Makale

PKK Türkiye’nin düsmani mi enstrümani mi

Türkiye 1984 yilindan bu yana PKK ile mücadele ediyor. Daha dogrusu PKK ile mücadele ediyor görüntüsü altinda Ankara’da siyasi pozisyon belirliyor. Türkiye’nin 30 yillik PKK ile mücadelesinin büyük bir kismi, Güneydogu’da degil Ankara’da geçti.

Söyle ki, PKK çok uzun zaman Ankara için bir enstrümandi. Özal Basbakan olup iktidari ele alinca PKK hortladi, ya da hortlatildi. PKK böylece Özal’in reformlarini engellemenin araci olarak kullanildi. PKK’nin bölgedeki varligi sayesinde Asker Ankara’da siy sete müdahale edebiliyordu.

Özellikle 1991 yilina kadar geçen yedi yillik süre içerisinde PKK çok önemsiz çok küçük bir örgüt iken asker PKK’yi hiç ciddiye almadi. PKK’yi Ankara’da pozisyon kapmak için kullandi.

Ankara’da askerler ve siviller itisip kalkisirken PKK büyüdü. Soguk Savas’in sona ermesiyle dünya yeni bir döneme girdi. Ankara bunu da geç anladi. Ancak PKK çok hizli kavradi. Önce ideolojisindeki Marksist Komünist vurgusunu atti ve dogrudan Kürt Milliyetçisi bir partiye dönüstü. Bu da PKK’nin hizla büyümesini sagladi.

Ankara’nin PKK ile ilk ciddi mücadele girisimi 1991’den sonra basladi. Ancak bu da bastan sona yanlis bir mücadele stratejisi ile yapildi. Ankara Öcalan’in ‘Kürdistan’da zorun rolü’ mantigini kendisine adapte etti ve devleti örgüt ile esitledi. PKK zor ile insanlari yanina çekiyorsa ben de zor kullanarak yanima çekerim diye aptalca bir strateji gelistirdi. Faili meçhuller, diski yedirmeler, iskenceler, Beyaz Toros arabalarla kaçirilan ve kaybedilen binlerce insan iste bu aptal kafanin ürünüydü. PKK’ya yaradi…

Öcalan’in yakalandigi 1999 yilina kadar PKK resmen devletin aptalliklari yüzünden büyüdü belki de büyütüldü. Yani devlet PKK ile akilli bir mücadele yürütmedi.

2001 yilinda Türkiye, tarihinin en büyük firsatini yakaladi. El Kaide’nin ABD’yi vurmasiyla baslayan teröre karsi global mücadelede Amerika’nin yaninda yer alip PKK’yi etkisiz hâle getirebilecek bir firsat yakalamisti. PKK bu dönemde Amerikan baskisindan kurtulmak için sürekli isim degistiriyordu. Türkiye için hem demokratiklesme hem de PKK’yi bitirme, veya PKK ile masaya oturma anlaminda 2002-2005 arasi bulunmaz bir firsatti.

Türkiye bunu da iskaladi. Zira Ankara’nin birinci önceligi yeniden asker- sivil mücadelesiydi. Askerler PKK’dan çok AKP’yi önemsiyor, AKP’yi iktidardan götürmek için PKK dâhil her araci kullanmayi mesru görüyordu. Hattâ kimi iddialara göre PKK’nin 2004 yilinda çatismalari yeniden baslatmasini askerler istedi. Öcalan bunun için, AKP’ye karsi askerin elini güçlendirmek için savasi yeniden baslatti.

Asker- AKP savasinda askerin yenilmesiyle birlikte PKK ile stratejik bir mücadele basladi. 2010-2012 arasinda süren mücadele döneminde ilk defa askerler ve siviller tek düsman olarak PKK’ya karsi ortak mücadele etti. PKK bu dönemde ilk defa çok ciddi kayiplar verdi.

Hattâ kimi istatistiklere göre PKK’nin 1984 yilinda bu yana askerî bakimdan en zayif düstügü dönem 2011 yiliydi. Ne olduysa Ankara’da bir el yeniden PKK’nin imdadina yetisti. Uludere’de yanlis istihbarat vererek köylüleri bombalatip PKK ile mücadeleyi durdurup, müzakereyi baslattilar.

2012’den sonra müzakere yeniden baslatilinca PKK yeniden güçlendi, daha dogrusu Ankara’nin destegiyle güçlendirildi. PKK’ya nefes verildi ve örgüt yeniden büyütülünce 2015’te savas da yeniden baslatildi.

Ankara’nin PKK ile mücadele tarihine bakildiginda su net olarak görülecektir. PKK Ankara için bitirilmesi gereken düsman degil kullanilmasi gereken bir enstrüman. Ankara PKK’yi kullanarak, hem Kuzey Irak, su günlerde Suriye, hem de bölgedeki politikalarina bahane üretiyor.

1990’li yillarda Kürtlerin büyük sehirlere göç ettirilip uzun vadede demografik yapinin degistirilerek Kürtlerin bölünmesinin önüne geçmek için PKK kullanildi. 2000’li yillarda Kuzey Irak’i kontrol altina almak için PKK bahane edildi. Simdi ise Kuzey Suriye.

PKK’nin içine sizmis yüzlerce MIT elemani varken bu örgüt ile etkili mücadele edilmeyip, asker ve polisin öldürülmesine göz yuman istihbaratçilarin varligi düsünüldügünde, PKK’nin Ankara’nin paramiliter bir gücü mü yoksa düsmani mi oldugunu ayristirmak oldukça güç…

—————————————–

Taraf-6 Agustos

Emre Uslu

Back to top button