Makale

SISOFIS… Bozyel’in seviyeli yazisi ve ‘Kendi aramizda’ kurumumuz… (2.bölüm)

Bir önceki yazi da, Bayram Bozyel’in ‘Bütün mesele, ahlaki zeminde kalmak ya da kalmamak’ baslikli yazisi ele alinmis, HAK-PAR’in 2011 seçimlerinde milletvekilligi pazarligi ile devre disi birakilmasi, seçenek olmaktan çikarilmasi süreci islenerek, yaptigi bilinçli çarpitma ve manipülasyonlara somut cevaplar siralanmisti.

Söz konusu yazinin linkini buraya alip 2.bölümle devam edelim;
http://www.dengekurdistan.nu/authors.aspx?an=25833&aid=9

Yazinin bu bölümünde de ise, PSK’nin 10. Kongresi’nde, aldigi legallesme karari ve o kararin hayata geçirilmesi sürecinde Bozyel’in yazisina yansiyan çarpitmalar, bize yönelik suçlamalar ele alinacak ve Bozyel’in kimi sorularina da cevaplar verilecektir.

Bozyel ‘Hem suçlu, hem piskin ve saldirgan’ ara basligiyla su iddialarda bulunuyor;

Numaralandirarak aynen okuyalim

1) ‘Bugün bana ve PSK kadrolarina karsi insafsiz bir karalama kampanyasi yürütenler açikça PSK’nin 10. Kongre kararina uymadilar.

Uymamakla kalmayip bu kararin hayata geçmemesi için her türlü yola basvurdular. Firsatçi bir anlayisla yönetiminde olduklari legal partiyi, 40 yillik partileri PSK’ye karsi kullandilar.’

Boz yel’in de içinde bulundugu bu günkü hizip bize sürekli olarak ’10. Kongre kararina uymadilar’ iddiasinda bulunmaktadir. Iyi niyetli PSK üye ve sempatizanlarini bu söylemle yönlendirmekte, bize karsi konumlanmalarini saglamaktadirlar.

Bu söylem, örgütü bilerek- isteyerek, tüm talep ve uyarilara kulak tikayarak parçalayip, kendi gönüllerince yönetebilecekleri bir hale getirmek için tekrarladiklari bir kara propagandadir.

Amaç, bu hizip disinda kalan, PSK tabaninin, kadrolarinin siddetle reddettikleri, yurtsever kamuoyunun dahi anlam veremedigi ayrisma ve bölünme pratigini mesrulastirmaktir.

Dogal olarak Kongre kararlari örgüt tabaninin ezici çogunlugunun egilimini yansitir. Elbet farkli düsünce ve egilimler de olabilir ancak tabanin ezici çogunlugu ne düsünüyorsa kongrelerde de o düsünceler karar haline dönüsür.

Seçilen merkez komite, ‘bu örgütten’ yetki aldigini, sadece bir sonraki kongreye kadar ‘bu örgütü’ yönetecegini unutup kendi örgütüne kulaklarini tikarsa, kadro ve üyelerini yok sayarsa, kararlari bile egip büker, kendi isine geldigi gibi yorumlarsa iste bu günkü gibi kimsenin memnun olmadigi bir manzaraya neden olur.

Bu gün PSK ikiye bölünmüstür.

Yillarca omuz omuza mücadele etmis kadrolar bir birinden ayrilmis, selamlasmaz duruma gelmis, hatta bir birini itibarsizlastiracak söylem ve tutumlar içine sürüklenmistir.

Sonuçta legallesmeyi ‘BÜTÜNLÜKLÜ olarak, HAK-PAR’a zarar vermeden’ gerçeklestirmekle görevlendirilmis Merkez Komite, kendisine PSK adini kullanarak yeni bir parti kurmustur.

Bu durum açik ve nettir. Sorumlu ise kuskusuz Merkez Komitenin kendisidir.

Konuya tartisilan kongrenin genel atmosferini yansitacak kimi açiklamalar yaparak girelim;

Önce, Sayin Bozyel’e hatirlatalim, PSK kongrelerini bilmeyenlere de bilgi verelim;

Kongreler baslarken bir karar komisyonu olusturulur. O komisyon yapilan tartismalari dikkate alarak ‘karar taslagi’ hazirlar, bu taslak üzerinde de görüsmeler yapilir, gereken itirazlar dillendirilir, karar komisyonu bu tartismalari da dikkate alir. Ve karar tasarisi ‘içerik olarak’ oylanir ve geçer. Daha sonra yapilan tartismalar ve uyarilari da dikkate alan ‘GIZLI’ Merkez komitesi kararlari düzenleyip yayimlar.

Yani bugün Kongre kararlari diye yayimlanan belge kimi müdahaleler yapilarak Merkez komitesi tarafindan kaleme alinmistir.

