Makale

Putin’e göre Kürtleri Sam’la anlasmaya mecbur etmek için Türkiye tehdidi hala kullanisli

Tastekin: Putin’e göre Kürtleri Sam’la anlasmaya mecbur etmek için Türkiye tehdidi hala kullanisli

Gazeteci Fehim Tastekin, Kürt hareketinin Suriye’de tüm elmalarini Amerikan sepetine koymasinin hata oldugu görüsünde.

‘Benim kanaatim Kürtlerin aradigi kazanimlari gelecege tasimak açisindan ABD’nin garanti sunamayacagi yönündeydi. Sam üzerinde etkili olan asil güç Rusya. Kürtlerin aktörlere esit mesafede olmayi ve savasi evden uzak tutmayi telkin eden ‘üçüncü yol’ stratejisinden sapmamalari gerektigini söyledim’ diyen bölge uzmani gazeteci bunu yazdigi için de Rus tezlerini savunmakla suçlandigini belirtiyor ve ekliyor:

‘Fakat sunun da farkindayiz: Sam’in eli güçlü iken Kürtleri ISID’e karsi savasan vatan evladi olarak selamladilar, ordu topraklar üzerinde hâkimiyetini yeniden tesis ederken güvensizligi neden olan tehditkâr dile geri dönüldü. Bu ciddi bir açmazdir. Kürtlerin kendi pozisyonlarini Sam’i etkileyecek noktalarda durarak güçlendirmeleri gerekiyordu. Amerikan ortakligi, Kürtlerin çok da kaçacak yerlerinin olmadigi bir odada oynamayi tercih ettikleri bir kumardi.’

Tastekin, Trump’in hizla çekilme kararinin Ankara için de sikinti oldugu görüsünde ayni zamanda: ‘ABD’nin Kürtleri tuttugu kosullarda Suriye’nin kuzeyine girmek ile her türlü sürprize açik kosullarda girmek arasinda büyük fark var. Bunun için Suriye’den, Iran’dan ve Rusya’dan emin olmalari gerekir. Aslinda Trump, Erdogan’i çok çetrefilli bir pozisyona sokmus oldu.’

Tastekin ile bu hafta bölgedeki muhtemel gelismeleri, Rusya’nin planlarini ve Erdogan’in olasi hamlelerini konustuk.?

Trump’in Suriye’den çekilme karari Türkiye için zafer, Kürtler için hezimet mi?

Dinamik ve akiskan bir süreçteyiz, bu kadar kesin sonuçlara ulasacak noktada oldugumuzdan emin degilim. Evet, Amerika ile ortakliga binaen olusan beklentilerin suya düsmüs olmasi nedeniyle Kürtler yari yolda birakilmis oldu. Kürtler Menbic’ten sonra Amerikan güçleri ile birlikte Rakka ve Deyr el Zor’a giderken Sam ve müttefiklerinin ‘düsman’ kategorisine girme ve Suriye topraklarinda yasadisi yabanci bir güce yer açma suçlamasini göze alarak bu adimi attilar. Amerikan destegi, üç kantonluRojava özerkliginin Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’nuna dönüstürülmesi konusunda da yerel aktörlere cesaret verdi. Arap asiretleri bu projeye katildilar vs.

Bu modelin siyasi çözüm sürecinde bir veri olmasi konusunda beklenti çitasi yükseldi. Amerikan askeri ortakliginin siyasal tanimayi da beraberinde getirecegi umuldu. En önemli beklenti Amerika gerek Suriye ordusu gerek Türkiye’nin müdahalelerine karsi Kürtlere koruma sunacakti. Bunlar olmadi. Bu bakimdan sonuç hezimettir ama ne bir taraf için sondur ne de diger taraf için zaferdir.

Elbette Amerikan yönetiminin de kendi hesaplari vardi. Trump’in ‘Çekiliyoruz’ tweetine kadar yönetimin tüm birimleri, daha birkaç yil daha Suriye’de kalinmasini gerektiren bir stratejiyi hararetle savunuyordu. Trump sadece Kürtleri yüzüstü birakmadi Suriye’deki operasyonlarinin 2019 bütçesini çikarmis olan Pentagon ve Disisleri Bakanligi’ni da ters köseye yatirmis oldu.

Asil hezimet Amerikan politikasinda. Trump, Suriye’de istedigi sonuçlari alamadigi halde top çeviren Amerikan kurulu düzeninde kisa devre yaptirdi. Evet, Trump kendi seçim vaadi olan çekilme planina geri döndü, Cumhurbaskani Tayyip Erdogan’in baskilari da ona bu firsati verdi, kendisi açisindan bir çeliski yok ama Amerikan dis politikalari açisindan bu bir yenilginin teslimidir.

Afganistan’da da aynisi oluyor. Paralel bir kararla Trump Afganistan’daki 15 bin askerin yarisini acilen çikarma talimati verdi. Kalanini da çekmek için Körfez’deki ortaklari araciligiyla Taliban’la bir önce anlasmak için ugrasiyorlar.

