Musul’u ne yapsak? Musullulara biraksak! Birlikte kurtarsak! Parçalasak! Dagitsak!
Sorun Sünni-Sii kavgasina indirgenemeyecek kadar genis, derin ve çetrefilli. Muhammed Beyati’ye ‘Asil sorun nedir’ diye sordum, cevabi pek aciydi: ‘Mesele Sünnilik ya da Siilik degil herkesin mezhebi dolardir.’
ISID yenilmez bir örgüt müdür ki 60 küsur ülkenin yer aldigi koalisyon debeleniyor!
Musul bir Stalingrad midir ki taraflar bütün güçlerini ortaya koydu da yenisemiyor!
Ne ISID yenilmez bir örgüt ne de Musul Stalingrad’a dönüsmüs bir sehir.
Koparilan bunca gürültüye ragmen Musul’un etrafina mevzilenerek ISID’i tir tir titreten ordular da ortalikta yok.
Irak ordusu ve Hasd el Saabi’nin Tikrit, Beyci ve Felluce’deki performansina bakildiginda Musul’un onlar kadar kisa sürede olmasa da birkaç haftada temizlenebilmesi gerekiyor. Hatta iyi planlanmis bir taarruz karsisinda ISID beklenenden daha az direnç gösterebilir. Zira konustugum Irakli kaynaklara göre ISID liderleri Suriye’nin Rakka kentine geçti, Ebu Bekir el Bagdadi’nin infaz-koruma timi de ortaliklarda görünmüyor.
Mesele Musul’u kurtarmak degil, ISID’den sonra kentte kimin borusunun ötecegi.
Ister Kerkük ister Musul olsun içinde petrol gibi zenginlikler barindiran ve tarihin yükünü tasiyan bu kentlerin kaderleri paylasim savaslarinin kiskacinda olmaktir.
Mesele kimisi için ganimet, kimisi için kaybettigini geri alma, kimisi için tarihi hatalari düzeltme savasidir.
Türkiye’de tartisma tamamen Sii-Sünni karsitligi üzerinde kurulsa da herkesin derdi baska.
Kürtlerden baslayalim: Kürdistan yönetimi olaganüstü çalkantili sürecin sundugu firsatlarla statüsü tartismali olan bölgelerde hakimiyet saglamaya çalisiyor. Musul geçen yüzyilin basinda Kürt agirlikli bir kentti. Hatta Lozan pazarliklarinda kentin Kürt ve Türk (Türkmen) kimligi Ankara hükümetinin Ingilizlere karsi kullandigi bir kozdu. Bu yüzden Ismet Pasa ‘Kürtçü’ damgasi bile yedi. Irak’in bagimsizligindan sonra, özellikle Baas döneminde, Kerkük gibi Musul da Araplastirma siyasetine maruz kaldi. Kürtlerin oyun planinda en azindan kenti ikiye bölen Dicle Nehri’nin dogusunda kontrolü ele alarak Erbil’den buraya kadar temiz bir harita çikarmak var. Nehrin dogu yakasinda Kürt ve Türkmen nüfus çok. Kürtler ISID’in yol açtigi türbülansta Kerkük’ün yani sira birkaç önemli yere ‘Kürt’ damgasini vurdu. Bunlardan biri de petrolün kendiliginden fiskirdigi Zummar. 1981-1986’da Musul baraji yapilirken Irak’in kudretlisi Saddam Hüseyin sular altinda kalan eski Zummar’in yerine yeni Zummar’i Kürtlerin topraklarina insa etti. Buralara Araplar yerlestirildi. Su meshur Araplastirma siyaseti!
Pesmerge 2003 sonrasi bölgeyi fiilen kontrol eder duruma geldi. Bir yoruma göre buralardaki Araplarin ISID’e kucak açmasinin nedeni Kürtlerin artik onlara isgalci muamelesi yapiyor olmasiydi. Agustos 2014’te ISID’in eline geçen Zummar’in Pesmerge tarafindan kurtarilmasindan sonra sehrin Kürt karakteri daha da güçlendi. Mesela Reuters’a göre Zummar’da Kuzey Petrol Sirketi’nde çalisan Kürtlerin ISID öncesi döneme kiyasla orani yüzde 20’den yüzde 60’a çikti.
Bu da su meshur olmayan Kürtlestirme siyaseti!
Basit bir ifadeyle Pesmerge, Musul’u kurtarma macerasi sirasinda Kürt nüfusun bulundugu bölgeleri Kürdistan’a katmak için gidebildigi yere kadar gitmek niyetinde.
