Makale

ULUSLARARASI SÖMÜRGECILIKLE MÜCADELE VE ANADIL GÜNÜ

21 Subat Birlesmis Milletler Örgütü karariyla ‘Sömürgecilikle Mücadele Günü’ olarak kutlanmaktadir. Ayni gün UNESCO’nun 1999’da aldigi bir kararla ‘Anadil Hareketi Günü’ olarak da kutlanmaya baslandi. Bunun nedeni, Bengal dilinin özgürlügü için yürütülen direnisin 21 Subat’ta kanli olaylara yol açmasiydi.

Bu anlamli iki uluslararasi gün çakissa da, bu ikisinin bir arada ve ayni gün kutlanmasinin elbet önemli bir anlami var. Özellikle de Kürt halki ve dili yasak dünyanin varsa diger halklari bakimindan bu günün önemi büyüktür.

Bilindigi gibi son paylasim savasindan bu yana Emperyalist ve sömürgeci güçler tarafindan Kürt ülkesi bölündü. Bu bölünme sonucunda Türkiye kisminda kalan Kürtlerin ana dili cumhuriyet hükümeti ile birlikte yasaklandi. Bu kabul edilemez bir durumdur.

Türkiye’de Kürtler yüz yildir anadilleri ile egitim alamiyor. Oysaki Anadil etnik ve ulusal varligin en önemli göstergelerinden biridir. Her insanin, her halkin Ana Dili, ana sütü kadar dogaldir. Dogal olarak da Kürtler yilardir gasp edilmis bu dogal haklarini elde etmek için mücadele ediyor. Kürt demokratik güçleri Kürt dili ve kültürünü yasatmak için tüm olanaklariyla çabaliyor..

Dünyamizda farkli diller ve kültürler insanligin degerli zenginlikleri arasindadir ve yasatilmalari insanlik mirasini korumanin bir geregidir.

UNESCO’nun yaptigi arastirmalara göre bugün dünyamizda 2500 dil yok olma tehlikesiyle karsi karsiyadir. Ne yazik ki tehlike altindaki bu anadillerin 18’i Türkiye’de.

Çok dilli bir ülke olan Türkiye’de yüzyila yakin bir süredir izlenen asimilasyon ve baski politikalari sonucunda Türkçeden baska dillere yasam ve egitim dili olma hakki verilmedi. Türkçe resmi dil ve temel egitim dili olarak benimsetilerek anayasal güvence altina alindigi halde Kürtçe yasaklandi, engellendi.

Gerek Uluslararasi hukuk ve gerekse de Türkiye’nin altina imza attigi çesitli uluslararasi anlasmalar geregince Kürtlerin Türkiye’de kendi anadillerini özgürce ve hayatin her alaninda kullanma hakki vardir. Buna karsin Türk siyaset kurumu Kürtlerin anadilde egitim hakkini bir ‘beka’ sorunu gibi algilamaya devam ediyor. Türk diline taninan hak ve ayricaliklar ne yazik ki Türkçe disinda kalan anadillere taninmiyor.

Kürt dili bölgenin en eski dillerinden biridir. Egitim dili olmasi engellendigi halde Kürtçe yazilmis önemli edebiyat eserleri mevcuttur. Bunlarin basinda Ehmedê Xani’nin Mem u Zin’i ve Melayê Ciziri’nin Diwan’i gelmektedir. Kürt dili ve edebiyati güçlü tarihsel temellere sahiptir.

Günümüzde anadillerin ve kültürlerin egitimde kullanilmasinin yasaklanmasi Unesco ölçütlerine göre bir ‘soykirim’ hareketidir. Her anadilin bagli bulundugu halk bakimindan egitim dili olma hakki vardir. Bu nedenle de Kürt dilinin Türkçenin yansira egitim dili olarak yasamini sürdürme hakki vardir. Kürtçenin de Türkiye’de egitim dil olmasi ve resmi dil olarak taninmasi zorunludur.

Kürdçe egitim Kürtler bakimindan gerekli ve zorunludur. Yillardir yasakli bulunan Kürd dilinin özgürleserek gelismesi için egitimin zorunlu dili olmasi gerekmektedir. Idari ve sosyal bakimdan da Kürt dili Türkiye’de resmi dil olmali ve kamusal alanda yaygin halde kullanilmalidir. Bu durumun bugüne dek saglanamamis olmasi Türk demokrasisinin bir ayibidir.

Dünyanin kahir ekseriyeti bakimindan anadili yasagi sona erdigi halde Türkiye’de Kürt dilinin egitim dili olma hakkinin yasakli olmasi kuskusuz ki tekçi sistemin varligi ile ilgilidir. Çok dilli egitim Türkiye’nin Tekçi/ Türkçü sistemi içinde mümkün görünmemektedir. Tekçi sistem sadece anadiller alaninda degil ama hayatin her alaninda toplumsal gelisme karsisinda ciddi engeller çikarmaktadir.

Türkiye’de müsterek hayat alanlarinda esitlik saglanmadan ortak özgür ve gönüllü bir gelecek insa edilemez. Müsterek alanlardaki esitliklerin basinda anadiller gelmektedir. Hukuk, adalet ve özgürlük her dil ve ulus için gereklidir ve egemenlik sistemleri bunu saglanmakla yükümlüdür. Bu nedenle Türkiye’de Kürt dili de esit dil statüsüne kavusturulmali ve bu durum anayasal güvence altina alinmalidir.

Özel yasa ve kararnamelerle yasaklanarak engellenmis olan Kürtçenin yine özel yasalarla Kürtlerin çogunlukta oldugu bölgelerde zorunlu egitim dili olmasi için gerekli anayasal/yasal düzenlemeler yapilmalidir.

Keza Kürtçe’nin, Kürtlerin azinlikta oldugu yörelerde de, Türkçenin yansira tüm okullarda yardimci ders olarak okutulmasi ve yasatilmasi gerekmektedir.

Türkiye’de ortak gelecegin birlikte kurulabilmesi için Kürtçenin Türkçe gibi tüm hak ve ayricaliklara sahip olmasi ve tüm ülke düzleminde çok dilli bir yasamin ikame edilmesi gerekmektedir.

Latif Epözdemir

Back to top button