Makale

Neden iki partili sistem de tek partili degil.. Elde firsat varken..

Baskanlik sistemiyle ilgili en ilginç açiklamayi anayasa profesörü de olan Burhan Kuzu yapti.

Katildigi TV programinda, yeni sisteme geçildiginde iki partinin kalacagini, onlarin da AK Parti ile CHP olacagini söyleyerek…

Yine de lutfetmis, hiç degilse CHP’yi varligini sürdürür olarak tahayyül etmis…

Bizde bazi çevrelerde ‘fazla fikir tehlikelidir’ diye özetlenebilecek hâkim bir görüs var. Hiç telâffuz etmeseler bile, konusmalarini mercek altina aldiginizda, ya da etkili çevrelere yakin kalemlerin yazilarini okuyunca, bu görüsü sezebiliyorsunuz.

Tek bir kalip.. her konuya benzer yaklasim.. en hafif muhalefete bile tepki…

Disari vuran belirtileri bunlar, bu yaklasimin…

Ayaklar denk, merak etmeyiniz

‘En iyiyi, en dogruyu, en güzeli, en ise yarari, en makbulü ben bilirim..’ yaklasimi bu…

Muhalefet, ne kadar yumusak olursa olsun, kabul edilmiyor; farkli görüse tahammül sifira yakin…

‘Medyadaki arkadaslar’ diyor günümüzün önemli bir siyasetçisi, ‘Lütfen ayaklarini denk alsinlar…’

Ayaklar zaten denk alinarak yapiliyor gazetecilik..

Geçmiste böyle düsünen veya Türkiye’yi bu dar görüs isiginda dizayn etmek isteyenler ile simdilerde ayni türden bir mesgale içerisinde bulunanlar birbirinden çok farkli tipler; ancak görüs olarak farkliliklari ayni amaç dogrultusunda çaba göstermelerini engellemiyor…

Iyi de, geçmisin ‘tek-tip’ dizayncilarinin beceremedigini bugünküler nasil basarabilecek?

Erken bir kusku ifadesi benimki, dogru…

Önce bir tespit: Geçmiste kendi çizgileri disindakilere tahammül edemeyenler, farkli düsüncelere karsi müsamahasiz davrananlar emellerine ulassalardi.. ilk tasfiye edecekleri.. simdi baskalarini tasfiye etmeyi kafaya koymus görünenler olurdu…

Ama görüyoruz: Tasfiye edilmek istenenler, kavga-gürültü, bugün çok güçlü hale gelebildiler… Baskalarini tasfiyeye kalkisabilecek kadar güçlü…

Neden acaba?

‘Tek-tipçi’ yaklasimlar insanin dogasina aykiri da ondan olmasin?

Simdi biraz tarih.. Islâm Tarihi..

Bu soruya cevabi Islâm Tarihi’ne bakarak arayalim isterseniz…

Islâm Tarihi açisindan en parlak dönem, Bati Tarihi açisindan en karanlik döneme tekabül ediyor: Ortaçag’a…

Henüz Istanbul fethedilmemis, ama Islâm Dünyasi artik bunu yapabilecek duruma gelmis…

Bati Dünyasi ise, Islâm Dünyasi’nin ‘insanlik mirasi’ olarak görüp sahiplendigi Eski Yunan’a ait eserleri Arapça tercümelerinden haril haril okuyup, o görüslere hosgörülü dünyanin temel esaslarini ögrenmeye çalisiyor…

Rönesans kapisinda..

Martin Luther’in Islâm’dan esinlendigi 95 tezli reformlari da fazla uzakta degil..

Nasil bir iklimde meydana geldi bir dünyanin (Islâm Dünyasi) digerine (Bati Dünyasi) üstünlügü?

Fikirler üzerine baski yapildigi.. ‘Bunu okuyabilirsin, ama buna dokunma bile’ diye bir üst aklin görüsler arasinda tercihte bulundugu ve herkesin ona uydugu.. tartismalarin yasaklandigi.. farkli görüs sahiplerinin kendilerini cezaevlerinde buldugu..

