrimci Toprak-is’ in yönetim kadrosundaydi, babamda Selimiye kislasinin önünde iki hafta kuyrukta Cuntacilara ifade vermek için bekleyenler arasindaydi; tutuklanmadi, buna sevindik, çünkü o sirada bende cezaevindeydim ve idamla yargilaniyordum, bu ailem için çok zor olurdu. Liseye baslayinca devrimcileri daha yakindan tanidim. Tanidikça sevdim o insanlari, sevdikçede kendimi devrimci biri gibi ifade etmeye basladim. Çünkü bana ait bir yer olarak görüyordum, beni ifade eden bir yer. O yerde bulunmak beni mutlu ediyor, beni insancillastiriyordu.
Yasadiginiz onca acilara ragmen mi?
Evet, onca aciya, hakedilmeyen onca aciya ragmen iyi ki
‘O büyük gün geldiginde’ kitabinizin tarihini anlatirmisiniz, Mustafa Özenç kimdir?
Özenç’ i cezaevinden çikmadan önce yazma fikri olustu ben de. Önce kendi ortak yasanmisliklarimi yazdim. Yazinca gerisinide getireyim dedim, arkadaslari dinlemeye basladim. O dinlemeler buraya kadar tasidi beni, bu çalisma ortaya çikti.
Mustafa Özenç Adana’ya geldikten sonra devrimci mücadeleye katilan arkadaslarimizdan biriydi. Kisa zamanda edindigi bilgileri içsellestirdi, kendini yetistirdi, bilinçli bir devrimci oldu. Tanidikça sevdigim, güven duydugum arkadaslarimdan biriydi.
Kitabinizin 20 Agustosta yayinlanmasi ile ilgili herhani bir tepki aldiniz mi?
Kitabin 20 Agustosta yayinlanmasini özellikle ben istedim, yayinevide bu istegimi yerinde buldu ve o tarihe yetistirdi. Çünkü bilindigi gibi 20 Agustos Özenç’ in idam edildigi gündü, mezari basinda ve her yerde anmasi yapilirken yeniden dogsun, aramizda olsun istedim.
Özenç in emniyette bulundugu siralarda intihar girisiminde bulundugundan sözediyorsunuz; bir devrimcinin intihara yönelmesi ?
Önce su gerçegin altini iyice çizmekte fayda var, yoksa çok seyi anlamakta, anlamlandirmakta güçlük çekmeye devam edecegiz.
Bakin, intihar yasama, kurulu sisteme, yani egemen sisteme karsi bir protestodur, bir isyandir, bir baskaldiridir, yani duyarli insanin tercih ettigi bir eylemdir. Yakin zamanda Yunanistanda gerçeklesen bir eylemden örnek vereyim:
77 yasindaki Dimitris Hristulas, Atina’nin en merkezi, en islek, en sembolik alaninda, Parlamento binasi önündeki Sintigma Meydani’nda, bir agacin altinda, basina siktigi tek kursunla intihar etti geçen gün. Ve söle bir mektup birakti
Solakoglu’nun isgal hükümeti, yasamak için muhtaç oldugum mütevazi emekli maasimla hayatta kalma sartlarini tümüyle ortadan kaldirdi, ki bunun için hiçbir devlet destegi olmadan tam 35 yil bunun için sahsen ödeme yapmistim.
Yasim daha dinamik bir tepkiye olanak vermedigi için (tabi bir Yunanli Kalasnikova sarilsa, ben de ikincisi olurdum), çöpte yiyecek aramaya baslamadan önceki bu saygin sondan baska çözüm bulamadim.
Yine animsayacaksiniz, Adana da çocuklarini kisin o ayazinda fönle isitan anne yoksulluga daha fazla dayanamadigi için kendisini yoksullastiran sömürü sistemini ve AKP iktidarini protesto ederek intihar etmis ve isyanini böyle ifade etmistir.
Simdi sunu iyi algilayacagiz, algilamak zorundayiz da: Intihar cesur insanlarin eylemidir, bu çok iyi biline. Zayif insanlar hiç bir insani eyleme girisemeyecegi gibi intihar eyleminede girisemezler. Zayif kisilikteki insanlari hiç bir eylemlilikte göremezsiniz.
Haa! Bu söyledigimden su sonuç çikarilmasin. Herkes intihar eylemine girissin. Hayir. Bu kisinin tercihidir. Kimi kisilerde baska eylemler içerisinde. Gönül isterki baska eylemlerle isyanimizi, baskadirimizi, protestomuzu yapalim, yaparak egemen/ sömürü sistemini degistirelim.
Özenç in intihar eylemini düsünmesine ve girisimde bulunmasina gelince, kitapta bu ani iyi anlattigima inaniyorum. O an ki bir ruh hali ve isyan hali. Sizlerin beni öldürme zevkini yasatmayacagim diyen bir haykirisi var, bu iyi görünmeli; ve ayrica iscence görüyor ve sonderce tedirgin, ya çözülürsem, ya arkadaslarimi ele verirsem Iskencedeyken insani bir duygu ve duyarlilik içerisinde; lakin daha sonralari bu düsünceyi göremiyoruz Özenç’ te. Idama nasil bir devrimci gibi giderimin tasarimlari içerisinde.
Türk kökenli biri olarak Kürt sorununa bakis açiniz nedir?
Öncelikle ben Kürt kökenliyim. Iki tarafimda Kürt, ama asimile olanlardanim. Sorunun çözümü ise çok basit aslinda, lakin karmasik hale getirildi vede çok karmasikmis gibi gösteriliyor. Kürtler ne istiyor? Bakiyorsun istemleri çok insani; tedirgin olacak, korkulacak, kaygi duyulacak istemler degil. Dillerini konusmak, kültürlerini yasamak, kaderlerini belirlemek istiyorlar, ne var bu istemlerde? Türkiye de yasayan halklar olarak kurtulus savasini neden verdik Ülkemizi isgal eden emperyalistlere karsi? Ayni seyler için degil mi? Bagimsiz olmak, dilimizi, kütürümüzü yasamak, iktisadi birligimizi olusturmak için degil mi? Emperyalistlerin bize yaptigi bu zulmü biz kendi ortak kaderleri paylastigimiz insanlarimiza yapiyoruz. Buna hakkimiz yok, hiç yok.
Söylesimizin yönünü degistirelim ‘Bir Ask Hikayesi’ ve ‘Sevgiliye Mektuplar’ kitabininza getirelim?
‘Bir Ask Hikayesi’ Bern de geçen bir roman. Ask ve mültecilerin yasamini bulacaksiniz okurken. ‘Sevgiliye Mektuplar’ cezaevindezken yazdigim mektuplardan olusuyor ve aski tartisiyorum mektuplarda.
Aska dair ne diyebilirsiniz bize?
Aska dair ne diyebilirim ki? Ask yasanmasi gereken bir duygu ve eylemlilik. Eylem diyorum, çünkü dünyanin en güzel, en insani eylemidir. Her insan her döneminde yasamaktan korkmamali, bu eylem içerisinde olmali.
Son olarak mesajiniz ne olur okuyucularimiza?
Bence kitap okunmali.
Ayse Ceren Inal