Türkiye’den ISID’e neden katiliyorlar?

Eski adi ‘Irak ve Sam Islam Devleti’ olup Suriye ve Irak’ta ele geçirdigi topraklar üzerinde devletsi bir hâkimiyet kurduktan sonra çagrisini tüm dünya Müslümanlari’na yönelten örgüt adini Islam Devleti’ne (ID) dönüstürdü. Karsimizda artik küresel bir cihatçi akim var.
Bu akima dünyanin pek çok Islam toplulugundan katilim var. Türkiye’den çocugunu alip giden babalar ve anneler yaninda tüm aileler oldugu bildiriliyor. Askere gider gibi sarkilar, türkülerle minibüslere dolup bati illerimizden bile Suriye sinirina gidip, karsiya geçen gruplardan söz ediliyor. Bu katilmalarin, Suriye hükümetini devirmek için uzun süre tesvik edildigi, sonra göz yumuldugu ama ID dogduktan sonra artan uluslararasi baski ve giderek farkina varilan terörizmin bumerang (gelip kendini vurma) kaygisi nedeniyle sinirlandigi belirtiliyor.
Neden Türkiye’den katiliyorlar?
Ciddi arastirma gerektiren ve pek çok etmene baglanabilecek katilma sürecini ben kabaca iki nedene indirgeyecegim:
1- Sosyokültürel ortam: Tipki el-Kaide ve türevlerine katilan ve dünyada süren mevzii savaslarda Islam’in çikarlarini ve onurunu korumak adina hayatini, ülkesini, isini ve ailesini birakip cihada kosan insanlarin motive edildikleri ortam. Bu ortamin asiladigi temel degerlerden biri, Islam’in (daha dogrusu bir Müslüman toplumun/topluluklarin) tehdit ve tehlike altinda oldugu. Bu duygunun kökeninde Islam dünyasinin Bati karsisinda gerilemis, yenilmis ve sürekli bir kusatma altinda oldugu inancindan kaynaklanan kaygi ve öfke var.
Bu yakici/yikici duygunun yakin hedefi, Batili olarak nitelenen ulusal devletler ve hükümetler. Uzak ama kök nefret nesnesi ise Bati yani Avrupa ve ABD.
Birçok Islam toplumunda din egitimi Bati nefreti ile yogrulmus durumda. Neredeyse iyi bir Müslüman olmak keskin bir Bati karsitligi biçiminde içsellestiriliyor. Laik cumhuriyet, Atatürkçülük, Türkiye’de pek çok dindar için imanlarini/inançlarini tehdit eden yakin bir nefret nedeni.
Bu söyledigim tüm müminler için söz konusu degil ama ciddi bir kisminin bu nefreti ögrendikleri bir egitim sürecinden geçtikleri biliniyor. Din, dünyevi siyasal akimlarin/örgütlerin insanlarin beklentilerini karsilayamamasi durumunda alternatif bir siyasal akim veya proje olarak sekillendi. Daha dogrusu siyasal akimlara içerik ve lügatçe kazandirdi. Siyasal Islam olarak adlandirilan bu olguda laik, Batili ve yerel olmayan degerler, kusku ve nefret nesnesi haline geldiler.
Bu durum simgelere de yansidi. Yakalarda ve otomobillerin arka camlarinda Osmanli tugralari görülmeye baslandi. Oysa Osmanli modern dünyaya ayak uyduramadigi için tarih sahnesinden çekilmisti. Bu gerçek göz ardi edildi ve onun azinlik ihaneti ve Bati emperyalizminin ortak komplosuyla yikildigi tezi benimsendi. Bu Osmanli özlemi, laik ve Batili cumhuriyete, daha dogrusu isleyis biçimine karsi kurgulandi.
2- Psikolojik neden: Gerek el Kaide’ye gerek ID’ye katilan insanlarla yapilan görüsmelerden ortaya çikan gerçek çok çarpici:
Siradan bir hayat süren; sürünün bir parçasi olmanin ötesine geçemeyen; kendisine özgü bir hikâyenin kahramani veya hayattan daha büyük bir davanin parçasi olmak isteyen insanlar cihatçi örgütlere katiliyor.
‘Agabey, bizim de bir hikâyemiz olsun’ sözü ID’ye katilanlarin çogunun söyleminde yankilaniyor.
Özetle, yaptiklarinin yasal, ahlaki ve evrensel ölçülere uyup uymamasina aldirmadan sirf Müslüman olduklari için iyi, hakli ve adil olduklarina inanmalari yaninda, dindarlarin yetistikleri sosyokültürel ortamin aktardigi kimi degerlerin aralarindan bazilarinin radikal akimlara katilmasina zemin hazirladigi tezi üzerinde düsünülmeye deger.
——————————————–
Bugün-16 Eylül
Dogu ERGIl