Türk Irkçiliginin Sömürge Kürdistan’a Yönelik Demokrasi ve …4
Türk Irkçiliginin Sömürge Kürdistan’a Yönelik Demokrasi ve Adalet Anlayisi-4
Ali Haydar Koç
Tek parti yani CHP fasizminin iktidarda oldugu tarihlerden günümüze kadar Türk sol fasizmini temsil eden irkçi aydinlarin bu propganda faaliyetlerinde gönüllü rol alarak, Kürtlerin yokedilmesine düsünsel ve ideolojik zemin hazirlamisladi/hazirlamaktadirlar. Örnegin sömürge Kürdistan’da sik sik proganda ettikleri Türk vatani, Türk yurdu, Türk bayragi, Türk milleti, Türk ülkesi, Türk kültürü, milli birlik ve bütünlük vs. gibi kavramlarda çok dikkat çekmektedir. Türk çagdas demokrasisinin ve adaletinin yani Türk irkçiliginin sömürge Kürdistan’da propganda edilmesinde Türk sol fasizmini tesmil eden Türk aydinlarinin siyasal payi çok büyüktür. Örnegin 1925-1940 yillari arasinda Hakimiyeti milliye, Cumhuriyet, Milliyet, Aksam, Son Posta, Vakit, Zaman, ulus gibi ulusal düzeyde çikan gazeteler ile Ayin Tarihi, Kadro, Fikir hareketleri, Ülkü,Yeni Adam, Çigir gibi propaganda dergileri de incelendiginde bu payin büyüklügünü görmek mümkündür. Özellikle sömürge Kürdistan’da 1925’lerden sonra çagdas Türk demokrasisi ve adaleti adi altinda irkçi propaganda yapan ve millet-i mahkure’ duygusunu unutmayan Türk aydinlarinin ruh hallerine bakildigi zaman içsellestirilmis asagilik duyguylariyla dolu olduklari görülmektedir. Bu asagilik ruh halleriyle Kürtlere hakaret ederek, asagilamaya çalisiyordular.
1925-2009’a kadar Türkiye’nin ötekileri olarak da görülen ve bu siyasi anlayis çerçevesi içinde asagilanan Kürtler, kendi ülkelerinde süresiz bir sekilde planli yapilan zulümlerle huzursuz edildi. Örnegin agri isyani esnasinda Recep Peker Türk demokrasisinin ve adaletinin sadece tek bir irk için oldugunu ve bu siyasi anlayisin disinda kalan Kürtlerin öteki olarak telaki edilecegini su sözlerle dile getirmketedir; ..Hukuki ve siyasi haklar tüm ulus fertleri için geçerlidir. Ancak etnik kökene sahip olanlar ya da olduklarini düsünenler ulusal topluluga katilamazlar. Çünkü ulusal toplulugun tek bir etnik kökeni vardir; o da Türklüktür..’. (Recep Peker Inkilap tarihi ders notlari,1933). Özellikle çagdas Türk demokrasisi ve adaleti namina 1930’lardan sonra Kürtlere hakaret eden ve Türk irkçiligini yücelten Reha Oguz Türkkan ve Nihal Atsiz’in çikardiklari Orhun’ (1938), Ergenekon’ (1939), Bozkurt'(1939) ve Gökbörü’ (1942) gibi dergilerde öteki olarak görülen Kürtleri nasil yok edebileceklerini tasarliyordular. Yukarida adi geçen dergilerin künnyelerinde ise Türk irki bütün irklardan üstündür’ yazilidir. (bkz. Nihal Atsiz, Yirminci asirda Türk meselesi I, Makaleler, c.3 ve Reha Oguz Türkkan, Türkçülüge giris, Türk milliyetçiliginin üzerinde duracagi meseleler,1940).