Örnegin Kongrede ‘Legalleseme HAK-PAR’a zarar verilmeden gerçeklestirilecektir’ denen amir hüküm

‘ Legallesme süreci yürütülürken, legal parti somutundaki kazanimlarimizin zarar görmemesi için özen gösterilmesine’ biçiminde anlamsiz, her yana çekilebilecek bir hale sokulmustur.

Yine de her kes bunun HAK-PAR’a yönelik bir tutum içine girilmemesi, ona zarar verilecek tutumlardan özenle kaçinilmasi anlamina geldigini bilirler.

Kongre boyunca Mesud Tek’in itirazlari dikkate alinmis, karar tasarisi okunurken legallesmenin ‘Kürdistani temelde’ olacagi ifade edilmisti.

Mesud Tek’in ‘bu da yeterli degildir’ yönündeki itirazi üzerine ‘Kekê gerekli düzletmeler daha sonra yapilir’ denilerek oylanmis. MK daha sonra bu konuyu HAK-PAR’in ismine ‘Kürdistan kelimesinin eklenmesine’ seklinde yeniden düzenleyerek yayimlamistir.

Böylece ‘Kürdistani temel’ HAK-PAR’in isim degisikligine indirgenmisti.

Hal böyleyken bizi Kongre kararlarina uymamakla suçlayan Merkez Komitesi’nin HAK-PAR 6.Kongresindeki tutumu, tüm PSK lilerin HAK-PAR’dan istifaya davet edilmesi, Van, AGRI, MANISA, ANTEP gibi örgütleri çökertme çabalari, yazilip çizilenler ve bugün ortaya çikan bölünme manzarasi ile yukaridaki ‘Legal Partiye zarar verilmeyecek’ ve ‘bütünlük içinde legallesme gerçeklestirilecek’ tarzindaki kongre kararlari arasinda nasil bir paralellik kuruluyor, nasil kongre kararina uygun davranmaktan bahsediliyor anlamak mümkün degil.

Evet, ‘Bütünlüklü olarak’, ‘kirmadan dökmeden’, ‘HAK-PAR’a zarar vermeden’ legallesmeyi gerçeklestirmekle görevli Merkez Komite hem kendisi kararlari yerle bir ediyor hem de bizi kararlara uymamakla suçluyor,

Bozyel de yazisinda bu konuyu öne çikariyor;

Bu gün için Kürdistan ismi ile yapilacak degisikligin HAK-PAR’a zarar verecegi, onu küçültüp etkisizlestirecegi, yasal olarak çalisamaz hale getirecegi, hatta kapatilmayla yüz yüze birakabilecegi, ek olarak ciddi bir mali külfet yaratacagi, bunun da Kongrede LEGALLESMENIN, HAK-PAR’a ZARAR VERILMEDEN GERÇEKLESTIRILMESI YÖNÜNDEKI KARARININ IHLALI ANLAMINA GELECEGI gerekçeleriyle SIMDILIK ERTELENMESI yönündeki tutumumuzu Bozyel’in de içinde oldugu hizip suç saydi.

Degil ‘bütünlüklü’ olmak, örgütün yüzde 80’nini dislayarak, PSK’yi bölerek, Kemal Burkay’a ve kendileri gibi düsünmeyen ‘yoldaslarina’ karsi itibarsizlastirma kampanyalari gelistirerek, kendilerinin yönetebilecegi yeni bir örgüt kurmak için ortaya koyduklari pratigi mesrulastirmak amaciyla bizi Kongre kararlarina uymamakla suçladilar.

Tek kelimeyle ayip ettiler. Ayip etmeye de devam etmektedirler.

Yoldaslar bir birine güvenir ve Kongre kararlarinin oldugu gibi, saga sola çekilmeden yayimlanacagindan ve uygulanmaya çalisilacagindan kusku duymaz.

Hele kararlarin çarpitilarak, ters yüz edilerek kimi ‘yoldaslarin’ tasfiyesi için kendilerinin yönetecegi bir örgüt kurmak için kullanilacagi hiçbir iyi niyetli ‘yoldasin’ aklina gelmez.

Ancak PSK de bu aci deneyi yasayarak ögrendi…

Peki tüm bu kargasa, Kemal Burkay’a ve ‘mürit’olarak adlandirdiklari bizlere açik ve imali saldirilar, nihayetinde yurt içinde ve disinda yasayan tüm PSK lilerin ricalarinin, uyarilarinin ciddiye alinmadan örgütün bölünmeye götürülmesi, bu ekibin Kongre kararlari konusunda ki yüksek hassasiyetiyle mi açiklanir?

Bunun baska nedenleri var midir?

Kuskusuz vardir.

Bunlar kisisel hesaplar ve PSK nin bu güne dek PKK ye karsi izledigi politikasinda revizyon yapilmasi için ortaya konan çabalarda gizlidir.

