Makale

Türkiye’deki Adaletsizlik sistemi Bingöl’deki E.A. olayi

Türkiye hukuk sisteminde yasanan adaletsizlik tam bir trajikomiklikler silsilesi diger bir deyisle Aziz Nesin hikâyelerine rahmet okutacak türden. Aziz Nesin’in kitaplarini okurken yaraticiligina hayran kalir bu hikâyeleri nasil bu denli güzel kurgular diye hayran kalirdim. Oysaki uygar medeniyetler seviyesini yasamamiz gereken bu çagda Türkiye’de yasananlari gördükçe Aziz Nesin’in, hikâyelerini yazarken fazla zorlanmamis oldugunu düsünüyorum.

Türkiye’de gezi parki olaylari gündemde sicakligini korurken ve Türkiye’nin hemen her yerinde birkaç agacin yikilmasini protesto etmek için baslayan masumane bir eylemin gelisip ülkenin hemen her yerine yayilmasi ve akabinde eylemin amacindan sapmasi mesgul ederken gündemi, siradan bir haber gibi ajanslara servis edilen bir haber beni yillar öncesine götürdü. Haberde, Bingöl’de 16 yasindaki E.A isimli genç bir kiza 8 asker tarafindan tecavüz edildigi ve bu askerlerin tutuksuz yargilanmak üzere serbest birakildigi belirtiliyor.

Türkiye’de genç kizlarin askerler tarafindan tecavüze ugrama olayi ilk kez yasanmiyor. Daha önce de onlarca kez yasandi. Bingöl’deki E.A. olayinin haberini okurken yillar önce bir benzeri olan S. E. olayini bana hatirlatti. S.E. Mardin’in Derik ve Mazidagi Ilçelerinde 1993-1994 yillarinda gözaltina alindigi sirada askerlerin defalarca tecavüzüne maruz kaldigini açiklamis ve 405 asker hakkinda dava açmisti. Dava açmasinin ardindan S.E. nin annesinin de askerlerce tecavüze ugradigi ortaya çikmisti. 2003 yilinda Türkiye’nin Güney Kürdistan’daki gelismeleri tikamaya yönelik Meclisten Tezkere çikarma çalismalarinin yapildigi bir dönemde kamuoyuna yansiyan S.E. olayini, sahibi ve yazi isleri müdürlügünü yaptigim haftalik Dema Nû gazetesinde mansete tasimistik. Gazetemizin o haftaki mansetinde ‘Irak’in bekledigi asker bu mu’ diye baslik atmistik. Bu haberle beraber Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK)’nin de yayinlamis oldugu bildirisine kamuoyunu bilgilendirme amaciyla genisçe yer vermistik.

S.E. haberini yayinladiktan bir ay gibi kisa bir süre sonra aleyhimde devletin kolluk kuvvetlerine hakaretten dolayi dava açildi. Avukatimla beraber birkaç kez mahkemelere katildik. Ilginç olan taraf habere konu olan askerler ceza almazken ben bu olayi haber yaptigimdan ötürü birkaç kez mahkemede hâkim ile karsi karsiya kalmam ve bu konuda suçlanmam oldu. En son mahkemem de ise hâkimin, olayin suçlusu benmisim gibi beni azarlar bir üslupla bu olayi neden haber yaptigima dair yapmis oldugu yersiz çikisiydi. Bu olay hafizamda epey bir yer edindi.

S.E. davasinda 405 asker ceza almazken, ben bir gazeteci olarak bu olayi haber yaptim diye 1.250 milyar para cezasi ve 5 yil boyunca benzer bir olayi bir daha tekrarlamama cezasi aldim.

Bingöl’de yasanan E.A. adli genç kizin tecavüz olayinda yasanan hukuksuzluga karsi duyarli insanlar olarak ya benim gibi ugruna ülkesini terk etme pahasina dahi olsa sesimizi yükseltecegiz ya da susup bu olaylara karsi sessiz kalip, buna benzer olaylari her okudukça içten içe hayiflanacagiz.

Ben sesimi yükseltme taraftari olarak diyorum ki; Artik yeter…

Aydogan Inal

Back to top button