Makale

Tarih ancak yeni bir yaziyla yeniden yazilir!

‘ÖNCESINDE yasananlar, sonrasinda yasananlar hep klasörlerde. Kronolojik sirayla giderseniz dosya zaten bagiriyor: Bu adam ölecek! 150 sayfayi roman gibi okusaniz, son sayfaya gelmeden, ilk 50 sayfada ne olacagi, öldürülecegi belli.

Kendi düsünceme göre 3 perde gibi geliyor: Biri, cinayeti fiili olarak isleyenler. Bir perdesi Emniyet ayagi. Biri de Jandarma boyutu. Üç boyutu da ortaya kondugunda üç gözle görmek daha farkli seyleri çikariyor ortaya.

Istanbul’da ölüm atmosferinde davalari olan, durusmalara katilan bir adam.’

***

Bunlari, saniklari, tutuklulari, bakis açisi, hatta tespit ve teshisleri ‘yenilenen’ Dink Suikasti Davasi’nin Mahkeme Baskani söyledi.

Söyledigi, ‘Cinayetin aylar önceden geliyorum dedigi’ ve ‘Isin içinde devlet birimlerinin de oldugu’.

Suikasttan tam 9 yil sonra. ‘Geliyorum’ demesinden de en az 10 yil sonra.

Esasen hâkim sunu da demek istiyor olmali:

‘Memlekette olan biten nice seyin gelisi belliydi… Içlerinde hep devletten birileri de vardi… Ama görülmedi, gösterilmedi, gizlendi, örtüldü, umursanmadi, o sirada göz yumuldu… Ta ki bugüne kadar!’

Tabii ki kendisi böyle genellemiyor ama ben öyle anliyorum. Siz de öyle anlayabilirsiniz isterseniz!

***
Hele savcilik iddialari:

‘Dink cinayeti, Anayasa disi bir güç merkezi olarak kamuda FETÖ-PDY Silahli Terör Örgütü olarak örgütlenen yapinin, Anayasal düzeni silah zoruyla, cebir ve siddet kullanarak ortadan kaldirip… CIA gibi yabanci devlet istihbarati kontrolünde bulunan Örgüt Lideri Gülen’in sapkin dini inançlari referans alinarak baska bir düzen getirmek, devlet kurumlarini, Silahli Kuvvetler ve Emniyet Teskilati’ni denetimlerine almak için siddet içeren baslangiç eylemidir.

15 Temmuz Darbe Kalkismasi’nin önünü açmak için Ergenekon, Balyoz kumpas sorusturmalarinin hazirliklari yapilmistir. Dink cinayeti 15 Temmuz’a giden süreçte ilk kursundur. Baglantili kamu personeli FETÖ-PDY Terör Örgütü mensubu çikmistir.’

***

Bu iddia ve suçlamalar ile tespitler elbet henüz mahkemede.

Sadece Tarih yazilmiyor, daha ziyade Tarih yeniden yaziliyor!

Yeniden yazim ameliyesine devlet, hükümet veya millet olarak eski yaziyla katiliyorsak, hâlâ ciddi sorun var demektir. Çünkü önceki yazimda o eski bildik yazilarla vardik!

***

‘Geliyorum diyen cinayet’ söyle geliyorum demisti:

1. Dink’in bir yazisi tamamen saptirildi.

2. Kendi mütevazi gazetesinin ‘Sabiha Gökçen haberi’ Hürriyet gibi büyük bir gazetede (Dink de hedefe konarak) manset yapildi.

3. O sirada Dink’i yargilayacak kanun bizzat AKP iktidari tarafindan çikarilmisti.

4. AKP ileri gelenleri kanunu sapina kadar savunurken, kimi Dink’i de suçladi.

5. Dink’i durusmalarda fiilen kusatanlar, hedefe koyanlarin basinda ‘Ulusalci’ denen Küçükler, Büyükler vardi.

6. Ancak sirf onlar degil. Esasen, bugün birçogu muhtemelen ‘FETÖ darbesi ve terör örgütüne karsi’ meydanlarda ‘Demokrasi Nöbeti’ne çikan, AKP, MHP, CHP’liler de vardi. Siyasi temsilcileri de.

7. Dink tam tesekküllü bir ‘milli mutabakat’ uyarinca, devlet-millet düsmani ilan edilmisti. Yani sadece bir örgüt, iki genç, üç jandarma, dört polis tarafindan degil!

