Makale

Türkiye’yi derinden etkileyen istihbarat

Istihbarat faaliyetinin hukuki sinirlarinin unutulmamasi gerekir.
Gazetecilik ve askerlik gibi her faaliyetin sinirlari oldugunu kabul ediyorsak, istihbarat faaliyetinin de hukuksal sinirlari oldugunu göz ardi edemeyiz.

Hukuk devletinde kimse istihbarat faaliyetinin sinirsiz oldugunu iddia edemez.

2937 Sayili MIT Kanunu olduguna göre, demek ki istihbarat faaliyetinin kanuni sinirlari var.

Ayrica MIT kanununda MIT mensuplarinin cezai takibat usulünden bahsedildigine göre, demek ki MIT mensuplari da suç isleyebiliyor.

Mevcut sorusturmada istihbaratçilik imtiyaziyla KCK’ya her bayilisinda hayat solugu üfleyen istihbaratçilarin izi sürülüyor.

Unutulmamali ki, hiçbir terör eylemi istihbaratsiz yapilamayacagi gibi, hiçbir terör örgütü de istihbarat destegi olmadan yasayamaz.

Istihbarat faaliyeti temelde iki eksenlidir.

Espiyonaj (casusluk faaliyetleri) ve kontrespiyonaj (yabanci istihbarata karsi koyma faaliyetleri.)

Bunlar da legal ve illegal operasyonlar olarak ikiye ayrilir.

Illegal istihbarat operasyonlari demek, hedef ülkelerin hukuk sistemlerine göre suç teskil eden eylemlerdir ki, bunlar genellikle dis istihbarat operasyonlaridir.

Bu operasyonlarin amaci da devlet ile milletin huzur ve güvenligini saglamak içindir.

Ülke ve millet aleyhine legal ve illegal istihbarat yapmak mümkün degildir.

Zira bu halde mevcut istihbarat servisine vatana ihanet etme görev ve yetkisi taninmis olur ki, dünyanin hiçbir ülkesinde buna geçit verilmez.

Illegal operasyonlar cümlesindeki sabotaj faaliyeti de, ülke ve millet aleyhine kullanilamaz.

Servis terör örgütüne sabotaj yapabilir, tuzak kurabilir ama terör örgütünün eylem ve sabotajlarina yol veremez.

Illegal istihbarat görev ve yetkisi, baska ülkelerin ve terör örgütlerinin aleyhine olabilir ama servisin bagli oldugu ülkenin aleyhine olamaz.

Sorusturma olgularina bakildiginda;

KCK’nin tasarladigi eylemleri bildigi halde bu istihbarati güvenlik birimlerine ulastirmamak ve sehit sayisinin artmasina sebebiyet vermek…

Öcalan’in baris vizyonu degil de eylem vizyonu içeren mesajlarini terör örgütüne iletmek…

Sizma ajanlarinin terör örgütünü eyleme yönlendirmesi gibi iddialar…

Daha özele inildiginde;

1- Diyarbakir’da sirtinda bomba yüklü olarak emniyete girmeye çalisirken yakalanan PKK’linin MIT elemani çikmasi.

2- Istanbul’da belediye otobüsüne molotofkokteyli atip yakalanan KCK üyesinin MIT elemani çikmasi. Molotoflama eylemlerinden birinde Serap Eser isimli genç bir kiz hayatini kaybetmisti.

3- Van’da PKK kirsali için eleman toplayip daga gönderen ve 20 kisinin örgüte katilmasini saglayan KCK’linin MIT elemani çikmasi.

4- Istanbul’da Emniyet Amiri Semih Balaban’in sehit düstügü Devrimci Karargâh operasyonunda ölü ele geçirilen Orhan Yilmazkaya’nin Kandil’e geçisini saglayan kisinin MIT’le baglantisi.

5- Mersin’de onlarca eylemin tertipleyicisi olan ve pek çok terör eylemine karisan KCK sorumlusunun MIT elemani çikmasi.

7- MIT’in Öcalan-Kandil arasi haber tasimasi sonrasinda yapilan eylemlerde sehit olan onlarca asker ve polisimiz…

Bu tablo, normal bir istihbarat ve sizma faaliyetini degil MIT’teki bazi unsurlarin terör örgütünü bizzat yönettigini gösterir.

