Referandum Karsitliginin Arka Plani
ALI KIZILAY
Orta dogu,tarihsel dönemecinin son halkasina dayanmis bulunmakta.Despotik devlet unsurlarina karsi toplumsal baskaldirilarin,devleti kültürel ve etnik dokusuna uygun yeniden insa arayislari,yasanan devinimler bu çagdisi yönetimlerle sinir komsusu olmasi itibariyle Türkiye’yi de yakindan ilgilendirmektedir.
Türkiye açisindan yakin tarih gözüyle orta doguya bakildigi zaman,karsimiza bazi ana basliklar çikmakta.Bu basliklardan biri,despot devlet unsurlari tarafindan ne kadar gizleniyorsa gizlensin,son yüzyilin en büyük soykirimini,katliamlarini yasamis,etnik degerleri,kültürü ve diliyle bagimsiz ulus olma hakkini kullanmak isteyen Güney Kürtlerinin toplumsal talebi olan onur yolculugunun kapisini aralayacak referandumdur.
Referandum karari her ne kadar hemen bagimsizlik ilani anlamina gelmeyecek olsa bile, dünya devletleri arasinda siyasi ve ekonomik iliskiler agina bakilirsa,Güney Kürdistan’in artik birlesik dünyanin bir parçasi oldugunu kanitlagi anlasiliyor.Ancak böyle bir cografyada bütün inanç gruplarina,toplumun etnik ve kültürel dokusuna saygili model bir demokrasi adasinin yasam bulacak olmasi ismarlama Arap tiranlarini ürkütebilir.Hatta kuzeyde kirk yili askin bir zaman dilimidir FE-GÜ kodlarinin derin hiyerarsiyle sevk ve idare ettigi ergenekon/feodalizm ortakligin faili meçhul dosyalarinin ortaya saçilmasini da getirebilir.
Kaldi ki orta doguda bir demokrasi adasinin yasam bulacak olmasini kendilerine handikap sayan sadece Arap tiranlarin despot yönetimleri ve Kürt ergenekonu içine yuvalanmis kripto elemanlar degil.En dikkat edilir bir diger unsur sunni Türklere,Kürtlere karsi virüse evrilmis,orta doguda süre gelen karmasik iliskiler zincirinden istifade dengeleri Hacivat-Karagöz oyunu gibi oynatan Sia ideolojisidir.Bu mezhepçi ideoloji,orta doguda adaletsiz rejimine hegemonik statü kazandirmak için biçimlendirdigi mezhebi odaklarin içine siddet eksenli olusumlar oturtmus bulunuyor.Bu anlamda bakilirsa,Dais denilen sapik terör ve türevlerinin,öncelikle Güney Kürdistan’i hedeflemelerinin rastlanti olmadigi gerçegi gün yüzüne çikiyor.Hiç bir dinin ve inancin kabul etmedigi Dais terörüne karsi Kürtlerin Sayin Mesut Berzani’in baskomutasinda gelistirdigi gögüs gögüse cephe savasi ve uluslar arasi güçlerle stratejik-siyasi ortakligi,Güney Kürdistan’in orta doguda barisin ve güvenligin sembolü olacak devlet olma ehliyetine sahip oldugu ve böyle bir devlete ihtiyaç duyuldugu gerçegi ortaya çikiyor.
Her ne kadar bölgede sinirlari çizilmis,devlet kurumlari ve parlamentosu olusmus bagimsizliga yakin Kürdistan realitesini Irak yönetimi de kabul etmesine ragmen,basta belirttigimiz gibi referandum,hemen bagimsizlik ilani anlamina gelmeyecek.Berzani’nin tarihsel öneme sahip karari ve BM’in nitelikli yaklasimi,yüzyili askin bir zaman dilimidir sömürgeci sistem içinde her zaman otonom statü edinmis hamidiye alaylari mirasçilari çapulcu,talanci,hirsiz klasik inkarciligin da sancilar yasamasin neden olacak.Dolayisiyla Kürtlerin kazanimlarina ve Kürt kimligine açik saldiri seklinde kendini gösteren yapilanmalara bakilinca,karsimiza yalniz gerici,yobaz sunni islam düsmani Acem mantigi çikmiyor.Kürt ergenekonundan siparisle siddet eksenli hareketliligi kendi otonom statüleri adina Alemdar Pasa edasiyla kapikulu sipahiligi sayip sevk ve idare etme becerisi edinmis, ancak faili meçhul dosyalarin ortaliga saçilmasi halinde,alan üstünlügünü yitirme telasi yasayacak klasik talanci Kürtlerin,bu kazanimlara karsi rol üstlenecegi anlasiliyor.
