Tedip ve Tenkil Diyarindan Hüzünlü Yillara

DERSIMIN PAYINA TEDIP, TENKIL VE SÜRGÜN DÜSTÜ
Basbakan R.Tayip ERDOGANIN Dersime iliskin olarak basbakanlik arsivlerine de dayanarak yaptigi açiklamalar bir anda kamuoyunda ses getirdi. Dogru bu açiklamalar cesur ve yürekli açiklamalar olup TC tarihinde bu anlamda bir ilktir.Bu nedenle hazir bu konu açilmisken bu tartismaya katki olsun diye,olaya iliskin hafizalarin tazelenmesi ve olayla yüzlesme sürecine katki olmasi hesabi ile bu çalismami paylasmak istiyorum.
Hiç kusku yok ki,Dersim olayina iliskin olarak bir çok arastirmaci bugüne dek bir takim bilgi ve belgeler yayinlamistir.Bu bilgi ve belgeleri kamuoyu ile paylasti diye bir çogumuz geçmiste yargilandik, cezalar aldik.Bu çalismalar bugüne dek halka yeter derecede ulasamadi. Aslinda bu olaya iliskin en temel bilgi ve belgeler Genelkurmayin arsivlerinde saklidir.
Bu sürecin aydinlanmasi ve Dersim halkinin vicdaninin rahatlamasi bakimindan Genelkurmayin arsivlerinin de paylasilmasi gerekmektedir. Belki gerçekler o zaman daha bir dogru ve güzel olarak açiga çikar.En azindan SEYID RIZA’nin mezarina dair bir belge de bulunur ve mezar yakinlarinca ziyarete açilir.
Bu güne dek yapilan arastirmalara iliskin olarak elde edilmis kimi bilgilerin kisa bir özetini yapip,o gün Dersimde neler yapilmak istendigine dair kimi hatirlatmalar yapip sürece bir katki olmasi bakimindan su bilgilere dikkat çekmek gerekir.
1920 ve 1940 yillari arasindaki Kürt cografyasinda ciddi hareketlenmeler gözlenmektedir. Buna karsilik olarak da Genç Cumhuriyet önemli kararlar alarak bölgedeki hareketliligin önünü almaya çalismistir. Bu uygulamalrdan en göze çarpanlari söyledir:
*Takriri Sükun kanunu,
*Tunceli Kanunu,
*Mecburi Iskan Kanunu
*Istiklal Mahkemelerine dair yasa ve yaratigi kurumlasmalar,
*Sark Islahat Plani ve Genel Müfettislikleri ve onlara bagli özel yönetmelikler
CHP hükümetinin çikardigi bu yasalarin ve bu yasalarin yarattigi sonuçlarin tümünden Mustafa Kemalin ve Ismet Pasanin haberdar olmamis olmasina olanak yok gibi görünüyor. Bu uygulamalarla kuskusuz ki bölgede TEDIP ve TENKIL operasyonlarinin gerçeklestirildigi tarihsel belgelerle kanitlanmaktadir. 1937 Dersim isyani ve sonrasinda ki sert ve acimasiz tutum uzunca yillar belleklerden silinememistir.
Yeni Yönetim özellikle de 1930 dan sonra bir yandan tedip konusunda siddet ve askersel yöntem içeren bir dizi planli uygulama gerçeklestirirken, diger yandan da asimilasyon, boyun egdirme ve entegrasyon amaçli sürgün ve Tenkil alaninda da ciddi atilimlar gerçeklestirmistir..
Alevi Kürtler rejime tehdit algisi olusturdugundan sindirme ve bertaraf etme, etkisiz hale getirme, tabi kilma gibi projeler ve planlamalara ihtiyaç duyulmustur. Bu nedenle bölgeye ‘uzmanlar’ gönderilerek raporlar istenmistir. Bu raporlarin hemen tümünde öne çikan olgu TEDIP, Tenkil Entegrasyon ve Asimilasyondur. Bu raporlar gelenegi Bülent Ecevite dek uzanmaktadir.
O dönemlerde Kürt cografyasina iliskin olarak Sidika Avarin ‘ Egitim ve Terbiye’ konusundaki feveranlari, tek Parti yönetiminin ‘ CHP- nin acimasiz yaptirimlari,Ismet Inönü ve Sükrü Kaya’nin fermanlari, Türk Ocaklari ve Halk Evleri araciligi ile yapilan dezenformasyon çalismalari ve daha bir dizi diger uygulama ve yaptirimlar; hala belleklerden silinmis degildir.
