Haber

Sevgi Çelik Moray; Seyh Sait ve 47 arkadasi için Anit Mezar yapacagiz

Sevgi Çelik Moray; Kürt Halkinin onurlu savunuculari olan ve bu ugurda canlarini feda eden Seyh Sait ve 47 arkadasi için bu alanda bir Anit Mezar yapacagiz

Hak ve Özgürlükler Partisi(HAK-PAR) Diyarbakir il örgütü Sêx Said ve birlikte idam edilen arkadaslarinin gömüldükleri yer olarak iddia edilen yerde basin açiklamasi yapti.

26 Mart 2014 Çarsamba günü Diyarbakir Dagkapi meydaninda, Alman Hastanesi önünde yapilan açiklamaya Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Baskan Yardimcisi Hasan Dagtekin, Parti Meclis üyeleri Ramazan Moray, Sidar Avci, Diyarbakir Büyüksehir Belediye Baskan adayi Sevgi Çelik Moray, Yenisehir Belediye Baskan adayi Vasif Kahraman, Baglar Belediye Baskan adayi Vedat Dede, Sur Belediye Baskan adayi Hasan Barak, Kayapinar Belediye Baskan adayi Ali Kizilay, Dicle Firat Diyalog Grubu sözcüsü Muhittin Batmanli ve çok sayida partili katildi.

Açiklamaya katilanlar Kürdistan Bayragi , Kürtçe ‘Sehîdê Azadiyê Sêx Saidê Pîranê’ yazan pankart ile Sêx Said’in dava arkadaslarinin isimlerinin yazildigi dövizler tasidi.

Açiklama yapilan alanda partiye ait anons aracindan Sêx Said ve dava arkadaslarinin idam edilislerini anlatan agitlar çalindi.

Hak ve Özgürlükler Partisi(HAK-PAR) tarafindan yapilan açiklamanin Kürtçe metnini Yenisehir Belediye Baskan adayi Vasif Kahraman, Türkçesini ise Büyüksehir Belediye Baskan adayi Sevgi Çelik Moray okudu.

Sevgi Çelik Moray tarafindan yapilan açiklamayi asagida veriyoruz.

TARIHSEL HAKIKATLE YÜZLESME ZAMANI

Degerli Basin Emekçileri,

Saygideger Halkimiz,

Bugün, tarihi bir hakikatin üzerindeki kapagi kaldirmak üzere buradayiz.

Yüzyila yakin bir zaman önce, burada, Seyh Sait ve arkadaslari sahsinda, Kürt ulusuna karsi baslatilan bir soykirim sürecini teshir etmek üzere buraya geldik.

Türk devletinin, Kürt liderlerinin mezarlarini ortadan kaldirarak gerçeklestirdigi insanlik disi duruma ve utanca dur demek için bugün birlikteyiz.

Artik bir sir degil.

Geçen yüzyilin basinda yeni bir dünya kurulurken, Kürtler Kemalistlerin büyük ihanetine ugradi.

1920’li yillarin basinda Kürtlere kardeslik mesajlari verildi, güya kurulacak yeni devleti Kürtler ve Türkler olarak birlikte kuracaktik.

Ama 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, Lozan Anlasmasiyla kendilerini uluslararasi güvenceye baglayinca ne kardeslik kaldi ne de birlikte bir devlet kurma sözü.

Onlarin gözünde artik Kürt yoktu ya da yok edilmeliydi.

Bu ihanete ve inkâr anlayisina karsi itiraz edenlere devlet en vahsi yöntemlerle karsilik verdi.

Bundan 89 yil önce, su yani basimizdaki alanda Kürt halkini bogmak üzere cellâtlar is tuttular.

Devlet, bir takim çetecilerinden olusmus korsan ‘Istiklal Mahkemeleri’ kurdu.

Sözde bu mahkemelerin verdigi uyduruk kararlar sonucunda olanlari biliyorsunuz.

Kürt halkinin güzide önderlerinden Seyh Sait ve 47 arkadasi su alanda haksiz ve yargisiz bir biçimde, bütün uluslar arasi hukuk kurallari çignenerek idam edildi.

Onlarin sahsinda aslinda bogdurulmak istenen Kürt halkinin özgürlük iradesiydi. Kürt halkinin esit, özgür ve onurlu bir biçimde yasama talebi daragacina çekilmisti.

Sömürgeci Türk devleti, Kürtlerin özgürlük talebinden o kadar korkuyordu ki, liderlerinin bir mezarinin olmasini bile istemedi. Türk devleti Kürt liderlerinin mezarlarindan bile korkar hale geldi.

