Makale

O da düstü, öteki de!

Iki ögrenci ‘Ali Ismail’i unutmadik’ diye pankart açmis, Eskisehir Anadolu Üniversitesi’nde. Mezuniyet töreninde.
Ve siddete maruz kalip götürülmüsler.

Çünkü Ali Ismail’i unutman devletin sarti. Diplomani al, ama vicdanin, hafizan güdük kalsin.
Çünkü Akdeniz Üniversitesi’nde iki ay içinde intihar eden üç gençten biri olabilirsin ama Ali Ismail’i hatirlayamazsin.
Çünkü Antalya’da bir yurtta, genç hayallerin baskilar, cendereler arasinda korkulara, bunalimlara dönüsür, hayati ve umutlarini unutup gidebilirsin.
Ama Eskisehir’de bir sokak arasinda polis ve eli sopalilarin linç ettigi 19 yasindaki bir genci ‘unutulmaz’ diye anamazsin.

Ali Ismailler’in, kadinlarin, çocuklarin, mahallelerin, isçilerin üstüne sürülen polisler de ‘Soylu unutulmaz’ diye pankart açabilir mi?
Haklisiniz, kim unutulur kim unutulmaz karismasin, tam yazmali adini:
‘Alparslan Soylu unutulmaz’ diye pankart açabilir mi?

Çünkü ‘kahraman’ sayilirken, amir baskisi, hakareti, mobbingi sonucu intihara sürüklenen polislerin hatirasi, hukuku da daha ziyade onlarin nefret ettiklerine düsüyor.
Azinliktaki kimi meslektasi, Emniyet- Sen gibi bogulmak istenen, sendika sayilmayan, polislerin yanina sokulamadigi örgütler, muhalefet önergeleri, bir de iste Duvar’da Cihan Basakçioglu’nun haberi, böyle yazilar…

Acaba kim vicdaniyla dostun oluyor, kim postunu yüzmek istiyor?
Bunu yine yeniden bir kez daha söyle sorayim:
Kim baska insanlarin hayatina, haysiyetine, hakkina karsi siddetle yaptigin haksizliklarina sahip çikiyor…
Kim hiyerarsi siddetinde hirpalanan hakkini, hukukunu, ezilen insanligini önemsiyor?

Türkiye öyle ortak gururlar, övünmeler bulmakta pek zorluk çekmiyor zaten…
Düsmana, ‘ötekiler’e karsi en az yüzde 80 birlesir ya…
Mesele ‘ortak acilar’i fark etmek.
Mesele ‘ortak acilar’da da birlesebilmek.
Mesele ‘ortak acilar’in omuz omuza verebilmesi.

Polis amiri baskisiyla intihara sürüklenen Alparslan Soylu muhtemelen ‘milliyetçi’ bir polisti…
Polis ve sopali ahali siddetiyle linçle öldürülen Ali Ihsan Korkmaz da kalbi solda atanlardandi.
Simdi bu ikisi, hayattayken, ‘bu ülkenin nefret haritasi’nda karsi karsiyalar. Biri coplu, kalkanli, silahli, küfür kiyametli. Biri de… ögrenci, genç ve iste siz söyleyin!
Ama bakin nasil da yan yana düsmüsler!

Bakin bu ülkedeki kibir, kin, nefret, hiddet, siddet kurbanlari arasina; polis kimligine veya ögrenci pasosuna, öyle TC’sine, memleketine, inancina inançsizliklarina bakilmadan yere, topraga, hayatin disina nasil düsürülmüsler.

En kötü zamanlarda dahi, burada ve yillarca yazdiklarimda, insan adina umudum o hep. Nasil olup da göremedigine hayretle, bir gün göreceklerin çogalmasi:
Bunu nasil göremezsin?..
Sivasiz hanelerin çocuklarinin sivasiz hanelerin çocuklarina düsman edildigini…
Gencecik hayallerin, senin içinde de kurutulup bir de senin marifetinle baskalarina nefret, siddet olarak taslastirildigini…
Misal, Uludere’de bombalarla öldürülen köylüler ile onlari anma törenine berbat bir korucu araciyla sevk edilip kazada ölen uzman çavuslarin ayni uçuruma düstüklerini, düsürüldüklerini!

Seni insan olarak asla sevmeyenler, bir silah, bir sopa, bir araç olarak nefretle, kinle, siddetle tahkim edip insan yerine konmak istenmeyen baskalarinin üzerine firlatiyorlar.
Bunu milliyetçilik, bunu vatan-bayrak aski, ahlak filan saniyorsun çogu kez…
Vatandaki insanlarin önemli kismindan nefretle belki baskanlik sistemi olur ama vatan-vatandas aski dandik kalir!

Sevdigin sey insanlar degil de topraksa…
Orada polis Alparslan Soylu da yatiyor, Akdeniz Üniversitesi çocuklari da, Ali Ismail Korkmaz da!
Bastigin yeri… tani!

——————————————————–

Gazete Duvar, 14 Haziran 2022

Umur Talu

Balkêş e ?
Close
Back to top button