Recep Peker kafasiyla medya düzeni
1946’daki basbakanliga kadar defalarca bakanlik yapan ve eski bir asker olan Recep Peker 61 yillik ömründe ceberrut devletin simgesi oldu
1930’lu yillarin Türkiye’sinde dolasmaya devam ediyoruz
Iki hafta önceki ‘Yarin
Yarin’ baslikli yazida Arif Oruç’un yasam hikâyesini anlatirken ‘Yarin’in kapanmasi üzerine bazi yakinlarina Mücadele adli bir gazete çikarttiysa da bu gazetenin de 7 Eylül 1931 tarihli ilk sayisi toplatildi ve devami yasaklandi. Mücadele gazetesinin de inanilmaz bir hikâyesi var. Tek bir gün çikan gazetenin künyesinde olmamasina ragmen ardindaki ismin Arif Oruç oldugu iddiasiyla gazetenin yayini engelleniyor
Basrolde de dönemin basbakani Recep Peker bulunuyor
’ diye yazmistim.
‘Belki bir yaziyi da bu çok ilginç gazete macerasina ayiririz’ diye de eklemistim
***
Ne yazik ki devlet ve hükümet baskisiyla püskürtülen ve ancak bir sayi çikabilen Mücadele gazetesinin üzerine, Doç. Dr Serdar Öztürk’ün 2005 yilinda yazdigi 14 sayfalik bir makalesi disinda pek bir çalisma yok
Halbuki bu gazetenin hikâyesi 1930’lu yillari ve dönemin Cumhuriyet Halk Firkasi Genel Sekreteri ve daha sonranin basbakani Recep Peker’in otoriter ve totaliter Türkiye’sini dört dörtlük anlatmakta.
Ancak bir gün çikabilen bir muhalif gazeteden söz ediyoruz
Genç nüfus Recep Peker’i bilmiyorsa da, ‘Recep Peker kafasi’ bize çok tanidik O nedenle önce Recep Peker’den baslayalim Daha sonrasi kendiliginden geliyor.
***
1923 yilindan baslayip 1946 yilindaki basbakanliga kadar defalarca bakanlik yapan ve eski bir asker olan Recep Peker 61 yillik ömründe Türkiye’deki ceberrut devletin en unutulmaz simgesi oldu.
Italya’daki BenitoMussolini ve Almanya’daki Adolf Hitler rejimlerine yakin bir siyaseti savundu.
1931 yilinda Cumhuriyet Halk Firkasi Kâtib-i Umumîligi’ne atandi.
1933 yilinda yeniden organize edilen Istanbul Üniversitesi’nde Atatürk tarafindan Inkilâp Tarihi dersleri vermekle görevlendirildi.
1931-1936 yillari arasinda Cumhurbaskani Mustafa Kemal Atatürk ve Basbakan Ismet Inönü ile birlikte Tek Parti rejiminin güçlü adami olarak görüldü.
1936 yilinda fasizmi incelemek üzere Italya’ya gönderildi.
Dönüsünde TBMM’nin de üzerinde yer alan bir “Fasist Konsey” kurulmasini öneren bir rapor yazdi.
TBMM’de, Türkiye’de daha çok demokrasinin olmasi gerektigi üzerine bir tartisma esnasinda ‘Zigana daginin üzerinde portakal agaci dikilmez’ ve ‘Liberalizm, vatan hainligidir’ diyebilen bir siyasetçiden söz ediyoruz.
***
Doç. Dr. Serdar Öztürk, Recep Peker’inCHF’nin Genel Sekreteri olarak basina ve özel olarak da Mücadele gazetesine yönelik genelgelerini bulmus çikarmis
‘6 Temmuz 1931 tarihinde zamanin Cumhuriyet Halk Firkasi Kâtib-i Umumîsi Recep (Peker) imzali bir genelge Parti’nin tüm il idare heyeti baskanliklarina gönderildi.
