Makale

PKK: acil ateskes

PKK derhal ve tek tarafli olarak ateskes ilân etmelidir!

Hemen, simdi ve acilen…

Tabii sayet ‘çözüm’ diye bir beklentisi varsa…

Arti, sayet HDP’yi siyaset sahnesinden silmek gibi bir art niyet gütmüyorsa…

Daha arti, sayet Aksaray liderinin ihtiras tramvayiyla son duraga gitmek istemiyorsa…

Aksi takdirde muazzam bir sorumsuzluk sergilemis olacak ki, basta Kürtler olmak üzere ceremesini bütün bir ülke çekecek.

***

PKK’nin Suruç kiyimina misilleme olarak iki polisi katletmesinden ve ardindan da TSK’ya yönelik saldirilari tekrarlamasindan sonra kaleme aldigim her makalede, böylesine eylemlerin Ankara’daki ‘Yeni Savas Cephesi’ne hizmet ettigini vurguladim.

Zaten akli basinda herkes de üç asagi bes yukari ayni tahlili yapti.

Nitekim de gelismeler sözkonusu varsayimi, daha aninda dogruladi.

Kesin bir yesil isik yanmasa dahi yine de ISID’le mücadele kozunu kullanarak Bati’dan cevaz alan hükümet Türk kamuoyunun önemli bir kesimi tarafindan mesru addedilen ‘karsi misillemelere’ basladi.

Silahin yeniden birinci plana geçmesi ise kendi dinamiginde siyaseti geri plana itti.

Ve deyim yerindeyse de dogasi itibariyle ‘ilk kabak HDP’nin basinda patladi’.

Dolayisiyla genel ‘Baris Cephesi’ de yara aldi ki, heyhat su 7 Agustos’ta 7 Haziran’a oranla iki ay öncesinden haydi haydi geri mevziideyiz ve esas sorumlusu PKK’dir!

***

PKK’dir, çünkü Suruç’un ‘intikam’ (!) biçimi o ‘Yeni Savas Cephesi’nin karsi taarruzuna yukaridaki mesruiyeti kazandirdi.

Iki polisin katli ‘Çözüm Süreci’ni resmen de bitirmek isteyen ama gerekçesini hasim tarafa yüklemek için mazeret arayan bu kesime gümüs tepsi içinde altin firsat sundu.

Kandil sonradan yalanlamismis ve ‘özerk’ (!) bir birimin inisiyatifine baglamismis…

Inandiriciligi zaten bir yana, sözkonusu Kandil gerek kullanmaya devam ettigi dil, gerekse de benimsedigi misilleme- karsi misilleme kisirdöngüsü itibariyle gelismeleri hâlâ ve hâlâ okuyamadigini bugün de gözler önüne seriyor.

Yahut da kasten okumak istemiyor…

Mümkündür!

***

MÜMKÜNDÜR, zira son tahlilde karar mercii Stalinci bir Türk solunun hamurunda yogrulmus ve eski ‘desperados’ kimliklerinden ötürü de kaybedecek fazla seyi kalmamis; üstelik ezelden beri askerî açidan düsünmeye alismis bir yönetim kadrosudur.

‘Az olsun benim olsun’ veya ‘az olsun öz olsun’ dürtüsüyle davranacak böyle bir yönetimin sivil zeminde siyaset yapacak, dolayisiyla ister istemez tedricen farklilasacak bir HDP ‘nin eliminasyonundan gocunmayacagini düsünmek pekâlâ da mantiki bir varsayimdir.

Fakat bunun çok agir bedelini Türk ve Kürt bütün bir ülke ödemek zorunda kalacaktir.

Çünkü yarin daha ayrintisiyla deginecegim gibi, Ilber Ortayli’nin eski Orta Avrupa Imparatorlugu’nu kastederek yaptigi enfes saptamaya atfen bir daha tekrarlarsam, ‘ne o Türkler Avusturyalidir, ne de o Kürtler Macar’dir!’

Zaten iste bunun içindir ki, tehdit falan degil zararin neresinden dönülse kârdir hesabi ve yine deyim yerindeyse, PKK hemen ‘aklini basina toplamalidir’.

Tek tarafli olarak ve ‘özerk birimleri’ (!) bastan reddederek ateskes ilân etmelidir!

‘Yeni Savas Cephesi’nin hevesini kursaginda birakmanin ve ‘barisa tekrar sans tanimanin’ ilk ve olmazsa olmaz asamasi buradan geçmektedir ki, derhal, acilen ve simdi!

————————————–

Taraf-8 Agustos

Hadi Uluengin

Back to top button