Suyu kaynamis tencere
Yillarca hep bunun kavgasini verdik ve bugünleri bekledik. Bu gün Türkiye’de bir basbakan ulu orta, herkesin önünde ”Kürdistan” diyebiliyorsa, bunu iyi okuyabilmek gerek. Artik isteselerde bu sözcügü kullandiklarini inkar edemezler. Bir degil bunun binlerce kayidi var artik. Sükürler olsun internetin nimetlerine.
Tabii ki bu hersey olamaz, sadece Kürdistan kelimesini kullanmak hersey olamaz. Aslina bakacak olursak yapilan tüm zulüm ve katliamin ana ekseninde Kürt ve Kürdistan vardi. Insafsizca yarattiklari bir doktrinle bu kelimeleri ve bir halki on yillarca yok sayip yasakladilar, zulmettiler. Bizlere oldugumuz halde olmadigimizi asiladilar.
Karanliklarla dolu bir dönemin ardindan sonra, sanki tünelin sonunda bir isik gözüküyor gibi. Bunun için kimi küçük adimlar atiliyor ve karanliklar tarihe gömülüyor. Olacak bir baris zincirinin baslarindayiz gibi. Türkler’le Kürtler, Aleviler’le Sünniler, sag sol’la barisacak
Kürt Türk olmak zorunda kalmis. Türk’de Kürd’e Türk olmanin ne kadar süper birsey oldugunu göstermek için çok çalismis, dogru ve bir o kadar da dürüst olmus. Aleviler Sünni olmadiklari için korkmus. Solcu’da çaresizlik sonucu CHP’li olmus!
Bu Eisbergin’in ucu sadece. Kürt, alevi ve solcu’larin içlerinde biriken kin ve nefreti düsünmek bile yeter. Çoktan kaynamis, patlamaya hazir üstü kapali bir tencere gibi. Bazilari bu basinca dayanamamis erimis yanmislar ve kaynamayi geciktirecek suyu bulanlar ise bugünlere kadar gelebilmislerdir.
Bugünlere gelebilenlerin halen yeterli suya ihtiyaçlari vardir. Yillarca kaynadigi halde patlamamasi için direnen duygu ve düsünceleri düsünün. Hep gizlenmek zorunda kalinmis, gizlenemeyip ortaya çikan duygu ve düsünceler sonunda amansizca yok edilmis.
Çok hassas bir dönemden geçiyoruz, son günlerde herkes bunu konusuyor. Körükle yanginin üzerine gitmenin bir alameti yoktur elbette.
Açilim paketiyle perde arkasinda bir çok seyler dönüyor. Silahlarin susmasi için Imrali, Kandil ve Avrupa eksenli bir çok müzakereler sözkonusu. Isin iç yüzünü bilmemekle birlikte, kimi konulari tahmin etmek hiçte zor degildir. Türkiye bir kabuk degisikligine giderken, bu süreci sabote edecek olanlar çikacaktir elbette. PKK taraflardan biridir. Silahlari PKK ve devlet kullaniyor. Silahlarin susmasi için bu iki taraf konusup anlasmalidir. Yanliz kalici bir baris için toplumun önemli bir kesimini bu ise ortak etmek gerekir. Kürtler’in gelecegi sadece PKK ve onun gibi örgütlerin isi degildir. Çünkü Kürtler sadece PKK’den ibaret olan bir topluluk degildirler. Yeterki baris olsun ”nasil olursa olsun” demek bizi, kasaba teslim edilen koyuna benzetir.
Türkiye’deki askeri vesayet bir dikatörlüktü. AKP dönemi ile birlikte bu vesayetin gücü azaldi. Bitti denilemez, Yesil Ergenekon, Kizil Ergenekon’ gibi yeni yetmeler de var. Eski gücü kirilmis olsa da Kemalist Ergenekon’ hala varligini sürdürüyor. Yok olmalari için daha hayli bir zamana ve mücadeleye ihtiyaç var. Çünkü bu güçler kolay kolay meydani ve saltanati terk etmezler.
Hem Türkiye genelinde, hem de Kürtler arasi iliskilerde, bir seffafliga ihtiyaç vardir. Gezi olaylari Türk halkinin topluca yaratilan o pis doktrine ve komplolarina kurban gitmediklerini gösterdi. AKP tüm olumlu adimlarina ragmen, geçmisi andiran yöntemleri Gezi eylemlerinde sergiledi. Elbette Gezi türü eylemlerin tümü berrak degildi ve pusuda bekleyen güçlerin isine de yaradi.
Tüm olumlu adimlara ragmen bugünkü devlet yetkilileri ve onun baris için sözde müzakereler muhtabi olan örgüt kendi disinda kimseyi bu müzakerelere karistirmayi düsünmüyor. Onlar böyle düsünebilirler ama bu sorunu çözmeye hizmet etmez. Eskiden Ergenekon-PKK ikilemi vardi, simdi de AKP-PKK. Barisi dizayn etmek sadece bu güçlerin isi olmaz. Sürecin son derece seffaf bir sekilde olmasi ve bu gibi önemli konularin tüm ayrintilariyla halka sunulmasi lazim. Elbette herkesin tek tek fikri sorulamaz ama, toplumu kucuklayan tüm örgüt ve kuruluslar bu sürece dahil edilebilinir.
Bu güçleri en azindan önemli konularda genis bir katilima zorlamak lazim. Onlarin anladigi dille degil (yani siddetle degil), örgüt, parti ve sivil kuruluslara katilimlarla, dogru olan bilgileri dagitmakla. Bilgileri bir adim atmadan dünyanin bir ucundan digerine ulastirmak artik çok kolay ve bu statükoyu savunan güçleri oldukça rahtsiz ediyor.
Teknolojinin gelismesiyle sevdigimiz bir çok kültürü yok etse de; bir çok iyi, faydali taraflari da yok degil. Yeni gelisen teknoloji karsisinda hiç birsey eskisi gibi kalmiyor, bir çok sey hasir alti edilemiyor. Teknoloji sayesinde bugün her gelisme ve bilgiye ulasmak mümkün. Bu gelismeler sayesinde hem örgütler, hatta bireylerde güçlendiler (bakin Wikileaks’, Snowden’ olaylarina vs.).
Sesimizin duyulmasini engelleyen güçlerin monopollari da bu vesileyle düsmeye devam edecektir.
Tencere yeterince kaynadi zaten. Tencerenin kapagini aralamak ve tümden kaldirmanin zamani geldi, geçti bile
Nazim Çivilibal