Seyh Sait Kürt Milli Hareketinin Türk Basinina Yansima Biçimi -I
Türkiye yönetimi,20.yüzyilin ilk çeyreginde Kürdistan’da Türk milli egemenligini kurabilmek için, içisleri bakanligi ve CHP`nin ‘basin ve yayin komitesine’ bagli matbuat umum müdürlügünün bir subesi olarak kurulan nesriyat ve propaganda komitesi’tarafindan denetlenen basin ve yayinlar araciligiyle Türk kamuoyunu, Kürtlere karsi yönlendirerek, Kürdistan’i, Türklerin vatani yapma çalismalarini yürütmüstü. Türkiye yönetimi, Türk ve dünya kamuoyu nezdinde basin yoluyla yürüttügü sinirsiz hayali propgandalarla, 1925’te Seyh Sait önderliginde ortaya çikmis olan ve tamamiyle ulusalci istem-özelliklere sahip olan Kürt milli hareketini, gerici, irticaci ve çagdas Türk yönetimine karsi çikan feodal agalarin, seyhlerin, seyitlerin toplumsal tepkisi biçiminde kamuoyuna sunmustu. Ayni tarihlerde çikarilan Takrir-i Sükun Kanunu ile; ‘irtica ve isyana ve ülkenin sosyal düzenini, huzur ve sukununu ve emniyet ve asayisini ihlale yönelen örgüt, kiskirtma, özendirme, girisim ve yayini hükümet cumhurbaskaninin onayi ile dogrudan dogruya ve idareten yasaklamaya yetkilidir.’ hükmü getirilerek, bununla muhalif sayilabilecek kesimlerin de susturulmasi öngörülmüstü. Buna bagli olarak 3 Mayis 1925’te çikarilan ek bir kararname ile ‘havale-i sarkiyede idare-i örfiye mintikasinda tatbik edilecek sansür talimatnameside’kabul edilerek, yürürlüge konulmustu (bkz. Izzet Öztoprak, kurtulus savasinda Türk basini, Servet Iskit,Türkiye’de matbuat idareleri ve politikalari,1943. Mete Tunçay, Türkiye cumhuriyetinde tek parti yönetiminin kurulmasi 1923-193,Orhan Kologlu,Takvim-i vakai,Türk basininda 150 yil, 1831-1981, N.A.Banoglu, basin tarihimizin kara ve ak günleri). Türkiye devleti, Kürt ve Kürdistan’a dair bütün tarihi bilgileri yokedebilmek için, nesriyat ve propaganda komitesi’ tarafindan yönlendirdigi Türk gazetelerini,dergilerini ve sesli yayinlari denetimde tutarak, yayilmasi gerekli görülen propaganda faaliyetlerinde kullanarak,kamuoyunda Kürdistan’nin, Türk yurdu ve Kürtlerin de dag Türkü’ olduguna dair zihniyete siyasal ve idari zemin hazirliyordu.
Bu yazimda, 1925’te ortaya çikan Kürt milli hareketinin CHP tarafindan denetimde tutularak, nesriyat ve propaganda komitesi’ tarafindan verilen propaganda bilgileriyle yönlendirilen dönemin Türk basinina nasil yansidigina dair dönemin bazi gazete ve dergileri örneginde ele alarak, 20.yüzyil Kürt tarihinin önemli bir siyasal devrini olusturan ve çok genis bir arastirma sahasina sahip olan bu konu hakkinda kisaca bazi bilgiler vermeye çalisacagim.
Subat 1925’te baslayan Seyh Sait Kürt milli hareketi ve bu hareket ile birlikte Türkiye cumhuriyeti devleti,Türk irkçiliginin çikarlari adina Kürdistan’da soykirimlar,zorunlu göçertmeler, inkar ve asimilasyon süreçlerini baslatarak, Kürdistan’da yaklasik yüzyildir bitmeyen facialarin,zulümlerin, eziyetlerin ve toplumsal felaketlerin önünü açmisti. Kürdistan’da gerçeklestirilen bütün bu zulümlerin dönemin Türk basinina yansimalari,baska bir insanlik felaketini karsimiza çikardigi gibi, Türkçülügün çikarlarindan baska bir sey görmek istemeyen devrin irkçi muhafazakar Türk aydinlarinin ve gazetecilerinin Kürtlere reva görülen bu zulümler karsisindaki tavir-davranislarina dair zihniyetlerini tek sef ve tek partinin verdigi talimatlarla belirleyen düsünsel dünyalarini karsimiza çikarmaktadir. 1925’te Ankara yönetimi tarafindan Mayis 1925’ten sonra yapilan bütün resmi açiklamalarda hükümetin kararli tutumu,milletin ve basinin destegi sayesinde isyan bastirilmistir’ biçiminde dile getiriliyordu. Örnegin: Kürdistan’da yapilacak basin faaliyetleri,3 mayis 1925’te çikarilan ‘havale-i sarkiyede idare-i örfiye mintikasinda tatbik edilecek sansür talimatnamesinin’ belirlenen sinirlar çerçevesinde yapiliyordu. Bu talimatnamenin bir baska özelligi de Kürt basin ve yayin organlarinin hiç bir faaliyet yapamiyacagini, yapanlarin ölüm ile cezalandirilacagi hükmünü içeriyordu.
