Makale

Türk ve Kürt halkinin içindeki kemirgenler

Bütün olumsuzluklara ragmen, inadina baris için güç birligi olusturmak gerekir. Ne zaman baris konusulsa ya da olgunlasmaya çalisilsa, gerek Türk tarafinin militarist, ret ve inkar tarafi gerekse Kürtlerin içinde yuvalanmis ulusalci sözde Kürt özgürlügünden yana görünen; ama bütün çabalari Kürtleri kullanarak mevcut hükümete karsi kaybettikleri iktidarlarini da kullanmak olan bir zümre adeta provokasyonlarla toplumu gerecek, sabote edecek bir egilim içine giriyorlar.

Basta CHP ve MHP olmak kaydiyla, toplumun milliyetçi duygularini kullanarak adeta, toplumu gererek, baris çalismalarini sabote etme çabasi içine girmislerdir. Bu yapilarin geçmis politikalari ve üstlendikleri ret ve inkar üzerine sekillendiginden, bu tutumlarindan ötürü çokta sasirmamak gerekir.

Demokrasi ve baris güçleri bu direnci kirabilmek için olusacak bütün tehlikelere karsi, gerek Türk gerekse Kürt kamuoyunu rahatlatacak demeçler vererek, baris ortaminin olgunlasmasini saglamalidirlar.

Esas sorun, Kürt tarafinda kümelenmis, sözde siyasal ittifaklar yapmis, ne hikmetse son bes alti yildir hiç önemsemedikleri, hatta irkçi ve ayrilikçi gördükleri, Kürt sorununda, kraldan daha kralci kesilen bir ulusalci Türk solu sahnede. Asil dertleri Kürtlerin ulusal bilincini yok etmek ve bu amaçla, Kemalist Marksistlik enjekte edilerek, Kürt halkini savsata çözüm önerileriyle, geçmisin entegrasyon projesinde eksik kalan son halkasini tamamlamaktir.

Öteden beri Kürt halkinin özgürlügü, Kürt ve Türk halkinin devrimci, sag duyulu demokrasi güçleriyle mümkün olacagini biliyoruz; lakin fiziksel bütünlesmeden ziyade her kesimin ayri örgütlenerek öz güçleriyle temsil edilmelerinden yanayim. Bu yol her kesim açisindan kendi kitlelerinin içinde örgütlenmelerine daha iyi olanak saglayacaktir. Seçim ittifaklari ve özgürlüklerin gelismesinde, mutlaka güç birligi gereklidir. Ancak son yillarda Kürtleri ortak çati partilerde birlestirmenin asil gizli gayeleri, süreci iyi takip edildiginde daha iyi görebiliyoruz. Amacin ulusal bilinci yok etmek oldugu ortadadir. Bu durumun yarardan çok zarar verdigi bir gerçektir.

Son bir aydir devam eden baris görüsmelerini kitlemek ve çözümsüzlestirme çabalari hizla devam etmektedir. Biz sagduyulu Kürtler bu görüsmelerin Kürtlere bir statü ve ulusal bazda çözümü getireceginden çokta umutlu olmadigimiz bir gerçektir. Buna ragmen destek vererek gerçeklesmesinden yanayiz. Biliyoruz ki son otuz yilin çatismali ve siddet ortami, gerek Kürtler, gerekse Türklerin irkçi yanlarini azdirmis ve çözümsüzlügü adeta kroniklestirmistir. Barisin saglayacagi demokratiklesme Kürtleri hak aramalarina daha fazla olanak taniyacaktir.

Kürt halkiyla sözde siyasal ittifaklar yapan marjinal Türk solu, asil amaçlari baris çalismalariyla bozuldugu için, bir takim provokatif çikislarla sözde Karadeniz gezileri tertipleyip barisi anlatma oyunlarina soyunmuslardir. Asil amaçlarinin bu olmadigini anlamamak siyasi körlükten öteye geçmez. Çünkü biliyoruz ki Karadeniz bu kirli savasta derin devlet tarafindan en çok kullanilan bir bölgedir. Burada su ana kadar yapilan her toplanti ve seçim çalismalari provoke edilmistir. Kaldi ki HDK ve BDP kendi seçmenini ve parti kadrolarini bilgilendirecek gerek gönderilecek talimatlarla, gerekse elinde bulunan radyo ve TV.’ lerle pekala bu bilgilendirmeyi yapabilirler; Lakin amaç bu olmasa gerek.
Ham, olgunlasmamis bir baris ortamini nasil gerelim. Nasil sabote edelim derdinde olduklari ortadadir.

Buna karsin hükümet sözcülerin ve hükümetin bu durumun farkinda olan sagduyulu davranislarini da taktir etmek gerekir . Onlarda geçmiste yapilan provokatif eylemlerin farkina varmislar. Kendi tabaninin milliyetçi kanadini artik isin içine katarak yol almakdadir. Barisin önemini kendi kitlelerine de sindire, sindire anlatma yoluna gidiyorlar. Son zamanlarda BDP içinde ferdi de olsa buna dönük demeçler sevindiricidir. Yalniz yakalarini kaptirdiklari marjinal solun bu bozguncu oyunlarina da dur diyecek bir irade ortaya çikmalidir. Yoksa korkarim emellerini gerçeklestireceklerdir.

Kirli savasin muhataplari ortadadir. Barisin tesisinden sonra Kürt sorunun esas muhataplari ise Kürt halkinin sagcisiyla, solcusuyla, liberali ve dindar kesimiyle genelidir.

Kürtlerin özgürlük mücadelesinde emek veren her kesim temsil edilmelidir. Oysa son zamanlarda basina yansiyan yönüne bakildiginda PKK ve BDP çevresi tek muhatap kendileriymis gibi bir yaklasim içindedirler. Bu yaklasim sig bir yaklasimdir. Kürt halkinin istemleri ne bir kisinin rahati ve özgürlügüne karsi nede tek bir yapinin kadrolarinin affedilmesine karsi kullanilamaz. Bu ugurda çatismali ortamdan vazgeçecek olmalarini olgunlukla karsilariz.

Yasadigimiz çatismali ortam deneyimleri, bu devasa Kürt sorununu çözecegi yerde, daha da içinden çikilmaz bir duruma sokmustur.

Kürt sorunun ulusal bazda kültürel bazda çözümü statükoya karsi durarak, her iki halkin demokrasiyi güçlendirerek, ademi merkeziyetçi bir statü olan otonom ya da Federasyonla çözüme ulasmasi gerekmektedir.Bu durumu, anayasal güvence altina alarak çözülebilecegini anlamalari gerekmektedir. Yoksa ser odaklari elbirligiyle gelisen baris ortamini sabote edeceklerdir.

Demokrasi ve baris güçlerinin isi zor olsa da, önemli olan zoru basarmaktir.

Levy Tolstoy’un dedigi gibi ”Biz hem kurtlarin doyacagi, hem de koyunlarin sag kalacagi bir düzen istiyoruz”

18-2-2013

Ilhan Çetin

Back to top button