Makale

Mutluyum, gururluyum

1993 yilinin mayis ayiydi, Kürt Kültür ve Arastirma Vakfi (Kürt-Kav) heyeti olarak, Güney Kürdistan’a bir gezi düzenlemistik. Irak devletine, 36. parelelin üstüne geçme yasagi, henüz yürürlüge konulmustu.

Baas yönetiminin Kürtlere uyguladigi katliamlar sonucunda, Güney Kürdistan yakilip yikilmisti. Su kaynaklarinin agzi betonla kapatilmisti. Halk, açlikla yüzyüze gelmisti. KDP ve YNK yöneticileri, ellerindeki kit olanaklarla yaralarini sarmaya, hayata tutunmaya çalisiyorlardi.

Her iki partinin yöneticileriyle halk, heyetimizi büyük bir ilgi ve sevecenlikle karsiladilar. Aramizda çok sicak bir iliski olusmustu. Uzun süre görüsmemis bir kardesin, öteki kardese misafir gitmesi gibi bir hava içindeydik.

15 gün süren gezimizde, Zaxo, Duhoq, Saqlava, Hewlêr, Silêmanîye ve Halepçe’yi ziyaret ettik. Parti merkezlerini, sivil toplum örgütlerini, kanaat önderlerini ziyaret ettik.

Kürdistan Komünist Partisine de ziyaret etmistik. Hiç unutmuyorum, genel merkez binasinin üzerinde dalgalanan orak-çekiçli kizil bayragi gördügümde, anlatilmaz derecede heyecanlanmistim. Türk sosyalistlerinin ‘feodal gericiler’ diye nitelendirdikleri Kürt yöneticilerinin ve halkinin içinde bulundugu politik ve kültürel seviye nedeniyle, çok mutlu olmustum, gururlanmistim.

Daha sonra, heyetimizdeki bir kaç arkadasla beraber, Hewlêr’deki bir Türkmen ilk okulunu ziyarete gitmistik. Okul müdürü bize Irakta toplam 1,5 milyon Türkmenin bulundugunu, bunun 70-80 bininin Kürdistan içinde yasadigini, 2 radyo, 3 televiyonun Türkmence yayin yaptigini, Türkmence yayin yapan bir çok gazete ve derginin oldugunu, Türkmen çocuklarinin okulda ana dilleriyle egitim gördüklerini söylemisti. Ben sahsen, okul müdürün, Türkmenler üzerlerine konulan baski ve kontrol nedeniyle böyle konustugunu düsünmüstüm.

Daha sonra, çay içmek için müdür odasina gittik. Odanin duvarina, Atatürk’ün resmi asilmisti. Bu tablo karsisinda, müdürün Türkmenlerle ilgili verdigi bilgilerin korku nedeniyle söylenmedigine, verilen bilgilerin dogru olduguna inandim. O zaman da çok mutlu olmus, gurur duymustum.

Geçen ay Güney Kürdistan Parlementosunda çok önemli bir yasa kabul edilip yürürlüge konuldu. Bu yasaya göre, Türkmen nüfusunun % 20’yi geçtigi yerlerde Türkmence, resmi dil olarak kabul edildi. Böylece Arapça ve Kürtçe’den sonra, Türkmence de resmi dil statüsünü kazanmis oldu.

Türkmence, artik devlet dairelerinde, okullarda, mehkemelerde ve tüm kurumlarda, resmi dil olarak kullanilacak.

Henüz devletlesme sürecini tamamlamamasina karsin, Kürdistan’in bir parçasinda ulasilan bu çagdas uygarlik düzeyi nedeniyle mutluyum ve gururluyum. Mutluyum, çünkü baski altinda olan bir etnik azinlik, temel insan haklarindan birisine kavusmus oldu. Gururluyum, çünkü onlara bu hakki Güney Kürtistan parlementosu verdi.

Heyyyy! Üç kitaya egemen olmus bir imparatorlugun mirasçisi, Fatihlerin, Kanunilerin, Yavuzlarin turunlari olmakla ögünen Türkler, henüz devletlesmemis Güney Kürdistana bir göz atin da, biraz utanin. ‘Asiret reisleri, feodal gericiler, Pêsmergeler’ diye alay ettiginiz Kürt ulusal önderlerinin ulastiklari politik seviye önünde selama durun.

90 yildan beridir sözüm ona ülkenizi cumhuriyet rejimiyle yönetiliyorsunuz. Ulu önderiniz Atatürk’ün emri geregi, çagdas uygarlik düzeyinin üstüne çikmaktan bahsediyorsunuz. Ama yanyana yasadiginiz 30 milyon Kürde, anadilde egitim hakki tanimiyorsunuz.

Daha düne kadar ‘Kürt diye bir halk, Kürtçe diye bir dil yoktur. Kürtçe medeniyet dili degildir. Kürt diliyle edebiyat yapilamaz.’ deyip duruyordunuz. Hele su sefil halinize bakin bir kere. Siz kim, çagdas uygarlik üzeyine çikmak kim?

Daha neo liberal, neo nazi olmayi bile basaramiyorsunuz, bu halinizle, nasil çagdas bir toplum ve devlet insa edeceksiniz?

Bilmem hala devam ediyor mu, bizim zamanimizda okul duvarlarina 100 Türk büyügü adi altinda bir resim tablosu asilirdi. Bu tabloda yer alan insanlarin tümü, ‘Ali kesen bas kiran’ denilen anli sanli Türk komutanlariydi.

Içlerinde bir tane bile, ressam, sair, romanci, müzisyen, felsefeci, bilim adami, tiyatrocu yoktu. Sadece bu durum bile, sizlerin çagdas medeniyetin neresinde oldugunuzu göstermeye yetiyor. Baska bir sey yazmama gerek gerek var mi acaba?

Yilmaz Çamlibel

Back to top button