Makale

SOYADI KANUNU VE SOYADLARI BASKA SOYLARDAN OLANLAR

Ittihat ve Terakkinin devami olan Kemalist rejim, ulus-devlet insa etme gayreti sirasinda etkileyici bir yöntem olan asimilasyonu çok siki kullandi. Kemalis rejim, ”Türklügü insa’ davalarinin önünde engel olarak gördügü “Türk soyundan olmayan” halklari asimile etmeye büyük önem verdi. “Soyadi Kanunu” (21 Haziran 1934) adi verilen uygulama ‘Türk’ olmayanlari ‘Türklestirme’ ya da ‘soyundan uzaklastirma’yi amaçliyordu.Rejim ülkeyi tek renge bürümek emelindeydi.Kuskusuz bu renk de ‘Türk’ olacakti..

Kemalist rejim, fiziksel olarak ortadan kaldirmadigi etnik ve kültürel kesimleri asimile etmek çesitli çabalara giristi, bir çok yasal düzenlemeye gitti, yasalar ve kararnameler çikardi. Soyadi Kanunu, bu düzenlemelerin en çarpici örnegidir..

‘1934 yilinda çikarilan kanun ile herkese zorunlu olarak bir soyadi verildi. Türk adi disindaki etnik çagrisim yaptiracak bütün isimlerin soyadi olarak kullanilmasi yasaklandi. “Medenilesmenin” bir nisanesi olarak gündeme getirilen kanun, Bakanlar Kurulunca hazirlanan “soyadi nizamnamesiyle” uygulamaya sokuldu. Buna göre Kürtoglu, Arnavutoglu vb. gibi milliyete vurgu yapan isimler soyadi olarak alinamayacak; “yan, of, viç, pulos, zade, mahdumu” gibi takilar kullanilamayacak, soyadlari mutlaka Türkçe olacakti. Bireyin kendi tarihi ve kimligiyle baglantisini koparmayi hedefleyen bu uygulamaya, benzer politikalarin uygulandigi birçok yerde rastlamak mümkündü.'(Marksist.org)

Kürdistan bölgesinde Kürtlere soyadi konulurken itina ile bu soyadlarinin Kürt soyunu, tarihini, cografyasini, ülkesini, aidiyetini, kültürünü, etnik ve dilsel özelliklerini çagristirmamasina özel önem verildi. Kürtlere verilen soyadlari, Kürtlerin kimligiyle, kültürüyle, yasam tarziyla, geçmisiyle ve gelenekleriyle ilgisi olmayan ve ama büyük bir özenle’ Türk’ soyunu çagristiran soyadlari verildi.

SOYADLARI BASKA SOYLARDAN VERILMIS OLANLAR

Soyadi, adindan da anlasilacagi gibi, insanin geldigi soyun bilinmesine, taninmasina yardimci olmak üzere kullanilan, ikinci dereceden bir ad ve ayni zamanda bir unvandir. Avrupalilar ve bu boy ya da soydan gelenler, genellikle, ebeveynleri ile anilirlar. Yani ikinci adlari ya anne-baba, ya nine – dede, ya da ülke – yöre kavramlarini çagristirir. Bu yüzden Avrupali ya da baska bir deyisle Hind-Avrupailer, çagrildiklarinda onlarin çogunlukla hem adlarini hem de baba ya da ana adlarini da ögrenmis oluruz. Dünyanin en genis boylarini, Hindular ve Avrupalilar olusturur dersek, pek yanilmayiz her halde.

Hind u Avrupailer, bir dil grubu olarak önce ikiye ayrilirlar. Hindular ve Avrupailer.

Avrupailer, genis bir alana yayilmislardir. (Latinler,Ariler, Italikler, Germanikler, Biritanikler, Slovaklar, Baltiklar, vb.) Bu yol ayiriminda Ermeniler farkli bir dil ve konusma toplulugu olarak ayrisirken, Hindular da, önce ikiye (Hintliler ve Aryanlar olmak üzer) daha sonralari da kendi aralarinda ayrisirlar.

Aryanlar,(Ariler) Avrupali bir soydan gelirler. Kürtler, Farslar, Beluciler, Tacikler gibi Ortadogu halklari bu kategoridendirler. Dolayisi ile biz Kürtler de Avrupalilarla, ayni boy ve ayni soydan gelmekteyiz. Bu yüzden, Kürtlerin de ikinci adlari, ya da soyadlari, tipki Avrupali ve Hintli halklar gibi, ebeveynlerinin de adlarini tasir. Örnegin, Feyzoyé Rizo, Salihé Sito, Sitiya Mamé, Casimé Celil, Ciwané Haco, Egidé Cimo, Fatima Resul, Eysana Eli, Heciyé Cindi Ehmedé Xani, Melayé Ciziri, Eli Heriri, Séxmusé Hesari, Wesoya Diré, Sengalé Musi. Temuré Xelil, Seroyé Biro, Vs.

