Makale

Sözün bittigi yer

Taksim Gezi Parki’nda yasanan olaylar, bilim adamlari ve siyasetçiler için zengin bir laboratuvar niteligindedir. Sevgiyle nefretin, merhametle acimasizligin, çagdaslikla ilkelligin, soylulukla soysuzlugun iç içe geçtigi bir sürü söylem, belirleme ve olaylara sahit olduk.

Ama yasanan bir olay, toplum vicdanini derinden etkiledi. Kabatas Vapur Iskelesinde, alti aylik bebegiyle siddete maruz kalan türbanli bir annenin yasadiklari, toplumu derinden sarsan vahsi bir tablo olarak bellegimize naksoldu.

Bahçelievler Belediye Baskani’nin gelini olan bu genç kadin, Istanbul Savciligina verdigi ifadede sunlari söylüyor. Birisi ‘Bakin beyler burada Tayyip Erdoganin bir o….pusu var diye bagirdi. Bir grup insan beni aralarina aldilar. Iktidara geldigimizde tüm gericilerin basini kesecegiz dediler. Küfrederek tekme tokat dövmeye basladilar. Basimdaki turban çekistirmeye basladilar. Dengemi kaybedip sirtüstü düstüm. Içlerinden birisi, alti aylik bebek bulunan arabayi sallayip duruyordu. Bebegim çiglik çigliga agliyordu. 3-4 kisi beni hem dövüyor ve hem de üzerime isiyorlardi. Genç bir kiz, o…punun türbanina iseyin diye bagiriyordu. Yasadigim travma nedeniyle sütten kesildim. Bu yüzden bebegimi sütümle besleyemiyorum.’

Bazi kimseler, ‘Vahsi hayvanlar bile böyle sey yapmaz.’ diyorlar. Bence bu sözler hayvanlara yapilmis bir haksizliktir. Zira hiç bir hayvan, türdesine küfretmez, asagilamaz, yaralamaz ve öldürmez. Hiç bir hayvan, bülbüle ‘Sen bülbül degil kargasin.’ demez. Hiç bir hayvan file ‘Koyun gibi melemek zorundasin, baska ses çikarman yasaktir.’ diye dayatmada bulunmaz. Böylesine bir soysuzlugu ancak insanoglu yapabilir.

Biz Kürtler, asirlardan beridir sömürgecilerin acimasiz ve insafsiz vahseti altanda yasamak zorunda kaldik. Insanlarin yarattiklari her türlü soysuzluklara muhatap olduk. Iskence gördük, hapislerde çürüdük, daragaçlarinda can verdik, soykirima ugradik, dilimiz ve kültürümüz yasaklandi, ülkemiz talan edildi, tarla, orman, köy ve sehirlerimiz yakalip yikildi. Kadinlarimizina tecavüz edildi. Bize saki, terörist, kuyruklu Kürt dediler. Bizlere canli fare ve bok yedirdiler…

Daha eskileri bir yana birakalim, cumhuriyet dönemi boyunca erkeklerimizi öldürdüler, kadinlarimiza tecavvüz ettiler.Kadinlarimizi kamyonlara doldurup Türk metrepollerindeke genel evlere sattilar. Güney Kürdistan’da da yüzlerce Kürt kadinin zengin araplara ve genelevlere satildiklarini herkesin malumudur.

Türk güvenlik güçlerinin Kürt kadinlara tecavvüz etmeleri, rutin bir görev haline gelmis bulunuyor. Tüm belgeli, sahitli sikayetlere karsin, bu kisiler yargilanip cezalandirilmiyor.

Herkes çok iyi biliyor ki dünyanin her yerinde meydana gelen tarihi olaylar, edebiyat ve sanata kaynaklik ederler. Bu tarihi olaylar üzerine çok türküler yakilir. Yine herkes çok iyi bilir ki, türküler yalan söylemezler.

16 mayis 1926 ile 14 eylül 1930 yillari arasinda cereyan eden Agri Kürt Ulusal Kurtulus Mücadelesiyle ilgili olarak ‘Agiri Sahipsiz Degildir.’ Isimli dökümanter bir kitap yazmistim.

Kitaba koymak için bu baskaldiri üzerine söylenen türküleri de toplamistim. Bu türkülerden birisinde, Türk ordusuna esir düsen erkeklerin öldürüldügü, genç kadinlarin da kamyonlara yüklenip Sinop ve Zonguldak’a yollandiklarini söylüyor. O bölümü Türkçeye çevirerek buraya yaziyorum:

Bak kafir Türklere,
Gençlerimizi, yigitlerimizi topluyorlar.
Kürt kizlarini ve gelinlerini de beraber.
Kimilerini öldürdüler.
Kimilerini de kamyonlara koyup
Yabanci diyarlara,
Sinop ve Zonguldak’a yolladilar.
Yine Biz Kürtlerin fermani çikti.
Ben öleydim lo!
Kalmasaydim bu dünyada.

Ey Müslümanlar, emekçiler, Aleviler, kadinlar, gençler, okumuslar cahiller, esnaf ve zanaatkarlar, yillardan beridir kurulu düzenin Kürtlere yönelik vahsetine göz yumdunuz, zaman zaman desteklediniz ve hatta katki sundunuz.

Artik uyanin, Kürtleri asagilayan, ötelestiren, yok edilmesi gereken bir düsman haline getiren sisteme karsi çikin. Karsi çikmiyorsaniz, hiç olmazsa destek vermeyin.

Sunu asla unutmayin, Kürt ulusal mücadelesi, Türkiye’deki hak, hukuk, adelet ve demokrasinin güvencesidir. Kürt ulusal müacadelesi, anti fasist cephenin en güçlü ve direngen dinamigidir.

Kürtlerin kurtulusu, toplumda var olan tüm zayif kesimlerin de kurtulusunu beraberinde getirecektir.

Yilmaz Çamlibel

Back to top button