Makale

Nuri Çelik’in yazisi üzerine: Ispatlamazsan müfterisin!

Rizgarî sitesinde Nuri Çelik adiyla yayimlanan, kendisiyle çelisen ve gerçekleri yansitmayan makalesine itirazim var. Öncelikle sunu söylemem gerek: Herkes ayni düsünmek zorunda degil. Siddete varmayan farkli düsüncelere her zaman saygi duymusumdur. Ancak insanlarin farkliliklarini ya da farkli düsüncelerini ortaya koymak için gerçeklerden uzaklasarak süphe ve varsayimlar üzerinden baskalarini itham etmelerini de elestiri olarak görmem. Nuri iyi tanidigim bir sahistir. PSK´ye, Sayin Burkay´a ve KOMKAR’a bu iftirayi bilerek yaptigindan kusku duymuyorum. Çamur at izi kalsin misali! Dogrusu çok da cidiye aldigim bir yazi degil. Ancak okuyucularin Nuri’nin yazisina yönelik tepkisini önemsedigim için, etik olmayan bu çirkef iftirasi üzerine birkaç satir yazmayi uygun gördüm.

Nuri Çelik de ‘ne yazayim?’ derken sonunda yazacak konu bulmus. Konu, Sayin Kemal Burkay ve PSK çizgisi. Malum, Burkay´a karsi açilan kampanyada bir o eksikti. Herkes yazdi çizdi, ayibolur, millet merak ediyor, gözü-kulagi Nuri´dedir!

Nuri Çelik, Sayin Burkay´i, PSK´yi ve Köln´de yapilan ‘Diyaspora Kürt Konferansi´ni kastederek isim vermeden KOMKAR’i itham ediyor. Ama yalan söylüyor. Bak, ben sana ‘yalan söylüyorsun’ diyorum. Yalanlarinla dezinformasyon yayiyorsun. Bu iftirayi bilerek söylürsun, `çamur atayim izi kalsin´ diyorsun! Dürüst bir insan degilsin…

KOMKAR olarak o günkü göndeme uygun olarak, 2010 Agustosu´nda Anaysasa Referandumu ile ilgili ”Diyasporada Kürt Konferansi” düzenledik. Bunu tamamen kendi imkanlarimiz ölçüsünde gerçeklestirdik. Altmis kisi düsünmüstük ama bu sayi davetli olmayip da Köln ve çevresindekilerin de katilimiyla 100 kisiye çikti. Katilimcilarin birçogu konferans gecesi dost ve tanidiklarinda kalmisti, ki sen de öyle yaptin. Bir kisim katilimci arkadaslari da otelde agirladik. Öyle çok büyük ya da altindan kalkamayacagimiz bir masraf da degildi. Zaten altindan kalkamayacagimiz islere de girismeyiz. Bu konferansa sen de dahil birçok Avrupa ülkesinden yazar, aydin ve farkli kesimlerden siyasetçi davet ettik. Iki günlük tartismalarin ardindan, sen de dahil 60 kisinin altina imza attigi ortak bir deklerasyon yayinladik.

Konferansin finansmaniyla ilgili kamuoyunu yanlis yönlendirecek itham ve iftiralarda bulunuyorsun. 30 yildan fazladir yurtdisindaki Kürtlerin haklari için mücadele eden, ülkedeki mücadeleye katkilar saglayan bir örgütü böylesi ithamlarla zan altinda birakmanin ne yurtseverlikle, ne demokratlikla ne de en temel ahlak ölçüleriyle alakasi olamaz. Iddialarini ispatlamakla yükümlüsün. Eger ispatlayamiyorsan sen de müfteri (iftiraci) durumuna düsersin. Bu durumda da seni kamuoyuna havale etmekten baska yapacak bir sey kalmiyor.

Çelik, KOMKAR`a yönelik iftiralarla kalmiyor. Kendisini hakem yerine koyuyor, PKK ve Sayin Kemal Burkay´i da ayni kefeye koyarak merkeziyetçilikle suçluyor ve söyle diyor: ”Kendilerinden baskasina tahammülleri yok. Biribirlerini devletle iliskilerinden dolayi suçluyorlar. Illegaliteden vazgeçmiyorlar ama baris ve demokrasiden söz ediyorlar.”
Nuri Çelik bu satirlari yazarken ya kendisini uzayda saniyor ya da Kürtleri baska bir gezengende farzediyor. Bir kere Sayin Burkay ve 30 yila yakin bir süre liderligini yaptigi PSK, kurulusundan beri Kürtlerin birligini esas almistir. Kürtler arasindaki sorunlarin çözümü için de demokratik ve barisçil yöntemleri savunmustur. Kürt örgütleri arasinda güçbirligi konusunda ilk adimi PSK atmistir. Örnegin 1979´da, 3 Kürt örgütünün yanyana gelmesinde ve Ulusal Demokratik Güçbirligi-UGD´nin olusumunda girisimci olmustur. 1980´den sonra yurtdisinda birçok birlik çalismalarinin aktörlügünü yapmistir. Ülkede legal zeminde DBP olarak mücadelesini sürdürürken, bir legal partide Kürtlerin birligini saglamak için DBP´nin feshedilmesinden sonra diger yurtsever kesimlerle HAK-PAR in olusumunda yer aldilar. Bu konudaki örnekleri çogaltmak mümkün…
Öte yandan, bugüne kadar illegal ya da legal planda birçok yurtsever Kürt siyasetçisi örgüt kurma girisimlerinde bulundu. Kemal Burkay ve PSK hangisinin önüne geçti, onlara engel oldu? Hangi girisime ‘Bize ragmen bir sey yapmazsiniz’ dedi? Kendisi gibi düsünmeyen örgütleri, yazarlari, siyaset adamlarini hain ilan edip düsman mi gördü? Hangi yurtsever örgüte saldirdi, kimin kafasini kirdi?

