Makale

Tayyip Erdogan’la devlet ve devletlû…

Prof. Dr. Mustafa Erdogan’dan: ‘Son yillarda AKP’lilerden, ‘Is sizin bildiginiz gibi degil, devleti yönetmek baska bir sey’ mealindeki sözleri ne kadar da çok duyuyoruz. Artik devleti yönettikleri, ‘devletlû’ olduklari için olsa gerek, bizim gibi naçiz ademogullarinin, onlarin yapip ettiklerini ‘hikmetinden sual’ edemeyecegimizi sözleri, jestleri ve mimikleriyle ne kadar da kendilerinden emin bir sekilde gösteriyorlar!’

Ugur Mumcu’yu kim öldürdü? Özal zehirlendi mi?
Meslektaslarimiz Abdi Ipekçi ve Çetin Emeç cinayetlerinin arka plani nedir?
Faili meçhul cinayetler…
Kahramanmaras, Çorum gibi bazi katliamlar…
Bunlarla birlikte yillar içinde bir kez daha tartismaya açilan konu malum:
Devlet, derin devlet.
Bazen Kontrgerilla, bazen Özel Harp Dairesi… JITEM de kulaklara çaliniyor.
Ama sanki bir gizli el geçmiste birçok kez oldugu gibi galiba yine devreye giriyor ve bu ‘derin yapilar’in aydinlanmasina izin vermiyor.
Bu derin yapi devlet mi?
Veyahut derin devlet mi?
Neden bunca yildir Ak Parti iktidari bu konuda bir sey yapmiyor?
Yoksa yapamiyor mu? Eli kolu bagli mi hükümetin de?
Sorular çogaltilabilir.
Bu memlekette eger birinci sinif demokrasi ve hukuk düzeni istiyorsak, mutlaka sorgulanmasi gereken bu konularda Meclis Darbe Komisyonu’nun vardigi sonuç söyle:
‘Devletteki derin yapi tasfiye edilebilmis degil!’
Komisyon Baskani, Ak Parti milletvekili Nimet Bas söyle diyor:
‘1960’tan 28 Subat sürecine kadar bütün darbeleri mercek altina alip inceledik. Her dönemde karanlik olaylar yasanmis, fakat aydinlatilamamis… Siyasi suikastlar, cinayetler ve karanlik olaylarin her biri, birtakim kozmik odalarda üretilen, psikolojik harbin unsurlaridir.’
Niye aydinlatilamamis?
Kozmik odalar niçin kapali?
Neden hâlâ girilemiyor?
Ak Parti’yi tutan nedir?
Bu sorular, Güldal Mumcu’nun Içimden Geçen Zaman adini tasiyan düsündürücü kitabini okurken yine aklima takildi.
Bir baska deyisle, Ugur Mumcu’nun katili ‘Ortaçag karanligi’ degilse kimdir, nedir?
Devletin ‘karanlik kozmik odalari’na girip siyasi cinayetlerin, faili meçhul cinayetlerin, muhtira ve darbelere yol açan komplolarin izini sürmeden, hiç kuskunuz olmasin, demokrasi ve hukukun üstünlügüne giden kapi açilamaz bu memlekette.
Devleti hukuk kurallarina tabi kilinmamis bir ülkede, ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattir!’ zihniyetinin damgasini vurdugu bir devlet düzeninde, güzellik ve mutluluk olmaz.
Bireyin hak ve özgürlüklerini böyle bir devletin insafina birakan bir düzen demokrasi olamaz.
Bu pencereden Basbakan Erdogan’a ve Ak Parti hükümetine bakinca özellikle son birkaç yildir iyimser bir tablo ortaya çikmiyor.
Simdi ayrintiya girmiyorum.
Ak Parti iktidarinda birçok bakimdan kendini belli eden artik devlet benim kibiri, öyle saniyorum ki, ‘derin yapilar’in üstüne yürünmesini önlüyor.
Lafi uzatmak yersiz:
Ak Parti ve devlet, siyaset meydaninda güncelligini korumaya devam edecek.
Bu konuda, Prof. Dr. Mustafa Erdogan’in 14 Aralik 2012 tarihli Milliyet’te, Düsünenlerin Düsüncesi’nde çikan Hikmet-i hükümet ve AKP baslikli, taslari yerli yerine oturtan yazisi söyle bitiyordu:
‘Ironik olan su ki, Cumhuriyetin ‘hikmet-i hükümeti’nden sunca zarar görmüs olan dindar-muhafazakâr kitlenin iktidara tasidigi AKP liderligi bile kisa süre içinde ayni söylemi benimsemekte hiç de zorlanmamistir. ‘Is sizin bildiginiz gibi degil, devleti yönetmek baska bir sey’ mealindeki sözleri son yillarda AKP’lilerden ne kadar da çok duyuyoruz.
Artik devleti yönettikleri, ‘devletlû’ olduklari için olsa gerek, bizim gibi naçiz ademogullarinin, onlarin yapip ettiklerini ‘hikmetinden sual’ edemeyecegimizi sözleri, jestleri ve mimikleriyle ne kadar da kendilerinden emin bir sekilde gösteriyorlar!’

—————————————————-

Milliyet-20 Aralik

Hasan Cemal

Back to top button