Makale

Paravan örgüt mü, dik durus mu?

Son dönemde, bir yerlerin talimatiyla kurulan, asil amacinin Kürt ulusal meselesinin bütün deger yargilarini dejenere etmek olan bazi paravan örgütlenmeler insa ediliyor. Bu yaziyi kaleme alirken amacim, yillardan beri Türk derin devletinin paravan örgütlenmelerle Kürt ulusal mücadelesini etkisizlestirmeye yönelik çablarini açiklamaya çalismaktir.

Bunlar bir zamanlar geçmisi meçul olan kisiler tarafindan piyasaya sürülmek isteniyor. Örnegin KCK gibi örgütlerin nasil olusturuldugu üç asagi bes yukari herkes tarafindan bilinmekte. Türk derin devletinin böyle örgütlenmeleri bahane ederek; Kürtlere karsi nasil terör estirdigi; binlerce insana nasil iskenceden geçirdigi; tas atan cocuklara bile uzun hapis cezalari biçildigi ve seçilmis belediye baskanlarini ceza evlerine doldurmalari, bu oyunun birer parçasi gibi gösterilebilinir. Bu seneryolar Türk derin devletinin sikça bas vurdugu yöntemlerdendir.

Her ne kadar bugün Aydinlik Gazetesi tarafindan geçmise yönelik belgeler havada uçussa da; daha önceleri PKK’nin akil hocalari olan Yalçin Küçük’lerin, Dogu Perinçek’ lerin iliskilerini bilmeyen yoktur. Yazilanlar bir zamanlar Dogu Perinçek ve ekibi tarafindan Aydinlik dergisinde gururla paylasiliyordu. Hatta bir çok kisi Aydinlik dergisi sayesinde PKK’ya katildigini söylüyordu.. Yalçin Küçük’ün her açiklamasinda ”Kardesim Apo” diyerek söze baslamasi hafizalardan silinmemistir.

Yalçin Küçük’ün mahkemelerde yaptigi savunmalarinda, devletin kendisine verilen görevi yerine getirdigini itiraf etmesi herseyi açikladigi kanisindayim.

Peki ne oldu’da Dogu Perinçek ve Yalçin Küçükle PKK arasinda ipler böyle koptu.? Bence çok basit, bunlar rollerini tamamladi, kosullar istemler ve çikarlar degisti. Ayrica derin güçler el degistirdi. Iste bu noktada, bugünün yeni kahramanlari, Sirri Süreya ve benzerleri gibi yeni aktörler devreye sokuldu.

Özellikle ”çözüm süreci” döneminde, Imrali’nin görüsmeler için BDP içerisinde Sirri Süreya denen sahsi tercih etmesi kafalari karistirmiyor mu? Elbette karistiriyor, çünkü Imrali’nin mesajlarini iletme görevinin bu sahsa verilmesi siradan bir olay degildir. Kandil ile Imrali arasinda mesaj götürme getirme ve bu mesajlari kamuoyuna açiklama görevinin bu kisiye verilmesi tesadüfü degildir.

Iste bu noktada Sirri Süreya’nin her türlü iliskilerini iyi arastirmak ve incelemek gerekir. Bay Sirri Süreya ve Ertugrul Kürkçü’nün gerçekten Kürt dostu oldugunu sananlar büyük bir yanilgi içerisindeler. Bunlarin, Kürtlere ve Kürt liderlerine agiz dolusu hakaret eden ve düsman gösteren MHP çizgisiyle yarisircasina Kürt liderlerinden Mesud Barzani’ye ve Kemal Burkay’a olmadik saldirilarda bulunmalari düsündürücü degil midir?.

Sirri Sürreya ve Ertugrul Kürkçü, Kürt liderlerine dil uzatirken bin kere düsünmeleri gerekiyor.. Sayin Kemal Burkay siyasi hayati boyunca söylediklerinin arkasinda durdu ve saga sola yalpalamadi. Dün ne söyledi ise bugün de onu söylüyor.

Sirri Sürreya parlementoda ” Kemal Burkay federasyon istiyor. Biz onu bile istemiyoruz” diyerek yalvarirken, ne kadar ”iyi çocuklar” olduklarini anlatmaga çalisiyordu.

Kisaca sahte Kürt dostlarina ve paravan örgütlere dikkat çekmege çalistim. Umarim Kürtler bu tür paravan örgütlere karsi uyanik olurlar.Geri kalan yorumu okurlara birakmayi tercih ediyorum.

Paravan örgütlere sans tanimayalim!

Kürtler kaderlerini paravan örgütlere teslim etmemeli!

Sêxo Burcak

Back to top button