Makale

Özgür gelecegimize sahip çikalim

Yasadigimiz 21. yüzyilda da, ne yazik ki dünyamiz, halen rahata kavusmus degil. Savaslar, darbeler, diktatörlükler, demokrasi disi uygulamalar devam ediyor. Emperyalist baski ve sömürü kiskaci da ayni hizda ilerliyor. Doga hoyratça kirletiliyor. Dogal zenginlikler, sömürü ve rant araci olarak talan ediliyor. Emek ve demokrasi cephesi, halklarin esit ve özgür yasama mücadelesi zorluklar yasiyor. Bu olumsuz gelismelerin, kapitalizmin acimasiz sömürü ve baskisinin bir sonucu oldugunu hepimiz biliyoruz. Bugün karsilastigimiz tüm zorluklarin, konut, kent, ulasim, enerji, saglik, egitim, altyapi, issizlik, gida, sanayi, demokrasi vb daha bir çok sorunun kaynagi bu esitsizligin ve sömürünün sonucudur. Elbette bu yeni bir durum degil.

Bilimin, teknolojinin, demokrasi mücadelesinin kazanimlari da, bu gün önemli asamalar kaydetti. Özellikle, Iletisim imkanlari, halklarin, emek ve demokrasi güçlerinin örgütlenmesinde önemli bir araç haline geldi. Siyasal mücadelelerde demokratik yöntemler ön plana çikti. Baris ve birlikte bir arada yasama gayretleri hizla sürüyor. Red ve inkar, asimilasyon politikalari artik hiçbir destek bulamiyor. Çevreye sahip çikmak, kitlelerin ortak bilinci haline geliyor. Dün konusulmasi tabu olan konular bugün tüm boyutlariyla tartisilabiliyor. Tüm olumsuzluklara ragmen, tarihin akisinin dogru mecrada yürüyecegi ve inanci yayginlasiyor.

Kürt sorunu da, basta bugünü olmak üzere, yüz yili asan geçmisi ile birlikte tartisiliyor. Bölünmenin sonuçlari, isyanlar, çatismalar, acilar, sürgünler, jenosit ve faili meçhuller, kazanimlarda dahil, ne varsa ortaya dökülüyor. Dost düsman herkes elinde, darciginda ne varsa ortaya döküyor. Kürtlerin birlikte yasadiklari halklar, dünya halklari meseleye yeniden bir çözüm perspektifiyle bakiyor. Bunun için mesele, bölgesel ve uluslar arasi bir sorun halinde. Çözümü de basta Kürt halkinin ezici çogunlunun ulusal demokratik mücadelesi sonunda, özgürlük ve demokrasi çerçevesinde( tüm ulusal ve demokratik haklarinin teslim edilmesi seklinde) gerçeklesecektir. Buna halklarin bölünmesi, güçlerin parçalanmasi, emperyalizmin bir projesi gibi düsüncelerle engel olmaya çalisanlar var. Kürtlerin aradigi birlik, birlikte yasadigi halklarla esitlik temelinde kendi kaderini tayin etmektir. Yönetimde, yasada, her alanda söz ve karar sahibi olmaktir. Bana göre bunu adi federasyondur. Bu gün bölgemizde yasananlar, dogru degerlendirilmezse, yeni çözüm önerileri de ortaya çikmayacaktir. Geçmiste oldugu gibi yapilanlar; halk tabiri ile ‘kendi çalip kendi oynamak olur.’ Yada ‘ havanda su dövmek olur.’ Bu yol ve metotlarin, sonuçlarinin yeni tabirle, ‘Faturasi’ maalesef çok agir olmaktadir. Bu bedeller artik ödenemeyecek agirliktadir. Bunda israrin hiçbir elle tutulur gerekçesi yok. ‘Tek’çi zihniyetlerin günümüzde sorunlari daha da karmasik hale getirdigi, çözümlerini engelledigi gerçegini unutmadan, aklin ve bilimin gösterdigi yolda, diyalog, uzlasma, karsilikli güven ile esitlige, barisa, özgürlüge ulasmaliyiz.