Bozyel’de Burkay’in PKK ye yönelik elestirilerinden rahatsiz oldugunu, PKK’ nin küfür ve hakaretleri karsisinda Burkay’in’sagduyulu ‘davranmasi gerektigini, bu hakaretler karsisinda ‘eger PKKyi hirsiza benzetirsek Kemal Burkay’in da kapisini açik birakan ev sahibi benzeri bir sorumlulugunun oldugunu’ Aknews e aktardigini söylüyor ve Türbülans adli kitabinda su cümleleri kuruyor;

‘ PKK disindaki güçlerin, PKK’ye iliskin oldukça tepkisel ve karsitlikla ifade edilebilecek tutumunun yanlisligi üzerinde durdum’ age syf 250 diyen Bozyel

‘…Öte yandan Burkay’in dünden bu güne PKK’ye karsi kullandigi dil ve elestiri yöntemi ne kadar sonuç alici oldu? ‘MIT kurdu’, ‘ajan Örgüt’ söylemi ne denli etkileyici ve inandirici bulundu? Özetle Kemal Burkay’in PKK’ye dönük söylemi bana hiç bir zaman rasyonel ve islevsel gelmedi. Bu konulari kendisiyle yaptigimiz yüz yüze bir görüsmede dile getirdim’ syf 296

‘…Benim görüsüme göre gelinen asamada PKK’yi MIT kurdu söyleminin siyasi bir mantigi yoktu.’ Age Syf 298

‘… Bizim 30 yil önceki reflekslerle PKK ye yaklasmanin bir anlami yok’ age syf 298

‘…2011 seçim süreci beni çok yormustu. Bunun için bir dönem yönetim disinda kalip dinlenmeyi düsünüyordum. Ikincisi, Kemal Burkay ile aramizdaki belli görüs farkliligimizdi.’ Sayfa age 322

‘…Aramizda en basta PKK’ye bakis konusunda farkliligimiz oldugu açikti’ age sayfa 323

Evet, Bozyel açikça Burkay ve bizler ile PKK ye bakis açisi konusunda farkli düsündügünü ifade etmektedir.

Biz, Bozyel’in bu gün ifade ettigi ‘görüs ayriliklarina’ onca yakinligimiza, yillarca birlikte çalismamiza ragmen tanik olmadik. Hemen her konuda yazi yazan, demeçler veren Sayin Bozyel’in PKK hakkinda farkli bir yaklasimini yansitan bir yazili açiklama veya makalesini de okumadik.

Birlikte parti faaliyetleri içindeyken bize sundugu her hangi bir öneriyi de hatirlamiyorum.

Bu görüs farklilasmasinin, Bozyel’e DTK/BDP çevresinden sürpriz bir sekilde ‘milletvekilligi’ önerisinin geldigi tarihlere rastlamasinin ilginç oldugunu da söylemeden geçmemek gerek.

Bu durum dogaldir tabi.

Sok edici gelismeler insanlarin görüslerini degistirmesi, yeni düsüncelere gark olmasi, olaylara farkli açilardan da bakma yetenegi edinmesi açisindan ilham kaynagi olabilir.

Bizler her seçim süreçlerinde, çevremizde birden bire kemale eren, Nirvana ya ulasan, gönül gözleri açilan çok münevver zata tanik olmadik mi.

Rahmetli Serafettin Elçi de tipki Kemal Burkay ‘gibi yillarca PKK hakkinda çok sert açiklamalar yapmis ancak HDP tarafindan aday gösterilip, milletvekili seçildikten sonra Nirvana’ya ulasmis ve PKK çevresine hos görünmek için onlarin Burkay hakkindaki söylemlerini tekrarlamis ve söyle demisti;

‘Gelip devletin politikasindan çikmayacagim diye tamamen anti-PKK’cilik yaparak sen PKK’yi etkileyemezsin ki. Burkay’in politik olarak en ufak bir etkinligi olmaz. Devlet o hesaplari çok yanlis yapti. Kemal Bey’in halkla ilgisi yok ki. Onun devlet projesi olmasi Kürtlerde tasvip görmez, aksine nefret uyandirir. Sahsen Kemal Bey’in tutumuna acidim. Eskiden dar bir çevrede de olsa sevilen sayilan biriydi.

En tepedekinden en alttakine kadar PKK, benim onlardan farkli çizgide oldugumu bilir. Ama ben yalniz PKK’yi degil, siyasette karsi oldugum hiçbir olusumu tahkir etmem, iftira etmem.