Bölgede incelemeler yaptiktan sonra görüs ve izlenimlerini rapor olarak yönetime sunmus olan kisilerden önemli buldugumuz, özünde birbirinin tamamlayicisi ve benzer tedbirler içermesi bakimindan birbirinin devami seklinde olan en önemli kimi raporlar sunlardir. :
– Ziya Gökalp’in ‘Kürt Asiretleri Hakkinda Tetkikler’ adli Arastirma Raporu.
– Hamdi Beyin 2 Subat 1926 yilinda Içisleri Bakanligina verdigi Rapor,
– Diyarbakir Valisi Cemal Bardakçi’nin Raporu,
– Içisleri Bakani Sükrü Kaya’nin 1931 yilinda Basbakanliga sundugu Rapor,
– 1. Umumi Müfettis Ibrahim Tali Öngören’in 1932 yilinda verdigi Rapor,
– Korgeneral Ömer Halis Biyiktay’in Raporu,
-1935 yilinda Basbakani Ismet Inönü’nün Atatürk’e sundugu Kürt Raporu,
– 1936 yilinda Abidin Özmen tarafindan hazirlanan Dogu Sorunu ile ilgili Rapor,
– 1936 yilinda Iktisat Vekili Celal Bayar tarafindan hazirlanan ‘Sark Raporu’
Bu raporlardan özelikle yeminli bir ‘anti-kürt’ oldugu bilinen, Sükrü Kaya’nin Raporunda üzerinde önemle durulan ve merkezi hükümete sunulan kimi ‘ irkçi-söven’ öneriler dikkat çekicidir.
‘ ASKERI TEDIBI TAKIBEN YENI BIR YÖNETIM SEKLI ‘
Sükrü Kayanin önerilerini içeren raporunun özeti söyledir:
1-Dersim’e ‘Cumhuriyet hükümeti’ni ve ‘Cumhuriyet kanunlarini’ dayatmak.
2-Yerli memurlar Dersimliler’in casusudur’. ‘Onlarin Dersim’den acilen uzaklastirilmasi gereklidir’.
2- ÜLKÜCÜ ve en iyi MEMURLAR, ÜLKÜCÜ ÖGRETMENLER tayin etmeli, ‘aslen Türk olduklarini’ ögretmelidir.
3- Mektepler açmak ve Türklük propagandasi yapmak gerekir.
4- Okullar araciligiyla Türk dili Dersim’de saglanmalidir.
5- Saglik hizmetleri için ÜLKÜCÜ DOKTORLAR tayin edilmelidir’.
6- Keza ve nahiyelere ‘ÜLKÜCÜ SUBAYLAR’ atanmalidir.
7-Dersim’i içinden tanimak,….bu amaçla GÜVENILIR MUHBIRLER bulmak’ zorunludur.'(Daha genis bilgi için bak.: Dersim Raporlari üzerine özet bir analiz (vii) ,Seyfi Cengiz , yeni ahi sitesi)
GENEL MÜFETTIS IBRAHIM TALI ÖNGÖREN’IN RAPORLARI
Ibrahim Tali Öngören, Mustafa Kemal’in takdir ettigi, yakindan görüstügü ve görüslerini önemseyerek dikkate aldigi güvenilir bir danismanidir.
Yeni sistemin Kürt cografyasinda tesisati gibi önemli bir görev üstlenmistir. Bölgedeki ‘olaganüstü’ durumlarin mimari ve sorumlusudur. Direk Mustafa Kemale bagli çalismistir. Aldigi talimat ve direktiflerin tümü Mustafa kemal tarafindan verilmistir. Sinirsiz yetkilere ve genis bir bütçeye sahip olan Öngören Mustafa Kemale sik sik icraatlarina iliskin olarak raporlar vermistir.I.Tali Öngören’ tipki bir ‘ eyalet valisi’ gibi yetkili kilinmistir.