‘Genelgeye göre, uzun süreden beri Türkiye’de ‘muhalif fikir cereyanlarini temsil etmek’ bahanesiyle yayin faaliyetlerinde bulunan bazi gazeteler, parti ilkeleri dogrultusunda yayin yapan gazetecilerin dikkatlerini çekmektedir. ‘Muhalefet nami altindaki nesriyat,’ genelgedeki iddiaya göre, bir süreden beri ‘Devlet otoritesini bozacak ve masum fikirli vatandaslari zehirleyecek’ sinira gelmislerdir.
‘ ‘Her akli basinda’ yurttas, bu gerçegi, ‘teessürle ve esefle takip’ etmektedir. Son ay zarfinda (Haziran) CHF Umumi Idare Heyeti’ nin bu durumu dikkatle ‘takip ve mütalaa’ etmis, yapilan yayinlarda izlenen amacin ‘tenkit ve murakebeden (denetim) ziyade tahrip ve umumi nizam ve intizami tesvis edecek (bozacak) gayelere hizmet eder’ içerikte görmüstür.
‘ Bunun neticesinde halk tabakalari arasinda otorite, zevat ve müesseseler aleyhinde yapilan mütemadi telkinin fena kanaatler uyandiracagi ve bu kanaatlerin gitgide umumilesecegi ve memlekette iyi, dogru mefhumlarinin büsbütün kaybolacagi tehlikeleri tabii mütalaa olunmalidir. Bu vaziyet milli itimadi, nefsi, istikbale giden yollarin kuvvet menbai olan ümidi, milli birligi de tehlikeli kilmak istibadindadir.’
Bu tür ‘yanlislara’ düsülmesin diye ‘Meclis tutanaklarinin bütün gazetelerde aynen yayinlanmasi hakkinda Meclis karari bulunmaktadir.’ Genelge bunu da hatirlatmaktadir.
***
7 Eylül 1931 günü Mücadele yayimlanir. Ayni gün bu gazeteyle ilgili hükümete imzasiz bir ihbar mektubu ulasir; gazetenin ‘ilmî sekilde ve gayri sahsî olarak siddetle muhalefet yapacagi’ belirtilmektedir
Ihbar mektubundan bir gün sonra, 8 Eylül 1931 tarihinde CHF Kâtib-i Umumîsi sifatiyla Recep (Peker) Bey CHF’nin il baskanliklarina iki ayri genelge göndererek, il baskanliklarinin Mücadele ile ilgili gerekli önlemleri almasini istedi. 2280 numarali genelgede söyle denilmekteydi:
‘Istanbul’da (Mücadele) isminde yeni bir gazete çikti. Bu gazetenin basligi altindaki yazida isçi ve çiftçi haklarini müdafaa edecegi yazilidir. Bundan baska (Niçin çikiyoruz?) serlevhali bas makalesinde hükümetçe tesisine müsaade edilmeyen isçi ve çiftçi tesekkülünün maksatlarina uyan ifadeler ve ezcümle kol ve kafa isçilerinden, esnaf ve çiftçiden bahseden milli birligi bozacak noktalar vardir. Mücadele’nin çatismaci bir toplum yaklasimini benimsemesi siyasal iktidarin dayanismaci toplum modeline aykiri oldugundan, bu gazete ‘milli birligi bozacak’ bir yayin olarak nitelenmisti.’
***
Recep Peker, genelgede ‘gazetenin iç yüzüne dair aldigimiz dogru malumat’ gibi ifadelerle ihbar mektuba gönderme yapar:
‘Gazetenin isminde de ve ilk nüsha basinda Firkamiza tariz etmesinden de anlasilacagi üzere sahiplerinin gayesi çatismak, efkâr-i umumiye karsi Firkamiz aleyhine telkinat yapmaktir. Gazetenin kullandigi harflerden ve ilk nüshasi muhteviyatindan anlasilan hüviyeti bunun kapanan (Yarin) gazetesinin isim degistirilmis muhteviyatindan bir baska nüshasi oldugunu anlatir. Diger taraftan gazetenin iç yüzüne dair aldigimiz dogru malumat yeni tesebbüs sahiplerinin bazi zahiri istisnalarla Yarin gazetesinin tahrir ve tertip heyetleri arasinda oldugunu gösteriyor.’