Türkmenlerin derdi ise 2014’te etnik ve mezhebi temizlige ugradiklari evlerine geri dönmek. Erdogan ‘ISID’den sonra Musul’da sadece Sünni Araplar, Sünni Türkmenler ve Sünni Kürtler kalmali, Hasd el Saab’in girmesine izin verilmemeli’ diyor ya Neyneva vilayetinin yani Musul’un yüzde 30’u Sii. Musul’a bagli Türkmen yurdu Tel Afer’in de çogunlugu Sii. Özellikle Sii Türkmenler ISID’in gelisiyle evlerinden olduklari gibi ISID’e karsi savasta da agir bedeller ödedi. Hâlihazirda Erdogan’in parmak salladigi Hasd el Saabi içinde binlerce Türkmen savasiyor. Sadece Siiler degil onbinlerce Sünni Türkmen de ISID’den kaçti.
Sünni Araplar ise eski statünün korunmasindan yana. Bagdat yönetimine ve Irak ordusuna karsi ISID ile oyun oynayanlar artik kaybettiklerinin farkinda. O yüzden en fazla bu kesim ‘Siiler kente girmesin’ diye tutturuyor. Konustugum Tel Aferli ve Musullularin tahminlerine göre kentte Hasd el Saab’yi görmek istemeyen Sünnilerin orani yüzde 20-30 civarinda. ISID’den kurtarilan Felluce ve Tikrit gibi yerlerde Sii milislerin Sünni temizligi yaptigina dair spekülatif haberler bu tür tepkileri besliyor. Ancak eski Musul Vali Yardimcisi Muhammed Beyati gibi isimler bireysel suçlar olsa da Hasd’in bir Sünni temizligine kalkisacagini düsünmüyor. Sünniler temizlenecek diyenlere birçok Iraklinin yaniti ortak:
‘Tikrit, Beyci, Ramadi ve Felluce’de yapmadilar ki Musul’da yansinlar.’
Her sey bu kadar pürüzsüz degil ama olay bir etnik-mezhebi temizlik de degil.
Irak’i bu hale getiren uluslararasi ve bölgesel aktörler oyunu dürüst oynarsa bu riskler daha da azalir.
ISID karsiti Sünni kesimler ise operasyon konusunda farkli kamplara ayrilmis durumda: Irak hükümetiyle birlikte hareket eden Sünni gruplar var. Bunlarin bir kismi Erdogan’in Sii dedigi Hasd el Saabi içinde yer aliyor.
Bir kismi Hasd’a katilmasa da Irak ordusuyla birlikte hareket ediyor. Selahaddin ve El Enbar gibi vilayetlerde de örgütlenen Sünni asiretlerin olusturdugu bu gruplar Hasd el Asairi olarak aniliyor. Musul’un güneyinde Kayyara Hava Üssü gibi yerlerin alinmasinda Hasd el Asairi etkili oldu. Sayilari 2-3 bin civarinda.
Hükümetin destegi ile savasan Sünni gruplardan birine Umm Hanadi adli kadin liderlik ediyor. ISID ile savasirken ilk esini, yeniden evlendikten sonra ikinci esini, ilaveten babasini ve iki erkek kardesini kaybetmis bir savasçi. Asil adi Vahide Muhammed. Emrinde 70 silahli adam var.
Sünni cephede bir baska kampi Türkiye’nin egitip donattigi Hasd el Vatani olusturuyor. Resmi ifadelere göre 2000-3000, yerel kaynaklara göre 600-900 civarinda askeri olan Hasd el Vatani eski Musul Valisi Esil Nuceyfi’nin emrinde. Savas deneyimi olmayan Hasd el Vatani’nin tek basina bir sey yapmasi mümkün degil. Irak ordusu ile birlikte savasabilir ya da kurtarilmis bölgeleri tutmada ise yarayabilir. Burada bir seyin altini da çizmek lazim: Nuceyfi, Musul düsmeden önce ISID kenti içeriden kendine bagladigi halde gerekli önlemleri almamak, hatta göz yummakla suçlaniyor. Musul’un düsüsünden üç ay önce Irak ordusunun kenti terk etmesi yönünde vilayet meclisinin aldigi kararin arkasinda da Nuceyfi vardi. O yüzden Nuceyfi’yle hesaplasmak için gün sayanlar da var.
Bazi Sünni Araplar da Kürtlerle ortaklik kurdu. Sözgelimi Rabia bölgesindeki Semmar asireti Kürtlerle birlikte hareket ediyor.
Musul Valisi Nevfel Hamadi de Luis Yusuf adli Hristiyan’in komutasinda Musullulardan olusan bir birlik kurdu.
Musullu Hristiyanlarin kurdugu baska birlikler de bu savasin içinde.
Görüldügü gibi ne Hasd el Saabi tek parça ne de Sünniler.