Yani ben PKK’ye hakaret etmeyi marifet haline getirmedim. Agir elestiriler yaptigimda, PKK beni son derece saygili biçimde dinledi. Adamlar senin sadece düsmanlik duygulariyla üstlerine yürümedigini hissetse, niye anlayisli olmasinlar. Siyasi hareketler de biyolojik varliklardir. Dogum dönemi vardir, çocukluk, gençlik var. Su anda PKK’nin olgunluk dönemindeyiz. Onlar da olgunlasip Hanya’yi Konya’yi anliyorlar. Bizim de gençligimizde öyle heyecanlarimiz vardi. Gençligim PKK’ye rast gelseydi, ben de katilirdim. Simdi ben PKK’nin öldürdügü Kürtleri izliyorum.

Hepsi itirafçi olup ihanet edenlerdir. Kendi disindan ona muhalefet edenlere PKK dokunmuyor. Yillardir bunu yasiyorum. Benden çok rahatsizlar ama hiç tehdit almadim. Düne kadar PKK’nin etegi altinda olan sonra aniden anti-PKK’ci olanlara haliyle kiziyorlar.’

Evet Elçi milletvekilligi karsiliginda bu sözleri söyleyerek de tarihe geçti.

Bozyel de, tipki Elçi gibi seçim sürecinde degismis, PKK konusunda PSK nin farkli bir yaklasim sergilemesi, yakinlasmasi gerektigini düsünür olmus.

Bu onun hakki. Ancak engel gördügü Kemal Burka’yi, ‘müritlik’le suçladigi yol arkadaslarini, kendisine engel olduklarin düsündügü diger geleneklerden gelen kadrolari itibarsizlastirmaya; PSKyi, HAK-PAR’i bu emelleri için alet etmeye hakki var midir?

Bu gün HAK-PAR/ PSK kapsaminda yasadigimiz sorunlarin altinda yatan da kisisel beklentilerin, hirslarin besledigi bu farklilasmadir.

Bozyel kendi ihtiyaçlarina göre örgütünün de (PSK veya HAK-PAR’in) pozisyon almasini, tüm tezlerini terk etmesini istemektedir.

Bu savrulmaya karsi çikanlarla yolunu ayirma çabasinin altinda bu vardir.

PSK nin bölünmesi, HAK-PAR’in çökmesi pek de umurunda degildir.

Devam edelim;

Mutlaka ‘Bütünlüklü olarak’ legallesmeyi saglamasi için görev verdigimiz Merkez Komitenin, örgütün liderinin, yasayan kurucularinin ve nerdeyse tabaninin yüzde 80’i nin uyari ve itirazlarina ragmen bu kararlari kendine göre yorumlayip, bazi kararlari görmemezlikten gelip, kongre kararlarini ayrisma için kullanacagi ön görülemedi.

Mevcut Merkez Komite 10.Kongreyi sanki ‘PSK’nin legallesmesi kongresi’ degil, ‘HAK-PAR’in isminin degistirilmesi kongresi’ ymis gibi sundu ve kendileri gibi düsünmeyen, ta basindan itibaren yollarini ayirmak istedikleri yoldaslarini itibarsizlastirma çabasini uç noktalara tasidilar.

Oysa Kongre kararlarina israrla eklenen ‘ Legallesme bütünlüklü olarak gerçeklestirilecektir’ cümlesi Merkez komitesinin izleyecegi yolda bütünlügü esas almasi, bölünme veya tasfiyelere imkan vermemesi içindi.

Bu gün ortaya çikan manzara ortadadir.

Isim degisikligi sadece HAK-PAR’a yapilacak bir öneri olarak karar tasarisina eklenmisti.

Mutlak bir dayatma da degildi. Eger HAK-PAR kabul ederse yani kapanmayi, küçülmeyi, önüne yeni engeller koymayi benimserse mesele yok ama bu gün için uygun görmez ise o zaman MK yine ‘bütünlügü, HAK-PAR’a zarar vermeden legallesmeyi’ esas alarak farkli bir yol izleyecek ve gerekirse PSK kendi adiyla legallesecekti.

HAK-PAR bu öneriye sicak bakmadi ve daha sonra yapilan tartismalarda yaptigimiz öneri su oldu; ‘HAK-PAR’a zarar vermeden, 30’40 kisi ile PSK yi hep beraber kuralim. Dilekçemizi verelim. Bir süre bekleyelim. Böylece PSK yasal/legal olarak kurulmus olur. Eger PSK umulanin aksine büyük bir gelisme saglar ve kitleler PSK ye akarsa, HAK-PAR kongresini toplar ve PSK ye katilir.

Bu olmaz ise PSK olarak bir Kongre yapip HAK-PAR ile birlesiriz. Böylece Kongre karari geregi hem PSK resmen, legal olarak kurulmus olur, hem de daha genis bir kesimle bulusma sansi olan HAK-PAR ile yola devam edilir.

Gelismeler biliniyor. Tüm öneriler, çabalar sonuçsuz kaldi.