Kürtler, uzun süre nüfusa kayit edilmeden sözüm ona ‘ketum’ olarak yasamlarini sürdürmüslerdir. Yeni cumhuriyet, daha sonralari Kürtleri kayit altina alarak nüfusuna geçirdi. Yani Kimliklerini öteleyerek Türklermis gibi kütüklere geçti. Bu is için yüzlerce memur bölgeye salinarak günlerce tarama yapildi ve sonunda, Kürtler Kürt olmaktan çikarilarak, Türk olarak yeniden yaratilarak kayda geçildiler.

Diger ilginç bir durumda dogum günü. Dikkat edin, o günler yani 60′ li yillarda, nüfus kütügüne yazilanlarin büyük bir kisminin dogum günü, Isa Peygamberle ayni gündür. Yani yilbasi, yani Noel, yani 01.01.19. diye baslar. Ya da kismen, 01.08.19.diye yazilmistir. Bu yüzden tüm dünya her yil 31 Aralikta, aslinda yüz binlerce Kürdün dogum gününü kutlamaktadir dersek ironi yapmakla birlikte bir gerçege de isaret etmis oluruz. Bu söylediklerimize inanmak için 40 yas üstü 40 Kürdler üzerinde arastirma yapin. Sonuçlar, beni hakli çikaracaktir. Çünkü, bu deneklerinizin en az yüzde kirki, (% 40) nüfus çüzdanina göre 01. 01.19.. de dogmus gibi görünüyor.

Türk olmayanlarin; özellikle de Kürt olanlarin dogum günlerinin 01.01. olarak yazilmasi manidardir. Lakin Türk nüfus kütügüne geçmeden önceki yillar geçersiz kilinarak Kürdün geçmisi ve tarihi yok edilmek istenmistir.Keza 01.01. demek yilin ilk ayinin ilk günü demektir.Bu tarihin yazimi ilede verilmek istenen diger bir mesaj da Kürtleri Türk kütügüne yazma tarihinin Kürtler bakimindan ‘yeniden dogus’ anlamina geldigi olgusunu bilince çikarmak içindir.

Bu kayit islemi sirasinda da kuskusuz bu anlayisa ve Türklestirme planlarina uygun olarak, her Kürde birer soy adi verildi. Bu uygulamaya devamla tüm yörelerin Kürtçe adlari Türkçelestirildi. Bu is yapilirken, mantik, anlam, soy, köken, aile yapisi gibi olgular gözetilmedi. Tersine, bir yigin anlamsiz, soysuz, mantiksiz, kökeninden ve aile yapisindan uzak kavram ve sözcükler, bu islemlerde malzeme olarak kullanildi.

Peki bu Noel çocugu Kürtlere ne gibi soy adlari verildi ve de nelere dikkat edildi, soyadlari dagitilirken. Öncelikle Kürtlügü çagristiran tüm kavramlardan uzak duruldu. Tersine Türklügü ön planda tutan, Türklügün, üstünlügü, soy karakter ve yakistirilmis soy ünvanlari, Türk büyüklerini, ve Türki kavramlari öngören bir dünya kavram kullanildi. Kimi zaman ise, asagilanan, horlanan, küçümsenen soyadlarina da rastlamak mümkündür tabi.

Birkaç örnek vermek gerekirse Kürtlere takilmis olan soyadlari ya ; soy çagristirmistir. Soylu, Aksoy, Paksoy, Türksoy, Akmansoy, Acarsoy, Ulusoy, Yücesoy, Yilmazsoy, Korkmazsoy, Türkmensoy, Tekinsoy, Çetinsoy, Metinsoy, Atasoy, Aslansoy, Göksoy, Gürsoy, Dermansoy, Çetinsoy, Tekinsoy, Soypak, Temizsoy, Toydemir, Soydemir. vs. örnekleri çogaltmak mümkün.

Ya da, bu soyadlari ‘Türklügü’ telkin etmistir. Türk, Öztürk, Türkmen, Ogultürk, Oguztürk, Türkoguz, Türkoglu, Cantürk, Kantürk, Sentürk,Türköz, Türksoy, Türkes, Türkyilmaz, Korkmaztürk, Ölmeztürk, Türkölmez, Öztürk, Öztürkaslan, Aslantürk, Dogantürk, Türkeli, Türkeri, Yigittürk, Türkoguz, Dagtürk, Tümtürk, Göktürk, Soytürk, Paktürk, Göçtürk, vb. örnekleri çogaltabiliriz

Kimi zaman da ‘Türk büyükleri ve tarihsel simalari’ soy ad olarak Kürtlere konulmustur. Örnegin: Oguz, Göker, Timuçin, Temuçin, Turhan, Turani, Gökalp, Gökdeniz, Ildeniz, Ilden, Temurtas, Afsar, Avsaroglu, Yüksel, Yilmaz,Korkmaz,Yigit,Özkan , Orhun, Soydan, Solmaz,Özcan,Atilla, Hun, Metin, Tekin, Çetin,Timurlenk,vs.gibi.