Bu ‘ zat-i sahane’ 1930’da su önerileri rapor etmistir.:
‘Bütün Dersim’i kusatmak. Kusatma çemberini adim adim daraltip disari ile her türlü iliskisini kesmek (ticaretini engellemek ve ticaret yollarini/geçitlerini askeri güçlerle kapatmak dahil). Böylece aç birakip teslime ve itaate zorlamak. Direnis yanlisi reisleri ele geçirip Bati’ya sürgün ederek dagitmak. Elazig’da Dersim’i bombalamak üzere bir uçak filosu bulundurmak.’
Özünde ‘topyekun’ bir harekat öneren ve bunda israr eden 1. Genel Müfetis Ibrahim Tali Öngörenin hazirladigi raporlar ilgililer tarafindan söyle tanimlanip yorumlanmistir.
‘1928 raporu, Ibrahim Tali’nin Dersim gezisi izlenimleridir. 1928 Temmuz’unda Ovacik’a kadar bir seyahat yaparak bazi asiret büyükleriyle görüsmüstür. 1929 yilinda Karaoglan’da bazi temaslarda daha bulunmustur’ (Bk. JUK’nin ‘Dersim’ kitabi, s. 104).
Öngören 1930 yilinda, sorumlulugundaki Birinci Genel Müfettisligin Dersim hakkindaki görüslerini ve önerilerini hükümete sunar.
Ibrahim Tali’nin ‘Pülümür Tedibi’ adini verdigi rapordan baska, hemen akabinde, 21 Aralik 1931’de hazirladigi baska bir raporda verdigi yapilmis arastirmalar ve kayitlardan anlasilmaktadir. Söz konusu rapor hem Genelkurmaya ve hem de hükümete sunulmustur.
Ibrahim Tali Öngören bu raporunda önemli kimi ‘itiraflarda’da bulunmaktadir. Bu itiraflari söyle siralamak mümkündür.:
-I.Tali Öngörene göre, sözkonusu raporun kaleme alindigi tarihten 20-30 yil öncesine kadar (yaklasik olarak 1900/1910 ila 1931 yillari arasinda) Dersim bölgesinde ‘tedip’ edilmemis asiret kalmamistir.
-Ayrica da, bu ‘tedip’ hareketleri esnasinda askerlerin asiret köylerini yaktigina, sürülerini, ürünlerini ve diger yiyecek maddelerini ‘ganimet’ olarak algilayip talan ettigine,bu tür davranislarin aliskanlik haline getirildigine ve her tedip hareketinde tekrarlandigina isaret edilmistir.Bu durumun “eskiya”sifatini yerlestirdigi ve devletin böyle bir sifatla yüz yüze oldugu önemle belirtilmistir.
-Diger yandan devletin uzun erimli bir Dersim siyasetinin ve buna bagli olarak da, bir programi ve stratejisinin oldugu ve bu programin uzun bir vadeye yayilarak asama asama uygulanacagi konusu itiraf edilmistir
Rapordaki su ifadeler öz olarak rejimin genis kapsamli politikalarini özetlemektedir.
‘(Sark vilayetlerinde) bes senelik islahat ve silah toplama programi tanzim edilmis olup, Dersim bu programin son safhalarini teskil etmektedir.
Dersim, diger yerlere kiyasla daha güçlü ve örgütlü bir direnis sergilese de, hudutlardan uzak oldugu için, Umumi Müfettislik Dersim isinin (kesin/köklü askeri hareketin), içten ve distan kusatilincaya kadar ertelenmesini kararlastirmistir. Çünkü bu kez Dersim’e girildiginde, öncekilerden farkli olarak herseyi bitirip öyle çikmalidir. Kesin hareket hasat mevsiminden önce baslatilmali ki, daha kaldirilmadan hasati yokedip halki açliga mahkum ve teslime mecbur edebilelim. Kesin harekat öncesinde Dersim’de içilecek suyun seviyesi, çesme ve menbalar, zahire ve öteki iase/yiyecek maddeleri, arazi, siginilacak ormanlar, gizlenilecek magaralarin yerleri ve adedi vs hakkinda yeterli bilgi toplanmalidir. Kesin askeri hareket basladiginda tedip olunan kazalarda derhal idare ve adliye teskilati olusturulmali, idare/hükümet mekanizmasi askeri kuvvete dayanarak güçlü kaymakamlar, hakimler, müdürler ve jandarma/asker tarafindan yürütülmelidir. Derhal okullar açip ‘Ülkücü’ ögretmenler eliyle etkili bir maarif (egitim) programi tatbik edilmelidir.
