Makale

Rojava Savasi’na hayir demeyen, Erdogan’a evet demis olur

Türkiye, iktidar ve muhalefetiyle çivi gördügü her yere çekiçle kosan bir ülke.

Ergun Babahan

Cumhurbaskani Erdogan bir seçime daha savasin gölgesinde girmeye hazirlaniyor. Ülke ekonomi her geçen gün bataga sürüklenip döviz kuru rekorlar kirarken elinde kalan tek silah savas ve kan çünkü. Bir de Kürtlere karsi her savasta arkasinda hizalanan muhalefete güveniyor.

Bu kez Yunanistan’a karsi tekrar tirmandirilan bir saldirgan üslup var. Erdogan, Atina’nin hem Fransa, hem de Amerika Birlesik Devletleri ile savunma anlasmasi oldunun farkinda. Iki ülke de bu anlasmayi Türkiye’nin saldirganligindan dolayi yapti. Yani NATO’nun üç üyesi her gün Yunan adalarini isgal tehdidi savuran Ankara’nin bir gün bir bela açabileceginin farkinda.

Atina’yi tehdite devam eden Cumhurbaskani hizini alamayip bir de Yunanca tweet atti ve “Yunanistan’i bir asir önce oldugu gibi pismanliga yol açacak rüyalardan, sözlerden ve eylemlerden kaçinmasi ve akli basina dönmesi için bir kez daha uyariyoruz” dedi.

Ancak asil gözüne kestirdigi bölge Suriye… Biden’in Güvenlik Danismani Jack Sullivan’in Erdogan’in danismani Ibrahim Kalin ile yaptigi telefon görüsmesinde böyle bir harekata kesinlikle karsi olduklarini söylemesine ragmen ABD Disisleri Bakanligi Müstesar Yardimcisi Barbara Leaf’in Senato Dis Iliskiler Komitesi’nde yaptigi konusma ilginçti.

Leaf komiteye, Türkiye’yi olasi Suriye operasyonundan vazgeçirmek için ellerinden gelen çabayi gösterdiklerini ancak Ankara’nin, ABD istiyor diye operasyondan ‘geri adim atacagini’ düsünmedigini söyledi. Bu Erdogan tarafindan yesil isik olarak yorumlanabilir. Cumhurbaskani’nin dün yaptigi konusmada bunun ip uçlari da vardi:

‘Sinirlarimizi 30 km derinliginde bir güvenlik hattiyla koruma hatti kararliligini hayata geçiriyoruz. Terör örgütlerini sadece bizim sinirlarimizdan uzaklastirmakla kalmiyor, komsularimizin huzuruna katki sagliyor. Terör koridoru kurulmasina izin vermeyecegimizi, güvenlik hattinin eksik kisimlarini tamamlayacagimizi ifade etmek istiyorum.

Hiçbir müttefik ve dostumuzun ülkemizin kaygilarina karsi çikmayacagini, tercihlerini terör örgütlerinden yana kullanmayacagini ümit ediyoruz. Endiselerimizi anlamalari ve saygi göstermeleri en tabii hakkimizdir.’

Bu muhtemelen Washington’a verilmis bir mesajdi. Biden Yönetimi’nin kameralar önünde böyle bir operasyona karsi oldugunu açiklarken kapali kapilar ardinda onay veriyor olma ihtimali yok degil. Hele bu Rusya’nin denetimindeki bölgeye yönelik olacaksa. Ancak bu tepki olmayacagi anlamina gelmiyor elbette. Özellikle Kongre ve medyada. Suriye’ye bir savas Ankara’nin F-16’lari unutmasi ve mevcut yaptirimlarin daha da agirlastirilmasi anlamina gelecektir. Türkiye her halükarda agir bir bedel ödeyecektir, yönetim sessiz kalsa bile.

Erdogan, Rojava’yi ‘terörle’ suçlarken Türkiye gerek SIHA’lar, gerekse topçu atislariyla sivilleri de hedef almaya devam ediyor. Atina’yi Yunanistan’daki Türk azinliga kötü muamele ile suçlarken (Çin’in Uygurlara yönelik soykirim uygulamalarini özenle yok saydigini hatirlayalim) komsuda hala bir Türk azinlik oldugunu, Türkiye’de ise planli devlet politikalari sonucu Rumlarin kökünün kurutulmus oldugunu unutmus görünüyor. Ayrica kendi topraklarinin önemli bir bölümünü olusturan Kürtlere yönelik baski ve zulüm uygulamalarini hiç hatirlamiyor.

Siyaseti Türklerin Türklerle yaptigi bir eylem olarak degerlendiren muhalefet de bu politikaya tam uyum sagliyor. Kürtlerin demokratik siyaset hakki bile varolussal bir tehdit olarak algilaniyor. CHP yandasi medyaya baskida kiyamet koparilirken 21 Kürt gazetecinin ev baskiniyla gözaltina alinmasi sessiz kalinarak geçistiriliyor.

Türkiye, iktidar ve muhalefetiyle çivi gördügü her yere çekiçle kosan bir ülke. Toplumun sorunlarini giderek daha fazla siddete basvurarak çözmeye çalistigi bir ülkenin tüm komsularina ve halklarina saldirgan bir yaklasim içinde olmasi kaçinilmaz.

Diyalogun, müzakerenin degersiz hale geldigi, güce tapilinan ve kendisini dünyanin merkezi gören bir ülke ve toplumdan barisçil, karsilikli saygi ve anlayisa dayali çözümler aramasini beklemek gerçekçi degil açikçasi. Laikçisi ve dincisiyle bitmeyen bir Cihad ruhuyla donatilmis bu toplum, sonu felaketle bitecek maceralara atilmaktan kaçinmayacaktir.

Erdogan’in su andaki söylemine ragmen Yunanistan’a savas açabilecek bir mecali yok, hele Ukrayna’da Rusya’nin basina gelenleri gördükten sonra. Esip gürlemeye devam edecektir elbette. (Ege’de bir askeri çatisma kazasi veya yanlislikla bir Yunan askeri gemisinin batirilmamasi kosuluyla.)

O nedenle Erdogan kaçinilmaz olarak Kürtlere yönelecek ve muhtemelen OHAL ilan ederek savas ortaminda yapacagi bir seçimde kendi zaferini ilan edecektir. Herhangi bir askeri müdahale için NATO Zirvesi’ni beklemesi muhtemeldir ancak operasyonun zamani daha çok seçim takvimine göre belirlenecektir.

Harekat emriyle birlikte OHAL ilani, geride kalmis kirik-dökük medyanin tamamen susturulmasi, sandik baslarinda devlet gazetecisi disinda kimsenin olmamasi saglanacaktir. Tablo açiktir, Suriye’de savasa hayir demeyen herkes Erdogan’la bir döneme daha evet demis olacaktir.

———————————————————————

Arti Gerçek, 10 Haziran 2022

Ergun Babahan

Back to top button