Ama bazen de çok ‘kötüleyen,asagilayan’ soyadlari da verilmis. Bu kategorideki soyadlari,genellikle hayvanlari çagristiran adlardan olusmaktadir. Kimler, neden bu soyadlari uygun görülmüs, bu konuda ancak tahminlerde bulunmak mümkündür.. Örnegin. Boga, Karaboga. Sariboga, Keçi, Keçili, Teke, Karakeçi, Koyun, Karakoyun, Akkoyun, Deveci, Katirci, Katircioglu, Deli, Köroglu, Karaoglan, Sazan, Kurt, Kurtoglu, Sevimlikurt, Bozkurt, Akkurt, Bozkus, Karakus, Karasahin, Sahin, Dogan, Kartal, Tay, Tosun, Kus, Özkus, Toy, Kuzgun, Kuzgunkiran, Tazi, Tavsanci, ve bunlara benzer yüzlerce anlamsiz ya da küçük düsürücü soy adlari Kürtlere ‘reva’ görülmüstür.

Kuskusuz bir kez daha da söylemekte yarar var ki bu ve buna benzer uygulamalar, salt Kürtleri hedef almamistir. Basta Kürtler olmak üzere, Aleviler, ve öteki Islam disi etnik kesimler, gene, Ermeniler, Rumlar, Lazlar ve öteki Türk olmayan, ama Türklestirilmek istenen uluslar ve ulusal azinliklar için de ayni siyaset güdülmüstür. Kisacasi, teklestirilmek ve Türklestirilmek istenen insanlarin tümü, asimilasyon ve özümlemeden nasibini almistir.

Sonuç olarak eger,’soyadiniz’, soyunuza uygun degilse, dogum gününüz de, 01.01.19.. diye basliyorsa, Türklügünüzden süphe etmelisiniz.

TÜRK ALFABESI VE KÜRT DILI

Mustafa Kemal, Arami/Sanskirit harflerini terk ederek, Avrupa’ya entegre olmak için tez elden 1927 yilinda ‘Latin’ alfabesine geçis yapti.Bu girisimi ‘devrim’ olarak ilan etti.adina da ‘Harf devrimi’ ya da ‘Alfabe devrimi’ dedi.Aslinda bu yapilan Latin Alfabesine geçis degildi.Çünkü Latin Alfabesinde var olan ve Kürtçe anlatim ve yazimda da kullanilan’ q,x,w,ê,’gibi harflerine yer verilmedi.Bu nedenle bu yeni alfabeye ‘Türk’ alfabesi denildi.Keza ‘Türk’ alfabesi de Latin Alfabesinde olmayan’ ç,s,’ gibi harf ve isaretler alarak fonetigine yardimci olmustur.

Ancak bu girisim,600 yillik bir Imparatorlugun arsivini de uzun zaman ulasilmaz kilacakti. Belki böylesi daha iyiydi kendilerince. Arsivler, kurcalanirsa, iyi seyler çikmayabilirdi. Durduk yerde moral bozmanin bir geregi de yoktu. Avrupalilar da genç Türk Cumhuriyeti’ne göz kirpip duruyorlardi ama,Türkiye, onca zamandir, buna ragmen hala Avrupa uluslar topuluguna entegre olamadi.

Türkiye’de,1928 den beri vatandasin Türkçe konusmasi ve Türklesmesi için sonu gelmez bir ugras sürdürüldü.

Tekçilik adina nice renklere kiyildi, nice güller solduruldu. Ülkenin bu renkli atlasi, kimi kafatasçilari çileden çikartiyor diye, renklere, yani güllere kiyildi. Ama onlara inat gene de bir çok renk, varligini korumayi basararak, bu günlere geldi.Tehdit olarak algilanan Kürt varligi da yok edilemedi.