PSK nin bütünlüklü olarak legallesmesi degil ‘Kürdistan ismi bizim için kirmiziçizgidir’ diye diretenler bu günkü manzarayi yaratilar.

Bozyel’e ve bu diretme ugruna PSK yi bölenlere bu noktada bir soru sorup devam edelim;

Kürdistan ismi kirmiziçizginiz ise, mutlak denetiminizde olan diger kurumlar; Vakif, kültür dernegi ve dergi’ninneden adina Kürdistan kelimesi eklemeyi düsünmüyorsunuz? HAK-PAR’in adini degistirmek için gösterdiginiz performansin binde biri ile bu degisiklikleri de yapabilirsiniz? Neden yapmiyorsunuz?

Ama yok, amacin ‘Kürdistan’ hassasiyeti olmadigi ortada. Hedef ta basindan konmustu; Burkay’la ve ‘Mürit’ olarak adlandirdiklari kadrolarla yollarini ayirmak ve kendi yönetebilecekleri, gönül rahatligiyla, ilkesiz, programsiz bir sekilde PKK/HDP ile temas edebilecekleri, kol kola girebilecekleri bir yapi olusturmak idi.

Siz kongrenin ‘bütünlüklü olarak legallesme ve HAK-PAR’a zarar vermeme’ kararini görmezlikten geldiniz, bilerek, isteyerek örgütü böldünüz.

Merkez komitenin ‘Legal parti ile bütünlesme sürecinin basarisizligi halinde, PSK’nin kendi adiyla legale çikmasi da dâhil, tüm diger seçeneklerin hayata geçirilmesinde bütün organ ve üyelerin seferber edilmesine…’ Biçiminde düzenleyerek yayimladigi maddeyi dayanak yaptiniz. Bilerek, isteyerek tüm öneri ve talepler bir yana itilerek ‘Legal parti ile bütünlesme sürecinin basarisizligi’ için bilinçli bir çaba harcadiniz ve sonuçta size itaat eden, kendi seçtiginiz kisilerle, PSK adiyla yeni legal bir parti kurdunuz.

Bu parti 10.kongreye dek 40 yil Kürdistan siyasetinde var olan PSK ile bir alakasi yoktur.

Bu uzunca açiklamadan sonra Bozyel’in yazisinda bolca hakaret ile süsleyerek ileri sürdügü kimi elestiri ve sorulara da kisa cevaplar verelim.

Bozyel sunlari söylüyor;

2- ‘Söz konusu kisiler PSK’den açikça ayrilip dürüstçe istifa yolunu da seçmediler. Bunun yerine, PSK’nin Kongre kararini hükümsüz birakmak için her yolu denediler, partili olmanin bütün degerlerini ayaklar altina aldilar. Ilk önce 10. Kongre’de bir legallesme kararinin olmadigini söylediler, olanin MK tarafindan sonradan yazildigini yaydilar. Bu da olmayinca bu kez kararlari kendilerine yontmaya çalistilar. Isi 10. Kongre’nin mesruiyetini tartismaya kadar vardirdilar.’

Bu paragrafta ifade edilen kimi imalar yukarda cevaplandi ‘Ilk önce 10. Kongre’de bir legallesme kararinin olmadigini söylediler’ cümlesini ise nasil cevaplamak gerekir dogrusu çok zor. Zira bu türden bir iddiayi dillendirmek için insanin kafasinin iyice hos olmasi lazim.

Ben bu türden bir iddia sahibine hiç rastlamadim. Masallahi var, Bozyel bizi suçlamak için tüm yaraticiligini kullanmayi ihmal etmiyor.

‘Söz konusu kisiler PSK’den açikça ayrilip dürüstçe istifa yolunu da seçmediler’ sözü ise tam evlere senlik.

Be birader, insanlar neden PSK den istifa etsin ki?

Sirf siz istiyorsunuz diye, yazinizda söylediginiz gibi ‘kendi kaderlerine terk ‘ettiniz diye 40 yil boyunca gururla özenle sahiplendikleri PSK den neden kopsunlar?

Siz komplo kurdunuz diye insanlar kendi geçmislerini mi reddedecekler?

Siz onlarin çok azi hakkinda, sirf size tabi olmadilar diye sorusturma açtiniz ve geri kalan binlerce PSK üye ve sempatizanini da bir tarafa ittiniz.

Bozyel bu ilginç tutumlarini su sözlerle ifade ediyor

‘ 3- Bütün bunlar PSK tüzügüne (hukukuna) göre suçtu, bir parti suçuydu. Böyle oldugu için de bu suçu isleyenlerin bir kismi cezalandirilarak partiden atildi, bazilari ise kendi kaderlerine terk edildi.’

Acaba ‘ayni suçu isleyen’ insanlar arasinda hangi hukuk kuralina göre ayrim yaptiniz?