Bir ‘koruculuk teskilati’ yapilmali. Korucular (milis), özellikle Dersim içi ve çevresindeki Türk köylerinden olusturulmali.’
O GÜNLERDE CHP SEFLERI NE DEMISTI
Ismet Inönü hükümetinin Ankara valisi ve de belediye baskani Nevzat Tandogan’in 1944 yilinda söyledigi su cümlede oldugu gibi :
“Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizmle ne isiniz var? Milliyetçilik lazimsa onu biz yapariz. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapip mahsul yetistirmek. Ikincisi, askere çagirdigimizda askere gelmek.”
Tipki 19 Eylül 1930 tarihinde Ismet Inönü hükümetinin Adalet Bakani Mahmut Esat Bozkurt’un dedigi gibi :
“Türk bu memleketin yegane efendisi, yegane sahibidir. Türk soyundan olmayanlarin bu memlekette bir tek hakki vardir; hizmetçi olma, köle olma hakki. Dost ve düsman daglar bunu böyle bilsinler.
MEGER DERSIM ” SÖMÜRGE” IMIS
1930 lu yillarda Agri’daki direnis hareketini bastirma konusunda bölgede bulunan Genelkurmay baskani Maresal Fevzi Çakmak Erzincan ilinde dönemin Basbakani Ismet Inönü’ye sunmus oldugu öneri paketinde çok ilginç tespitler yapilarak ona göre tedbirler önerilmektedir. Genelde Kürtlere özellikle Dersim’lilere TEDIP ve TENKIL ön gören önerilerden Fevzi Çakmak söyle söz ediyor.:
” Dersim halki cahildir. Saki’lik ruhu bu halka hakimdir.”
Fevzi Çakmak devamla :
1. Erzincan ilindeki incelemelerim sirasinda ekonomiyi önemli suretle zarar sokan ve bu il dahilindeki asayissizligin en önemli etkenlerinden olan Açkilik,Gürk,Dagbey ve Henzi köylerinin TEDIP ve TENKIL’inde mecburiyet gördüm.
2. Erzincan merkez ilçesinde 10,000 Kürt vardir. Bunlar Alevilikten faydalanarak Türk köylerini Kürtlestirmeye ve Kürt dilini yaymaya çalismaktadirlar. Örfen Türk lakin alevi olan bir çok Türk köyleri Aleviligin Kürtlügü ifade ettigi zihniyetiyle ana lisanlarini terk ederek Kürtçe konusmaktadirlar. Türk olan alevi köylerinin Kürtçe konusmalarina ve Türk dilinin bütün bölgeye yayilmasi için esasli tedbirler almaya ihtiyaç vardir .
3.Il bölgesindeki bazi memurlarin Kürt irkina mensup olduklari bilinmektedir. Örnegin; Erzincan sorgu haki Pülümürlü Sevki Efendi nin Kürtleri himaye ettigi ve geceleri Kürtleri evinde topladigi gerçeklesmistir. Bu adamin her ne sekilde olursa olsun il bölgesi nakline ve bu gibi memurlar hakkinda ayni islemin uygulanmasina lüzum vardir. Arz ettigim bu meselenin en mühimi 1. madde de adi geçen köyleri kesin suretle tedibi ve irken Kürt oldugu bilinen memurlarin biraz önce yerlerinden alinmasidir.( Genelkurmay Baskanligi Dersim Raporlari )
Meger Dersim ve mücavir alanlar ” sömürge” imis de,biz yillar öncesinden beridir hala sömürge olup olmadigini tartisip durmusuz. Oysa Fevzi Çakmak yani Genel Kurmay Baskani kendi agzindan ” sömürge” degildir diyen tezleri çürüterek söyle diyor :
‘a- Yerli memurlarin bütünüyle çikarilmasi Dersime iyi memurlarin tayini,
b- Yüksek idare memurlarina adeta Koloni ( sömürge ) idarelerindeki selahiyetlerin verilmesi.
c-Propogandaya agirlik verilmesi, Türklügün telkini.
d- Türkçe yerine Türk dilinin yerlesmesi için idari tedbirlerin alinmasi kiz çocuklarinin okutulmasi,
e- Dersimli oksanmakla kazanilmaz. Silahli kuvvetin müdahalesi Dersimliye daha çok tesir yapar ve islahin esasini teshir eder.
