Makale

Sanki bu ülkede hiç tam tesebbüs olmamis gibi…

Balyoz Davasi sonunda çikan karari, Türkiye’de hiç darbe veya tam darbe tesebbüsü olmamis gibi tartismanin akla ve mantiga sigmasi pek mümkün degil.
Emir-komuta zincirinde yasa disi emre uyanlarin emir verenlerle ayni cezalara çarptirilmasi tabii ki tartisilabilir.
Ama hiç olmazsa bundan sonra, astlarin üstlerinden gelen emirlerin yasalara uygun olup olmadigini degerlendirmelerine yol açacaktir Balyoz Karari’nin bu konudaki maddeleri.
Sivil demokrasimiz bundan önceki darbelerden ders aldi mi meselesine gelince…
Yakin geçmiste Sili cumhurbaskani adaylarindan biri ile sohbet ediyordum.
Allende’yi deviren Pinochet darbesinden sonra yeni darbeleri önlemek konusunda neler yaptiklarini sordum.
– Öncelikle Genelkurmay Baskanligi’ni da, kuvvet komutanliklarini da baskent Santiago’nun 80 kilometre uzagindaki bir bölgeye tasidik, dedi.

Muhafiz alayi
Geçen aksam Beyaz TV’deki “Dinamit” programinda Rasim Ozan Kütahyali, Ankara’da TBMM’nin ve bakanliklarin kuvvet komutanliklarinin binalari ile kusatildigini hatirlatirken, o Silili siyasetçinin söylediklerini düsündüm.
Unuttunuz mu?
Cumhurbaskani’ni korumakla görevli Cumhurbaskanligi Muhafiz Alayi’nin Cumhurbaskani Celal Bayar’i nasil derdest ettigini hatirlamiyor musunuz?
Isterseniz daha geriye, Atatürk dönemine gidelim.
Atatürk Ismet Inönü’yü basbakanliktan almadan bir gün önce Istanbul’a gelip Genelkurmay Baskani Maresal Çakmak’a “Ordu arkamda mi” diye sormamis midir?
Org. Fahrettin Altay’in anilarini okuyun.
Atatürk’ün ölümünden sonra kimin cumhurbaskani olacagi konusunda 1’inci Ordu komutanlari toplanti yapmamis midir?

Ayse Hür’ün hatirlattiklari
Taraf’ta Ayse Hür’ün dün yazdiklarini da belki gözden kaçirmissinizdir.
Iki paragrafi özetleyerek aktarayim…
– Ordudaki “Zinde güçler” 2’nci Dünya Savasi sürecinde Cumhurbaskani Inönü’nün yetersizligini öne sürerek, iktidara el koymayi planlamislar ama Dünya Savasi yüzünden bunu yapamamislardir.
– Demokrat Parti’nin ezici bir seçim zaferi kazandigi 1950’nin 14 Mayis gecesi 1’inci Ordu Komutani Org. Kurtcebe Noyan bir CHP yöneticisini arayarak “Seçimi Komünistlerin kazandigi gerekçesiyle darbe yapmaya haziriz” diye hizmet sunmustur.
1957’de kurulan cuntalar, 1958’de Dokuz Subay Cuntasi’ni ihbar eden Samet Kusçu’nun mahkûm edilerek susturulmasi ve nihayet 27 Mayis 1960 darbesi…
Unuttunuz mu genelkurmay baskanliginin cumhurbaskanligina giden yoldaki bir basamak oldugu yillari?

Hangi kuvvetler?
Hayatimiz hep “Kuvvetler Ayriligi parlamenter demokrasinin sagligi için kaçinilmaz sarttir” cümlesini ezberleyerek geçti.
Ama bilinçaltimizdaki “Kuvvetler” Yasama-Yürütme-Yargi degil de, Kara-Hava-Deniz kuvvetleri degil miydi?
Simdi de bazilarimiz bu yüzden “Balyoz” adi verilen darbe planlamalarini dogal karsilamiyor mu?
“Kirmizi Kuvvetler”in Güniz Sokak’i kusattiklarinda Demirel’in “Mavi Kuvvet” oldugunu ve iki kez sapkasini alip gittigini unuttunuz mu?
Herhalde o yüzden 28 Subat’ta Kirmizi Kuvvetler’in cephesinde yer aldi…
Neyse…
Hele su “Gerekçeli karar”i görelim de, son sözümüzü öyle söyleyelim.

————————————————-

Sabah-24 Eylül

Mehmet Barlas

Back to top button