Sadece ‘bir kismini cezalandirdik’ Digerleri için ileri sürdügünüz ‘kendi kaderlerine terk’ etme tutumu ise tam bir felaket. Sizler açisindan bir utanç vesikasi olarak PSK tarihine geçecek.

Bu gün sizin iddianiza göre Kongre kararlarina UYMAYANlar PSKnin lideri Kemal Burkay basta olmak üzere neredeyse MK disinda kalan tüm kadrolari, Yurt içinde ve disinda tabanin yüzde 80 idir.

Bunlari PSK nin hangi tüzük maddesine göre’ Kendi kaderlerine terk’ ettiniz?

Hizini alamayan Bozyel HAK-PAR kongresinde yaptigi konusmayi verdigi sözü unutuyor kendisine sosyal medyada yapilan elestirilere hakaretlerle cevap veriyor: Oysa insanlar size Genel baskan adayi oldugunuz HAK-PAR kongresinde ‘seçilmezsem de partimi birakip gitmeyecegim, HAK-PAR için canla basla çalisacagim’ dediginizi hatirlatiyor ve soruyorlar; ‘Neden GENEL BASKAN adayi oldugunuz HAK-PAR’i kisa süre sonra biraktiniz? Genel baskan seçilseydiniz yine istifa edecek miydiniz?’

Bozyel ise bu tutarsizligina, kongrede kitle önünde verdigi sözünün arkasinda durmak yerine kendince gerekçeler yaratiyor, arkadaslarini suçlamayi seçiyor.

‘Bana oy verin, beni genel baskan seçin, ben HAK-PAR’i büyütecegim’ diyen biri ertesi gün hadi bana eyvallah, ‘HAK-PAR’daki varlik nedenim ortadan kalkti’ demesindeki gariplik ve çarpiklik ortada degil mi?

Bozyel’in HAK-PAR hakkinda düsündüklerini bir de bastan sona PSKli veya diger geleneklerden gelen yol arkadaslarini ve Sayin Kemal Burkay’i karalamaya çalistigi ibretlik, Türbülans kitabindaki ifadeleriyle okuyalim ve bu gün ki tutumu ile nasil bir tutarlilik(!) içinde oldugunu birlikte bir daha degerlendirelim.

Bozyel sunlari söylüyor;

‘…HAK-PAR projesini içsellestirmis ve onu siyasal yasamimin merkezine koymustum.

Illegal düzeyde PSK ile diyaloglarim sürdügü halde ben HAK-PAR’i, gelecegin partisi olarak görüyordum. PSK li arkadaslara göre esas partimiz PSK idi. HAK-PAR ise baskalariyla yürümemiz için ihtiyaç duydugumuz bir yapiydi. Onlara göre HAK-PAR ikincil, PSK çalismalarina legal düzeyde hizmet eden, günü geldiginde PSK lehine feda edilebilecek bir partiydi. Söz konusu yaklasimi en çiplak ve köseli bir biçimde temsil edenlerin basinda Fehmi Demir geliyordu. Parti içindeki çalismalarina bu anlayis yön veriyordu.

Ben ise farkli düsünüyordum.

HAK-PAR, bir koalisyon ve geçici bir legal çalisma alanindan çok içinde yer alan hepimizin kalici partisine dönüsmeliydi’

-‘…hepimizin, geçmis kimliklerimizi (herhangi bir pismanlik duygusu hissetmeden ve onlara saygida kusur etmeden) geride birakarak, HAK-PAR ortak aidiyetiyle siyasal mücadeleye devam etmemiz gerektigini israrla söylüyordum’

Tabi bunlar HAK-PAR’da Genel baskan iken, hatta Genel baskan adayi oldugu güne kadar geçerliydi. Genel baskanlik yarisini kaybedince, burada bir daha ‘gelecek’ görünmeyince PSK nin birincil partisi oldugunu hatirladi ve HAK-PAR’dan yine bizi suçlayarak istifa etti…

WIKIPEDIA Türbülans’i ( Latince turbare – dönmek, sasmak) olarak açikliyor

Bozyelde kitabina ‘dönmek, sasmak’ anlamina gelen ‘Türbülans’ adini vermesi isabetli olmus.

Sik sik keskin TÜRBÜLANS lara girip dengeni kaybetmesi ve savrulmasi dolaysiyla Bozyel’i elestiren yok.

Savrulmak Onun da hakki. Sorun kendisini mükemmel, hatasiz, tutarli, yari tanri ‘Sisifos’ gibi görüp, PSK li olan veya olmayan tüm yol arkadaslarina haksiz bir sekilde kara çalmasidir…

Devam edelim,

Bayram BOZYEL kendisine ve merkez komiteye yönelik bütün elestirileri çarpitma olarak degerlendiriyor ve soruyor

‘O halde bu çarpitmayi piyasa sürenlerin amaci ne? Amaç su; ‘Asil siz PSK’den neden ayrildiniz?’

