Ulusalcilar ve ‘Fahri yurttaslar’
Ülke veya vatan olarak adlandirilan belli bir cografyada, kimin erken kimin geç geldigine, kimin otantik, kimin ‘yabanci’, kimin millet, kimin milliyet olduguna bakilmaksizin herkesin esit ve özgür yasamaya hakki var.
Bu konularda Birgül Güler Ayman’in sebep oldugu tartisma devam ederken, Sirri Sakik ‘ülkenin sahiplerine’ vurgu yapan bir konusma yapti.
Kürtler’in, yüzü Türkiye’ye dönük siyasetçilerinden biridir Sakik. Bu vasfi giderek güçleniyor. Çözüm sürecinde çok faydasini görecegimiz bir vasif bu.
Sakik yanlis yaptigini fark etti ve özür diledi.
Ayman ise, tam tersi, kendisinden özür dilenmesini talep etti. Sakik’in sözleri Kürt halki arasinda ve Kürt sivil siyasetinde, sistemli ve yaygin bir inanci ifade etmiyor. Ama Birgül hanimin sarf ettigi sözler CHP’nin ve CHP’ye oy verenlerin siyasi anlayisina uygun.
***
Kimlikler arasi baris ve esitlik fikrinin güçlenmesi için daha güçlü entelektüel zeminlere ihtiyacimiz var.
Bu zeminin ortak paydasi ‘Türkiye cumhuriyeti yurttasligidir.’
Bu ortak paydanin önünde iki ciddi engel var. Ikisi de ulusalciliktan kaynaklaniyor. Birini Türk ulusalcilari digerini PKK’li ulusalcilar temsil ediyor. Türk ulusalcilari herkesi makbul bir vatandaslik olarak gördükleri Türk vatandasligina davet ediyor. PKK’li ulusalcilar, körle yatan sasi kalkar misali, her ne ögrendilerse, Türk ulusalcilardan ögrendiler.
Dünyanin bütün Kürtlerini KCK anayasasinin dogal yurttaslari olarak görüyorlar. Bu yurttaslik biçimine karsi çikan Kürtleri ise hainlik, ajanlik ve düsmanla isbirligi yapmakla suçluyorlar. Makbul vatandaslik nasil ki, Türk olmakla ölçülüyorsa, makbul Kürt olmak ta KCK anayasasinda madde madde belirtilen yurttaslik esaslarini kabulle ölçülüyor.
Türk ulusalcilari, Türk kimligi insasina, tekçi ve patrimonial bir düzen kurmak için ihtiyaç duydular.
PKK’nin ulusalcilari da yüz yil sonra ayni seyi deniyor, Kürt kimligini kullaniyor ve örnek aldiklari Kemalist modeli Kürt halkina dayatmaya çalisiyor.
KCK anayasasini tanimamak ihanetle esdeger bir suç islemek gibidir.. Cezasini KCK kesiyor. Bazen daga kaçiriyor, bazen infaz ediyor, bazen de ‘kisilik katline’ ugratiyor.
Sayilari üçü besi geçmese de, Kürt aydinlari, içlerindeki bu tekçilige, agir bedeller ödeyerek direniyor ve karsi çikiyor. Ama birileri de, Kürt olmadiklari halde, KCK anayasasinin ‘fahri yurttasi’ gibi davraniyor ve Kürt aydinlarini ihanetle suçlayabiliyor.
Bu kisilerle ‘klan’ davranisi içinde olan aydinlara bakiyorum. Sus pus olmuslar. Içlerinden birine cahs-hain denilseydi dünyayi ayaga kaldirirlardi. Akit’e karsi haftada bir imza toplayanlar, hani ne oldu size? Akit’e karsi çikmak kolay degil mi? Akit’in arkasinda silahli bir güç yok çünkü. Ama KCK’nin ‘fahri yurttaslarina’ karsi çikmak o kadar kolay degil. Cesaret ister. Orhan Miroglu’na cahs demekle, ‘Miroglu biraz daha ileri giderse mortoglu olur’ demek arasinda fark var mi, ey klancilar?
Bir sözüm de Kürt aydinlarini PKK’ye karsi ikide bir, ‘göreve’ çagirip duranlara…
Dilinizi mi yuttunuz ne oldu böyle?
Özür dilemesine ragmen, Sirri Sakik’a köse yazilari yazmayi ihmal etmediniz, ama bir Kürt aydinina bu derecede agir hakarette bulunan, asagilayan ve hedef gösteren kendi aydininiza dönüp bir çift söz söylemediniz.
Esefle karsiladim…
Star-5 Subat
Orhan Miroglu