Sizin laiklik anlayisiniz hikâyedir hikâye, siz ‘dindar Kemalist’ oldunuz
Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nde demokratik ya da gerçek laiklik hiç olmadi.
Çünkü devlet dine karisiyordu.
Dini kontrol ediyordu.
Belli bir inanci empoze ediyordu.
Allah’a ulasmanin farkli yollari olan tarikatlar, tekke ve zaviyeler yasaklanmis, yer altina itilmisti.
Devletin dine dönük bu kontrolü bir yandan kanuni yasaklarla, öte yandan bir devlet kurumu olan Diyanet Isleri Baskanligi ile yürütülüyordu.
Bu çerçevede Sünnilik dikte ediliyor, Alevilik dislaniyordu.
Sünniligi esas alan mecburi din dersleri anayasada yer aliyordu.
Basörtüsüne, örtünmeye dönük yasakçi anlayis en hoyrat biçimde uygulaniyordu.
Bütün bunlar alt alta siralandiginda tek bir sonuç çikiyordu:
Bu ülkede laiklik hikâyedir!
Din ve vicdan özgürlügünü hiçe sayan, inanç ve inançsizliklara esit mesafeyi yok sayan bir anlayisa, isterseniz, otoriter ya da militan laiklik sifatini takabilirsiniz.
Ama bu laikligin özgürlükle, demokrasiyle ilgisi yoktur.
Demokratik laiklik degildir.
Peki, AKP 14 yildir ne yapti?..
Basörtüsüne, türbana, örtünmeye dönük yasakçi anlayis ve uygulamalara son verdi.
Hepsi bu kadar galiba.
Bunun disinda her sey yerli yerinde duruyor.
Sünniligin dayatilmasi…
Aleviligin dislanmasi…
Dinin, farkli inanç ya da inançsizliklarin denetimi…
Bu konularda, Diyanet Isleri Baskanligi’nin devlet kurumu olarak varligini sürdürmesi…
Mecburi din dersleri…
Egitimin sistemli bir biçimde dinilestirilmesi, Sünnilestirilmesi…
Bunlarin hepsi yerli yerinde…
Ve AKP iktidari bütün bunlardan herhangi bir rahatsizlik duymuyor.
Tersine sahip çikiyor, savunuyor bunlari…
Bu arada AKP’li Meclis Baskani kalkip laiklik anayasadan çiksin diyor.
Dindar anayasa istiyor.
Anayasa’da Allah sözü geçsin diyor.
AKP Meclis Grubu’nda da tartisiliyor:
‘Madem Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzde 99’u Müslüman, o zaman yeni anayasada da Islam dinine ve Allah inancina neden vurgu yapilmasin?..’
Diyanet Isleri Baskani Mehmet Görmez (önde), Basbakan Davutoglu, Cumhurbaskani Erdogan, Milli Savunma Bakani Ismet Yilmaz, Basbakan Yardimcisi ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmus (sagdan sola) Cumhurbaskanligi yerleskesi içinde yapilan Bestepe Millet Camii’nin açilisinda
Daha birkaç gün önce Avrupa Insan Haklari Mahkemesi, Türkiye’de laikligin tam bir hikâye oldugunu vurgulayan bir karar verdi, dedi ki:
Türkiye’de Alevilere ayrimcilik yapiliyor!
Türkiye düsünce, vicdan ve din özgürlügünü ihlal ediyor!
Güven Özalp’in dün Hürriyet’te çikan haberinin özeti söyle:
Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’nin (AIHM) temyiz organi olan 17 yargiçli Büyük Daire, Türkiye’de Alevilere ayrimcilik uygulandigina hükmetti.
Türkiye’nin düsünce, vicdan ve din özgürlügünü ihlal ettigi belirtti.
Alevilerin kamunun sundugu dini hizmetlerden yararlanamadigini, bunun dini ayrimcilik oldugunu söyledi.
2010 tarihli bu davanin temelinde, Cem Vakfi tarafindan 2005’te Basbakanlik’a gönderilen bir dilekçe yatiyor.
Dilekçede, Alevilerin inanç özgürlügüne iliskin haklari konusunda anayasanin, kanunlarin ve uluslararasi hukukun ilgili maddelerinin ihlal edildigi savunuldu.
Basbakanlik, ilgili dilekçeye, cemevlerine ibadethane statüsü verilmesinin hukuken mümkün olmadigi ve Alevi vatandaslarin inançlarinin gereklerini yerine getirebilmeleri için bir ödenegin genel bütçeden ayrilmasinin söz konusu olamayacagi yönünde yanit verdi.
Bunun üzerine, Cem Vakfi Genel Baskani Izzettin Dogan’in da aralarinda bulundugu 203 kisi konuyu 2010’da AIHM’ne tasidi.
AIHM ise 2014’te aldigi kararla din ve inanç özgürlügü ihlali ve ayrimcilik teziyle açilan davanin Büyük Daire’de sonuçlandirilmasina karar verdi.
Büyük Daire de, Türkiye’nin Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi’nin düsünce, vicdan ve din özgürlügünü garanti altina alan 9’uncu maddesini ihlal ettigine karar verdi.
Ihlal karari 5’e karsi 12’yle alindi.
Ayrica AIHM, devletin Alevilere, onlarin ibadetlerine ve ibadet mekânlarina yönelik yaklasiminin tarafsizlik ilkesi ve dini topluluklarin özerk var olus haklariyla uyumlu olmadigina hükmetti.
Büyük Daire, AIHS’nin ayrimciligi yasaklayan 14’üncü maddesinin de, dini özgülüklerle ilgili 9’uncu maddeyle baglantili olarak, Türkiye tarafindan ihlal edildigine karar verdi.
Bu karar, 1 oya karsi 16 oyla alindi.
AIHM eski yargici Riza Türmen, devletin bu karari tanimak ve uygulamak zorunda oldugunu belirtti.
Türmen söyle dedi:
‘Devlet birtakim bilirkisi raporlarinda, ‘Alevilik ayri bir inanç, din degildir; Sufi tarikatidir’ diyor.
AIHM, bunun devletin tarafsizligiyla bagdasmadigini, tanimin ancak Aleviler tarafindan yapilabilecegini söylüyor.
Dinsel topluluklarin otonom olarak var olma haklari vardir. Bunun reddedilmesinin devletin tarafsizligiyla bagdasmadigina vurgu yapiliyor.
Kararda, ‘Alevilerin inançlarini uygulamalari devletin keyfine birakilmis’ diyor.’
TBMM Baskani Ismail Kahraman, ‘laikligin yer almayacagi dindar bir anayasa yapilmasi’ talebiyle tartismalara neden oldu
Eyy AKP!
Kaç yildir iktidardasiniz.
Bunca yildir Aleviler için kiliniz kipirdamadi.
Seçimden seçime Alevi çalistaylari toplayip habire laf ögüttünüz.
Anlasilan, sizin laiklik anlayisiniz hikâye!
Farkinda misiniz?
Siz çoktan dindar Kemalist oldunuz.
Yazin bir kenara:
Özgürlügü tepeleyenlerden ne demokrasi gelir, ne de demokratik laiklik!
——————————————
T24- 28 Nisan
Hasan Cemal