Üst Akil
Kulaklar asinadir:
‘ Türkiyemiz kusatiliyor, milletimiz yargilaniyor, üniter yapi sarsiliyor, degerlerimiz tartisiliyor, tarihimiz sorgulaniyor, beraberligimiz parçalaniyor, vatanimiz hançerleniyor ’
Sözler Bahçeli’nin 2006 MHP Kurultay konusmasindan…
Bu, aslinda, dünden bugüne, kendisini biteviye tekrar eden, kâh askerin, kâh CHP’nin, kâh MHP’nin, kâh AK Parti’nin diline pelesenk olmus, her birinde türlü ve farkli biçimler alan bir ‘siyasi tini’dir.
Ülkedeki her gerilimi, her sikintiyi, her sorunu dis kaynakli planlarla, Türkiye’ye, Türk milletine, onun degerlerine karsi planli ve sistemli saldirilarla açiklayan, her soruyu, sorguyu, elestiriyi bunlarla özdeslestiren ‘tehdit, tehlike, dis düsman bagimliligi’nin tinisi…
Bir dönem asker, Kemalist gruplar, geleneksel sol tarafindan Sevr paranoyasiyla disa vuran, Kuvayi Milliye çagrilariyla, Ali Kemal, Damat Ferit Pasa benzetmeleriyle, iç düsmana karsi sürekli teyakkuz siarlariyla asina oldugumuz bu tini, bugün, ‘üst akil’, ‘Bati kusatmasi’, ‘Türkiye’yi bölme ve zayiflatma planlari’ gibi tabirlerle kendisini muhafazakâr kesimde gösteriyor.
Ortaklik kayda deger
Bu ortaklikta dikkat çeken
yön, süphe yok ki, etkilesime,
degisime, senteze kapali olma
gibi unsurlarla siyasetsizliktir.
Siyasetten anlasilan ise, bir yönüyle iktidar kavgasi, hakimiyet kurma, kendi gelenegini derinlestirme, deger sistemini kurumlastirmaktan ibarettir Öte yaniyla farkli girdiye, öneriye, degisime karsi öfke, tepki, siddet ve korkuyu sistemlestirme halidir. Ideal düzeni, degeri, gelenegi sarsacak degisim dalgalarina, dolayisiyla yasayan tarihe karsi ‘sürekli seferberligi’ ifade eden bir anlayistir.
Yillar önce ‘Çagdaslik Hurafe Kaldirmaz’ baslikli bir çalismamda, bu siyasetsizlik halini mükemmel yansitan bir anlayisin, yeni ulusalciligin iki temel unsurunu söyle tarif etmistim:
‘1. Yeni ulusalcilikta, donmus ve donuk kalmasi istenen siyasal ve toplumsal düzeni, ideolojik dokuyu degistirebilecek, etkileyebilecek tür her girdiye karsi topyekün ve sürekli seferberligin asli silahi ‘Kemalist laiklik’tir. Bu çerçevede laiklik ilkesi ‘anti-emperyalizm’, ‘ulusçuluk’, ‘dis müdahale endisesi’, ‘Bati degerlerine mesafe, hatta karsitlik’la iç içe sokulmakta, otoriter bir siyasi proje haline dönüsmektedir…’
2. Yeni ulusalcilik bu sürekli seferberligin bir geregi olarak ‘ideal vatandas’ tanimi yapmaktadir. Bu tanim, kültürden tüketime, imaja uzanan ortak algi ve davranis kodlari içeren bir davranis, siyasi ahlak modeline dönüsmektedir. Bu çerçevede ‘ideal kadin, ideal beden, ideal yasam tarzi, ideal siyasi rejim’ gibi unsurlar bir bütün olusturmakta ve ortaya bir otoriterlesme ve cemaatlesme egilimi çikmaktadir…’
Bugün sorular sunlar:
Son zamanlarda dillerden düsmeyen, sorunlu her durumu açiklayan, her yasagin bahanesi haline gelen ‘üst akil mantigi’nin islev ve sonuçlari açisindan ulusalci siyasi söylemden farki nedir?
Bugün kullanilan kimlikçi söylem ve izlenen kimlikçi politikalarin, ahlakçi ve itaatkar toplum istikametinin, biçim açisindan ulusalci otoriterlesme ve cemaatlesme egiliminden farki nedir?
Bugün gelinen nokta itibariyle, ben bir fark göremiyorum.
——————————————————
Yeni Safak-9 Temmuz
Ali Bayramoglu