Ekonomiyi,medyayi,her türlü propoganda araçlarini elinde bulunduran sömürgeci sistem mantiginin tilki kadar kurnazlik,dogasi geregidir.Özgürlükçü mücadele güçleri arasina yerlestirecegi ideolojik provokatörlükte yetismis kripto elemanlarla birligi sabote edip ayristiracagi gücü tokusturmayi hiyar degerinde ucuza getirecek kadar da zeki oldugu göz önüne alinirsa,dikkatler ister istemez klasik,inkarci,talanci Kürtlere çekilecek.
Kürtlerin birligini sabote amaçli diger bir ayak ise istedigi kadar sol-sosyalist kliseleri tekrarlaya dursun,sosyal demokrasi fikrini dahi kökünden sarsan,neye hizmet ettigi anlasilmaz derin fanatik irkçilik kendini gösteriyor.Karsit gibi görünen karsitlar koalisyonu yüksek perdeden degil de piyasaya sürdükleri miçolarla bilgiçlik devsirmelerine ragmen,bulustuklari ortak noktayi gizlemeleri mümkün olmuyor.Zaten kendi gelistirdigi ucube kliselerle evrensel sol ve sosyalizmden tamamen ayrisik solculuk oyunu incelendigi zaman,bu hareketi cumhuriyet tarihinden beridir derin sagin örgütleyip bati burjuvazisinin sekilci öngörülerin içine hapsettigi anlasiliyor.Bu sekilcilik,Türk-Islam sentezciligiyle bazi nuans farklari gösteriyor olsa bile,iki halde de Türklük sezgisi ve milliyetçilik ortak payda sayilmakta,diger etnik gruplara,kültürlere ve inanç farkliliklarina karsi tekçi anlayisla ajandalarinin ilk satirlarina süpheciligi ve hafiyeligi koymayi beka meselesi sayip yolsuzluklari,haksizliklari kolaylastirdigi görülüyor.
Günümüzde elestiri kabul etmeyen estetigi ve çekirdegi bozulmus tekçi ve supheci anlayis bir yandan demokratik-paylasimci hayatin yasam bulmasina,Türkiye ile medeni dünya arasinda örülmüs duvarlarin asilmasina izin vermezken,Kürtler söz konusu olur olmaz daha da keskinlesmekte.Algi operasyonuyla FE-GÜ kodlarinca biçimlenmis Türk-Islam sentezciligi çevresinde toplasarak akincilarin at kisnemeleri ve nal seslerine öykünmeleri ve Kürt karsitligini körüklemeler, karsimiza bir ikiz hal çikariyor.
