Makale

Özel savas konsepti, siyaseti baskilarsa…

Medeni toplumlarda siyasi rekabet, ayni topraklari paylasan halklar arasinda husumet yaratma hareketleri degil. Aksine var olan husumetleri düsünsel zemine çekerek toplumun bütün katmanlarinin hayatina esitlik temelinde anlam kazandirma hareketleridir. Dolayisiyla bilincin öne çiktigi toplumlarda siyasi rekabet, toplumun umut edindigi adalet vaad edici sosyal-siyasal ve ekonomik merkez olma yarisina dönüsür. Çünkü yarisin sorularini kitlelerin ihtiyacina göre hazirladigi sinav oldugu anlayisi hakim. Böylece farkli dili konusan ve farkli kültürlerden gelen halklar arasinda ayricaliga meydan vermeyen siyaset, kendini toplumun her katmaninin yerine koyarak devlet yönetimini onun ihtiyaçlarina göre biçimlendirir.

Buna karsin kitlelerin denetleyemedigi ve dogal seçmenden uzaklasmis siyaset, varolus amaciyla tam bir tezat olusturan tulumcu alanlari kaybetme veya kazanma bahanesiyle hiddetli kapismalari siddetle despotizme evriliyor ise, siyaset er-geç rotasindan uzaklasacak ve zat(lar)a mahsus komik bir hal alacak. Ilkeli demokrasinin ve demokratik degerlerin darbe yiyecegi, yerine yolsuzluk, hile ve desiseyle harmanlanmis milliyetçiligin biçimlenecegi böyle alanlarda, içinde bekleyeni olmayan, bekleyeni bekleyenden sayilmayan magdur, irgat ve emekçi insan potansiyelinin eriyecegi, adi ne konuluyorsa konulsun demokratik degerlere tahamülsüz bir karmasa yasam bulacak.

Akil tutulmasinin yasandigi kavram karmasasinda, batagini kurutmak yerine karanlik dehlizlerde her zaman canli tutulmus ergenekon batagi, geçmiste yasandigi gibi Kürt gençligi ile yoksul Türk gençligini birbirine kirdirarak genç nüfusu yutma projesinin provasini yapacaktir. Özellikle son bir yil içinde faillerine ulasilmayan rastgele öldürmelerle fitili tutusturulmus yasananlarin, bu kirli savas konseptinin ikinci bir kirli savasi projelendirecek ortami hazirlama gayreti olarak halklarin karsisina çikacak.

Yakiciligi kuskusuz her kapiya dayanmis Kürt sorununun hukuki bir temelde çözülecek olmasindan duyulan endiseden, kirli savas konsepti ergenekonun yikim ekibinin is basinda oldugu günlerden geçiliyor olmasi bunun isaretlerini veriyor. Nitekim topluma arti deger katan ve umut duyulan sürecin sip diye kesilmesiyle ocaklara tekrar pespese ates düsüyor. Basta kollektif gücü tartisilmayan IHD’leri olmak üzere STK’lar kepini önüne koyup düsünmeli. Bu örgütsel güçler siyasi alanlara truva ati rolünü oynamak yerine evrensel anlamda direngen bir tavirla tarihi misyonlarini yüklenip faili meçhulleri evrensel hukuk alanlarina tasinarak kiyam baslatilmis olsalardi, bu batak mutlaka kurutulmus olurdu.

Bugün tarih tekerrüre zorlanircasina birbirini taniyan öfkeli zatlarin agiz dalasinin sebep oldugu kirli savas provasinda, yasamlarinda ayni öyküyü paylasan ancak birbirini tanimayan akran ve adas gençler tekrar birbirine kirdiriliyor. 8-10 yaslarda çocuklar dahi isabetli atislarla katlediliyor. Ates sadece düstügü ocaklari yakmaya devam ederken cenazeler keyifbazlar, yagmacilar, çapulcular, hirsizlar tarafindan toplumsal cinnet araci haline dönüstürülüyor. Kalbinde vicdan ve iman bulunduran herkes, kim tarafindan ve kime yönelik olursa olsun bu kirli savas oyununa, fitneye karsi durmali. Siddetin, toplumu veba gibi sarip çürütmesini engellemek için sadece savasa hayir demek de yetmiyor. Anti savas cephesi olusturularak siyasi rant ugruna toplumun hayatini masaya yatirip fitneyi körüklemenin adinin da siyasi marifet olmadigi taraflara yüksek sesle hatirlatmayi gerektiriyor.

