Türkiye: Generallerin Dönüsü
Çeviren: Nizamettin Karabenk
Türk Ordusunun artik (ülke siyasal hayatinda) eskisi gibi etkili olmadigi farz ediliyor. Geçen üç yillik süre zarfinda Türk Ordusunda görevli üst kamedeki birçok subay Basbakan Recep Tayyip Erdogan’in basinda bulundugu, demokratik olarak seçilmis hükümete karsi darbe girisimi suçlamasiyla yargilanmis ve cezaevine konulmustu. Erdogan’in Türk siyasal hayatinda askerin karar alici rolünü basarili bir sekilde azaltma yoluna gitmesinden ve askerin sivil yönetimin emrine vermesinden sonra cezaevine konulan askerlerin yeniden yargilama hamlesi yapildi. Türkiye’de yasanan bu gelismeler Islamci bir temele dayali politika yapan Erdogan hükümetine karsi darbe yapilmasi tehdidini yalnizca azaltmadi, ayni zamanda, Basbakan’in Islami egilimi olan diger muhafazakâr kesimlerin ve liberallerin destegini almasini daha da pekistirdi. Bütün bu gruplar Silahli Kuvvetlerin daha önce istismar ettikleri konularin bedelini ödediklerini görmekten mutlu olmuslardi.
Erdogan ile eski bir müttefiki, Pensilvanya merkezli, eski bir vaiz, Fethullah Gülen’in müritleri Islamci muhafazakâr kesim arasinda birkaç ay önce patlak veren iktidar mücadelesi Türkiye’deki sosyal dinamiklerde degisikliklerin meydana gelmesine neden oldu. Basbakan Erdogan da tirpandan geçirdigi generallerin durumunu yeniden gözden geçirmeye basladi. Basbakan ve kurmaylari yeni bir adim atarak, mevcut askeri yetkililer her ne kadar omuz vermis olsalar da, siyasal aktör olarak ordunun rolünün yeniden desteklenmesi yönünde açiklamalarda bulundular.
Erdogan’in gittikçe artan oranda otokratik ve anti demokratik hale gelen yönetimine karsi bir referandum olarak görülen, 30 Mart’ta yapilan yerel seçimlerde Basbakanin vaat etmis oldugu programina devam etmesi için ihtiyaç duydugu halk destegini aldi. Ülke çapindaki oylarin % 26’ini alan, sosyal demokrat, Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) sert muhalefetine ragmen, Genel Baskani oldugu Adalet ve Kalkinma Partisi (AKP) ulusal düzeydeki oylarin % 43’ünü kazandi. CHP, Ankara ve Istanbul’daki kontrolü elinde bulunduran AKP’ye karsi seçim zaferi kazanmada basarili olamadi.
Oy sandiginda güçlü bir zafer kazanan Erdogan, Gülen hareketi/cemaati sebekesine karsi aktif bir sekilde eyleme geçmesi için artik hazirdir. Gülen hareketi üyelerinin polis gücünde ve yargi teskilatinda etkin halde olup, 17 Aralik 2013’te baslatilan genis çapli yolsuzluk sorusturmasinin arkasinda olduklarina, bazi isadamlari ve Basbakana yakinligiyla bilinen bazi siyasetçilerin çocuklari hakkinda sorusturma açilmasinin aslinda Erdogan’i hedefledigine dair bir kani var. Hükümet çevreleri nezdinde Gülen cemaati destekçilerinin Erdogan’a karsi düzenlenen tele-kulak olayindan ve iddia edilen bazi yolsuzluk olaylarina Basbakanin karistigini ima eden sosyal medyaya servis edilen bantlardan/tapelerden sorumlu olduklari kabul ediliyor (Erdogan tapelerin ve iddialarin gerçekligini kabul etmedi).