‘Oysa PSK-HAK-PAR iliskisinde gelinen sürecin gerçek sorusu sudur. ‘Düne kadar PSK’ye yöneticilik yapanlar, hatta onun Genel Sekreterligi ve Genel Sekreter Yardimciligi’nda bulunanlar, neden PSK’den ayrildilar?’ ‘PSK’nin projesi olan HAK-PAR’i neden PSK’ye karsi kullandilar?”

Bu sorunun yaniti orta yerde duruyor. PSK’nin 20-30 yil yöneticiligini yapanlar, ne oldu da partilerinden ayrildilar? Söz konusu kisilerin, ayrilma gerekçelerini hem üyesi ve yöneticisi olduklari partilerine hem de kamuoyuna açiklamak gibi sorumluluklari yok mu? 30-40 yil boyunca üyesi olunan bir partiden, hiç üyesi olunmamis gibi, sihirbazin el çabuklugu marifeti ile ayrilmak hangi siyaset ettigine uygun düser?’

Buyurun bu sihirbaz Mandrekeyi bile kiskandiracak açiklamalara bir cevap verin…

Evet, PSKliler PSK den ayrilmadilar.

Onlar hala PSK li…

Size, yüzünüze gözünüze bulastirdiginiz bu süreci toparlama, PSKye yakisir bir çikis bulmak için pek çok öneride de bulundular.

‘Kongreyi toplayin, olmaz ise bir konferans toplayalim’ dediler. Ama siz korktunuz. Bir kongre de tüm yetkilerinizin alinacagini, bir konferansta ise mahkûm edileceginizi biliyordunuz.

Siz yetkinizi kötüye kullanarak PSKlileri disladiniz.

Kendinize yeni bir parti kurdunuz.

PSK nin kurucu genel sekreteri, yetkin kadrolari ve tabaninin yüzde sekseni sizin yanlistan dönmenizi, PSK ye yakisir bir olgunlukla süreci götürmenizi bekledi.

Yazdi, konustu, çagrilar yapti.

Kemal Burkay demeye dili varmasa bile Bozyel ‘Düne kadar PSK’ye yöneticilik yapanlar, hatta onun Genel Sekreterligi ve Genel Sekreter Yardimciligi’nda bulunanlar, neden PSK’den ayrildilar?’ diye soracagina BIZ neden Kemal Burkay’in PSK de yillarca yöneticilik yapanlarin, neredeyse tüm bölge komitelerinin, tabanin, yurt disi örgütünün uyarilarini, görüslerini, önerilerini DIKKATE almadik? Diye sormasi gerekmez mi?

Peki; ‘PSK den ayrildik’ dememelerine ragmen, hala parti ile hukuku devam edenleri neden toplantilara almadiniz?

Mesut tek ‘PSK’nin legallesme hikayesi’ adili makalesinde bu konuyu söyle ifade ediyor;

‘Ama kongre kararina uymayanlardan bazilarinin toplantilara çagrilmadiklari kastediliyorsa, evet dogrudur, onlari toplantilara çagirmadik. Çünkü kendileri de uzun yillara dayanan örgütlü mücadelelerinden biliyorlar ki illegal partilerde hakkinda sorusturma açilan üyeler parti çalismalarina katilamazlar, toplantilara çagrilmazlar. ‘

Bir söz vardir ‘ merdi kipti secaat arzederken sirkatin söyler. ‘ Yani Çingene kendisini överken suçunu söyler.

Sayin Tek’in kaleminden dökülen bu paragrafi dikkatlice okuyun lütfen. Bir hukuk saheseri ile karsilasacaksiniz; Karara uymayanlarin ‘BAZILARI’ diyor.

Bir karara uymamak söz konusuysa nasil ayni ‘suçu isleyen’ BAZILARINI toplantilara alir BAZILARINI almazsiniz?

Bu bazilarini hangi kritere göre belirliyorsunuz?

Hakkinda sorusturma açilanlar ‘parti çalismalarina katilamazlar, toplantilara çagrilmazlar’mis.

Yalandan kim ölmüs?

Tüzügümüzde bu türden bir madde mi var? Yoksa siz mi icat ettiniz. Bizim böyle bir tüzük maddesinden niye hiç haberimiz olmadi?

Sorusturmanin sonucu önceden belli miydi?

Sorusturma ; ‘karanlik bir sorunu aydinliga kavusturmak amaciyla, bir adli ya da idari makamca yönetilen, ilgililerden ve taniklardan bilgi toplama, konuyu inceleme isi’ olarak tarif edilir.

