Makale

Neler Oluyor?

Son bir aydir Kürt cografyasinda gelisen olaylar herkese ‘acaba ne oluyor’ sorusunu sorduruyor.

Bilindigi gibi bundan bir ay evvel yaslari 13-17 arasinda degisen 5 çocuk PKK tarafindan daga götürüldü. Özellikle çözüm sürecinde yeni bir asamaya gelindigi, silahlarin birakilmasi ve dagdan inisin müzakere edilecegi bir ortamda bu gelismeler Kürt toplumunda ciddi endiselere yol açti.

Bu gelismeler karsisinda Kürt anneleri küçük yastaki çocuklarinin daga goturulmelerine ilk defa tepki göstererek çocuklarinin geri gönderilmesini istediler. Bu amaçla 4 ailenin baslattigi oturma eylemi birden bire gündemin basina oturdu. Kürdistan’in degisik sehirlerinde çocuklari dagda olan ailelerin katilimiyla bu sayi su anda 100’ü bulmus durumda. Protestolarin baslamasi ile birlikte Amed Büyüksehir Belediye Baskani Gülten Kisanak, BDP Esbaskani Selahattin Demirtas ve IHD gibi sivil toplum örgütlerinin önce suskunluklari ile, daha sonra ise Selahattin Demirtas’in ‘bunlar MIT’ten para almislar’ seklindeki demeci çocuklarini geri isteyen aileleri ve Kürt halkinin çogunu rencide etti. Özellikle dönem dönem Türk askerlerinin esir alinip daga götürülmesinde basta BDP ve sivil toplum örgütlerinin çabalari hatirlandiginda bu suskunlugun toplumda hayal kirikligi ve öfke yaratmasi normaldir. Hele bu çocuklarin 13- 17 yas arasinda olmasi toplumu düsündüren bir olgu olarak karsimizda duruyor.

Bu madalyonun bir yüzü, madalyonun diger yüzü ise ne Kandil’deki yönetici kadronun ne de Imrali’daki Abdullah Öcalan’in bastan beri bu konuda hiçbir sey söylememeleri. Bu protestolarin akabinde Lice olaylarinin patlak vermesi yurtsever kesimde yeniden ‘neler oluyor’ sorusunu sordurdu.

Lice olaylarinda iki Kürt gencinin sehit olmasi sonrasi, protestocu ailelerin bu sehitlere saygi ve sahiplenme amaciyla eylemlerine iki gün ara vermesi onlari suçlayan S. Demirtas’a ve suskun kalanlara bir sey ifade etmiyor mu? Etmiyorsa biz söyliyelim; bunlar anne babadir bu insanlarin cigerleri yaniyor. Bunlar çocuklarini yani cigerlerini geri istiyorlar.

Imrali ve Kandil’de ikamet edenleri bir kenara birakarak ‘onlarin çocuklari yoktur’, özellikle BDP-HDP-KNK-IHD, bilimum sivil yöneticilerine ve bundan bir süre önce çocugunu kayip eden Sirri Sakik olmak üzere herkesi empati yapip eylemci annelerin duygularini anlamaya ve eger bir hesaplari yoksa bu feryatlara tercüman olmaya çagiriyorum.

Çocuklarin geri gönderilecegine olan inancimizi koruyarak bu çocuklarin ailelerine kavusmalari dilegiyle.

Sahin Çetin

Back to top button