Trump’in karari Türkiye’yi de aslinda hazirliksiz bir seçenekle karsi karsiya birakti. Erdogan YPG’ye destegin kesilmesi için Amerikan güçlerinin yaninda Türk ordusu ve Özgür Suriye Ordusu’nun ISID’le mücadele edebilecegini söylüyordu. Alternatifi buydu, Türk ordusunun tek basina Rakka ve Deyr el Zor’a inmesi degil. Trump, öyle bir rest çekti ki ISID’le mücadele misyonu Erdogan’in önünde kaldi. Erdogan’in istedigi bu degil ki! Simdi kara kara düsünüyor olmalilar, Deyr el Zor’a nasil inilir diye. ABD’nin Kürtleri tuttugu kosullarda Suriye’nin kuzeyine girmek ile her türlü sürprize açik kosullarda girmek arasinda büyük fark var. Bunun için Suriye’den, Iran’dan ve Rusya’dan emin olmalari gerekir. Aslinda Trump, Erdogan’i çok çetrefilli bir pozisyona sokmus oldu.

Kürtler bugüne kadar Esad ile anlasmayarak hata mi yapti?

Bu soruya sahadaki aktörlerin Kürtlerle ilgili nerede ne zaman pozisyonlarinin degistigini anlatarak yanit vereyim. Sam’da üst düzey askeri ve sivil yetkililerle Kürtlerin fiili özerkligini farkli dönemlerde tartisma firsatim oldu. Bunlar arasinda iki tümgeneral, bir istihbarat generali ve bir Baas yetkilisi de var. Temmuz 2012’de ordu Suriye’nin ana arterlerini korumak için merkeze çekilirken bölgeyi yakindan tanidigi ve yarin müzakere edebilecegi PYD çizgisindeki Kürtlere birakti. Bölgeyi ödünç verdi. Yine de yer yer iki taraf arasinda gerilimler ve çatismalar oldu.

Suriye yönetimine göre ISID ile savas basladiginda YPG’ye silah da verildi. Afrin’de az da olsa Rus destegi vardi. Kanton sistemi de ‘yerel yönetimler yasasini gelistirerek içsellestirilebilir’ diye bir esnek bakis açisi vardi. Elbette Baasçi yapiya karsi keskin bir güvensizlik de var. Yarin ne olacaginin garantisi yok. Orasi ayri.

ABD’nin bölgeye girmesine paralel olarak bu bakis açisi degisti. Kürtler düsmani eve alan güç olarak resmedilmeye baslandi. Rusya ve Iran da bu noktadan sonra Kürtlerle ilgili rezerv koymaya basladi. Asil kirilma Rakka ve Deyr el Zor operasyonu ile basladi. Kürtlere ‘Rakka’ya ABD ile birlikte gitmeyin’ denildi. Kürtler kritik bir tercihte bulunarak Suriye ordusu ve müttefikleri degil ABD ile gitti. Bu Kürtlerin Sam’daki yerini degistirdi.

Kürtlere karsi Türkiye tehdidi bu noktadan sonra Sam ve ortaklari açisindan ‘elverisli’ hale geldi. Ben bu süreçte bu meseleyi YPG ve PYD’li yetkililerle de çok konustum. Benim kanaatim, Kürtlerin aradigi kazanimlari gelecege tasimak açisindan ABD’nin garanti sunamayacagi yönündeydi. Sam üzerinde etkili olan asil güç Rusya. Kürtlerin aktörlere esit mesafede olmayi ve savasi evden uzak tutmayi telkin eden ‘üçüncü yol’ stratejisinden sapmamalari gerektigini söyledim. Bunu yazdigim için de Rus tezlerini savunmakla suçlandim.

Fakat sunun da farkindayiz: Sam’in eli güçlü iken Kürtleri ISID’e karsi savasan vatan evladi olarak selamladilar, ordu topraklar üzerinde hâkimiyetini yeniden tesis ederken güvensizligi neden olan tehditkâr dile geri dönüldü. Bu ciddi bir açmazdir. Kürtlerih kendi pozisyonlarini Sam’i etkileyecek noktalarda durarak güçlendirmeleri gerekiyordu. Amerikan ortakligi, Kürtlerin çok da kaçacak yerlerinin olmadigi bir odada oynamayi tercih ettikleri bir kumardi.

Kürtlerin su an oyun plani açisindan ne gibi imkânlari var?

Elbette Kürtlerin seçenekleri daraldi. ISID’e karsi koalisyonun diger ortaklarinin destegi de kesilirse tamamen Ekim 2014 öncesi kosullara dönmüs olacaklar. Yani kendi imkân ve potansiyelleriyle mücadele ettikleri döneme. Suriye yönetimiyle pazarlik kapisi açik. Ama ellerindeki kartlar azaldi ya da etkisini yitirdi. Sam bölgenin kosulsuz teslim edilmesi için Türkiye baskisini kendi avantajina çevirebilir. Kürtler de kendi direnme potansiyellerini göstererek Sam’a ödemek zorunda olduklari bedeli hatirlatacaktir. Dogrusu iki taraf için de savas yikici olur.

