Makale

Türkiye devleti yönetilemiyor

Keske ‘Türkiye devleti kötü yönetiliyor’ diyebilse idik çünkü kötü yönetim bile bir yönetim düzeyidir, nasil daha iyi olabilir diye tartisabilir idik.
Oysa, bugünün Türkiye devletinin yönetim kalitesi kötü bile degil.
Hiç yönetilmiyor.
Bu sert gibi duran degerlendirmemin somut nedenleri var, bir bölümünü asagida siralayacagim.
Mart 2019 bütçe gerçeklesmelerini açikladi Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlügü.
2019 senesi için öngörülen toplam bütçe açigi 80.6 milyar TL.
Bu sene için öngörülen GSYIH ise 4450 milyar TL, yani bütçe açiginin milli gelire orani yüzde 2 dolayinda ve bu tahmin çok iyi bir tahmin, keske gerçeklesse.
Ancak, anlasilan, çarsidaki isler evdeki hesaba pek uymuyor çünkü sadece Mart ayinda verilen bütçe açigi 24.5 milyar TL olmus.
Baska bir ifade ile de çok disiplinli kamu maliyemiz bir ayda senelik yani on iki aylik bütçe açigi öngörüsünün yüzde 30.3’ünü vermis bile.
Bu sonuçlari gördügüm zaman bir zamanlar yine AKP’liler tarafindan ifade edilmis olan ‘bizim anlayisimizda seçim ekonomisi yoktur ve olmayacaktir’ kuyruklu yalanini hatirlamamak olmuyor dogrusu.
Sahi, o gün ‘seçim ekonomisi tarihe karismistir’ deyip bugün bunu yapan yalancilar kimlerdir?
Devlet dediginiz soyut bir mevhum degildir, somut kurumlari vardir, bunlarin baslarinda da bütçe gelir.
Bir ayda on iki aylik açik öngörüsünün yüzde otuzunu veren devlet bütçesi kötü degil, hiç yönetilmemektedir, bu böyle bilinmelidir.
Bir devlet ve ekonomi için bütçe kadar önemli ikinci kurum Merkez Bankasi’dir.
Asagida bir IMF yetkilisinin bizim Merkez Bankasi yönetimimiz için son degerlendirmesini aktariyorum:
‘Washington’daki IMF Bahar Toplantilari sirasinda Amerikan haber kurulusu CNBC’ye konusan Thomsen, ‘Türkiye’nin önünde bir dizi sorun var ve bunlardan biri, Merkez Bankasi’nin uzun vadeli düsünerek degisen kosullara göre sürekli degerlendirme yapacak ve politikalari sikilastiracak sekilde tam bagimsizliga ihtiyaç duymasi’ dedi.
IMF’nin Avrupa Direktörü, ‘Son alti-yedi ayda gördügümüz faiz artislarini memnuniyetle karsiliyoruz fakat Türkiye’nin Merkez Bankasi’nin, para politikalari, bütçe politikasi ve daha fazla seffaflik konularinda tam bagimsiz sekilde çalismasina izin verilmesi önemli’ diye konustu.’
IMF’nin bizim Merkez Bankaciligi sistemimizin bagimsizligindan ciddi kuskulari oldugu anlasiliyor.
IMF’yi sevmeyebilirsiniz, bu baska bir konu ama IMF’nin küresel piyasalar üzerindeki etkisini de küçümsemek mümkün degil, gerçekçi olmaz; sayet IMF sizin Merkez Bankaciligi sisteminizin bagimsizligi konusunda kibarca bile olsa yukaridaki elestiriyi getiriyorsa Türkiye devletinin bütçeden sonra ikinci en önemli ayagi Merkez Bankasi da yönetilemiyor ya da en hafif deyimiyle çok kötü yönetiliyor demektir çünkü bagimsiz olmayan Merkez Bankasi’na Merkez bankasi demek günümüzde pek kolay degildir.
Gelelim enflasyon meselesine.
Enflasyon tamamen evet tamamen devlet çikisli bir meseledir.
Ya bütçe ya Merkez Bankasi ya da rekabet sisteminiz ya da hepsi islemiyor demektir.
Bir ülkede enflasyon orani yüzde yirmi ise orada devlet çalismiyor demektir.
Son olarak, isgücü piyasalarina yönelik Ocak 2019 verilerine ulastik.
Bu verilere göre Ocak ayinda tarim disi issizlik yüzde 15.5’e ulasmis durumda ve Subat, Mart aylarinda bu oranin yükselecegine iliskin elimizde güçlü emareler var.
Tarim disi issizligin yüzde 15’in çok ötesine geçmesi de ekonominin yönetilemediginin bariz karinesi.
31 Mart günü bir yerel seçim yaptik, bu yazi 17 Nisan günü önünüzde olacak, hâlâ oylarin sayilmasi, bir nedenle sonuçlanmamis ise YSK da çalismiyor demektir.
Unutmayalim, YSK kararlarinin temyiz edilemedigi bir yüksek yargi organi.
Bütçe yönetilemiyor.
Merkez Bankasi yönetilemiyor.
Tarim disi issizlik yüzde on besi asti.
YSK, 17 gündür mazbata veremiyor.
Türkiye devleti yönetilemiyor demek tüm bunlar.
——————————————————-
Arti Gerçek-18 Nisan 2019

Eser Karakas

Back to top button