8. Dink’i hedef alanlar ile bugün ‘ilk kursunu orada atan terör örgütü’ olarak teshis edilenler düsmanda mutabikti.

9. Iste Tarih orada bir yarilma da yasadi: Dink’i mahkemede, kamusal alanda kusatmis aktörlerin bazilari; bugün ‘Dink cinayeti sorumlulari’ olarak görülen Emniyet (ve yargi) ekibi tarafindan Ergenekon sanigi yapildi.

10. Cinayetten hemen sonra madde madde yazmistim: Suikastta bulunan Yasin Hayal daha önce Trabzon’da McDonald’s bombacisi olmus, bombayi ‘Abi Erhan Tuncel’den temin etmis, yakalaninca Trabzon Emniyet Müdürü olayi hemen ‘münferit, örgüt yok’ diye ilan etmis, Tuncel’i davadan gizleyip ‘muhbir’ yapmis, Hayal dava sürerken tahliye olmus, o sira mahkûmiyet çikmasina ragmen Yargitay karari beklenmis, kendisi cinayet örgütlenmesinde çalisirken dosya Yargitay’da adeta sumen altina atilmis, bu arada avukat masraflarini da yoksul babasi degil ‘milliyetçi muhafazakâr abiler’ ödemisti!

11. Bugünkü suçlamaya gelirsek; simdi ‘ilk kursun olayinda terör örgütü üyesi olarak etkin polis sefleri’ denen kisileri tayin eden iktidardi.

12. O kadar ki, bugün ‘FETÖ’ ile suçlanmasalar da, Dink’in Vilayet’e çagrilip tehdit edildigi dönemin Istanbul Valisi’ni bakan; Emniyet Müdürü’nü Vali yapan iktidar, simdi ‘Azili FETÖ sanigi’ olanlardan o Trabzon Emniyet Müdürü’nü de bütün Emniyet Istihbarat’in basina getirmisti. McDonad’s’tan sonra, Dink cinayetinden hemen önce.

13. Belki onlarla hiç ilgisi yoktu ama ta 12 Eylül öncesi Istanbul Üniversitesi katliaminda adi duyulmus polis sefi de Trabzon Emniyet Müdürü yapilmisti. Daha sonraki bir Müdür de yine ayni yere tayin edildi.

14. O sira iktidarin bir yorumu ‘Sari Gelin’in Ankara’nin dehlizlerinde kaybolmasina izin vermeyecegiz’ iken resmi yorumu da tam tersine ‘Dink cinayeti kisiseldir. Yazilarini kabullenmemekle ilgilidir’ seklindeydi.

OGUZ KAAN 8, CEYLINAZ 3 YASINDAYDI…

Fotografta Ceylinaz el salliyor.

‘Çözüm süreci’nde Bati’da dogmus, bir yani darbe bir yani ‘savas süreci’nde yarali memleketinin öteki yaninda meger veda ediyormus el sallayarak.

Bir eli agabeyinin avucunda olmali; bir eli annesinin.

Teyzesi ile Gebze’den kalkip ziyaretine geldikleri anneannesi de yanlarinda.

‘Polis aracina bombali saldiri’nin bes sivil kurbani, diger tüm sivil kayiplarla birlikte aklimiza, kalbimize kazinacak ve Ceylinaz’in eli gözümüzün önünden gitmeyecek.

Bu sadece ‘terör’ degil, vahsettir.

Ceylan’in basina geldiginde de vahsetti; Ceylinaz ailesiyle birlikte paramparça oldugunda da.

Lanet olsun, desek… Zaten bir lanetin içindeyiz. Bin türlü lanetin içinde.

‘Terörizm’i kinasak; kimi askerin, kimi polisin, kimi hakimin, kimi savcinin da artik ‘terörist’ ilan edildigi bir zamandayiz.

Nereden çekip çikaracagiz bir yudum insanligi…

Nasil tutacagiz Ceylinaz’in elini?

Ne Ceylan’i parçalayarak birlik beraberlik içinde bir devlet olunacagini ne Ceylinaz’i paramparça ederek ‘demokratiklesme’ye varilabilecegini idrakten acizi…

Bir çocugun uzanmis minik eli karsisinda birer hiçiz!

Fotograflarina tekrar tekrar bakiyorum:

Dede, anneanne, kizlari, torunlar… Öyle bir gülümsemisler ki her karede…

Ölüme, katillere, katliamlara karsi, her gün gülen yüzlerine bakmak lazim tekrar tekrar… Inadina hayat, inadina baris, inadina umut diye!

———————————–

12 Agustos, HaberTürk

Umur Talu

Back to top button