Makale

Onlarin kurban avi bitmez!

Simdi ben size iyi bayramlar diyecegim! Siz baskalarina diyeceksiniz. Baskalari daha baskalarina. Hepimizin sözleri ayagi matemlere zincirli bayramin gücüne gidecek aslinda

Kendisinin ikiz kizlari var, ömürleri uzun ve saglikli ve aydinlik olsun, henüz 12-13 yasinda olmalilar.

Ve milletvekili, parti lideri babalari durmadan 14-15 yasindaki kizlarin “evlilige müsait oldugunu” ilan ediyor.

Adsby Kiosked

Okumaya degil…

Kendilerini gelistirmeye degil…

Kamyon kasalarinda o tarla bu tarla çalistirilmak yerine okula gönderilmeye degil…

O kasalardan derelere düsürülüp 12-15 yaslarinda öldürülmek yerine umutla yasamaya degil…

Gülmeye, mutlu olmaya, kendi gelecegini tasavvur etmeye degil…

“Cinsel yeterlilik marifetiyle rizaya ve evlilige müsait oldugunu” söyleyip duruyor.

Yoksullarin itikatla, itaatle, biatle boyun egmesini telkin eden böyle bir “dayatma ve fetva” türü, o hanelerin en zayif halkalari olan kiz çocuklarin kaderini de bu tür bir teslimiyete dügümlemek derdinde.

Adsby Kiosked

Çünkü o çocuklarin akillari, kalpleri, bedenleri üzerinde hüküm süren erkeklerin, kimi bazen aileden, kimi bazen tarikattan, kimi konu komsudan veya her neredense artik, böyle bir korkusu, endisesi olmasin!

2 milyon çocuk isçisi olan ülkede, çocuklara dair “vizyon” bu!

18-45 yas arasindaki kadinlarin beste birinin çocuk evliligi yaptigi, bu çocuklarin üçte birinin çocuk yasta dogurdugu ve yarisinin da siddete maruz kaldigi ülkede “ufuk” bu!

Sene 2023 ve inanç adina koyulastirdiklari ideolojileriyle, bazilari hâlâ çocuklari “kurban” etmenin yollarini ariyor.

“Zayiflar” üstünde güçlülerin, kudretlilerin, efendilerin hüküm sürmesini mesrulastirmanin bir yolu da, onlarin bedenlerine bile müdahale etmeyi kendilerinde hak görebilmeleri.

Toplumsal cinsiyet esitliginden nefretin kökeninde cinsiyet esitliginden nefret yatiyor zaten!

Bayram ya, bu eski “bayram” yazimi da bu efendilere “online” postaliyorum:

Simdi ben size iyi bayramlar diyecegim!

Siz baskalarina diyeceksiniz.

Baskalari daha baskalarina.

Hepimizin sözleri ayagi matemlere zincirli bayramin gücüne gidecek aslinda.

Aslinda biliyor ki, bir ötekinden bu kadar nefret edenlerin, bir digerini bir, hatta bin kasik suda bogabilecek olanlarin, hâlâ evlatlarini kolayca kurban edenlerin, fitne-fesat-tamah-günah histerilerinde gözü dönenlerin “bayram”i da ikiyüzlü.

“Islam alemi”, ortak bayramini zaten birbirini katlederek, milyonlarca çocugunu yollara ve yollarda dökerek idrak ediyor.

Insan, inancina göre de, inançlarin insani ana fikirlerine göre de bir “bayram”in hakikaten dayanisma, bir ötekini bilme, bulma, hissetme, anlama vesilesi olabilecegini de düsünebilir…

Çocuklara misal, bunlari anlatabilir.

Fakat her kösesinden nefret, arsizlik, ugursuzluk, kalleslik, bencillik fiskiran bir “zamane bayrami” sirasinda hangi yüzle ne anlatacaksiniz?

“Herkesin bir seysi” olmasi gerekenler, tüm ikballerini, artik daha ne ikbal olacaksa…

Tüm istikballerini, daha ne kadar istikbal sartsa kendilerine…

Toplumu asgari yari yariya yarmak üzerine kurmuslar.

Bu bize çok münasip hakikaten.

Çünkü düsmansiz yapamayiz; düsmansiz bayram da olmaz zaten.

Bakmayin dört bir yanimizin düsmanla çevrili olduguna.

Evet, ama yetmez!

Bize esas iç düsman gerek.

Bütün içimizin düsmanla çevrili olmasi gerek.

Kimileri apartman, mahalle, tarla komsusunu düsman olarak gözüne kestirir.

Kimimiz veya hepimiz öteki mezhepten, öteki dinden, öteki dilden, öteki “köken”den olani.

Kendimizi tanimlamamiz, kendimizi rahatlatmamamiz, kendimizi insan olmasa da adam yerine koymamiz için, düsmandan nefret sarttir ve bizi bu yüceltir.

Iyilik, insanlik ile yücelmekten daha keskin, daha kolay, daha kalicidir kötülük, fesat, kin marifetiyle yücelmek.

Bunu bir koyuna, bir sigira anlatamazsin kolay kolay.

O, “kurbanlik” kaderine yürürken veya ayak direrken biraz, bu kadar derin düsünür mü, bilemeyiz.

Insanin “bayram”inin kendisinden nefrete mi dönüstügünü düsünür… Fakat en azindan melerken, mölerken, boynunu uzatir yahut bagli gözünü kaçirirken, için için sormasi çok mümkündür:

Evlatlarinizi kurban etmeyiniz diye ben buyruldum…

Siz delilere her gün bayram, her gün evlat kurban edersiniz…

Vallahi billahi ben esas o kandan yoruldum!

Belki de öyle demez.

Belki de zaten o türküdeki gibidir bayram:

Geceler yarim oldu

Aglamak kârim oldu

Her dertten yikilmazdim

Sebebim zalim oldu

Bayram gelmis neyime

Kan damlar yüregime

Yaralarim sizliyor

Doktor gelmis neyime

Ellerin yari gelmis

Gülmek benim neyime

Bir de sik sik sik “Aman aman garibem” nakaratlari vardir ki, birden “Anam anam garibem” olur, “analarin agladigi”ni da o arada unutmayalim diye.

Simdi ben size “iyi bayramlar” diyecegim…

Ve tekrar yazinin basina dönecegiz.

Iste öyle…

Öyle iste!

——————————————————————-

T24, 27 Haziran 2023

Umur Talu

Back to top button