Basbakan Erdogan, seçimlerin yapildigi günün gecesinde yaptigi zafer konusmasinda, bundan böyle, esas endise konusunun Gülen hareketi ve müritlerinin oldugunu açikladi. ‘Inlerine kadar gidecegiz. Bedelini ödeyecekler’ seklinde açiklama yaparak bu kaygisini ifade etti. Seçimlerden önce, Twitter’e getirilen yasaklama da dâhil, Erdogan’in gittikçe artan otokratik yönetim tarzi, liberallerle aralarinda sürtüsme yasanmasina neden olmasindan dolayi, ayni zamanda, medya sektöründe, sanat çevrelerinde ve is dünyasinda bulunan muhalifler üzerine baski yapilmasina neden oldu. Bütün bunlari kendi basina yapmayacak. Eski düsmani asker gücüyle birlikte yönetmekte oldugu devletin kisiligine tehdit teskil eden bu güçleri tirpanda geçirme planini yaptigini ifade etti. Bu durum generallere ayricalikli eski siyasal konumunu tekrar kazanma firsatini dogurdu. Basbakan Erdogan ile Genel Kurmay arasinda meydana gelen bu de facto ittifak 26 Subat’ta yapilan, ülkenin en üst bes askeri komutaninin üyesi oldugu, Milli Güvenlik Kurulu toplantisi sirasinda kurulmustu. Milli Güvenlik Kurulunda, ‘paralel yapi’ olarak tanimladiklari Gülen hareketinin/cemaatinin ülke güvenligine tehdit olusturduguna dair oybirligiyle karar alinmisti. Gülen cemaati faaliyetlerine karsi Türkiye’de ‘total savas’ ilan edilmis ve devlet görevi icra eden Gülen hareketi kadrolarinin tespit edilip, tasfiye edilmesi eylem plani onaylanmisti.
Birkaç hafta sonra Anayasa Mahkemesi, iddia edilen hükümete karsi darbe girisimi içinde bulunan birçok komutandan birisi olan Genel Kurmay eski Baskani Ilker Basbug’un ömür boyu cezaya mahkûmiyetini hükümsüz kilindi. Ilker Basbug 07 Mart’ta tahliye oldugu sirada Basbakan Erdogan sahsen kendisini arayip tebrik etmis ve diger komutanlarin da tahliye olmasini umut ettigini bildirmisti. AKP kontrolünde bulunan Türkiye Parlamentosunda, Subat ayinda, birçok askeri komutanin mahkûm edilmesine karar veren Özel Yetkili Mahkemelerin kaldirilmasina yönelik çalisma yapilmasi karari alinmisti. Cezaevinde olan birçok askeri yetkilinin de yakinda tahliye edilecegi anlasiliyor.
Erdogan, 30 Mart gecesinde yaptigi balkon konusmasinda, Gülen cemaati mensuplarinin devlet kadrolarina girmesi konusunda hata yaptigini söylemisti. Devlet çarkinda kendine yer bulan Gülen cemaati müritleri güçlendiler ve hükümetin olagan idari faaliyetlerinde dogrudan söz sahibi olmaya çalistilar. AKP hükümetinin isyanci Kürt grubu PKK ile baris süreci görüsmelerine itiraz ettiler. Gülen cemaati taraftari olarak görülen Istanbul Cumhuriyet Bassavcisi Subat 2012’de Basbakan Erdogan’in MIT Müstesari olarak atadigi Hakan Fidan’i, PKK’ya yönelik Kürt açilimi konusunda ifade vermek üzere mahkemeye çagirdi. Gülen cemaati ile hükümet arasindaki iliskilerin yapisinda, Basbakanin dâhil oldugu yolsuzluk iddiasi sorusturmasi olayi ve tapelerin/bantlarin sosyal medyaya sizdirilmasiyla birlikte geçtigimiz sonbahardan itibaren tamamiyla çökme yasandi. Ancak Erdogan askeri erkânla isbirligine gitmede benzer riskleri yasayacagina benzemiyor. Aksi halde, onun hatasi olur.