Yukaridaki paragrafta tasvir edilen dönemler sonradan gelecek ve Islâm Dünyasi’nin ‘örnek’ sayildigi dönemin yerini alacaktir; ama ‘örnek’ sayildigi dönemde Islâm Dünyasi’nda bunlarin hiçbiri söz konusu degildi.

Rivayete göre, birbirinden farkli fikir akimlarinin sayisi 4 binden fazlaydi ve onlarin temsilcileri sayilabilecek beyinler hem kendi çevrelerinde hem de diger akimlarin temsilcileriyle temas içerisinde varliklarini sürdürmekteydi.

Ibn Sina bir yildiz gibi parliyor.. Onun fikirlerini begenmeyen Imam Gazali, vaktiyle yakin durdugu felsefe çizgisinden ayrildigini da ilân etmesine yarayan ‘Tehafüt-ül Felasife’ (Filozoflarin Tutarsizligi) eseriyle ona cevap veriyor.. Ibn Rüsd ise, daha önce ayni yolun yolcusu olduklarini bildigi Gazali’nin eserini çürütmek için, tutuyor ‘Tehafütü’t Tehafüt’ (Tutarsizligin Tutarsizligi) adiyla baska bir eser kaleme aliyor…

Eseri okudugunuzda, Ibn Sina’ya karsi kirici bir üslup benimsemis Imam Gazali’ye olaganüstü anlayisla yaklastigini görüsünüz Ibn Rüsd’ün; ‘Ibn Sina’ya karsi o tutumu ancak kötü niyetli veya cahil biri takinabilir’ der Ibn Rüsd; ancak ona göre Gazali kötü niyetli de cahil de degildir.

O halde? ‘O halde’ der, ‘Herhalde yasadigi dönemin özel sartlari ile bugün bizim sahip oldugumuz bilgilere sahip olmayisi onu böyle davranmaya sevk etmistir…’

Hakaret de yok, kinama da, sesini çikartmamaya sevk etmek veya unutulmasini istemek de…

Iste öyle bir dönemde, Islâm Dünyasi, Bati’yi Ortaçag karanligindan kurtaracak bir ‘örnek’ kültür çevreni halindedir…

Müslümanlar Istanbul’u böyle bir iklimde feth etmislerdir.

‘Söyletmen, vurun’ seslerinin duyulmaya baslamasiyla farkli bir yöne gidildi ve onun sonucunu iyi biliyoruz…

Bati bugün tek sesli mi?

ABD’de baskanlik için yalnizca Hillary Clinton ile Donald Trump yarismadi; onlar hem kendi partilerinden karsilarina çikmis baska adaylari eleme yarisina katildilar, daha sonra da sayilari 10’larla ifade edilen 3. parti veya bagimsiz adaylara karsi…

Jill Stein (Yesiller Partisi), Gary Johnson (Libertarian Partisi), Evan McMullin (Amerika için daha iyi grubu), Darrell Castle (Anayasa Partisi) ile Gloria La Riva ve Rocky De La Fuente’nin de aralarinda bulundugu isimler de baskan adayi olarak halkin karsisina çiktilar…

Avrupa ülkelerinde de, iki partili görünseler bile, pek çok parti vardir. Ingiltere’de UKIP, Ispanya’da Podomos, Italya’da 5 Yildiz, Yunanistan’da SYRIZA, Izlanda’da Korsan Parti.. Bunlar üçüncü parti olarak çikip önemli basarilar gösteren ‘bazisi iktidarda’ partiler…

‘Iki parti olacak’ diye yola çikip siyaseti dar alana sikistirmaya çalisanlara ‘Neden iki parti?’ diye sormazlar mi?

Neden tek partili bir sistem istemiyorsunuz?

Yoksa istenen o mu zaten?

Biraz Islâm Düsünce Tarihi okusalar iyi olacak.

———————————————————

Marmara Yerel Haber-30 Aralik

Fehmi Koru

Balkêş e ?
Close
Back to top button