Kürdistan’da bu talimatnamenin siyasal ve sosyal tesirlerini 1960’lara kadar görmek mümkündür. Ayrica bu talimatnameye dayanarak, 5 mart 1925’te Istanbul’da çikan Tevhid-i Efkar, son Telgraf, Istiklal, Sebilürresat, Aydinlik,Orak Çekiç, Ikaz ve Dogrusöz gibi bazi gazete ve mecmualar kapatilmisti (bkz.Ergun Aybars,Yakin tarihimizde Anadolu ayaklanmalari, Behçet Cemal,Seyh Sait isyani).Bu gazete ve mecmualarin hepsi yaptiklari bütün haberler Kürtlere hakaret etme yönünde idi. Kapatilmalarinin asil sebebi ise, osmanli devletinden gelen aliskanliktan dolayi Kürt ve Kürdistan’ kavramlarini gerici, irticaci ve feodal Kürt/Kürdistan beyleri, seyhleri’ biçiminde haberlerde kullanmis olmalari idi. Örnegin:Orak Çekiç gazetesinin 5 Mart 1925’te çikan son sayisinda Seyh Sait isyani hakkinda su görüslere yer verilmisti:’..Yobazlarin sariklari ve yobaz zümresine kefen olmali..yobazlariyle, agalariyle, seyhleriyle, halifeleriyle, sultanlariyle birlikte kahrolsun derebeylik..,irtica ve derebeylige karsi mücadele için, köylüler, ameleler etrafinda teskilatlanmalidirlar..,Ingilizlerin oynattigi irtica kuklasi..,ekalliyet milletlerinin sergerdelerini ayaklandirmanin, eski bir Ingiliz ve Rus oyunu oldugunu..,Seyh Sait ne biçim eskiyadir..,Genç’teki ayaklanmanin gerisinde Kürdistan derebeyleri vardir..,cumhuriyet hükümeti derebeyligi tasfiye edecektir.. (bkz. Orak Çekiç gazetesi 5 Mart 1925, Mete Tunçay Türkiye’de sol akimlar-I-1908-1925-). Dönemin Türk yönetimi, buna benzer haber ve yayinlar yapan Ahmet Sükrü Esmer, Velid Ebuzziya, Abdulkadir Kemali, Fevzi Lütfi, Ilhami Safa, Ahmet Emin Yalman, Suphi Nuri Ileri Esref Edip, Sadri Ethem, ve Ismail Müstak vs. gibi gazetecileri ve gazete sahiplerini bile zararli ve yikici yayin’ yapmak ile suçlayarak, cezalandirmisti (bkz.Avni Dogan, Kurtulus ve kurulus sonrasi-1964).
Tamamiyle Kürt ulusal haklarini elde etme amaciyla ortaya çikan 1925 Seyh Sait Kürt milli hareketi, Türk basinina çok farkli haber ve yorumlarla yansitilmisti. Türk gazetecilerinden Refik Nuri, Tanin gazetesinde 1925 Kürt milli hareketini söyle tarif etmektedir;’ isyanin en büyük sebeplerinden biri idaresizlik, dini tahrikat, yabanci parmagi, isyanin umumi bir Kürt hareketi olarak kabul edilmemesi bu isyanin disardan da desteklendigini, Ermeni ve Nesturilerin de bu isyana destek vererek istirak ettiklerini ele geçen delillerle anlasildigini, gerek Ermenilerin ve gerekse Nesturilerin Seyh Sait ile birlikte bu ise müstereken basladiklarini ve yegane maksatlarinin da müstakil bir Kürdistan ve Ermenistan kurmak oldugunu, bunun için de din ve seriati ön plana çikararak ise basladiklarini..’vs.gibi yorumlar yapmis idi (bkz. Tanin gazetesi,2 Mart 1925).
Mehmet Asim bey ise, vakit gazetesinde sunlari dile getirmektedir:’..isyanin çikis sebebinde Ingiliz tahrikinin oldugu, isyanda saltanat ve hilafet usulünü getirmek isteyenlerin tesiri bulunabilecegini, Genç gibi ziraattan baska hiçbir faaliyet sahasina sahip olmayan yerlerde meydana gelen bu isyan hareketinde asar usulünün kaldirilmasinin tesir ettigini, 50-60 lira ile iltizam edilen köylerden binlerce lira vergi toplamaya alismis olan agalar bu kazançlarinin kurumus oldugunu görünce buna tahammül etmediklerini, bu nedenle asarin kaldirilmasindan galeyana gelen birtakim kisiler Seyhler ile beraber harekete geçen ahalinin ‘Biz cumhuriyet idaresi istemiyoruz.’diye isyana kalkistilar. Bu durum dikkate alinirsa memleketimizi mahveden ve tahrik eden bu tür isyan faaliyetlerinin asil sebebi gaflet ve cehalet oldugu anlasilacaktir..,istiklalin manasini bile anlamaktan uzak olan bu insanlarin..,'(bkz.Vakit gazetesi, 11 Nisan 1925). Türkiye basini nesriyat ve propaganda komitesinin’ talimatlari dogrultusunda is bölümü yaparak, kendilerine önceden hazirlanarak, verilen haberleri kendi yorumlari imis gibi kamuoyunda propaganda ediyordular. Türk basininda, Türk ordusu tarafindan soykirima ve zorunlu göçertmelere tabi tutulan Kürtlerden ve Kürdistan’da gerçeklestirilen insanlik disi zulümlerden ve haritadan silinen Kürt sehirlerinden, kasabalarindan, binlerce Kürt köylerinden hiç bahsedilmemesi, Türk yönetiminin Kürdistan’i isgal etme komnusunda daha önceden planli (Kürt soykirimini dünya kamuoyundan gizleme niyetinden dolayi) hazirliklar yaptigina isaret etmektedir .
Ali Haydar Koç