Makale

Ortadogu’da siyaset

Sevgili okurlar, kösemdeki yazim eskidi. Zaten eskiden yazilmisti.

Yazacak ve söyleyecek bir sey yok mu, çok sey var. Konular pes pese kafama akin edip yazilmadan yerlerini baskasina birakiyorlar. Ama zaten söyleyeceklerimi medyaya yansitiyorum. Bu ara daha da yogun bir ilgi var. Ben de yetistirebildigim kadariyla TV programlarinda ve gazetelerle yaptigim röportajlarda görüslerimi yansitiyor, bazen de açiklamalar yapiyorum. Hatta sitemizde bu kadar çok konusmamin, söylesimin ‘ve de resmimin- yer almasi, inanin ki beni rahatsiz ediyor.

Ama siyaset de böyle bir sey iste. Her sicak konuya laf yetistirmeniz gerekiyor. Üstelik bize uzun dönemler ambargo koymus, görüslerimiz, eylem ve çalismalarimiz konusunda sagir ve dilsiz kalmis medyayi, tam da ambargonun kalktigi böyle bir dönemde küstürmeye gelmiyor…

‘Sin û sahi’lerde (*) dostlarin, tanidiklarin, hatta yedi yabancinin yaninda olmak gerekiyor. Size hançerlerini saplamak için can atmis ve atmakta olanlarin, linç güruhu size saldirirken kervana katilanlarin bile…

Bu memlekette kör ölür fincan gözlü olur, kel ölür sirma saçli olur… Bu memlekette ilkeler, degerler yilan bedeninden daha esnektir… Aksam adam gibi yatip sabah hamam böcegi olarak uyanmak sik sik yasanan bir olay. Çoklari için ‘degisim’ böyle bir sey…

Bunu yapmadiniz mi yaylarini germis bekleyenlerin, yeminli karsitlarin oklari hemen size yönelir.

Bense ne ölü sevici oldum ne de siyaset için ikiyüzlülük yaptim. 50 yil önce, bir edebiyat ve sanat tutkunu, sair ve yazar olarak genç yasimda siyasete gönülsüz girsem de, para ve post umurumda olmasa da, ezilenlerin, haksizliklara ugrayanlarin yaninda yer aldim; gecemi gündüzüme katarak onlari aydinlatmak için, onlarin haklari ve özgürlügü için çalistim. Benim de siyaset tarzim böyle iste.

Yeminli karsitlarin derdi ne halktir, ne vatan. Yeteneksizlik, beceriksizlik, yenilgi, kiskançlik, kin ve öfke onlarin bedenlerini sarmis, ruhlarini esir almistir. En çok da dürüst, kararli, yaratici insanlara düsmandirlar. Bu, uçan kusa bakinca kahrolan yerdeki sürüngenin psikolojisidir. Yükseklerde özgürce süzülen o kusun da kanadinin kirilmasini, yerlere düsmesini, hatta kendilerine de hiç dost olmayan alici kusun onu da avlayip isini bitirmesini cani gönülden isterler…

Ortadogu’da siyaset zor is, vesselam!

Ama ben de iste bu zoru seçmis olanlardan biriyim. Ortadogu siyasetinde, hatta genel olarak siyasette mide bulandiran çok seye tanik olsam da bugüne kadar birakip kaçmadim.

Ben inatçi biriyim. Özellikle de zalimlerin halka ördügü tuzaklari, halkin safinda görünüp zalimlere hizmet edenleri, güçlünün yaninda görünmeyi marifet sayanlari, yanlis yolda olanlarin ardina takilmayi ‘birlik’ sananlari, onurlarini paraya ve posta satanlari, gerçekleri gördükleri halde gizleyenleri, halka yalan söyleyenleri, korkaklari gördükçe dogrulari haykirmak için daha da büyük arzu ve istek duyarim.

Gerçegi söyleyecek insanlara gerek var. Baska türlü bu devran degismez, ileriye dogru yol alinmaz.

Elbet bu iste yalniz olmadigimi biliyorum. Gerçegi gören ve dile getiren, tanidigim, tanimadigim çok insan var. Aralarinda çok sayida dostum, arkadasim var. Bu toplumda benimle ayni siyasi safta olmasalar bile gerçegi söyleyenlere saygi duyan, gönül bagi kuran çok insan var.
Onlar bana güç veriyorlar, ben onlara güç veriyorum.
1982 yilinda yazdigim bir siirimi hatirladim, okuyaniniz okumayaniniz vardir:

DEVRIM YOLU SENLIK YOLU DEGIL

Bu bir maratondur unutma
Yol da inisli çikisli
Sagi-solu uçurum, batak

Sana umut ve cosku gerek
Yol-yöntem bilmelisin
Adimini rastlantiya birakma

Ustalik tanri vergisi degil
Bol alinteri gerek
Uzun soluk yoksa isin bitiktir
Mindere çikmadan önce
Pazulari güçlendir

Baldan tatli öfkeyi gemlemeyi bil
Pesinden segirtip duran
Korkuyu kovamazsan
Yolda tikanip kalirsan eger
Velveleye verme çevreni
Unutma, yigitçe de
Alçakça da düsebilir insan

Isle ölçülür bizde yigitlik
Dirençle tartilir
Dik yokusta sinanir yürek

Bu iste yenilgi de var ölüm de
Devrim yolu senlik yolu degil
Türkün yarim kalirsa eger
Gam yeme
Baskalari sürdürür, tamamlar onu

Evet, sevgili okurlar, devrim yolunun senlik yolu olmadigini bilerek yola devam… Bu bir maraton kosusu. Bu hem bugünkü ve gelecek kusaklara, hem de bizden önce özgürlük ve adalet arayanlara karsi bir sorumluluk ve görev.

Bizim de mutlulugumuz burada.

——————————————

(*) Sîn û sahî: Yas ve senlik anlamina gelen Kürtçe söz.

Kemal Burkay

Back to top button