Bölge halklarinin bin yillik gelenekleri, Müslümanlarin kutsal inançlari çignenerek Seyh Sait ve arkadaslarinin mezarlari yok edildi. Bilindigi gibi, söz konusu barbar ve gayri insani gelenek daha sonraki yillarda da devam ettirildi. Dersim Hareketi’nin lideri Seyid Riza ile Saidê Nursi’ nin mezarlari da benzer barbar yöntemlerle yok edildi. 1990’li yillarda mezarlari yok edilen Kürtlerin ise haddi hesabi yok.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlarin Kürtlere karsi güttügü düsmanlik ve nefret hiç bir sinir tanimiyordu. Öyle ki, Kürtlere, katledilen yakinlarinin yasini tutmasini bile çok görüyor, ziyaret edip dua edebilecekleri liderlerinin bir mezari bile olsun istemiyorlardi.

Peki, ama Türk devleti Kürtlerin mezarlarindan neden bu kadar korkuyordu?

Çünkü devlet, Kürt liderlerinin mezarlarini yok ederek Kürtleri ulusal bir hafizadan yoksun birakmayi, onlari köklerinden kopartmayi istiyordu. Kürt liderlerinin mezarlarini yok ederek Kürtleri bir ulusal bilinç kaynagindan yoksun birakmayi amaçliyordu. Böylece Kürt kimliginin olusumunun önüne bir bariyer ördügünü düsünüyordu.

Sömürgeci devletin kirli hesabi suydu; agacin kökünü yok edersen gövdesini daha kolay devirirsin. Bir ulusun tarihini yok edersen, onun bir gelecek kurma imkânini da elinden alirsin. Böylece Kürtleri ebediyete kadar kölelik zincirlerine mahkûm etmis olursun.

Aradan yüzyila yakin bir zaman geçti.

Tek partili sistem son buldu, sözde çok partili demokrasiye geçildi. Geçen zaman içinde nice hükümetler geldi geçti. Ama Türk devletinin Seyh Sait ve arkadaslarinin idamindan baslayarak devam eden inkâr, katliam ve yok sayma politikasi degismedi. Geçen dönemde edilen onca söylemlere ve verilen vaatlere karsin, Kürt gerçegi ile ciddi bir yüzlesme yasanmadi. Mevcut hükümet dâhil hiçbiri, Kürt liderlerine yapilan tarihi haksizliktan dolayi özür dilemedi. Kürt liderlerinin mezarlarinin ortaya çikartilmasi için hiçbir girisimde bulunmadi.

Degerli dostlar,

Degerli arkadaslar,

Genç Ittihat ve Terakki’ciler 1920’li yillarda, surada, Seyh Sait ve arkadaslarini idam etmekle kalmadilar, ayni zamanda mezarlarinin oldugu tahmin edilen söz konu yerin üzerine kalin bir beton örtüsü örtüler.

Bunun nedenlerini kisaca açikladik.

Ama daha trajik olani, yakin bir zamanda, yani 2000’li yillarda Seyh Sait ve arkadaslarinin mezarinin bulundugu yere, bu kez çok katli bir beton yigininin dökülmesi oldu. Üstelik Kürtleri temsil ettigini iddia eden bir belediye yönetiminin izni ve siyasi iddia sahibi bir müteahhit tarafindan. Kürt kamuoyu bu gerçegin çok iyi farkindadir.

Peki, bir milleti millet yapanlarin kemiklerinin üzerini, birkaç kurus için, beton yigini ile örtmek hangi vicdana sigar?

Tek kelime ile ayiptir, günahtir. Bu isi yapanlar haramzadelerdir.

Degerli arkadaslar,

Artik bu utanca son verme zamani.

Degerli Diyarbakir Halki,

Simdi köklerimizle bulusma zamani

Bas asagi edilmek istenen tarihimizi yeniden ayaklari üzerine oturtma zamani,

Üzerine güçlü ve aydinlik bir gelecegi kurmak için geçmisimizi yeniden insa etme zamani

Ulusal tarihimize iliskin karartma ve çarpitma girisimlerine kararlilikla dur diyecegiz.

Bu çerçevede, 30 Mart’ta yönetime gelelim ya da gelmeyelim, ilk önceligimiz, geçmisimizin üzerine dikilen su Alman Hastanesi’ni yikmak olacak.

Söz veriyoruz, su utanç tablosunu yerle bir edecegiz.

Ardindan söz konusu alani dedelerimizin anisina uygun yeniden dizayn edecegiz

Kürt Halkinin onurlu savunuculari olan ve bu ugurda canlarini feda eden Seyh Sait ve 47 arkadasi için bu alanda bir Anit Mezar yapacagiz.

Bu bizim boynumuzun borcu olsun.

Üstelik bu sorun sadece partimizin degil bütün Kürdistanlilarin ortak sorunudur.

Bunun için Basta Diyarbakirlilar olmak üzere bütün halkimizi el ele vermeye çagiriyoruz.

Devleti de bu konuda ciddi ve samimi bir yüzlesmeye davet ediyoruz. 26.03.2014

Yasasin Sehitlerimizin ruhu

Yasasin Kahraman Seyh Sait ve dava arkadaslari

Yasasin Kürdistan’in Özgürlügü

Yasasin Kürt ve Kürdistan

Dengê Kurdistan

Back to top button