Operasyona kimlerin katilacagina dair tartismalar aylardan beri sürüyor. Musul’u kimin kurtaracagi tartismasinin bir tarafinda Irak hükümeti, diger tarafinda Kürdistan Yönetimi, diger tarafinda uluslararasi koalisyon, bir basta tarafinda Musul’a Sünni bir kaftan diken Türkiye ve Sünni ortaklari var. Irak hükümetinin operasyon senaryosunda oyuncular Irak ordusu, basbakanliga bagli Hasd el Saabi, kosullu olarak Pesmerge ve havada uluslararasi koalisyon. Kürtlere yönelik kosul ‘Pesmerge operasyona katilir ama Musul’a giremez, bölgeler kurtarildiktan sonra da girdigi yerlerden çekilir’ yönünde. Basbakan Haydar el Ibadi’nin hesabina göre ISID defedildikten sonra sehir Irak ordusu ve yerel/federal polis birimlerine birakilir, Hasd el Saabi de çekilir.
Geçen yaz Kayyara Üssü’nün ele geçirilmesinin ardindan hava ikmalinde Erbil’e olan ihtiyaç azalinca Irak Savunma Bakani Halil el Ubeydi bir özgüven patlamasiyla Pesmerge’nin Musul operasyonunda yeri olmadigini söylemisti. Ancak Kürtler bagimsizlik kartini ileri sürünce Ubeydi geri adim atti.
Amerikalilar Kürtlerle Hasd’i frenlemeye çalisiyor. Eylülde Erbil’de Amerikalilarin arabuluculugunda Kürt yönetimi ve merkezi hükümet operasyonun içerigi ile ilgili bir ön mutabakata varmisti. Kürdistan Yönetimi Baskani Mesut Barzani, Irak Genelkurmay Baskan Yardimcisi Abdülemir Zedi, ABD’nin Bagdat Büyükelçisi Douglas Selman, ABD’li General Stephen Townsend ve ABD’nin Erbil Baskonsolosu Ken Gross’un katildigi toplantidan çikan sonuç Pesmerge ile isbirliginin saglanmasini ve Hasd el Saabi’nin Musul’a girmemesini öngörüyordu. Bu mutabakattan önce 12 Temmuz’da ABD, Erbil’le sira disi bir adimla Kürdistan yönetimiyle protokol imzalamisti. ABD bu protokolle Pesmerge’nin maasinin ödenmesi, silah ve gida temini için 415 milyon dolar yardim vaadinde bulunmustu. Bu protokolün amaci net: Pesmergeyi Musul’a sokmak. Ki Kürtlere yapilacak ödenek Musul operasyonunun baslamasina bagli.
Hasd el Saabi’yi dislayan operasyon seçenegi büyük tepki çekti. Hasd el Saabi liderlerinin çikislari karsisinda Basbakan Haydar el Ibadi’nin pozisyonu degisti. Bu tartisma nereye gider bilinmez ama ABD’nin bastirmasiyla Hasd dislansa da milis güçleri Irak Içisleri’ne bagli polislerin üniformasiyla operasyonda yer alabilir. Bunu Amerikalilar da sineye çekmek zorunda kalabilir. Felluce’de oldugu gibi. ABD’nin terörle mücadelede bir gün Irak bir gün ISID’e çalistigina inanan siyasilerin sayisi gün geçtikçe artiyor. Patron Amerika ama Obama yönetiminin de gözetmek zorunda oldugu dengelerin sayisi artiyor.
Türkiye sürece müdahil olmaya çalisirken mezhebi bir kirim olacagi, Sengal (Sincar) operasyonuna katilan PKK’nin Musul’da da kendine alan açacagi, PKK’ye bagli gruplarin Hasd el Saabi adi altinda Irak hükümetinden maas aldigi gibi iddialari isitiyor. Bir kere sunu tekrar hatirlatmakta fayda var: Ankara’nin ‘Olmasin’ dedigi mezhebi kirim, ISID’in AKP yönetiminden ‘öfkeli çocuklar’ muamelesi gördügü siralarda zaten yasandi. Tabii kurban Siiler, Ezidiler, Sebekler, Kakailer ve Asuri-Süryaniler olunca bugün gürleyenler o gün pek suskundu. Daha yalin ifadeyle Türkiye’de iktidar Suriye’den sonra Irak’ta da ‘Sünni devrim’ güzellemesi yaparken Sii Türkmenler, Sii Araplar, Sii Kürtler ve diger dinsel azinliklar bölgeden silindi.
Elbette savasin korkunç ve kirli bir yüzü var; Musullu bir Türkmen’in bana dedigi gibi: ‘Türkmenler bu savasta 500 can verdi, bazilari namusundan oldu. Kimi malini mülkünü kaybetti. Intikam almak isteyenler olacaktir.’
