Makale

Türk Derin Devleti

Türk Derin Devleti’nin tarihi çok eskilere dayaniyor. Osmanli sultanlari, kendilerine ve devlete muhalefet edenleri izliyordu, fisliyordu. Tehlikeli bulduklarini ise, pay-i tahttan uzak yerlere sürgüne yolluyordu. Bunlarin yol paralarini ve günülük nafakalarini da padisahlar karsiliyordu. Osmanlilarin günümüzdeki torunlari ise, isine son verdikleri kimselerin mal ve mülklerine el koyuyorlar.

1789 yilinda gerçeklesen Fransiz Burjuva Demokratik Devrimi, mevcut dünyayi yikti, onun yerine yepyeni bir dünya kurdu. Din geriye itildi, milliyetçilik öne çikarildi. Ulus devlet özlemi giderek güçlendi.

Avrupa ülkelerinde okuyan Osmanli aydinlari da bu ideolojiden etkilendiler. Saltanati yikip yerine bir Türk ulus devleti kurmak için çaba gösterdiler. Bu çabalar, Jön Türkler, Ittahat Terakkiciler ve Kemalistler araciligiyla günümüze kadar ulasti.

Kemalistler, Türkiye’de ulusal ve üniter bir devlet kurmak istiyorlardi. Oysa ki ülkenin çok renkli çok sesli yapisi, böyle bir devletin kurumlasmasina uygun degildi. Kemalistler ‘Halka ragmen halk için’ siariyla bu üniter rejimini topluma süngü zoruyla dayatma yolunu seçtiler.

Bu dayatma nedeniyle Kürtler, dindarlar, emekçiler basta olmak üzere, toplumun büyük bir kesimi devletin resmi ideoljisi olan üniter Kemalist rejime karsi çiktilar. Kürt ulusal muhalefeti zaman zaman devlete baskaldirdi, onunla savasti.

Bu nedenle Kemalist rejim, düzene muhalefet edenleri izlemeye ve fislemeye basladi. 1927 yilinda MAH kuruldu. Bu örgüt daha sonra MIT adini aldi.

Irkçi fasist Türk yöneticileri, Kemalist düzeni saglam bir zemine oturtmak için, çesitli kurumlar olusturuldular. Ordu, sermaye, cami saçayagi üzerine oturtulan bu irkçi, fasist, totaliter, üniter rejim, bir karabasan gibi toplumun üzerine çöktü.

Bu uygulamalara itiraz edenleri takip etmek, denetlemek, kontrol altina almak ve mümkünse yok etmek için, çesitli illegal örgütler kuruldu. Böylece illegal Türk Devletin temelleri daha da güçlü bir hale getirildi. Kendine özgü bir algi yaratildi ve bunun sonucunda her sey devletin kontrolü altina alindi.

Buna bir örnek vermek istiyorum. Ankara Valisi Nevzat Tandogan 1944 yilinda, adi komüniste çikmis, karsisinda siraya dizilmis aydinlara söyle sesleniyordu. ‘Ulan öküz Anadolular, sizin komünizmle ne isiniz var? Memlekete komünizm gerekiyorsa, onu da biz getiririz. Sizlerin iki ana vazifesi var. Birisi çiftçilik yapip mahsul yetistirmek, ikincisi de çagirdigimizda askere gitmek.’

Soguk savas döneminde dünya genelinde, illegal devlet olusturma konusunda çok önemli adimlar atildi. Türkiye 1952 de NATO’ya üye oldu. Amerika, Nato’ya üye olan ülkelerde GLADIO isimli illegal örgüler kurdu. Bundan amaç, Sovyet yayilmaciliginin önünü kesmek için, sivil insanlari da mobilize ederek savas alanina sürmekti.

Bu örgütler, sabotaj düzenliyor, adam kaçiriyor, süikast düzenliyor, haraç topluyor, fidye aliyor, kitlesel katliamlar düzenliyorlardi.

Bu illegal örgütlerin araç, gereç ve personel giderlerinin tümünü, Amerika karsiliyordu.

Sovyetlerin yikilmasindan sonra, Avrupa ülkelerindeki bu illegal örgütler, iptal edildi. Sadece istihbarat görevlerine devam ettiler. Türkiye’de ise aksine bu örgütler olabildigince güçlendirildi, donatildi ve düzen muhalifi güçlere karsi kullanildi.

Bu illegal örgüt Türkiye’de ilk kez 27 eylül 1952 de, Seferberlik Tetkik Kurulu ismiyle kuruldu. 1960 yilinda Özel Harp Daires ismini aldi. Günümüzde ise, Özel Kuvvetler Komutanligi ismiyle aniliyor.

Sovyet sisteminin çökmesinden sonra, Tüm Nato ülkelerinde bu illegal örgütler iptal edildi. Türkiye’de ise Kürtlere, emekçilere, düzenin begenmedigi dini ve felsefi gruplara karsi kullanilmak üzere daha da güçlendirildi.

Bu baglamda günümüzün popüler konusu olan Fetullah Gülen konusuna da bir gözatmakta yarar var. Acaba hangi komutanlar ve askeri birlikler Özel Kuvvetler Komutanligina baglidirlar? Hangi polis, jandarma, köy korucusu ve muhtar, Türk derin devletinin bire bir elemanlaridirlar?

Yazimi önemli buldugum bir konuya dikkatinizi çekerek bitirmek istiyorum. Erdogan’in muhtarlarla yaptigi toplantilari aklinizin bir kösesinde muhafaza edin. Çünkü bu çalismalarin sonucunda, ortaya ciddi bir paramiliter örgütün çikacagini düsünüyorum. Ayrica içinde yasadigimiz bu karmasayi bilimsel metodlarla yorumlamaya çalismanizi öneririm. Buna ilaveten yeniden reorganize edilmek istenen köy koruculugu ve uzman çavuslar üzerine de derinlemesine düsünmemiz gerekiyor.

Ben düsündüm ve su karara vardim. Dünya kapitalist sistemindeki üst akil denilen irade, Türkiye’de kalici paramiliter örgütler olusturmaya çalisiyor. Bunun için bazi toplum kesimlerini ideolojik, politik, askeri egitime tabi tutuyor. Konturgerilla okullarinda egitiyor. Bu nedenle basinizi biraz da Türkiye’deki sivil örgütlere çevirmemizde yarar var diyorum.

Demem o ki, Türk Derin Devleti, çesitli paramiliter örgütler kuruyor ve egitiyor. Statükoyu korumak amaciyla mücadele alanina sürüyor. Açik fasizme dogru hizla yol aliyor. Bu gidis durdurulamazsa eger, açik fasizmin topluma egemen olmasi kaçinilmazdir.

Ve en sonunda Almanya ve Italya’daki paramiliter örgütlerle ilgili bildiklerinizi tekrar hatirlamanizi, onlari yeniden analize tabi tutmanizi öneririm. Vardiginiz sonuçlari es ve dostlarinizla paylasin. Paylasin ki, ayni belalar bizim de basimiza gelmesin. Benden söylemisi…

Yilmaz Çamlibel

Back to top button