f- Dersim evvela koloni ( sömürge) gibi dikkate alinmali. Türklük camiasi içerisinde Kürtlük eritilmeli ondan sonra da asamali olarak öz Türk hukukuna tabi kilinmalidir. (M.Kalman belge ve taniklariyla Dersim direnisleri)
Dersim’in ve Urartu Uygarliginin hüküm sürmüs oldugu bu Cografyanin 1920 den 1945 yilina kadar 25 yil süre ile Dünya’nin öteki sömürgelerine benzer yöntemlerle yönetildigi bilinen bir gerçektir.Geçmisteki uygulamalar ne yazik ki, bizi bu sonuca götürmektedir.
VE SÜRGÜN BASLIYOR ..
Bir Bilim adami ‘eger gittiginiz yerde geri dönüsünüzün imkansiz oldugu duygusu sizde beliriyorsa,siz sürgünsünüz.’ diyor. Sürgün hüzünlü bir öykünün ilk adimidir.Dönüsü giderek imkansiz olacak bir serüvenin ilk adimidir.Siz artik yeni bir yurt edinmek zorundasiniz. Sürgün geldiginiz yerin kültürüne , manevi degerlerine ve etnik yapisina entegre olmak durumundasiniz. Bu entegrasyon kaçinilmaz olarak asimilasyonu ve özümlemeyi beraberinde getirir. Dahasi kendi kimligine yabancilasmis bir neslin dogmasi kaçinilmaz kilar.
27 Haziran 1927 yilinda 1164 sayili kanunla çogunluk Kürt nüfusun yasadigi 4 genel müfettislik kurulmustur.
1. Diyarbakir,Urfa,Mardin, Siirt,Van,Hakkari,Bitlis,Mus.
2.Çanakkale,Edirne,Tekirdag ve Kirklareli.
3 .Genel müfettislik,Agri,Kars,Erzurum,Rize,Trabzon,Gümüshane ve Çorum.
4.Genel müfettislik Tunceli, Bingöl,Elazig ve Erzincandir.
Iç Isleri Bakanligi müfettislerinden Hamdi Bey, daha 1926 yilinda Dersinle ilgili su önerilerde bulunmustur.
1- Silah toplamak için Askeri harekete devam edilmeli,silahli halki bunu zorlamak için, kara hareketiyle yetinilmeyip hava hareketiyle de bu gibiler sikistirilmali.
2- Topragi bulunmayan geçim için agalara baglanan halka arazi yeterince sermaye ve tohumluk dagitilmali .
3- Yöredeki madenler isletilmeli..
4- Ulasimi haberlesmeyi ve düzeni saglayabilmek için yol yapimina öncelik verilmeli ..
5- Bütün bunlar yapildiktan sonra bölgedeki Kürtleri Türklestirmek için en az 25 yil sürecek bir program izlenmeli. Dersim’e ” Misyoner ” ruhu ile çalisacak ülkücü memurlar atamali.
6-Halka Türklük duygusu asiladiktan sonra bunun güçlenip yayginlasmasi için okul açmaya hiz verilmeli.
1926′ da Hamdi Bey’in hazirlamis oldugu raporda 3 öneri dikkat çekmektedir.
Bunlardan:
– Ilki, Agalarin ve Seyhlerin bölgeden uzaklastirilmasi,
– Ikincisi , Askeri harekette bölgenin özelligi geregi uçaklarinda kullanilmasi
– Üçüncüsü Kürt kökenlilere yeni bir kültürel kimlik yani Türk kimliginin kazandirilmasi.
1937 yilina gelinceye dek basta Elazig,Pülümür ve Dersim dolaylari olmak üzere birçok yerel ayaklanma gerçeklesmistir. Birçok kez asiretler ayaklanmistir. Ve o dönemde bu ayaklanmalari bastirmakta Elazig Bölge Komutani Orgeneral Mustafa Muglali Bey görev almistir.
Orgeneral Muglali daha sonralari da Van’in Özalp ilçesinde 33 Kürt köylüsünün kursuna dizilmesi olayinda talimati bizzat verdigi arsiv kayitlarinda rastlamak mümkündür.