2281 sayili genelgede, il baskanliklarindan ‘firka aleyhine yayin yapan gazete bayileri arasinda firka mensuplarinin’ yer almalarini önlemeleri istenilmekteydi. Çünkü alinan duyumlara göre muhalif gazeteleri satan gazete bayileri arasinda partiye üye kisiler bulunmaktaydi.
***
Doç. Öztürk, Mücadele gazetesi ile ilgili 23 Eylül 1931 tarihli içerigi bilinmeyen bir baska genelgeden daha söz eder. Ancak Basbakanlik Devlet Arsivlerindeki CHP kataloglarinda yer alan bu belgeye ‘restorasyonda’ oldugu için ulasilamamaktadir.
***
CHF Kâtib-i Umumîsi Recep Bey’in emri üzerine gazetenin kapatilma karari valilikçe gazete idarehanesine teblig edilir.
Vali yardimcisi Fazli Bey, ‘Mücadele gazetesinin Yarin gazetesi yerine çiktiginin ve gazetecilik yapmasi kanunen münselip bulunan Arif Oruç Bey tarafindan çikarildiginin anlasildigini’ söylemistir.
Söyle devam etmistir:
‘Verilen beyannamede kendisini sahibi imtiyaz gösteren zat ki onun da kanunî evzafi haiz olup olmadigi henüz tetkik ediliyor. Müracaat ederek bunda muvazaa olmadigini sifahen beyan etmis ise de beyanati arasinda Yarin gazetesinin bazi esya ve malzemesinden istifade edildigini söyleyerek muvazaayi tevilen itiraf da etmistir. Bu itibarla haklarinda yeni matbuat kanunun 17 ve 18 inci maddeleri ahkami tatbik edilmistir.’
Halbuki Recep Peker’in genelgesi il baskanliklarina gönderilmistir. Ve 1931 yili itibariyle il baskanliklari ile valiler arasinda ‘resmî’ olarak herhangi bir iliski yoktur. Valilerin ayni zamanda il baskani olmasi 1935 yilinda resmîlesir. Bu parti-devlet insasidir.
Mücadele’nin kapatilmasina iliskin kararin vilayet tarafindan alinmasi bu tek parti-devlet özdesliginin çok daha önce basladiginin da ifadesidir.
Böylece Mücadele gazetesi ikinci gün çikamaz.
***
Alti sayfalik Mücadele gazetesinin tek nüshasi ilk sayfasi yirtik olarak Meclis kütüphanesinde bulunmakta
Imkâniniz olur ise basin tarihinde Recep Peker zulmünden nasibini alarak sadece tek gün çikabilen Mücadele gazetesine bir göz atin
Ve bunu gerçeklestirirseniz gazetedeki ‘Dalkavuk’ imzali ‘Dalkavuklara Söylüyorum’ baslikli yaziyi da muhakkak okuyun, günümüz dalkavuklarinin eski bir tür oldugunu göreceksiniz:
Azizim dalkavuk! Epi(ey)dir matbuat piyasasinda bir durgunluk var. Gazeteler süt dökmüs kediler gibi birer kenara büzülmüsler. Ne etliye ne sütlüye , ne sele ne sabuna el ve dil uzatiyorlar, kendi gölgesinden korkan çocuga, kendi agzini yara zanneden bir müvesvise benzetmekle hata etmemis oluruz ( ) Benden size nasihat gazeteci olacaginiza müvezzi olun, daha yan gelip keyif çatmis olursunuz.’
——————————————————-
Marmara Yerel Haber-12 nisan 2019
Mehmet Altan