Türkiye kalkiniyor!
Türkiye kalkindikça dünyada onu çekemeyenlerin sayisi artiyor; normaldir Tabii bunun üzerine komplo üzerine komplo yapiyorlar; ama memleketin bütün kaleleri zapt edilse bile damarlarindaki asil kanla beslenenler, düsmanlarin inlerine girer, oracikta o hainleri berhava ederler
Türkiye kalkiniyor Kalkinmak için hiçbir masraftan kaçinmiyor agaogullari, beyogullari, yegenler, kuzenler ya da (Müslüman degil miyiz?) Cuma hutbesinde bile vaz’edildigi sekilde akrabalar Onlar ellerini tasin altina sokmuslar; Emirganlari, köprüleri, Çamlica tepelerini, havaalanlarini Validebag’lari sirtlanarak, sinif iktidarlarini tahkim edip, gücün tadini çikariyorlar
‘Cuma günleri twitter’dan sallanan bir-iki ayet’, ‘paralel’e çakilacak ve artik ‘farz’ kategorisine giren bir-iki tokat ‘kalkinma’ya inanmayan müsriklere, karsi-devrimcilere dogru yolu gösteriyor Kendi kendine gaz veren ve hamasetten geçilmeyen (bu yüzden de epey komiklesen) ‘kalkiniyoruz’ retorikli bir ‘total ikna’ propaganda makinasi çalisiyor.
Aslinda bir açidan dogru; kalkiniyoruz Ama kapitalistlerin çikarlarina bagli olarak kira döke kalkiniyoruz ve bir gün devasa beton tarlalarin içinde sararmis soluk benizlerimizle ‘Vatanimiz, vatanimiz! Beton vatanimiz!’ marsimizi besteleyip, söyleyecegiz Biz dünya lideri olmaya ahdetmis Türkler ve biz ‘bizim neyimiz eksik?’ diyen Kürtler falan ayri ayri ve birlikte
Muhafazakar Sünni, solcu, seküler, Kürt ya da Alevi Basta delikanli politikacilarimiz ‘batinin kültürü bizi bozar’ derken; duyduklari asagilik kompleksi nedeniyle de, batinin teknolojisini, ise giderken koltuguna rahatlikla kurulduklari BMW’leri, Mercedes’leri, 4X4’leri, beton dökme makinelerini almakta hiçbir beis (ve utanç) görmüyorlar
Bu ‘Bati gibi kalkinacagiz!’ dilli kalkinmaci familya, ne tabiat birakti, ne doga
Geçenlerde Istanbul’un Riva nehrinde ölü baliklari gördük Çünkü kalkinmaci bir yaratik suya atiklarini bosaltmis. O kadar kalkinmaci ki, serefiyle çikip, ‘ben döktüm, ne var lan!’ bile diyemiyor Televizyonlarda ‘verimli tarim arazilerine fabrika, yapi mapi kondurmayin’ diye vaazlar; evlerde ‘su ve elektrik tasarrufu yapin arkadaslar’ diye gaz verilirken, 50-60 katli, çok kalkinmislarin gökdelenlerinde binlerce ampulden olusan rengarenk isiklar ahenkle dans ediyorlar ve gecelerimizi aydinlatiyorlar!
Diger yanda da Türkiye’nin en verimli arazilerinin bulundugu Trakya’nin Ergene ovasinin içi karariyor Çünkü Ergene can çekismekten öte bitti öldü yani sadece öldü!
Ergene nehrinden siyah, mor boyali sular akiyor; gündöndüler (yani soframizdaki çiçek yagi) zehirleniyor, artik çocuklar suya girip serinleyemiyorlar. Romanlarin sulara girip karsiladiklari Hidrellez senlikleri de artik dogru dürüst yok. Çünkü kalkinmacilara göre kalkinmak için bunlara gerek yok.. (Meraklilarina hassaten not, hassaten meraklanin hatta: Nejla Demirci’nin muhtesem belgeseli ‘Gündöndü ‘ Bir Nehrin Hikayesi: Ergene’yi izleyin lütfen )
Ama baska bir kalkinma(ma) daha var Bazi sirketler, çok ama çok kalkinirken, onlarin kalkinmalarinin, ‘Yeni Türkiye kalkinmasinin’ neset ettigi yerlerden biri olan Kayseri’de o kalkinmada alin teri olan isçilerin (‘halk’ sayilir herhalde degil mi?) bir gidim bile kalkinamadiklari anlasiliyor.
Türkiye’de sayilari milyonlara varan ve bir türlü kalkinamamis isçilerden 2000 kisi ”medar-i iftihar’ vesilesi bir fabrikada Boytas’ta- isi biraktilar. 13 sene çalisip sadece 1200 TL ücret aldiklari için; sirket devamli büyürken, onlar 2008 krizinden beri hep fedakarlik yapmaya devam ettikleri için ve o yere göge konulamayan kalkinmadan biraz da onlar pay almak istedikleri için
Muhafazakar burjuvalarin bizi inandirmaya çalistiklari ‘total söz’ün cilasini döküveriyor Kayserili isçiler.
BasHaber Gazetesi-11 Subat
Ferhat Kentel