Yazima umutla basladim, her zaman da umudumu muhafaza ederim. Tarihten günümüze miras kalan, bölgemizin, çözülmezse, yakin zamanda dünyanin temel sorunlarindan biri haline gelecek olan Kürt sorununun yakin zaman da çözülecegi umudumu da koruyorum. Bölgenin zengin petrol, dogal gaz, su ve enerji kaynaklarina sahip olmasi, konunun ciddiyeti, basta bu topraklarda özgürlüklerinden mahrum sekilde yasayan, biz Kürtler tarafindan bilinmektedir. Bu dogrultuda çözüm için, uzun yillardir mücadele yürütülmektedir. Çok büyük güçlükler yasandi. Çözüm önerileri de, önce onlardan gelmektedir. siyasetçi ve sair kemal burkay’in siirinde dedigi gibi ‘birbirinden dogar ölüm ve yasam/umut acilarin topraginda yeserir/kuru toprakta ölür ilk damlalar/ sonrakiler akar irmak olurlar.’ Savasin çikmaz sokak oldugu aci tecrübelerle sabittir. Bölgenin ve Kendi özgün kosullarina uyan dünyada bir çok ülkede basariyla uygulamasi devam eden, FEDERSASYON bu karmasaya, soruna da en uygun çözüm olarak öngörülmektedir. Bu birlikte yasadigimiz halklarla, esitlik temelinde bir arada yasama arzusunun yönetim, bir biçimidir. Çatisma yerine, tüm güzellikleri paylasmak anlamina geliyor. Eksik, yanlis olani, kavgayi geride birakip, gelecekte, yüksek sesle gerçekten, ‘yillardir esit ve özgür olarak bir arada yasiyoruz.’ Diyebilmek sansini kullanmak demektir., toplumlarin bilinçlenmesi, bu dogrultuda örgütlenmeleri hizlandi. Baski ve siddet yöntemleri artik kitleleri durdurmaya yetmiyor.. Akli selim olan herkes, yani baristan, esitlikten, özgürlük ve demokrasiden yana olanlar artikça, bunlarin çabalari örgütlü ve kararli bir güce eristikçe çözülmeyecek hiçbir sorun yok. Bu iyimserligimi koruyorum ve paylasiyorum. Zorluklar elbette var. Hem de yillardir birikmis haliyle, bir anda çözülsün diyen de yok.

Her sorun, onu yaratan sartlarin degistirilmesi, veya sökülüp atilmasiyla ile giderilir. Devamlilik esas olduguna göre, yeni sorunlar yaratmamanin tedbirleri mutabakatla alinir. Bu süreci sekteye ugratmamak içinde gerekli her türlü demokratik denetimin yasal ve uygalama biçimleri devreye sokulur. Demokrasi zor istir. Örgütlü, egitimli toplum olmak zor istir. Kalkinmak ve sanayilesmek zor istir, özgür ve mutlu yasamak zor istir. Bedel ödemek zor istir. Bütün bu asamalari bilerek, Zorluga merhaba diyelim, barisa merhaba diyelim, çalismaya, üretmeye, paylasmaya merhaba diyelim. Hayata, acilarina diyalogla merhaba diyelim, ‘yüzlesmeye’merhaba diyelim, çünkü merhaba diyalog demektir. Uzlasi ve barisin ilk adimidir. Tekrar yerine, umutlari ertelemek yerine, güzel bir gelecek için, çabalarimizi; ilkeli, planli, örgütlü, disiplinli bir sekilde ortaklastirmaktan baska yol görünmüyor. Çocuklarin, gençlerin, sivillerin savasta, çatismalarda ölmesine dur demeliyiz. Her türlü baski ve esitsizlige karsi çikarak, ortak akli ve birligi yaratmak durumundayiz. Özgür bir gelecege sahip olmak zorundayiz. Çünkü gelecegimiz, yasama irademizdir, sevgidir, kültürdür, esit ve özgür olmaktir, onurdur, dostluktur, varlik nedenimizdir. Asla vazgeçemeyiz.

26.07.2013

H.Hasan Tuzcu

Back to top button