Kürt alfabesinde var olan ve önemli islevlere sahip olan, tüm Avrupa uluslarinin da, ortaklastigi kimi harfler (x, q, w, é, î, û) Türk alfabesinde yoktur. Kürtçe de ise bir tek ‘g’ (yumusak g) harfi bulunmuyor. Ötekilerin tümü bolca var. Görülecegi gibi Kürtçe alfabe, harf sayisi olarak Türkçeden daha genis bir alfabedir. Bu, Latin harfli Kürtçe alfabe için böyledir. Lakin Kürtler Latin alfabesi (Suriye ve Türkiye), Sansikrit-Arap Alfabesi (iran ve irak) ve Kiril alfabesini (Rusya ve Kafkas Cumhuriyetleri) kullanmaktadirlar. (Bu realite, ilgili ülkelerde de karsilastirildiginda, görülecektir ki, örnegin Arap Harfli Kürtçe alfabe de, Arap alfabesinden farklilik ve zenginlik gösterir..)

Soyadi Kanunun ile, Kürtlere, soylarina uymayan bir yigin soyadi verildi ama, nüfusa yazma asamasinda, isimlerin yazilmasi da ciddi sikintilar dogurdu. Bazi Kürtçe Isimler Türkçe alfabeye sigmadi. Örnegin Xoxê, yerine Hohe, Kewê yerine, Keve; Zêrê yerine Zere, Sêvê, yerine Seve, Qero; yerine Kero, vb. gerçek isimlerden tamamen farkli anlamsiz ve mantiksiz adlarnüfus kütüklerine yazildi. Baska çare de yoktu zaten. Çünkü alfabe hepsi o kadardi. Türk alfabesi, Kürtlerin de Kürtçe olarak sigabilecegi bir alfabe degildi.

Kadinin adi Dûrê. Soyadini da Abi koymuslar. Türkçe çagrildiginda: Dur Abi diye çagriliyor. Adamin adi Zir. Soyadini da Deli koymuslar. Askerde : Zir Deli olarak çagriliyor ve dogal olarak alay konusu olmaktan kurtulamiyor. Keza, çocuga Qardes adi verilmis, soyadina da Abi. Sinifta Kardes Abi diye çagriliyor ve adindan ötürü hicap duyuyor. Bu yüzden Kürtler, Türklerle iç içe geçip, birlikte yasamaya basladiklari günden beri bir çok bakimdan Türkler tarafindan alay konusu edilmislerdir. Bu sistemli bir politikaydi ve topluma enjekte edildi.

1940′ lardan sonra Kürt direnisleri kirildigi halde, Kürt varliginin hala varligini sürdürdügü görülünce, bu kez de Kürtleri, pis, kuyruklu, eskiya, arlanmaz, uslanmaz, vahsi, görgüsüz, kaba, medeniyetsiz gibi göstermek kaydi ile asagilama yoluna gidilmistir. Sistem bu horlamayi ve asagilamayi desteklemis ve sesini çikarmamistir. Tersine bu durumu beslemistir. Kürt sorunun sosyolojik evreleri arastirilirsa bu politikalarin sistemli ve bilinçli yürütüldügü görülecektir.

Son yilara dek, Içisleri bakanliginin genelgesine aykiri olan isimleri, nüfus idareleri kayit etmiyor, hatta bu durumu savciliga bildiriyor, savcilik da kovusturma yapiyordu. Çocuklarina kendi dillerinde isim verdikleri için yargilanip, hatta ceza alan kaç millet var acaba dünyada. Yoksa sadece Kürtler mi? Ya da yasaktir diye devletin gazabina ugramamak için, çocuklarina istedikleri adlari veremeyen kisiler, baska nerelerde var.?

Hala bile nüfus dairelerine bir Kürtçe isim kaydi için gittiginizde, yanina birde Türkçe isim kosulu isteniyor. Mehmet Sores, Asli Berfin, Hasan Jiyan vs. Elimdeki kompüter bile bu ayirimi yapiyor su anda. Oda Kürtçe yazdigim zaman sözcüklerin altini kirmiziya çiziyor. Demek ki, sistem kompütüre kadar nüfuz etmis!..

Adam dogan çocuguna Siyar adini koymus. Ne yapmislarsa bedelini, cezasini da ödemek kaydi ile, fikrini degistirmeyince, kaymakam çagirmis ve konusmus. O da ikna edemeyince, bu kez yüzbasi baska bir uygulama baslatmis.. Uygulama su; ”Kendi rizamla, kanunlari da hiçe sayarak ogluma Siyar adini koydum. Gelecekte, oglumun basina adindan ötürü her hangi bir olay gelirse, kimseyi sorumlu tutmayacagimi, davaci olmayacagimi teahüt ederim. Imza.”

Birbirlerine her bakimdan uyumsuz ad ve soy adlara rastlarsaniz, bilin ki birini aile, yani anne- baba koymus, ötekini ikisini de, devlet Koymustur Örnegin; Mehmet Jiyan Öztürk; Ali Azad Türkyilmaz ,Ali Baran Türkekul, Mehmet Rizgar Göktürk vs. Bu örnekleri çogaltabiliriz..

Latif Epözdemir

Back to top button