Popülizmin vardigi nokta ve ABD
Popülist dalga, ona sahip çikan ve ondan etkilenenler bakimindan, sistem ve seçkin karsisinda sokaktaki adamin iktidarini ifade ediyor.
Ayricalikli görülen kesimleri seçkin, milli irade ile siyasi karar mekanizmasi arasinda giren tüm kurumlari seçkinlerin temsilcisi, siyaset karsisinda hukuk, ekonomi, kültür, egitim ve kurumlarinin iç dinamiklerine dayanan özerkligini seçkincilik olarak görmek, popülizmin temel özellikleri arasinda yer aliyor.
Bogaziçi Üniversitesi’ndeki islemi, iktidar ve çevresinin elitist yapiya müdahale olarak ilan etmesi, popülist siyasetin tipik bir örnegi.
Yine de, Trump’in demokrasiye ve demokratik kurumlara son meydan okuyusu karsisinda, devede kulak kalan bir örnek.
ABD’de yasanan felaket, sadece bu ülkedeki demokratik geleneklere degil, tüm dünya demokrasiye ve demokratik kurumlara yönelik bir saldiriya isaret ediyordu.
Ne Erdogan’in otoriter hamleleri, ne Venezuella’liMaduro’nun meclis ve muhalefeti dagitan adimlari, Trump’un popülist gösterisinin yanina yaklasabiliyor.
Bununla birlikte popülizmin varis noktalarindan birisine isaret ettigi oranda, benzerliklere ve ima ettigi tehlikeye de isaret ediyor. Nitekim mevcut benzerlikler veya popülizimin demokrasiyi ihlal hamleleri, Biden’in tersten isaret ettigi gibi ‘liderin, baskanin kendisini hukukun üzerinde görmesi’yle tezahür ediyor.
Popülizmin egemen oldugu her yerde ortaya çikan kurucu iki ortak özelligi var.
Bunlari aylar önce Karar Gazetesi’nin Görüs sayfasinda yayinlanan bir yazimda söyle ifade etmistim:
‘Birincisi, kutuplasma siyasetiyle üretilen (kimi gruplari içine alan kimilerini ise disarida birakan) halk tanimindan hareketle, o halk adina çogunlugun hakimiyetini tek esas ve tek mesruiyet kaynagi kabul eden ‘çogunlukçuluk’ anlayisi
Bu anlayis, önce, demokrasinin müzakere, uzlasma ve katilim üzerine oturan bir süreç oldugu fikrini dislar. Ardindan halk iradesi, milli irade gibi kavramlara referansla, çogunluga karsi çikan her aktör ve sesi (yargi, aydin, gazeteci, muhalefet, bürokrat) sistem eliti ve kumpaslarinin parçasi ilan eder, düsman kilar. Çatisma ve kutuplasma siyaseti yakitini böyle elde eder.
Ikincisi kurumlar karsinda kisiyi, siyasi lideri öne çikaran yapisindan dogar. Lider merkezli doku, aslinda yerlesik kurumlar ve elit gruplarla halk adina mücadelenin gerektirdigi güçlü ve baskin siyasi irade ihtiyacindan dogar.
Ancak bu ihtiyaçla sinirli kalmaz. Tek adam düzeninin tüm popülist düzenlerde vardigi nokta, milli iradeyle özdes kabul edilen bir liderin, bir sefin varligi olmustur. Kurumlar ve kurumlasma karsisinda sahislarin öne çikmasi, iktidarin sahsilesmesi, bu çerçevede keyfilik egilimi, demokratik düzenin ihtiyaç duydugu denge, denetim, paylasim mekanizmalarini devredisi birakir. Bu kurumlar, elitist düzeninin araçlari olarak adim adim tasfiye edilir. Bunun yerine liderin milli irade adina tüm siyasi alani denetlemesi devreye girer ’
Trump popülizmi yabanci düsmanligini elit nefretiyle birlestiren, bunu devlet geleneklerine, yerlesik kurumlara (elitizme) tepkiyle besleyen, sahsilik ve keyfilikle temsili yapilari, ara kurumlari ikame eden, küresellesmeyle kaybeden öfkeli kesimlerden destek olan bir nitelikte.
Bu anlayisin, demokrasinin ruhuyla, özüyle, kurumlariyla her anlamda çelistigi ortadaydi.
Bugün geldigi nokta, verdigi ders ve yaptigi uyarilar da ortadadir
———————————————————————–
Marmara Yerel Haber- 9 Ocak 2021
Ali Bayramoglu