Bu gün bir çok mahalle ve caddeye bu zati serifin adi verilmistir.Hata olay yerindeki bir kuruma da onun adi verilmistir. Tipki ilk kadin pilot olan ve Dersimin havadan bombardimaninda basi çeken Ermeni asilli Sabiha Gökçen ‘in ( Mustafa Kemal’in manevi kizim dedigi) uluslar arasi statüye sahip olan ve geçenlerde milyar dolarla satilan Istanbul’un Asya yakasindaki bir havaalanina adinin verilmesi gibi.
SÜRGÜNÜN YOL HARITASI
“Bizi bir kamyona doldurdular.Batiya sürgüne götürüyorlardi Kamyon Mameki’den yola çiktiginda babamin gözleri kutsal jele’ye kilitlenmisti. Daglarimiz ve kutsal jele görünmez oldugunda babam birden çigliklar atip kendini yerlere atti. Saçini sakalini yolmaya,bagirmaya,yüzünü tirmalamaya basladi. Tuhaf sesler çikariyordu. Öyle çok aci çekiyordu ki .”( Dersim dergisi )
1935 yilinda Dersim bölgesinin toplam nüfusu 101 bin oldugu halde 1940 yilina gelindiginde bu nüfus 94,000 e düsmüstür. Yani o yillarda, nüfus artisi yerine nüfus azalmasi gözlemlenmistir. 7,000 nüfusu kapsayan 300 den fazla ailenin sürgün edilmesi ile bu sonuca varilmistir.
Bir sürgünzede olan ünlü sair Cemal SÜREYYA :
‘Ben bir yük vagonunda açtim gözlerimi. Bizi bir kamyona doldurdular.Tüfekli 2 erin nezaretinde. Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular. Günlerce yolculuktan sonra bir köye attilar. Tarih öncesi köpekler havliyordu .”
diye bahsediyor sürgün serüveninden
Tedip ve tenkil algisi çerçevesinde 37 ve 38 yillarinda Dersimden 90 Asiretinin 347 önde gelen ailesinin Ege illerine ve Trakya ya sürgünü gerçeklesmistir.Buna göre :
-72 aile Tekirdag’a,
-38 aile Edirne’ye,
-56 aile Kirklareli ‘ne,
-65 aile Balikesir’ e,
-73 aile Manisa’ya ve
-34 aile de Izmir’e mecburi iskan’a tabi tutulmustur.
Tekirdag merkez kazasina toplam 16 aile sürgün edildi.
-Hayrabolu kazasina 14,
-Malkara kazasina 8,
-Saray ilçesine 19,
-Çorlu ilçesine de 15 aile sürülmüstür.
Edirne iline sürgün edilenlerin dagilimi ise söyledir.
-Uzunköprü ilçesine 17,
-Kesan ilçesine 21 aile sürülmüstür.
Kirklareli ilinde de dagilim söyledir:
-Il merkezine 11 aile,
-Pinarhisar ilçesine 6 aile,
-Vize ilçesine 9 aile,
-Babaeski ilçesine 11 aile,
-Lüleburgaz ilçesine ise 18 aile mecburi iskana tabi tutulmustur.
Balikesir ilinde ise tablo söyledir.:
-Il merkezine 17 aile,
-Susurluk ilçesine 9 aile,
-Balya ilçesine 12 aile,
-Bandirma ilçesine 17 aile,
-Bigadiç ilçesine ise 8 aile zorunlu ikamete tabi tutulmustur.
Ege bölgesinde ise sürgün haritasi su dagitima göre biçimlenmistir.
Manisa Iline sürülmüs olanlar:
-Il merkezine 14,
-Akhisar ilçesine 18,
-Turgutlu ilçesine 6,
-Salihli ilçesine 13,
-Kula ilçesine 8,
-Alasehir ilçesine ise 11 aile sürgüne gönderilmistir.
Izmir ilinde de dagilim söyle olmustur.:
-Il merkezine 13 aile,
-Ödemis’e 8 aile,
-Bergama’ya 13 aile,
-Bayindir ilçesine 9 aile mecburi ikamete tabi tutulmustur.
Bu sürgün yemis aileler arasinda hemen her Dersimlinin aile ve akrabalari (Kiliçdarogullari da) dahil olmak üzere nasibini almistir.
Bu bilgilerin daha kapsamli ve genis halini Jandarma Genel Komutanliginin arsivlerinde bulmak mümkündür.
Latif Epözdemir