Makale

Neden sadece siz masumsunuz?

Böyle bir ‘sihir’ çok az ülkede ve tarih diliminde meydana gelebilir herhalde.

‘Darbe karsiti’ ni zamanla ‘darbeci’; ‘darbeci’yi ise ‘darbe karsiti’ haline getiren bir sihir!

Sadece iktidar hep yanilmaz; bir de bir kismimiz her sekilde ‘darbeye hayir’ci!

***
Simdi misal Ahmet Altan’a da yöneltilen ‘FETÖ’ye destek için Taraf Gazetesi’ni kurma’ suçlamasina bakinca ne görüyoruz?

‘Amaç’i bilemesem bile, bildigim ‘Taraf Gazetesi haberleri ve benzerleri sayesinde darbecileri alt etmis bir iktidar’ da var.

Bugün artik ‘Kumpas davalari’ dense de, iktidar o haberler, mansetler, onlarin Taraf’in boyutu, tiraji, etki alaninin çok ötesinde yaygin kullanimi, en önemlisi siyasi ve hukuki kullanimi ile sadece ‘bugün biraz mahcup’ mu ve ‘kandirilmis’ mi oldu…

Yoksa bilhassa 2007’den itibaren, Cumhurbaskanligi dahil, tüm seçimleri kazanmis, oylarini artirmis, referandumdan da çikmis mi oldu?

Iktidarin artik hiç ‘darbe repertuvari’ndan saymadigi 27 Nisan Muhtirasi, ki ‘darbe tehdidi’ydi ve de ona karsi ‘demokratik tavir’ degil miydi, yüzde 37’lik iktidari yüzde 50’ye kosturan?

Referandumda ‘ak ile kara’ tamamen o haberler, davalar, mansetlerle çizilmedi mi?

***

Bunlari ille de ‘Bir suç varsa, siz de suçlusunuz’ demek için söylemiyorum…

Belki söylesi daha iyi:

Bir masumiyet varsa, neden sadece siz masumsunuz?

***

Mesele su:

En bastaki amaç üzerine ne söylersek söyleyelim, ne iddia edersek edelim; misal Taraf ve benzeri haberler sadece ‘bir örgütün TSK içinde veya üzerinde etkili olmasi’na mi yaramistir, yoksa bizatihi ‘sivil iktidarin TSK üzerinde etkili olmasi’na da mi?

***

Çünkü bir meselemiz de su:

Yazilmis bir tarihi sadece istediginiz gibi okuyamazsiniz.

Hem ’40 yildir örgütlenen bir terör örgütü’ diyeceksiniz; hem bizatihi sizin de kullandiginiz, katildiginiz, yararlandiginiz haberleri, mansetleri suçlayacaksiniz…

Hem de kendiniz için ‘Milat’ ilan edip tarih sanki 2013 sonu baslamis gibi yapacaksiniz?

Bunu iktidar da yapamaz, ‘bagimsiz’ yargi da!

Çünkü eger bir gazeteciyi ‘örgüt için gazete çikarmak, haber yapmak, TSK’ya komplo kurmak’la suçluyorsaniz…

Bir bakacaksin, orada simdi size çok yakin olmus ‘gazeteciler’ de yazarlik, habercilik, yöneticilik yapmis o zamanlar!

Bir bakacaksin, orada çikmis haberleri meydanlarda, kürsülerde, davalarda, seçimlerde kullanmissiniz!

Bir bakacaksin, en azindan ‘Terör örgütüne üye olmadan, hiyerarsisinde bulunmadan isteyerek, bilerek yardim etme, propagandasini yapma’ diye bir suç varsa hakikaten, sizin de geçmisinizde, kazanimlarinizda, etki alani genisletmenizde, seçimler kazanmanizda, ‘askeri vesayeti kaldirmaniz’da tepe tepe islenmis!

***

O yüzden dün ‘Ya kriter ya krater’ dedim.

Kriterin gerçekten de saglam delillerle örgüt yönetimi, finansmani ve esas ‘darbe örgütlenmesi, bizzat darbeye katilim’ olmasi gerektigini tekrar söyledim.

Sadece kimi meslektas için degil; esleri, çocuklari bana yazan veya hiçbirimize sesini duyuramayan onca ‘alttaki asker’, binlerce ögretmen, memur, çoluk çocuklari, yikilmis hayatlari için de!

Iktidarin pasalara hediye ettigi ‘Askeri Disiplin Kanunu’ yüzünden ne tekmeciye, ne küfürbaza, ne de darbeciye ‘Hayir komutanim’ diyebilmis; ne emredilen görevi bilmis, ne sorgulayabilmis binlerce asker için mesela.

Bunlari en çok yazmasi gerekenler ise, simdi iktidar medyalarinda atip tutan ama misal, ‘kurulusundan itibaren’ Taraf’ta bulunmus, o mansetleri, haberleri paylasmis, olusturmus, bunlarin ‘iktidara da yaramasi’na tanik olmus, tanik ne kelime, aktör olmus ‘gazeteciler’ ve de siyasetçiler.

Çünkü bu dalga o dalga…

Çünkü bu lavlar o lavlar…

Çünkü ne kadar bagirirsan bagir simdi, kendi geçmis sesini de bastiramazsin Kamil!

Hepsi bir yana, menfaat, fayda, korku, endise bir yana…

Insanlik, hukuk, adalet duygusu, hakikat, hakkaniyet ve gazetecilik ölçüleri de bunu gerektirir.

Tamam mi!

ONLARA HER GÜN CUMARTESI!

‘Cumartesi Anneleri’ annelerden, babalardan, çocuklardan, kardeslerden, derken torunlardan olusan ‘Hakikati arama, kayiplarindan bir iz bulabilme’ mücadelesinde 600’üncü nöbete vardi.

Böyle sürekli bir nöbet varsa, o ülkede bitmeyen bir cinnet de vardir!

Kayip babalarindan daha yasli hale gelmis, onlarin son fotograflarindaki son bakislarinin artik kayip gençligini de çoktan geride birakmis ‘evlatlar’ varsa, öyledir.

Torunlar dedelerinin yasina gidiyorsa, öyledir.

‘Kayip evladindan bir kemik bulmak’ ve ona bir kabir yapabilmek, bir dua edebilmek, onunla ayni topraga kavusabilmek bir ‘teselli, hatta mutluluk ve ille vasiyet’ olabiliyorsa, öyledir.

Bu kadar kaybin, acinin, hakikat ve adalet yoksunlugunun üzerinde bir ülkenin ruhu huzur bulmaz zaten.

Bir de asker, sivil binlerce gencecik kaybi; bir de hapishaneleri, nefret ve siddet cehennemimizi ekleyin.

Huzur bulabilir misiniz hiç?

Ruhlar huzur bulmuyorsa, siz bulabilir misiniz?

—————————————————-

Haber Türk-25 Eylül

Umur Talu

Back to top button