Makale

Siyaset Bunaltinca

Bazen siyaset bunaltir adami. Hatta bazen degil, sik sik bunaltir. Hele bu ülkede…

Televizyonu açarsin hep ayni adamlar… Sabah, ögle, aksam; günün 24 saati! Cümle televizyonlari esir almislar… Ne çok konusuyorlar tanrim, ne çok!

Gazeteleri açarsin yine onlar; esir almislar…

Öfke, tehdit, yalan yagmuru…

Ne demisti Nazim: ‘Insanlari sözle besliyorlar, domuzlari patatesle…’

Ama sopayla egitiyorlar…

Muktediri-Muhalifi, kamplarini kurmus, kutuplarina çekilmisler. Zehirli oklari birbirlerine çevrik…

Dudaklardan dökülen, kalemlerden damlayan, fikir degil, önyargi. Ezberler savasiyor…

Siyaset siyah-beyaz… Daha dogrusu, ya siyah, ya beyaz…

Içerde herkes herkesle kavgali. Dost veya yandas degilse düsman; ortasi yok…

Birileri baris fidanini sökerken ötekiler terör ekiyor; Ortadogu’nun en bereketli bitkisi…

Disarida ise konu komsu, uzak-yakin, cümle alem bir gün dost, bir gün düsman… Tanrim, meger ne çok düsmani varmis bu ülkenin!..

Nerdeyse ‘Yüz Atli’ atlarina binip Tuna boyunda sefere çikacaklar! Viyana kapilarina, Cebel-i Tarik bogazina…

Bazen düsünürüm: Acaba lanete mi ugramis bu ülke?..

Hani ‘boykotçu’ arkadaslar gibi, ‘ugradiysa ugrasin, bana dert mi?!’ diyemiyorum. Ben de (biz de) bu gemideyiz. Batinca hepimiz birlikte batacagiz. Yaninca birlikte yanacagiz.

Yalniz ‘bizim mesele’ (hani su mesele!) degil, bu ülkenin bütün meseleleri beni ilgilendiriyor, trafigi bile…

Soförü-yayasi kural dinlemeyince ortalik kan gölüne dönüyor. Ben de bazen o araçlarda yolculuk eden, bazen kaldirimlarda yürüyen biriyim…

Evet, siyaset bazen bunaltir adami. Hatta bazen degil, sik sik…

Böyle durumlarda ya dogaya siginirim, ya siire… Doga da siir de huzur verir bana; siyaset oklarinin açtigi yaralara merhem gibi gelir.

Bazen dogayi anlatan bir siiri dost ve okurlarimla paylasirim.

Bazen bir rubaiyle, bir siirle öfkemi dagitirim.

Ne demisti Mevlana: ‘Her lafa verecek cevabim vardir; ama bir lafa bakarim laf mi diye, bir de söyleyene bakarim, adam mi diye…’

Benim de siyaset meydanindaki bu tür laflar ve bu tür adam olmayanlar için yedekte bir siirim hep bulunur. Iste onlardan biri:

SANA DÜSMAN GEREKMEZ

Bunca öfke, bunca kin
Bunca haset
Sana düsman gerekmez
Düsmanin yüreginde

Önyargilarina tutsak olmussun
Sana zindan gerekmez
Prangalar beyninde

Gözlerin gerçege kör
Kulagin sagir
Kapali bir kutusun
Ne ses, ne söz gerekmez

Ocak 2016

Kemal Burkay

Balkêş e ?
Close
Back to top button