Bugün demokrasi üzerinde sarsici derin izler birakan,hem Türkiye hem orta dogu için en tehlikeli hareketlerden biri haline dönüstügü konusulan FE-GÜ hareketi sadece AKP’yi degil,son kirk yildir zulaladigi kasetleme ve fislemelerle her siyasi harekete karsi otoritesini kurdugu ortaya çikan tablolar,profiller kanitliyor.Zaman makarasini biraz geriye sarip tekrar ileriye dogru izledigimiz zaman,CIA ve MIT içindeki kirk yili askin faaliyetleri FE-GÜ hareketinin nasil feci bir harekete dönüstügünü ortaya seriyor.Milliyetçi cephe hükümetleri dönemlerinde bu hareketin kodlarini tasiyan ergenekon ve tetikçi kanadi jitem kimligiyle çetelesen koruculugun,lejyon mantigiyla kan davasi,toprak ve miras paylasimida ortaya çikan anlasmazliklar ve benzeri davalar sonucu menfaat karsiligi rahatlikla binlerce cinayet isledigi biliniyor.Mesru hukuk çaresiz durus sergilerken,basta IHD’leri olmak üzere STK’lar, yasananlara karsi hukuki durus sergilemek yerine bazi siyasi alanlara truva ati rolü üstlemeleri,masum insanlara yönelik bu kirim inatla devlet faaliyetleri varsayilip ört-bas edilmesi kolaylasti.Böylece rahat hareket etme kolayligi saglayan ergenekon hukuku,devleti koruma refleksi sayildi ve binde biri dahi siyasi olmayan bu cinayetlere kurban vermis aile bireylerine terörist gözüyle bakilarak damgali izlenimi verildi.Yasama hakkini garanti etmesi gereken devlete güveni sarsilmis masum yakini mazlumlar,bu sapkin çetecilige ya boyun egise zorlanmis ya da hayali suçlamalar karsisinda dag yoluna yönelmistir.
Yasananlardan anlasilacagi gibi FE-GÜ hareketinin,pimi çekilmis bombalar toplulugu oldugu dilden dile dolasiyor.Bu bombalarin en tehlikelisinin,binlerce masum kani dökmüs çetelesmis koruculik oldugunun anlasilmasi üzerine Sayin Basbakan, 21.09,2009 günü koruculugun kaldirilmasi gerektigine yönelik açiklamalarla isaret etmistir.Buna karsin Kürt siyasetinin güçlü kanadini parmaginda oynatan suç ortakligin nasil telaslandigi,derin bir akilla desifre siddetin,karsit göründügü siddet unsurlarinin kanatlari altina nasil alindigi,olasi hukuk islemine misilleme amaçli ‘UNUTUN’ tehditleriyle adlarina insani,ahlaki her degere nasil meydan okundugu,binlerce insan düsüncesinden dolayi rastgele tutuklanirken adresleri,kimlikleri belli çetelesmis FE-GÜ kodlu korucu marka bombalar hala akillara neden gemiyor? sorusu,bir samimiyet testi gibi insani düsündürüyor.
Hatirlanacagi gibi baslayan ergenekon davalari,Firat’in dogusunu da kapsayacagi endisesi yasayan ve bu çürümenin etrafinda bütünlesen koalisyonun,gelistirdigi sahte delillerle önemsizlestirilip rafa kaldirilisi,hafizalarda tazeligini korumaktadir..
Anadolusu ve Mezopotamyasi ile medeniyetin besigi olan bu ülke,medeni dünyanin uyum birligi disina iten,islam akaidinin de yerlerde sürünmesini kolaylastiran kodlarla yönetilmeyi hak etmiyor.Devlet dinamiklerinde FE-GÜ kodlariyla yasanan çürümenin içeride ve disarida yarattigi vesayet sonucu toplumun her kesimi arasinda demokrasi ve adil hukuk istencinin krize dönüsebilecegi artik görülmeli.Bu kriz,Kürt düsmanligini yayan savas ve siddet politikalariyla asilmiyor.Savas ve siddet,siyasetle toplum arasinda gizli bir kopusa neden olacagi gibi Türkiye’yi birlesik dünyanin disina savurmaktan baska ise yaramadigi artik okunmali..
Bu açmazlari asmanin ilk adimi Türkiye’nin Kürt sorununda adil,gerçekçi ve bütünlestirici çözümden yana oldugunu gösterecek en önemli firsat,Güney Kürdistan’in kendi iç meselelerini çözmede yardimci ve kollayici oldugunu göstermek olabilir.Realitenin gösterdigi gibi Güneyde sayin Mesut Berzani’nin önderliginde normlari Acemlerde,Araplarda olmadigi kadar demokrasisi geliskin fiili bir devlet var.Bu devletle kurulacak iliskiler zinciri,Türkiye’nin siddetle ihtiyaç duydugu dis iliskiler ve ekonomisine hayati deger katabilir.
Bugün orta doguda hakim kani sudur.Kürtlerin tek akrabasi Türklerdir. NOKTA.
Ali Kizilay