Bu siralarda askerlerin Basbakan Erdogan’a karsi duyduklari herhangi bir öfkeyi içlerini atmalari ve ortaklasa gelecegi dönük hareket etmeleri için yeterli nedenleri var. Askerler, subaylarinin mahkeme önüne çikarilmasi amaciyla delil toplanmasi ve yargilanmasi olayinda Gülen cemaatini suçluyorlar. Genel Kurmay eski Baskani Ilker Basbug geçen ay cezaevinden çikti ve Gülen hareketinin olusturdugu tehdidin etkisizlestirilmesi ülkenin öncelikli sorunu oldugunu açikladi. Tahliye edilmeden kisa bir süre önce ‘Sayet yolsuzluk söz konusu ise, elbette ki ele alinmasi gerekiyor. Ancak, seçimle is basina gelen bir hükümetin, vatandasin seçimi disinda kalan yollarla, bir darbe manevrasi marifetiyle iktidardan indirilmesi girisimi seçenek disinda kalmasi gerekiyor’ seklinde beyanat vermisti.
‘Kidemli subaylar/komutanlar prestijlerini ve morallerini kirp geçiren, kendilerini sorgulayan mahkemelere karsi öfkeli degiller. Ancak, Gülencilerin askeri kadrolari ve dava dosyalari üzerindeki etkisinden dolayi kaygi duyuyorlar. Gülen cemaati yanlisi genç subaylar, geçen yillar zarfinda, yüksek rütbelerde görev aldilar. Üst rütbeli bazi subaylar Gülen hareketi/cemaati yanlisi askerlerin kendilerini devirme kaygisini tasiyorlar.
Muhtelif konulari içeren hükümet karsiti tapeler cemaat taraftarlarinin ulastigi seviyeyi gösteriyordu. Ancak, Erdogan’in atadigi MIT Müstesari, Genel Kurmay Baskani ikinci yardimcisi ve Disisleri Bakaninin hazir bulundugu, Suriye’ye müdahale senaryosunun görüsüldügü toplantida konusulanlarin sosyal medyaya sizdirmasi derecesinde oldugu bilinmiyordu. Bu sizdirilma hadisesi, en üst düzeydeki askeri makamlarin da dâhil oldugu, üst düzey rütbelerde görev icra edenlerin hiçbirisinin tapeler olayinda muaf olmadigina isaret ediyor.
Askeri makamlar, Gülen cemaati mensuplarinin devlet faaliyetlerinde öncü rol almasina olanak veren ve büyük bir maharetle toplanan delillerle isnat edilen iddialarin ne anlama geldigi farkinda olmayan Basbakan Erdogan olmasaydi subaylari simdi cezaevinde olmayacaklarini biliyorlar. Askerlerin, her seye ragmen, yasadiklarinin gerçek bir rövansini alabilmeleri ve iktidar ayricaligini yeniden talep edebilmeleri için tek çarenin AKP ile isbirligi yoluna gitmesinden geçiyor. Ancak, askerlerin Erdogan’a sadik kalmalari için herhangi bir nedenleri de yoktur. Askerler, Gülen cemaatine karsi derinden kizgin olduklari kadar Basbakan Erdogan’a karsi da öfkeliler. Askerlerin dönüsü kisa vadede Erdogan için faydali olabilir, ancak, gelecekte potansiyel yeni bir tehdidin meydana gelmesine de zemin hazirlayabilir.
Türkiye tarihinde alinan dersler orta yerde aleni olarak duruyorlar: Askerler her zaman zafer kazaniyorlar. Çok sayida Osmanli sultanlarinin otoritesine karsi gelen Güçlü Yeniçeri Ordusu, Sultan II. Mahmut tarafindan 1826’da bozguna ugratilmis olmasina ragmen, ordunun ülke siyasetinde oynadigi rolün sona erdirememisti. Türkiye’de tarihsel gelismelere mola verildigine pek ihtimal vermeyin.
Kaynak: http://nationalinterest.org/commentary/turkey-return-the-generals-10234
Aliza Marcus, Halil Karaveli