Sorusturmaya tabi olanlar burjuva mahkemelerinde bile suçlu kabul edilmezken, ifadeler, savunmalar alinip suçun delilleri ile olustuguna emin olunduktan sonra dav açilip, hüküm verilirken bir sosyalist partide bu tür bir hukuk olur mu?

Eger sorusturma sonucu kesinlesmis olsa, üyeye partiden süreli olarak’uzaklastirma ‘cezasi verilmisse tamam. Ancak öyle olmadi.

Merkez komite ‘hakkimizda Kongre kararina uymamak’ gibi bir suçlama ile sorusturma açmis ve bunu 2 yila yakin askida tutmus, Diyarbakir’da PSK Parti MECLISI olustuktan sonra, yani kongre kararlari geregi Merkez Komitenin yetkileri ortadan kalktiktan, fesh olduktan çok sonra karari teblig etmisti.

Üstelik yine ILLEGAL MERKEZ KOMITE imzasiyla…

Sorduk yahu bu nasil olur. PSK Diyarbakir’da Parti Meclisini olusturdu. MK sona ermedi mi?

Cevap; hayir ikisi de duruyor!

Bu hukuksuzluga el kaldirip, sonrada çevrenizde haktan-hukuktan, parti disiplininden bahsetmek abes degil mi?

Hadi diyelim ki oldu: Peki toplantilariniza Sabri’ninde katildigini bilmeyen var mi? O da ayni suçu islemis, ayni sorusturmaya tabi tutulmustu. Onu neden toplantilariniza dahil ederek ‘suç ‘islediniz?

Aslinda bu durum bile tek basina yanlislarinizi, hukuk anlayisinizi, parti hukukunu nasil keyfi olarak egip büktügünüzü ele vermeye yeterdir.

’10. Kongreye KATILIP, alinan kararlara uymadiniz’ diye sorusturma açtiginiz kisilerden biri de AZIZ di. Oysa Aziz Kongreye katilmamisti.

Ancak sizin için öncelikle tasfiye edilmesi gereken kisilerden biriydi. Onun hakkinda neden sorusturma açtiginizi tüzügümüzün hangi maddesine, nasil bir hukuka dayandiriyorsunuz?

Siz, isinize gelen kadrolarla, size itaat edecek kisilerle yol almak, ‘kendinize’ bir parti kurmak istediniz ve bu gün ki durumu yarattiniz.

Kararlarda vurgu yapilan ‘Partinin bütün organ ve üyelerinin seferber edilmesine’ aslinda siz engel oldunuz.

Begenmediginiz üyelerinize genelge bile vermediniz, toplantilara çagirmadiniz, talep edenleri reddettiniz. Tutumundan emin olmadiginiz kimi PSK liler toplantilara katilip sizi elestirdiklerinde de onlari bir daha çalismalara dahil etmediniz, görmemezlikten geldiniz. Yazinizda da söylediginiz gibi ‘bir kenara biraktiniz’

Bozyel Türbülans adli kitabinda kendisini ilginç bir biçimde yari tanri Sisifos’e benzetmis,

Bu benzetme hos ve yerinde bir ironi olmus…

Derler ya Allah söyletmis;

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sisifos linkinden kendisini benzettigi bu yari tanri Sisifos hakkinda neler yazildigini birlikte okuyalim

‘Hilekârliginin cezasi olarak Sisifos tanrilar tarafindan büyük bir kayayi dik bir tepenin doruguna yuvarlamaya mahkûm edilmistir. Sisifos tam tepenin doruguna ulastiginda kaya her zaman elinden kaçmakta ve Sisifos her seye yeniden baslamak zorunda kalmaktadir.’

Son olarak sunu söyleyip noktalayalim;

Bizler Kemal Burkay ve arkadaslarinca kurulan 10. kongreye kadar devam eden, her kademesinde gururla, serefle yer aldigimiz Kürdistan Sosyalist Partisini sahipleniyoruz. O bizim geçmisimizdir. PSK li kimligimizi onurla, serefle her zaman da tasiyacagiz.

Savunacagiz.

Biz kendimizi hala PSK li olarak adlandirmaya devam edecegiz.

PSK bir kaç kisinin ‘benimdir’ demesiyle onlarin olmaz. Bu bos ve çocukça bir çaba olur.

Yeni PSK ise ayri.

O sizindir. Hayirli ugurlu olsun

Size ‘yeni program’ ve ‘kurucu kadrolarla’ yeni bir siyasi hatla insa ettiginiz ‘yeni PSK’ nizde basarilar diliyoruz.

HAK-PAR’a gelince O hem PSKlilerin hem de PSK disinda çok sayida üye ve kadronun partisidir.

Biz PSKliler bu gerçegi içsellestirerek, farkli geleneklerden gelenlerle birlikte yeni bir kimlik olusturarak insa ettigimiz HAK-PAR ile de yolumuza devam edecegiz.

Arif Sevinç

Back to top button