Ankara yönetimi, 1923’ten sonra Türk irkçiligini devletin temel felsefesi olarak kabul ederek, buna bagli olarak bütün siyasi, ideolojik kavramlari yani çagdas demokrasi, adalet ve esitlik gibi söylemleri Türkçülügün çikarlari dogrultusunda kullanmayi uygun görmüslerdi.Siyasi Türklestirme uygulamalariyle ve yapilan kafatasi ölçümleriyle’Türkiye’de irk birligi mevcuttur..’ (bkz.Afet Inan, Türkiye halkinin antropolojik karakteri ve Türkiye tarihi,Türk irkinin vatani anadolu, 64.000 kisi üzerinde anket, 1947) diyen Afet inan, artik Kürt diye bir milletin olmadigini ifade ediyordu. Türk irkçiliginin sömürge Kürdistan’a yönelik politikalari incelendiginde birlestirici degil, dislayici bir irkçilik anlayisi ile Kürtler üzerinde denendigi görülmektedir. Örnegin; kültür timi olarak kabul edilen ve sömürge Kürdistan’i heryerinde irkçi faaliyetler yürütmüs olan Köy enstitüleri ve Enstitülerinin kucularindan olan Ismail Hakki Tonguç bu kurulusun Kürtlere yönelik çalismalarini söyle ifade etmektedir;’..Köylerde Türk bayragini, soyadini, anayurdunun adini, bine kadar saymasini, en yakin ve önemli tarihi olaylari bilmeyen insan yiginlari vardir. Bu köylerde insanlik ve vatandaslik görev ve haklarinin en basit anlamina bile erisemeyen, gübreler ve kütükler arasinda geçiren, yakalarinda dolasan bitlerin zararlarini bile idrak edemeyen insan kitleleri vardir. Softalik, o günlerde ülkenin tamamina egemendir. Yobazlar birer milli kahraman gibi ortada dolasmaktadir. Bunlarin çogu devlet islerine karismakta, yöneticileri baski altinda tutabilmektedirler. Bunlari yüreklendiren neden, ülkenin her yanini sarmis olan cahilliktir '(bkz.Ismail Hakki Tonguç, Canlandirilacak köy,1947. Cumhuriyet Gazetesi,yol ve maarif hareketleri,yil 16,no.6726,17 Nisan 1940).Irkçiligi esas alan Türk demokrasisinin en önemli kültür timlerinden biri olarak kabul edilen köy enstitüleri,Türk irkçiligi ve Türk sol fasizmi adina sömürge Kürdistan’da kültür asimilasyonunu gerçeklestirme de ve ‘Türk dilini, Türk bayragini, Türk anayurdunun adini ve uydurma bilgilerle dolu Türk tarihini Kürtlere ögretmede önemli oranda tasiyici rol oynamislardi.
Sonuçta, 1830-1908 arasinda Osmanli merkezi yönetimi tarafindan yapilan yeniliklerin Kürdistan’a ve Kürtlere pek bir fayda saglamadigi görülmektedir. Tam aksine yaklasik yüzyil gibi bir zaman kesitinde gerçeklestirilen her yenilik girisimi Kürdistan’da savas ve zulüm anlamini tasidigi da bilinmektedir. Kürdistan’a yönelik osmanli devlet islahatlarinin yerini Türk irkçiligina terkettigi tarih olan 1913’ten sonra yeni bir yüzyilin savaslarnin baslangici olarak Kürt ve Türkler arasinda baslamis oluyordu/olmaktadir Özellikle cumhuriyet döneminde baslayan çagdas demokrasi ve adaleti yerlestirme biçiminde sekillenen Türk irkçiliginin Kürdistan’da gerçeklestirdigi soykirim ve asimilasyon uygulamalari Kürtlerin 80 yil gibi bir zaman kesitinde yok ve inkar edilmelerine yolaçmisti. Özellikle Türk sol ve sag fasizmini temsil eden kesimler tarafindan yillarca propaganda edilen çagdas Türk demokrasisi, esitlik, özgürlük ve adalet gibi kavramlarla Kürtleri yokederek,yok sayarak,bu kavramlarla Türk irkçiligini örtülü bir sekilde korumaya almislardi/almaktadirlar. Kürt siyasal tarihi açisindan 1830-1913 yillari arasinda yapilan yenilikler ve yeniliklerin Kürdistan’a yansimalari çok önemli bir yere sahiptir. Kürt siyaset tarihinin en önemli arastirma konularindan biri de 1913-2013 yillari arasinda sömürge Kürdistan’a yönelik Ankara rejiminin çagdas demokrasi adi altinda gelistirdigi Türk irkçiligi ve bu dislayici irkçiligin Küridistan’daki zulümkar tahribatlari ve Kürtler tarafindan nasil algilandigi da siyaset ve diplomasi arastirmalari açisindan kayda deger bir yere sahiptir. 1830’lardan beri Kürdistan’a yönelik yapilan islahat,iyilestirme politikalari ve cumhuriyet döneminde Türk irkçiliginin Kürdistan’daki faaliyetleri Kürt siyaset ve diplomatik tarihi açisindan genis bir sekilde arastirildigi taktirde, günümüzde Ankara yönetiminin sömürge Kürdistan’a yönelik 2007-2013 yillari arasinda gerçeklestirmeye çalistigi islahat veya iyilestirme girisimlerinin daha iyi anlasilacagini tahmin etmek mümkündür.
Ali Haydar Koç