Simdi Sam’da söyle bir degerlendirme söz konusu: Evet Kürtler ABD ile ortak olarak hata yaptilar ama Kürtleri ezerek Türkiye’yi de memnun etmek ister miyiz? En azindan burada Rusya’nin Astana ve Soçi’de masaya koydugu ‘kültürel özerklik’ gibi belli haklarin taninmasi bile Ankara’nin sinirlerini ziplatiyor.

Sam, Suriye’de olup bitenlerden sorumlu tuttugu Türkiye’ye bu hamleyi yaparak ders verebilir. Bu yöndeki tartismalara sahit oldum. Savasi dislayan bir akilla ademi merkeziyetçi bir model üzerinden barisin tesisi onlarin da tercihi olabilir. Rusya da bu konuda cesaretlendirici rol oynayabilir. Türkiye ise tam çökertmeden yana. Yani Kürtlerin seçenekleriyle ilgili marjlari belirleyen sadece kendi direnme kapasiteleri degil Rusya ile Türkiye, Rusya ile Suriye, Rusya ile ABD arasindaki pazarliklara bagli.

Rusya, bu sartlarda Türkiye’nin Suriye’de yeni bölgeler isgaline nasil bakar?

Türkiye’nin gelistirdigi iki askeri harekât Rusya’nin yesil isigi sayesinde oldu. Rusya geçit vermeseydi Türkiye, Suriye’ye giremezdi. Bu konuda ABD’nin çok etkisi oldugu söylenemez. Rusya bunu neden yapti? Birincisi bu yesil isigin kosulu Halep gibi yerlerdeki ‘kurtarilmis bölgelerin’ tekrar rejime teslim edilmesinde Türkiye’nin yüksek katkilarini esirgememesiydi.

Idlib cihatçi rezerv alani Türkiye’nin isbirligi sayesinde oldu. Yani sorunu bir bölgeye küremis oldular. Cihatçilari geldikleri kapiya dogru süpürmüs oldular. Bu Sam’daki cari siyasal akil kivrimlarina isik tutan bir gelisme. Rusya’nin bir diger hesabi Türkiye’yi bölgedeki oyunda ABD’nin çizgisinden koparmak ve mümkün oldugunda NATO’da çatlak yaratmakti.

Firat’in dogusuna yönelik bir operasyona da ABD’yi bölgeden çikmaya mecbur etmek ve Kürtleri Sam’a itmek için yesil isik yakabilirlerdi. Simdi ABD gidiyor olduguna göre Türkiye’ye daha fazla alan açmak isterler mi? Mantiken hayir. Ama Kürtleri Sam’la anlasmaya mecbur etmek için de Türkiye tehdidi hala kullanisli bir tehdit. Fakat unutmamak lazim Suriye açisindan Türkiye’nin askeri varligi da istenmeyen bir durum. Rusya’nin tercihi Türkiye tehdidini kullanarak Kürtleri Sam’la uzlastirmak ve bölgenin tekrar Suriye ordusunun kontrolüne geçmesini saglamak. Sam, Trump’in çekilme sinyalini çok daha önceden aldi ve bölgede olusacak yeni durumu avantaji çevirmek için askeri hazirliklarini yapiyordu.

ABD’nin çekilmesinin ardindan Moskova, Türkiye’den de benzer bir talepte bulunur mu? Idlib’de ne olur?

Bugün olmasa bile yarin Rusya Türkiye’ye ‘Sira sende’ diyecektir. Astana sürecinin bütün baglamlari Suriye’nin egemenliginin tesis üzerine kurulu. Elbette Türkiye askeri varligini, siyasi süreçte istediklerini almak için bir kart olarak kullanacaktir. Bu, bundan sonraki süreçlerde Türkiye’nin pazarlik gücüdür. Bir al-ver süreci baslayabilir. Burada elin yükseldigi yer, kuskusuz fiili özerkligin statü aradigi kuzey olacaktir.

Idlib konusunda da Türkiye’den beklenen kontrolü altindaki gruplari barisçil sürece zorlamasi ve silahli direnisin bir seçenek olmaktan çikarmasidir. Idlib barut fiçisi olarak duruyor. Rusya’nin öngördügü ‘çözülme’ olmazsa, Türkiye’nin üzerindeki baski artacak. ‘Gerilimi düsürme’ bölgesi kurma planlariyla buradaki statüko ilelebet korunamaz. Rusya, ABD’nin Suriye’den elini etegini tamamen çektiginden emin olduktan sonra Idlib’i farkli bir tonda masaya koyacaktir.

Türkiye’nin isbirligini ne yönde sürdürecegine bagli olarak sahadaki durum degisecektir. Türk askeri varligiyla ilgili dillendirilmeyen ya da adi konulmamis ‘korunakli konuslanmanin’ belli kosullari vardir. Bu tür mayinli sahalar gözetmeyi ve gözetilmeyi gerektirir. Yani bu bir dehset dengesidir. Denge bozuldugunda ne Idlib ne Afrin’de sular simdi aktigi gibi akmayabilir. Burasi Ortadogu.

——————————————————

Arti Gerçek-24 Aralik 2018

.

Ergun Babahan

Back to top button