Ama bunu önlemenin yolu ‘Musul’a Siiler girmesin’ demek degildir. Bu, bizatihi mezhepçi savasi kiskirtan, insanlari ayristiran bir söylemdir. Sünnilerle Siileri, Müslümanlarla Hristiyanlari birlikte yasatmaya odakli bakis açisi terk edildigi için bugünkü karanlik dehlize girildi.
Amerikan isgalinin tetikledigi mezhebi çatismalar birçok insani yerinden etti. Irak’ta bu tartisma sadece Hasd el Saabi etrafinda dönmüyor. Mesela Pesmerge, ISID’den kurtardigi bölgelerin Arap nüfusunun geri dönüsüne izin vermemekle suçlaniyor. Hristiyan sivil örgütlere göre 60 kadar Hristiyan köyünün demografik yapisini degistirecek sekilde Kürtler yerlestirildi.
Çatisma riski sadece Sünnilerle Siiler degil Hasd el Saabi ile Pesmerge arasinda ya da baska etnik gruplarla Kürtler arasinda da var. Iraklilar bunu geçen yil Tuz Hurmatu’da tecrübe etti. Musul’da Sünni Araplar ya da Sünni Türkmenler Pesmergenin yolunu gözlemiyor. Kürtlerin hakimiyet alanini genisletmesi konusunda her iki kesim de tepkili. Ama ‘Pesmerge gelmesin’ demek de çözüm degil.
Irak’taki güç karmasasina yakindan baktigimizda çatima potansiyelinin Sünnilerle Sünniler arasinda da olabilecegini görüyoruz. Haziran 2016’da El Enbar vilayetinde Müslüman Kardesler’in Irak uzantisi Irak Islami Parti ile Sünni Vakif Divani arasinda çatisma yasandi: Nedeni ISID’den bosalan boslugu doldurma konusundaki rekabetti.
Irak’ta Musul’un etnik ve mezhebi çatisma potansiyelini düsürme adina bölünme senaryolari da tartisiliyor.
Barzani yönetimi Neyneva vilayetinin üçe bölünüp Kürdistan’a baglanma konusunda referanduma gidilmesini öneriyor. Dün Kürt bölgesinin özerkligine ‘Irak parçalanir’ diye karsi çikan ama Ankara’nin yönlendirmesiyle 2014’ten beri Barzani ile müttefik haline gelen Nuceyfi de ISID’den sonra Musul’un özerk bölgeye dönüsmesi taraftari. Vilayetlerden sorumlu eski Türkmen bakan Turhan Müfti de Neyneva vilayetinin Tel Afer, Sincar, Neyneva Ovasi, Seyhan ve Musul merkezi seklinde bölünmesinden yana. Yeni vilayet talepleri merkezden daha fazla bütçe alma perspektifi açisindan cazip olsa da bölgenin çatisma potansiyelini düsürecegine dair bir garanti sunmuyor. Bölünecek cografya ziyadesiyle karmasik. Bölgeyi bölecek aktörlerin hesaplari ise hepten karmasik.
Çözüm Irak’i hep birlikte Iraklilarin kurtarmasidir. Irak ülkenin hayati kurumlarini lagveden Amerikalilar tarafindan yönetilemez hale sokuldu. Bu yetmezmis gibi ulusal dirilis mücadelesi vermesi gereken siyasi aktörler korkunç boyutlarda yozlasti; yolsuzluga ve hukuksuzluga batti. Sorun Sünni-Sii kavgasina indirgenemeyecek kadar genis, derin ve çetrefilli. Muhammed Beyati’ye ‘Asil sorun nedir’ diye sordum, cevabi pek aciydi: ‘Mesele Sünnilik ya da Siilik degil herkesin mezhebi dolardir.’
Bakanliklarin, müdürlüklerin, komutanliklarin dolar hesabiyla satildigi, hayali ihalelerle milyarlarca dolarlarin birilerinin cebine akitildigi bir ülke.
Sadede gelirsek Hasd el Saabi olmadan Irak ordusunun basarma garantisi yok. Simdiye kadar birçok yerde Hasd el Saabi, ISID’in bölgelerine öncü kuvvet rolüyle savasti. Felluce’de son anda Hasd el Saabi devreye girmeseydi ordu tökezliyordu. Ayni muhtaçlik hali Musul’da Pesmerge için de geçerli. Pesmerge Musul’u dogu, kuzey ve kuzeybatidan sarmis durumda. Kürtlerin mevzileri Besik Dagi gibi yerlerde sehre 15-16 km uzakta.
Iraklilarin birbirine rezerv koyma lüksü yokken Ankara’nin ‘O olacak, bu olacak’ diye heyheylenmesi sadece akla degil gerilimden yorulan kalplere de zarar.
————————————————
Marmara Yerel Haber-13 Ekim
Fehim Tastekin