Hiçbir hukuk devletinin Serap Eser’in ailesine gidip “kizinizi devlet görevlisi yakti ve öldürdü ama görev icabiydi” deme lüksü yoktur.

Bu mudur devlet ve millet menfaatine örgüte sizma operasyonu?

MIT Kanunu’nun 4. maddesinde sayilan görev ve yetkiler cümlesinden degildir.

Ne ABD’nin CIA mevzuati ne Ingiliz MI6 kurallari buna izin verir.

Bu faaliyetlerin hepsi Terörle Mücadele Kanunu ve örgütsel suç çerçevesinde degerlendirilir.

KCK sorusturmasinda MIT ajanlarinin örgütün içine sizmasi gibi bir durumdan degil, ajanlarin örgütü yönetmesi durumu söz konusudur. Zira saha ajani, haber almak için örgüte sizsa da hiçbir sekilde ülkesine karsi suç isleyemez.

Savcilarin KCK’nin MIT’in bilgisi dahilinde kurulup yönetildigi iddiasi karsisinda, MIT’in basindan beri KCK operasyonlarina karsi çikmasi unutulmamasi gereken bir noktadir.

Madem o kadar basariliydilar ve terör örgütüne sizdilar da neden bugüne kadar örgütün eylemleri engellenmedi ve azalacagi yerde sürekli tirmandi?

Bu sizma ajanlari ne yapiyor? Devlet ve millet lehine bilgi toplayip terör eylemliligini azaltmaya mi çalisiyor yoksa savcilarin dedigi gibi bizzat terör eylemlerini sevk ve idare mi ediyor?

Bugüne kadar MIT’in PKK/KCK içindeki elemanlarinin verdigi bilgiye dayanarak engellenmis tek bir eylem yoktur.

Yöntemler ve sinirlari

Espiyonaj faaliyetinde haber toplama ve operasyonel strateji yürütülürken örgüt ve sahis hedeflere yönelik olarak;

1-Hulul (sizma),

2-Kontrol (hedef kisi ve kurumun statüsünü belirleyebilmek için arastirma ve inceleme gibi gizli takip metotlarinin uygulanmasi)

3-Teknik ve fiziki gözetleme ve izleme,

4-Takip edilen amaca uygun yönlendirme, faaliyetleri yürütülür. Takip edilen amaç, devlet ve millet aleyhine olamaz.

Orta vadede örgütün tamamen tasfiyesi söz konusu olsa bile, kisa vadede ölmesine göz yumulan güvenlik güçlerinin üzerinden geçilemez.

Örgütü arzulanan siyasal yörüngeye çekmek için, ona daha fazla mevzi kazandiracak ve ates gücünü artiracak faaliyetler yürütülemez.

Istihbarat ve ceza hukuku buna geçit vermez.

Istihbarat servisleri, örgütsel faaliyetleri yönlendirebilir.

Fakat bu yönlendirmenin siddeti tirmandirma, eylemleri tesvik etme ve örgütü güçlendirme, büyütme

istikametinde degil örgütün etkisizlestirilmesi, bölünmesi, zayiflatilmasini doguracak çerçevede gerçeklesmesi gerekir.

Bir istihbarat elemaninin, sizdigi terör örgütünde eylemleri tirmandirmasi, sehirlerde siddet eylemleri yapmasi istikametinde efor ve yönlendirmesi varsa, burada devlete ve istihbarat kurumuna degil örgüte hizmet edilmektedir, teröristlik yapilmaktadir denir.

Yukarida saydigimiz istihbarat fonksiyonlari icra edilirken, terör örgütüyle müzakere ve bilgileri hedeften sizdirma, provokasyon, istismar ve sorgulama gibi yöntemler kullanilir.

Oslo görüsmeleri, istihbarat servisinin müzakere fonksiyonu içindedir. Legal sahadadir.

Göz ardi edilen husus, KCK savcilarinin Oslo görüsmelerini sorusturmadigi konusudur.

Ajan provokasyonu mümkün mü?

Provokasyon, terör örgütünü ve taktiklerini ele vermek veya açiga çikarmak gayesi tasir.

Mahir Kaynak’in 9 Mart cuntasinin içine sizdirilmasini ve desifre edilen bu cuntanin tasfiyesini hatirlayin.

