Makale

Soma ‘isin fitrati’ mi, ‘kasten öldürme” mi?

Isçi sagligi ve is güvenligine iliskin göstergeler bir ülkenin gelismislik düzeyine de isaret eder. Temel insan haklarinda alinan mesafe, çalisma yasaminin insan odakli organizasyonu hatta demokrasi kültürü bile bu alandaki performanslarla dogru orantilidir.

Gelismemis olan, sosyal devlet gereklerinin uygulanmadigi ülkelerde isçi sagligi ve is güvenliginin gelisimi, gelismis ülkelere göre çok daha geri bir seyir izler.

Bu yüzdendir ki hiçbir gelismis ülkede katliam gibi is kazalari olmaz, çalisanlar meslek hastaliklarindan dolayi eksik bir hayata mahkum yasamaz, düsük ücretle, güvencesiz, sendikasiz çalismaya zorlanmaz.

Çok tehlikeli is yeri sinifina dahil olan madencilik sektöründe bile bu böyledir.

Ya Türkiye? Türkiye hangi kategoride? Ya Soma ‘katliami’ ile en dramatik çalisma alani oldugu asikar olan madencilik sektöründe durum nedir? Duruma cevap, Dünya’nin en büyük kömür rezervine sahip Almanya ile 28. sirada bulunan Türkiye arasindaki ölümlü maden kazalari arasindaki fark kadar ise de Türkiye’de uygulama ve yasalarin düzeyine bakmakta fayda var.

Türkiye her ne kadar Uluslararasi Çalisma Örgütü’nün (ILO) ‘Madenlerde Güvenlik ve Saglik Sözlesmesi’ni imzalamayarak uluslararasi sorumluluktan kaçinsa da iç hukuk açisindan oldukça ileri diyebilecegimiz bir seviyede. 30 tane yasa, tüzük ve yönetmelikle gelismis ülkelerin yasalariyla paralel düzenlemelere sahip. Isletmelerin yerine getirmeyecegi her yükümlülüge karsilik idari para, hatta is yerlerinin kapatilmasi cezalari da söz konusu.

Yasalar baglaminda önemli adimlar atilmis olmasina ragmen Türkiye Istatistik Kurumu tarafindan mart ayinda yayinlanan – is kazalarinin sektörel dagiliminin yer aldigi- rapora göre, neden Türkiye’de %10,4’lük bir oranla, is kazalarinin en fazla yasandigi sektör, maden sektörü.

Bunun da cevabi Türkiye Kömür Isletmeleri’nin Soma’da kömürün tonunu 130-140 dolara mal ederken, Soma Holding’in bu maliyeti nasil 23.80 dolara çektiginde yatiyor. Soma Holding’in patronu Alp Gürkan, maliyetin bu ölçüde düsmesinin nedenini ‘özel sektörün çalisma tarzinin devreye girmesi’ olarak özetliyor. Görünen o ki maliyet, bir takim ‘gereksiz’ giderlerin kisilmasiyla saglaniyor.

Küresel rekabetin amansiz, maliyetin ise çok yüksek oranlarda seyrettigi sektörde maliyeti düsüren kalemler ise muamma olmasa gerek.

Isçi sagligi ve is güvenligi önlemlerinin ‘maliyet’ girdisi olarak degerlendirildigi piyasada en kolay vaz geçilebilir olanlar bu yatirimlar. Nitekim maliyeti son derece yükselten kisisel koruyucu ve is yeri güvenligini saglayan donanimlar, zorunlu elemanlar, saglikli ve güvenli çalisma ortamini saglayan teçhizatlar, devletin denetim mekanizmasinin islemedigi bir piyasada ilk kalemde feragat edilebilecek nitelikte maliyet girdileri. Kölelik sinirlarinda dolasan ucuz, güvencesiz, sendikasiz, agirlikli taseron emek piyasasi da ayrica sektöre altin tepside sunulan nimet. Iste özel sektörün sihirli degnegi niteligindeki ‘çalisma tarzi’ burada islev görüyor.

Iste tam da bu çalisma tarzindan dolayi özel sektörde isçi ölümleri kamu alaninda yasananlarin 10 katindan fazla seyrediyor. Devlet 2004 yilinda özellestirme sistemi ile taseron firmalara kapilari açarak, sektöre maliyetleri düsürme olanaklari yaratirken, o tarihten beri ölümlü maden kazalarinda 3 kat artis yasaniyor.

Basbakan’in ‘isin fitratina’ yordugu is kazalari ise tam da bu noktada kaza olmaktan çikip cinayete dönüsüyor. Türk Ceza Kanunu bir fiilin suç olusturup olusturmadigini kisideki ‘kasta’ göre degerlendirir. Suçun kanuni tanimindaki unsurlarini ‘bilerek ve isteyerek’ gerçeklestirme, kastin varligina delalettir. Keza suçun unsurlarinin gerçeklesme ihtimalinin öngörülmesi de ‘bilmek’ gibi degerlendirilir.

Her iki halde de fiilin yapilmasi ‘veya duruma göre yapilmamasi- suçu olusturur. Is kazalari da bu kapsamda ‘isin fitratindan’ öte, yasanin yükledigi görevleri ‘yapmamak’ eylemi suçun bizatihi kendisidir. Megerki kisi ölmüsse atili suç ‘kasten adam öldürme’ suçudur.

‘Kasten adam öldürme’ suçunun islenmesini kolaylastiran, göz yuman, hos gören de suçun azmettiricisidir.

Tabiatin ve hukukun ‘fitrati’ budur.

Hamiyet Çelebi

Balkêş e ?
Close
Back to top button