Nerde bizim zamanimizdaki seçimler?

Kompütürün basina oturdugumda, seçim sonuçlari henüz açiklanmamisti. Bu nedenle, seçim sonuçlari üzerine fikrimi açiklamam ve yorum yapmam münkün degil. Bunun yerine sizlere eski seçimlerle ilgili bazi anilarimi sunmak istiyorum.
Önce, sizlere de yabanci gelmeyen bir insan tipinden bahsetmek istiyorum. Bu tip insanlar her vesileyle, geçmisle ilgili her seyi yüceltir, yenilerini de yerin dibine batirirlar, örnegin:
-Bizim zamanimizda böylemiydi? Yok arkadas,
büyüge saygi, küçüge sevgi kalmamis.
-Nerde bizim zamanimizdaki bereket? Bir simitle üç kardes doyardik.
-Nerde o muhabbet, o sevk, o hürmet? Günümüzde hiç bir seyin tadi, tuzu kalmadi.
-Bizim zamanimizda tandir ekmeginin, manolyanin, yaseminin, çilegin kokusu böylemiydi?
-Nerde o eski mehtaplar? Allah seni inandirsin ay, denizde altin bir tepsi gibi görünürdü. Simdi öyle mi?
Ben de ‘Nerde bizim zamanimizdaki seçimler?’ diyip yazima devam ediyorum.
Eskiden sosyal medya yoktu. Yani internet, Twitter, YouTube ve kasetler yoktu. Bizler, seçmen tavlamak, oylarini almak için, kapi kapi dolasirdik. Seçmenleri derinden etkileyecek flas haberler uydururduk. Örnegin CHP yandaslari milleti gaza getirmek için ‘Ey ahali! Duydunuz mu? Menderes Agri Dagi’ni Amerikalilara satacak.’ DP ‘liler ise ‘Inönü camileri ahir yapacak .’ derlerdi. Servis edilen bu haberler üzerine, millet her iki tarafa basardi küfrü.
Kasabamizda namli bir dava vekili vardi. Bu kisi, okuma ve yazmayi askerdeki Ali Okulu’nda ögrenmisti. Köylülere 50 kurus karsiliginda dilekçe yazardi. Yazdigi dilekçelerde, ‘Madaa, behemahal, binani aleyhin, zati aliniz, haki payiniz’ gibi Osmanlica kelimeler kullanirdi. Bu nedenle herkes de onu allem-i cihan zanederdi.
Bu kisi hasta bir CHP’liydi. Seçim zamanlarinda kürsiye çikar ha bire konusurdu. Elini kürsüye vurarak söyle derdi. ‘Top bizde tifing bizde. Tank bizde lesker bizde.’ Daha sonra elini ahaliye dogru sallayarak ‘Peki ne var sizde?’ diye sorardi. Yani sizin anlayacaginiz, eskiden de bir parelel Türk devleti vardi da, biz isin farkinda degildik.
Seçim sonuçlanip, CHP’nin seçimi kaybettigi ilan edilince, kasabamizda cümbüs baslardi. Demokrat Parti’nin ileri gelenlerinin verdigi emir üzerine, CHP yandaslarinin evlerinin önünde davul zurna çalinirdi. Askerde bando çavuslugu yapan Memet Çavus, hem zurna çalar hem de ‘Ankara’nin tasina bak, gözlerimin yasina bak.’ diye türkü çagirarak CHP’lileri fitil ederdi.
Aile olarak biz de bayram yapardik. Çünkü 1943 yilinda, CHP tarafindan ailece sürgüne yollanmistik. Çok partili döneme baslayinca, çikarilan genel af nedeniyle vatanimiza geri dönmüstük.
Babam, Kürt, Islam ve Osmanli kimlikleriyle ögünen, bu nedenle CHP ve Inönü’ye muhalif bir insandi. Beni de yanina alir, köy köy seçim propagandasina giderdik. Babam ölene kadar Menderes hayrani kaldi.
CHP’nin seçimi kaybetmesi nedeniyle, babam çok mutlu olurdu. Atatürk’e, Ismet Pasa’ya verir veristirirdi. Büyük bir mutlulukla söyle derdi, ‘Hê Hêêêy! çawane Mistoyê Kor, Îsmetê Kerr? Me dîsa tenekekî bi boçika we girêda û hooo kire wa. Hela ev çîye, emê zilma wa ji bêfila wa bînin. Emê bi îzna Xwedê, tac û textên wa welgerînin.’
Babam geceleri bir kaç dengbêji evimize çagirirdi. Onlar, Agri, Palo, Dêrsim, Koçgiri Kürt ulusal baskaldirilari üzerine yakilmis ezgileri söylerlerdi. Babam da büyük bir zevkle ve gururla kahvesini yudumlar, sigarasini tüttürürdü.
Bazen de verdigi emir üzerine evin çocuklari olarak, el ele tutusur govend çekerdik. O da gururla bizleri seyrederdi.
Bu arada annem de bos durmazdi. Misafirlere çaktirmadin ellerimize veye cebimize birer tane kirmizi akide sekeri koyardi.
Ah ah! nerde bizim zamanimizdaki seçimler? Inanin simdikilerin ne tadi var ne de tuzu. Sahi, siz bu seçimden bisey anladiniz mi? Kim yalanci, kim hirsiz, kim ugursuz. Kim mert, kim namert? kim kazandi, kim kaybetti? Yani ne oldu?
Yilmaz Çamlibel