Provokasyon yolu, PKK/KCK gibi varligi 30 yildir bilinen bir terör örgütü için kullanilirsa, Amerika’yi yeniden
kesfetmeye çalisiyorsunuz demektir ki, hiçbir hukuk sistemi bunu korumaz.

Ayrica provokasyon yoluna basvuruldugunda bu taktik derhal güvenlik birimleriyle paylasilir ki, devlet eyleme hazirliksiz yakalanmasin.

Hem provoke eder hem de güvenlik birimlerine haber vermeyip devletin karsi hamle yapmasini önlerseniz kimin ajani oldugunuz sorgulanir. Vahim bir suç vardir ortada.

Istihbarat servislerinin yöntemlerinden birisi olan provokasyon yoluna, demokratik hukuk sistemlerinin cevaz vermedigini de belirtelim.

Sizma (hulul) ajani ne yapar, ne yapamaz?

Istihbarat servisi karsisinda terör örgütleri yelpazesinde 3 kimlik vardir.

Drijanlar, terör örgütü yöneticileri, aktivitesi yüksek ve belirleyici örgüt mensuplaridir.

Militan, Drijanlar’in talimatlarini ifa eden örgüt mensuplaridir.

Sempatizan ise, terörün örgütsel yapisina ve eylemlerine dahil olmamakla birlikte örgüte duygusal yakinlik besleyenlerdir.

Istihbarat servisleri her zaman her 3 kimligi de takip etmislerdir. Hâlâ da etmektedirler. Bunun tartismasi ayri bir konudur.

Servisin terör örgütü içine sizdirdigi eleman, örgüt içinde Drijan ve militan konumundaysa bakilir:

Ajan, her iki statüde de terör örgütünün ülkesi aleyhine saha eylemlerine katilamaz.

Eylemsel terör açisindan pasif ve statik bir konumu asamaz.

Ama terör örgütünün toplantilarina ve eylem stratejisi müzakerelerine katilabilir.

Sizma ajanlarinin görev ve fonksiyonu, terör örgütünü sevk ve idare etmek ya da eylemsel yapisina destekte bulunmak degil, örgüt ve faaliyetleri hakkinda devleti bilgilendirmek, suçu önleme ve suç unsurlarini/aletlerini
güvenlik güçlerine haber vererek yakalatmaktir.

MIT, kanunun kendine verdigi görev ve yetki geregi, KCK’nin ve diger terör örgütlerinin içine ajan sizdirabilir.

Hatta bunun için her türlü yolu da denemelidir.

Sizma (hulul) tam bir görev ve istihbarat basarisidir. Ve kanuna uygundur.

Ama terör örgütü içine dâhil olan bu sizma ajaninin, kendi ülkesi güvenlik birimlerinin öldürülmesine payanda olmasi, örgütü ülkesi aleyhinde yönlendirmesi, örgüt adina yeni terör stratejileri olusturmasi ya da buna
aracilik etmesi istihbarat görev cümlesinden degildir.
Terör örgütleri içerisinde faaliyet gösteren istihbarat elemanlarinin direkt olarak; eylem yapmalari, eylem talimati vermeleri, eylem için silah, mühimmat saglamalari istihbarat faaliyeti degil terör faaliyetidir.
Görev ve yetki asilmis olur, savcilara görev dogar.

Sonuç:

Terör örgütüne devleti sikintiya sokacak birtakim sözler verilmesi, demokratik özerkligin ilani gibi konulara olumlu yaklasilmasi, örgüt yöneticileriyle lideri arasinda kuryelik yapilmasi, silahli kadrolarin göndermis oldugu imzali mektuplarin bir kurye gibi tasinmasi istihbarat yöneticilerini istihbarat sahasindan terör suçu sahasina sokar.
MIT’in, sehit olan güvenlik görevlileri ve hayatini kaybeden vatandaslari desifrasyon kadar önemsememesi ve “bunlar için süreci bozmayalim operasyon yapmayalim” yaklasimi, hükümete inandirici gelse de, güvenlik güçlerine, savcilara ve hukuka inandirici gelmez.

Zira hukuk için de istihbarat için de bu tablonun yorumu istihbarat degil terördür.

HABER ANALIZ: GÜLTEKIN AVCI/BUGÜN GAZETESI

15 Subat

Gültekin Avci

Back to top button