Lagallesmeye gelince…
Nuri’nin bir zamanlar içinde çalistigi örgüt de dahil, hiçbir Kürt örgütü illegal çalismayi kendi istegiyle seçmedi. Sayin Burkay’a gelince… O, basindan beri legal mücadeleyi savunmus, Kürtlerin legal alanda verdikleri mücadeleye önem vermistir. PSK ve çevresi demokratik ve kültürel dernekler kurmus, sivil toplum örgütlerinde çalismis, sendikal mücadelede yerini almis, DISK´in Kürdistan´daki 10. Bölge Temsilciligi´ni yapmistir.

Bugün de bir yandan Kürt örgütlerinin kendi kimlikleriyle legal alanda çalisma zemininin yaratilmasi için kosullari zorluyor, diger yandan da özgürlük ve demokrasi mücadelesini bugünkü yapisiyla sürdürüyor. Ha, ucuz internet siyasetçileri bundan rahatsiz olabilirler. Biz de siyaseti onlarin için degil, Kürt halki için yapiyoruz. Hiç kimse ‘Burkay ve dava arkadaslari Kürt halkinin özgürlügü ile ilgili taleplerinden vazgeçti ya da taviz verdi’ diyemez. Seksenli yillara kadar Kuzey Kürdistan´da 10´un üzerinde Kürt örgütü vardi. Bunlarin çogu 30 yillik sürede örgüt olarak varliklarini koruyamadilar. PSK ise kararli, ilkeli ve tutarli politikasiyla bugün de mücadele alanindadir. Maalesef bazi internet yazarlarinda renk körlügü var. Asil mesele de çekememezliktir…

Bakanlarla görüsme sorununa gelince…
Sayin Burkay, siyasi mücadelede, bütün hayati boyunca, hep barisçil demokratik mücadele yöntemini esas almistir. Dolayisiyla sorunun demokratik ve barisçil bir sekilde çözümü için, taraflarin diyalogunun gerekliligine inanan siyasi bir aktördür. Önemli olan Kürt halkinin hak ve özgürlüklerini savunmaktir. Bunun için de Sayin Burkay, çözümle ilgili taleplerini, kendi durusuna yakisir bir tarzda, hiç kimseden çekinmeden onurlu bir sekilde dile getiriyor. Bu da bazilarinin uykusunu kaçiriyor tabii.
Çelik, ”Kemal Burkay ‘in PKK ve devlet arasindaki iliskilerle ilgili savlari dogrudur” diyor ve devam ediyor: ”Burkay geçmis aliskanliklarindan taviz vermeden ve hiç bir yeni sey sunmadan kanal kanal dolasip, hepimizin çok iyi bildigi devlet PKK iliskisini yeni bilgilermis gibi anlatip arinin deligine çomak soktu.”

Peki Nuri’ye sormak lazim, PKK cenahinda dünden bugüne ne degisti? PKK´nin etki alaninda olan ve Dogu Kürdistan´da faaliyet yürüten PJAK ile Iran rejimi arasinda silahli savasa son verilmesi hangi anlasmalara dayanarak yapildi! Yine, Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi´nde yer almaktansa Besar Esad´i tercih eden ve Afrin sehrinde Suriye rejimine karsi eylem yapan Kürt yurtseverlerine saldiran Bati Kürdistan´daki PKK´ye yakin PYD´lileri, ari deligine çomak sokmadan nasil teshir edersin? Elbette bu herkesin kâri degil. Bunu yapmak için Kürt halkinin özgürlük mücadelesine karsi sorumluluk duymak gerek. Buna da yürek gerek!

Sayin Burkay, her gün toplu mezarlarin ortaya çiktigi cografyamizda, bizzat Abdullah Öcalan’in ”30 bin sehidin 16 binini biz infaz ettik” itirafina ragmen, gerçekleri halktan saklayip, Sayin Serafettin Elçi gibi ‘PKK yanliz itirafçi ve hainleri öldürüyor’ mu desin! Sayin Burkay´in yillardir dogrulari komuoyuna iletmesi ve hiçbir yönüyle Kürt halkina hizmet etmeyen çirkeflikleri desifre etmesi, elbette ki kendi çikar ve kariyerinden baska hiçbir seyi düsünmeyeleri rahatsiz eder. Derler ya ‘Leylegin ömrü laklakla geçer.’ Nuri´ninki de o misal.

Balkêş e ?
Close
Back to top button