Islam alimlerinden Amir Cerahil derki’Fitne çikaran alimden ve cahil abidden sakinin. Bunlarin haline meftun olan, aldanan için ikisi de fitnedir, büyük tehlikedir. ‘

Igneyi kendine batirmadan çuvaldiz elde mantigi öteleyerek Insani ve ahlaki bakis gösteriyor ki ergenekonun cirit atacagi kaos güzergahi, sadece AKP’nin girtlagina dört yüz dört gibi yapisip, nefes aldirtmadan kaçinilmaz sona dogru kosturan telasenin SAHIP muamelesiyle okunmamali. Ocaklara ates düsüren bu keyfiyet, oy baronu varsayilan ve isbirlikçi konumlariyla siyasi alanlari baskilayabilir tulumcu Kürt ergenekonunun yedegine düsmekten hosnut yapilanmalar kadar, kemalist grupçuklarin koltuguna sikistirilip AKP apsesine karsi sanki siddetli antibiyotikmis gibi tanitilan, ancak ayni yapida devinim gösteren Kürt siyaset kanadinin heyheyli bir döngüde olduguyla da ilintilidir.

Bilindigi gibi AKP’nin en büyük basarisi, baslattigi sorusturmayla siddeti törpüleyen, yargisal ve kurumsal alanlari alt etmis ergenekonun önünü kesip çatismasizlik ortami saglamasiydi. Bu sorusturmadan hareketle siddetin sona erdirilmesi, savassiz ve gerilimsiz bir ortamda baris yolu, ancak iç paradoksal baskilarla siyasi hükümranlik alani olusturmus kirli savas konseptinin en dehset alani kimi korucu çeteciliginden baslanmaliydi. Bu kirli yapidan tugla çekercesine ilk faili meçhuldan yukariya dogru sorgulamak ve nester vurmakla bu kirli yapiyi vicdanlardan söküp atmak mümkündü. N’oldu? Sanki derinlerden emir buyurulmus gibi çiplak acilar canli canli ortadayken, tetigi çekenler üstünde durmak yerine, herseye devlet terörü denip somut soyuta indirgenmeye çalisildi. Ergenekon-feodalizm ortakliginin karakterine uygun olarak 17 bin masum insanin katli, mazlum ailelerin, damlari baslarina yikilanlarin, metropol varoslarina sürülen milyonlarin haklari, IHD’lerinin aymaz durusu önünde karanliga gömme istenciyle zaman asiminin insafina terk edildi. Acilar, travmalar tulumcu Kürt ergenekonuna ihsan sayildi ve adalet istencine de öcüye bakarcasina bakildi. Cumartesilerin talihsiz annelerine bile tahammül edilmedi.

Oysa kosul ne olursa olsun adalet istemek güncel hak oldugu kadar baris maratonunun ilk adimidir. Devletin yapisindan adalet istemenin hayli zorlastigi son otuz yildir mazlumlarin basvuracagi adres de Hayvan Severler Dernegi, Doga Sever örgütler veya TEMA vakfi degil, varlik amaçlarina uygun hareket ederek AIHM ve evrensel hukuk alanlarini sarsacak INSAN HAKLARI dernekleridir. Dünyanin her yerinde IHD’leri, tarihi sorumluluk bilinciyle vicdani tahribatlari önleyici aktör olmustur.

Yasanan acilar gösteriyorki siyaset, ezilenlere karsi güçlülerin, haksizlarin siyasi aktörleri rolü oynamaktan kurtulmadan, son otuz yilin karanliginin aydinlatilmasi için ciddiyete ve olgunluga erismeden baris yolu saglikli bir rota izleyemeyecek. Çünkü baris yolu hakla sonuçlanacak uzun soluklu bir maratondur. Rant amaçli siyasi zorbalikla kirlilikleri, yolsuzluklari örtme aracina dönüsmeyi kaldirmaz. Bu anlamda, Kürtlerin siyaset yoksulu durumuna düsürmüs olmasinda, hakli ve dogru bir çati altinda toplanarak toplumun ihtiyacina uygun siyaset üretmek yerine birbirine çelme takmaktan ve var ile yok arasinda devinmekten hosnut negatif Kürt siyasetinin payi da unutulmamalidir.

Olmadik hayal kurmalarla, yandasina kazik çakmalarla peynir gemisi bile yürümüyor.

ALI KIZILAY
Emekli Ögretmen-YAZAR

Ali Kizilay

Back to top button