Özal “1 numara”yi ögrendi mi?
Olay aslinda BUGÜN’ün haberiyle duyurulmustu.
Adli Tip Kurumu’nun ön raporu Özal’in zehirlendigi gerçegini ortaya koyuyordu. Ancak kesin rapor henüz yayinlanmadigi için medya bu habere temkinli yaklasti. Ortaligi birbirine katmasi gereken bu haber gereken soku yaratmadi.
Ama haberlerin de arkasi kesilmedi. Nitekim dün, Fatih Altayli da ek bazi bilgilerle haberi dogrulayan bir yazi yazdi. Altayli’nin aldigi bilgilere göre yapilan ilk incelemede çok kuvvetli bir zehrin varligi tespit edilince, kurum yetkilileri bu bilgiyi hemen devletin üst kademeleriyle paylasmislar ve oradan aldiklari “Hiçbir süpheye yer birakmayacak sekilde inceleyin” talimati üzerine dört ayri ekip kurarak sonuçlari yeniden test etmisler. Birbirinden bagimsiz çalisan bu dört ekip de ayni sonuca varmis: Turgut Özal kesinlikle zehirlenmis!
Ülkenin cumhurbaskani öldürülmüsse…
Böylesine önemli bir olay, ülkelerin tarihinde bir ya da iki kere vuku bulur. Ve böylesine önemli bir olay açiga çikti mi, o ülkelerin gündemi yillarca bu konuya kilitlenir. Kennedy suikastinin arka planinin Amerika’da 63’ten bu yana neredeyse hiç düsmeden gündemde kaldigini; arastirmalarin, tartismalarin hiç bitmedigini düsünürseniz, bizim de Özal’i zehirleyenlerin kim oldugunu ögrenene kadar huzur bulmamamiz gerekiyor.
Üstelik bizim elimizde, bu suikasti aydinlatmak için baslangiç noktasi olabilecek çok önemli bir olay var: Kartal Demirag suikasti.
Özal, bu suikasti özel olarak arastirtmis ve önemli sonuçlara varmisti. Evet, o kendisini öldürtmek isteyeni ögrenmisti. Ama anlasilan o kadar dehsetengiz bilgilere ulasmisti ki, bu bilgilerin açiklanmasinin yaratacagi siyasi depremden çekindigi için susmus ve çevresindekilere de bu konunun üstüne gitmeme karari aldigini söylemisti.
Özal Ergenekon’la burun buruna geldi
Simdi, bugün sahip oldugumuz bilgilerle olaya tekrar baktigimizda, Özal’in o incelemenin sonucunda o zamanki adiyla derin devletle, bugünkü adiyla Ergenekon örgütüyle burun buruna geldigini tahmin etmek zor degil. Bugün Ergenekon ve Balyoz davalari sayesinde artik bir tehdit olmaktan çikan ama 1993’te mutlak iktidar olan o derin yapilanmayla… O karanlik yilda, ülkenin en taninmis arastirmaci gazetecisinden Jandarma Genel Komutanligi yapan bir orgenerale ve yine Diyarbakir gibi çok kritik bir ilde Jandarma Bölge Komutanligi yapan bir tuggenerale kadar sayisiz suikast düzenleyen bir karanlik mihrakla…
Özal’in ulastigi bilgiler onu bu örgütün hangi kademesine kadar götürdü; örgütün hangi düzeydeki sorumlularinin isimlerine kadar ulastirdi; “1 Numara”yi buldu mu bulamadi mi, bilmiyoruz. Ama suikastin izini sürerken ulastigi isimlerin ve makamlarin onun o günkü gücüyle hesaplasmaya giremeyecegi kadar güçlü olduklari besbelli.
Glasnosta devam
Ama bugün artik güçler dengesi degisti. Derin devlet, kontrgerilla ya da Ergenekon, adina ne derseniz deyin, 1993’teki mutlak hakimiyetini kaybetti. Bu durum bize hem Kartal Demirag dosyasini yeniden açmak hem de Adli Tip Raporu ile kesinlik kazanan zehirlenme olayini aydinlatmak için tarihi bir firsat veriyor.
Derin devleti bütün kollariyla birlikte devletin derinliklerinden çekip çikarmanin uzun ve kapsamli bir süreç olacagini hiç unutmadan glasnosta devam etmek gerekiyor. Özal’inki basta olmak üzere 1993’ün siyasi cinayetlerinin aydinlatilmasi bu glasnostun yeni ve çok önemli bir asamasi olacaktir.
———————————————–
Bugün-10 Kasim
Gülay Göktürk